Futbol şubesinin yıllardır çok kötü yönetildiği aşikar...

Bence kırılma noktası 2006'da kaybedilen Şampiyonluk oldu. İç ve dış etkenleri sıralamanın şu anda pratik bir faydası yok. Gerçek şu ki, yeni bir hanedanlık kurmak üzereydik. Türkiye'nin Lyon'u olabilirdik. Ama olmadı, İÇ ve DIŞ etkenler izin vermedi.

Sonrası... Yanlışlar yanlışları kovaladı. Gerekli hamleler ve operasyonlar zamanında yapılmadı.

Bunun dışında -şimdi şükürler olsun ki kurtulduğumuz ve tıpış tıpış gidişine şahit olduğumuz- Mahmut Uslu nedeniyle yaşadığımız Tanjeviç travmasını saymazsak -ki Tanjeviç'e rağmen bu süreçte gelen iki şampiyonluk, fakat Avrupada final-four hedefi frenlendi- genelde çok başarılı bir KULÜP yöneticiliği...

FUTBOLU yönetmesini bilmeyen, ama BASKETBOL ve VOLEYBOLDA rüyamızda bile görmediğimiz başarıları bize yaşatan Aziz Yıldırım dönemi... Çünkü basketbol ve voleybolda işi bilen insanlar ön planda ve söz sahibiydi. Bir Nedim Karakaş gibi menejer mesela... İnce eleyip sık dokuyan... Çok iyi kadrolar kurdular. Kadro çok iyi olunca, Tanjeviç ve Zafer Kalaycıoğlu gibi defolu koçlar bile, Mahmut Uslu gibi yöneticiler bile en azından Türkiye liginde başarıyı frenleyemedi. Çünkü kurulan kadrolar Türkiye standartlarının üstünde kadrolardı.

Futbolda ise her işi bizzat yönetim -kendisi- yapmaya kalktı. Buna rağmen şampiyon olabilirdik; AMA İYİ KADROLAR KURMADIK. HEP VASAT YILDIZLAR ve VASAT TAKIMLAR...

Bu sene futbolda da -işin yıldız tarafında değilim- ilk defa doğru adımlar atıldığını görüyorum ve seviniyorum.