Serinin 2.maçı... İlk yarı sona erdi... Fenerbahçe: 32 Galatasaray: 22

Bir ara 10 sayıya çıkan fark son iki saniyeye girilirken sadece 3 sayıya düştü... Ama Penny'nin muhteşem bir kenar oyunundan sonra bulduğu son şutla farkı yine 6 sayıya çıkardık...

İlk maçın ilk yarısını Galatasaray 31-25 önde kapatmış ama sonunu biz getirmiştik... Bugün ilk yarıyı yine benzer bir skorla 32-26 biz önde kapattık ama Allahın izniyle sonunu getireceğiz... Yeter ki 3.periyoda en az rakip kadar sert başlayalım ve kolay sayı yemeyelim... Şu ana kadar sezonun en iyi ribaunt performanslarından birisini çıkarıyoruz... İlk defa hücum ribauntlarıyla ezilmedik... İnşallah 2.yarı da böyle devam eder...

Tabii artık Nicol POWEL tadını kaçırmaya başladı... Artık sorumluluk alması lazım... Yani AJAWON gibi her şart altında rakip çembere saldıran bir oyuncu trübüne gönderilip POWEL tercih edildi ve onun daha tek sayısı yok... Serinin başlayalı 40 dakika diğer maç; 20 dakika da buradan, tam 60 dakika oluyor... Ve POWEL hala SIFIR sayıda... Hayır, birşey değil, sorumluluk ta almıyor... Top eline geliyor ve hemen tembel bir yan pasla elinden çıkarıyor... Tek olumlu tarafı savunmada ribaunt katkısı... Ama o hücumda ceza kesemedikçe rakip içeride sertleşiyor... Hiç olmazsa uzuna kısa kaldığı zamanlar çembere gitse... Bu kadar olmaz...

Hakemlerin sertliğe izin vermesini anlıyorum... Bir standartta yakaladılar aslında... Ben sert basketbolu severim.. Ama ele vurulan darbelere müsade etmek basketbolu güzelleştirmek değil, canına okumaktır... yani hiç olmazsa ele ve penetre esnasında kola vurulan darbelere mutlaka faul çalmalılar... O faulü çalmaktan korkuyor, devamında darbeyi alan oyuncu darbe nedeniyle top taşıyor, bu defa stepsi de çalamıyor... Suçunu biliyor çünkü... Bu maçın devamını böyle getiremezler...

Bir de... Caferağa'nın coşku ve ambiyansı bugün sanki biraz durgun... Şarkı söyleyip duran bir grup var... Yani henüz taraftar da maçın içinde değil...

İnşallah 2.yarı geri adım atmayız... Bu maç çok önemli...