2+1 yabancılı kadromuzda Selçuk hariç korkum yoktu. Her ne kadar maçtan önce Deniz yerine Bekir'in oynaması gerektiğini düşünsem de, Deniz'den korktuğumdan değil Bekir'in son haftalardaki formuyla, formayı hakettiğinden dolayıydı. Deniz'i ortasahaya Özer'in yanına, defansa da Bekir'i koyabilirdi Daum, fakat sanıyorum hava hakimiyeti daha iyi olduğundan Selçuk'u ortasahada oynattı.

Cuma akşamı İleri Üçlü programında Gürkan Kubilay'ın bir analizi vardı. Sivasspor'un savunma arasına atılan toplarda tamamen çaresiz kaldığını söylemişti. Gerçi bu sezon Sivasspor'un hem geri dörtlüsü hem de takım savunması çökmüş gözüküyor. Alex gibi bir arapas ustası ve Güiza gibi savunma arkası koşularını mükemmel yapan bir oyuncu çok daha tehlikeli olabilirdi. -Güiza'nın da sakatlığı da umarım yakında çözülür- Bu sözümden bugün Semih'ten memnun olmadığım anlaşılmasın; zaten bir maçta 2 gol atan forvetten kolay kolay kimse de şikayetçi olamaz.

İlk 20-25 dakika insanı uyuklatıcı bir oyun vardı. Fakat ilk yarının ikinci bölümünde yavaş yavaş pozisyon bulmaya başladık. Nitekim baskı sonuç verdi ve golü bulduk. Aradan fazla zaman geçmeden Mehmet Yıldız'ın mükemmel golü geldi. Volkan'ın yapabileceği hiçbir şey yoktu, muhtemelen topu bile görememiştir.

İkinci yarıda herkesin uyuduğu bir anda Deniz'in mükemmel pası ve Semih'in uyanıklığı, güzel kontrolü ve güzel bitirişiyle tekrar öne geçtik. Maçın başından itibaren hücum anlamında etkili olamayan Sivasspor geriye de düştükten sonra oyundan koptu ve Uğur'un hemen hemen aynı 2 mükemmel golü geldi. Gökhan'la da kapanışı yaptık.

Her ne kadar bu sene eski Sivasspor'un yerinde yeller esse de herhangi bir deplasman maçından çok önemli eksikler olmasına rağmen 2-3 net pozisyonu kaçırarak, 5 gollü bir galibiyetle, hemen hemen hiç pozisyon vermeden 3 puanla ayrılmak önemliydi.

Sivasspor sevdiğim bir takım, umarım bundan sonraki maçlarından alabildikleri kadar puan alarak tehlike bölgesinden uzaklaşırlar.

Tebrikler Fenerbahçe'm.