@Chivalry'e

Bende bu sene tek Fb kariyeri yaptım ve henüz 3. senemde istifa ettim.Her ne kadar Fb'li olsamda Türkiye Liginde 5. sezonu görememişimdir şimdiye kadar, çünkü belli bir müddet sonra sıkıyor.Derbilerde gelene 3 gidene 4 atmaya başlıyosun.Avrupa'da gruptan çıkmak garanti oluyor, 2. turuda geçiyosun fakat gidip çeyrek finalde Barça, yarı finalde Chelsea gibi güçlü takımlar geliyor illaki.Doğal olarak Avrupa'da istenilen başarı bir türlü elde edilemiyor.Buda insanı oyundan soğutuyor.

Yönettiğim küçük veya orta düzeyli takımlarda yakaladığım başarıların ardından, bende büyük takımlara zıplamayı seven biriyim.Bunu o kadar çok yaptımki (her seride) bu işte çok tecrübeliyim diyebilirimKendi nacizane fikrim, bu işte altın kural, (zaten yeni takımın başına geçtiğinde harmony 50ye indiği için) takımın başına geçtiğinde takımı çok fazla dağıtmamak.Yaşlıları hiç sevmem mesela, taktiğime uymayan adamları, mutsuz olanlar geldiğim an anında gönderirdim.

Geçen seride Hearts ile 3. senemde hem lig hem lig kupasını kazandım.Ve hemen istifa edip atladım bi maceraya.Newcastle'nin başına geçtim.Takımı öyle dağıttımki, neredeyse geldiğimde olan oyuncularn hiçbiri kalmadı.Marquinhos'lar, Keirrison'lar..Canavar gibi takım kurdum tabiri caizseSonuç?Koca bir sezonda takımı neredeyse küme düşürüyordum.

Bu sene bende senin gibi birkaç başarıdan sonra takımından istifa edip Roma'nın başına geçtim, artık tecrübeliydik tabi.Takıma 2-3 oyuncu monte edip 2-3 tanede gönderdim.Ve hemen farklı bi şekilde şampiyonluk geldi.

Ama hala rahat duramıyorum.Yeni bir takımın başına geçtiğimde, hele birde sağlam bütçe verdilerse, illa 10 tane transfer yapıp takımı dağıtıyorum, sonra 1-2 sene bunun ceremesini çekiyoruz.

Velhasıl kendim hala uymasamda bu konuda dikkat et derim.Yeni geçtiğin bir takımın kadrosunu ne kadar dağıtıp, ne kadar yeni oyuncular alırsan, başarıda o kadar geç geliyor.