''TÜRKİYE'DE OYNANAN FUTBOL AVRUPA FUTBOLUNDAN ÇOK UZAK''
Teknik direktör Frank Rijkaard'ı takımın başına getirirken kimsenin olumsuz konuşmadığını, Rijkaard'ın ilk 7 hafta yerlere göklere sığdırılamadığını anlatan Adnan Polat, Hollandalı teknik adamın başarısızlığının nedenlerini ''Bence sebebi şu, Rijkaard ile defalarca oturduk görüştük. Burası başka ülke, başka bir kültür. Senin alıştığın türde insanlar burada yok. O hep şunu söylüyor. Kamp yaptırmıyordu takıma. Profesyonel futbolcular kendilerini disipline eder, bunlara jandarma olmama gerek yok diyordu. Ben de şu an inanıyorum. Ben Galatasaray'da 4 şampiyonluk yaşadım. Bu ülkede başarı istiyorsanız, bu teknik direktörle başlıyor, teknik direktörle bitiyor. Teknik direktörün de kesinlikle otoriter ve disiplinli olması lazım. Olmadığı yerde başarılı olmak çok ender. Çok yumuşak başlı olarak baktığınız zaman bir Lucescu'nun şampiyonluğu vardır. Feldkamp, Fatih Terim, Erik Gerets çok otoriterdi. Bir de Rijkaard'ın başarılı olamayışının bir nedeni de Türkiye'de oynanan futbol Avrupa futbolundan çok uzak. Türkiye'de futbol oynanmıyor, Türkiye'de savaş oluyor. Yıldız futbolcular sürekli sakatlanıyor. Büyük kulüplerin durumu ortada. En başta bizimki. Milli takımımızın durumu ortada. Rakibe devamlı tekme atarak, dirsek atarak, her türlü fiziksel eylemi yaparak futbol oynuyoruz. Maalesef Türk futbolu da bugün Oğuz Sarvan'ın insafına kalmış gidiyor'' şeklinde sıraladı.

Polat, teknik direktör Hagi'nin şu anda sarı-kırmızılı ekipte üst düzey bir otorite kurduğunu düşündüğünü ifade etti.
Misimoviç'in beklentilerin uzağında ve kayıtsız kaldığını, çok lakayt durduğunu, teknik direktör Hagi'nin bu futbolcuyu bir kaç kez ikaz ettiğini, sonunda da kadro dışı bıraktığını anlatan Polat, ''Affedilecek mi'' sorusuna, ''Hagi'ye bağlı'' yanıtını verdi.

''HAGİ KİRALIK FUTBOLCU İSTEMİYOR''

Teknik direktör Hagi'ye yetki verdiğini, istediği futbolcular için bütçeyi de ayırdığını anlatan Adnan Polat, ''Bu geminin kaptanı Hagi ise bu gemiyi alıp bu sulardan öbür sulara çıkarmak da onun görevi'' dedi. Polat, oluşturdukları mekanizmaya müdahale etmediğini, bu işi realize edecek kişinin Hagi olduğunu kaydederek, ''Hagi yaparsa devam eder. Bu geminin kaptanı Hagi ise bu gemiyi alıp bu sulardan öbür sulara çıkarmak da onun görevi. Söylediği doğru bir şey var. 'Bu takımı ben yapmadım' diyor. Futbol anlayışımda mücadele eden, savaşan bir takım var. 'Ben artık Avrupa'da belli bir çıkışa gelmiş, o çıkışın altına dönmeye başlayan yıldız futbolcuları istemiyorum' diyor. 'Çıkışta olan genç futbolcuları istiyorum' diyor. Tabii ki savaşan tecrübeli futbolcular da olabilir'' şeklinde konuştu.

Adnan Polat, devre arasında 3-4 transfer yapacaklarını, teknik direktör Hagi'nin kiralık futbolcu istemediğini kaydetti. Teknik direktör Fatih Terim ile iki kez görüştüğünü ve teklif götürdüğünü anlatan Adnan Polat, Terim'in ailesiyle aldıkları karar nedeniyle yurt dışında çalışmak istediğini bildirerek teklifi kabul etmediğini bildirdi.

Başkanlığı döneminde 60 civarında futbolcu aldıkları hatırlatılarak yöneltilen bir soru üzerine de kendisinde düş kırıklığı yaratan birçok futbolcu olduğunu kaydeden Polat, ''Lincoln'de, Elano'da, Keita'da oldu'' dedi. Ali Turan'ın hatırlatılması üzerine de Polat, ''Bir türlü yerinde oynayamadı ki'' ifadesini kullandı.

''ALDIĞIMIZ NETİCELERDEN DOLAYI TARAFTARDAN VE CAMİADAN ÖZÜR DİLİYORUM''
Adnan Polat, Florya'yı ihmal ettiği yönündeki eleştirilere katılıp katılmayacağı sorusuna, ''Bizim bu 5 büyük projeye ben zamanımın yüzde 90'ını verdim. Öyle yapmak zorundaydım. Galatasaray'da bu konular hallolmalıydı ki sportif anlamda devamlılık yakalayalım. En büyük rakibimizin geliri 200 milyon dolara dayanmış, siz 60 milyon dolarla rekabet etmeye çalışıyorsunuz. Bunların çözülmesi lazımdı. Ama bunu yaparken öbür tarafı özellikle başkan olduktan sonra ihmal ettiğim doğrudur. Yeterince zaman ayıramadığım doğrudur. İkincisi seçtiğimiz teknik direktörler... Çok yumuşak huylu, fazla medeni hocalar çıktı karşımıza. Futbolcuların hepsi bireysel olarak iyi ama tutmadı. Galatasaray'ın geleceğiyle ilgili güzel şeyler yaptık ama futbolda başarısız olduk. Bu durumda kimseyi suçlamamak lazım. Tek yetkili bensem, tek sorumlu da benim. Futboldan aldığımız neticelerden dolayı taraftardan ve camiadan özür diliyorum, üzdüm onları hakkatten. Ama Galatasaray'da çıkıp konuşan insanlar var. Hatta güvenlik kamerasını görünce konuşuyorlar. Galatasaray'ın bir de sessiz çoğunluğu var. Sadece futbol olmadığını da görüyorlar. Futbol bizim her şeyimiz değil ama futbol bizim için çok önemli, Galatasaray taraftarı için çok önemli. Ben onların üzülmelerine neden oldum. Ultraslan, diğer taraftarlar en kötü günde aleyhimde bağırmamışlardı. Çok üzüldüm. Mehmet Helvacı'nın da ben de taraftar olsam bende öyle bağırırım dedi, onun da taraftar olarak içi acıdığı için böyle söylemiştir'' yanıtını verdi.

''MEHMET HELVACI İLE SORUN VAR MI?''

Adnan Polat, ''Mehmet Helvacı ile sorun var mı'' şeklindeki soru üzerine, son bir ay içinde gelişen olayları anlattı. Polat, ''Biz yönetimde 16 kişilik bir ekibiz. 2'si istifa etti, 14 kişiyiz. 5 yıllık süreçte Mehmet Helvacı hep yanımda oldu, ben de onun yanında oldum. Son 1 ay içinde olan olaylarda hem yaptığı hem söylemleri biraz amacını aşan söylemler oldu. Esasında olaylar fazla büyütüldü. Mehmet Helvacı divan kurulunda birleşme projesi için tek başıma yaptım derken şu nedenden söyledi: Birleşmeyle ilgili imkansızı başardık. Bunun hukuksal boyutunu götüren de Mehmet Helvacı. Dört seneden beri bu işin üzerinde çalıştı. Ama Galatasaray'da hiçbir iş ben yaptım ile olmuyor. Kulüpçülük bir takım oyunu. Birleşme operasyonunda Mehmet'in yanında diğer arkadaşlarımız var. Ben bunu divanda anlattım. Bütün divan kurulumuz çok ender alkışlar bir işi. Doktor Sinan Kılıç'tan başlayalım, Yiğit Şardan, Işın Çelebi, Mümtaz Tahincioğlu, birçok ekibin çalıştığı bir şey var. Şunu herkesin iyi bilmesi lazım ki, Galatasaray'da her şey başkanla başlar, başkanla biter. Başkanın yol vermediği kimse bir şey yapamaz. Mehmet de onu anlatmaya çalıştı. Bu çok çarpıtıldı, büyütüldü, suçlandı vesaire. Mehmet Helvacı bence işini orada doğru yaptı. Benim olmadığım dönemde kaybettiğimiz maçta olayın doğrusu şu. Ben Tayland'dayım, burada maç 9'da bitmiş, 5 saat fark var. 9,5 da Murat Yalçındağ beni aradı. 'Maçı kaybettik' dedi. İnanamadım tabii Manisa maçını kaybedeceğimizi. 'Taraftar çok tepkili, 5-6 yönetici şeref salonundayız' dedi. 'Taraftar şeref tribünü önünde protesto ediyor' dedi. 'Ne yapalım?' dedi. 'Kim var orada' dedim. Şeref tribünündeki hava kurşun gibi ağırdır öyle durumda. O anda yer ayrılsın içine gireyim, kaybolayım istersiniz. Mehmet 'toplantı yapalım' dedi. Ben 'yapmayın' dedim. 'Başkanım yapalım insanlara bir mesaj vermemiz lazım' dedi. 'Peki yapın' dedim. Benim ilk arzum onlar oradan çıkıp gitsinler evlerine, rahat bir ortama girsinler. Çıktı konuşmasını yaptı, 3 saat sonra sabah 6 oldu Tayland'da. Mehmet'i aradım ulaşamadım. Murat'ı aradım, 'Mehmet'e söyleyin bu toplantıyı yapmayın, çünkü yaparsanız millet yanlış yorumlayacak, Hagi'den bir rapor alalım, ben de geliyorum, gerekli kararları alırız' dedim. Bazı arkadaşlarımız da 'başkan yoksa katılmanın ne anlamı var' deyip katılmadı. Mehmet toplantıyı yapıyor ama Murat'ın mesajı toplantı yapacağı saatte ulaşıyor Mehmet'e. O da '5-6 kişi toplanmışken bir şeyler söyleyelim, evimize gidelim' diyor. Bunlar büyütüldü buralara geldi. Bir sorun yok. Bir kere şunu herkesin anlaması lazım. Yönetimde herkesin aynı fikirde olması mümkün değil'' dedi.
"SAĞLAM BİR EKONOMİK YAPI ŞART"
Galatasaray Kulübü Başkanı Adnan Polat, sportif başarının sürekliliğini sağlamak için kulübün sağlam bir ekonomik yapıya kavuşturulmasının şart olduğunu, bunun için gayret gösterdiklerini kaydederek, ''Bunu yapmaya çalışırken futbola yeterince zaman ayıramadım, suçlu varsa benim'' dedi.

UEFA kriterlerine uymayan kulüplerin, ileriki dönemde büyük sıkıntılarla karşı karşıya kalacaklarını kaydeden Polat, ''2012'den itibaren 3 ayda bir borçsuzluk belgesini Federasyon'a göndereceksiniz. Tüm bu kriterler uygulandığında zaman şampiyon da olsanız, kurallara uymadığınız vakit bir anlam ifade etmiyor. İlla belalar başınıza geldikten sonra mı tedbirler alacaksınız? Önceden tedbirini almak için uğraşıyoruz. Galatasaray ekonomik krizi yaşadı, bundan sonra yaşamasın. Sportif başarı önemli ama ekonomik olarak sağlam bir yapıya kavuşmazsanız, sportif başarıda sürekliliği yakalayamazsınız. Olursunuz ondan sonra krize girersiniz. İşte bizim başımıza gelen... Tekrar UEFA'yı kazanalım ama krize de girmeyelim. Ben bunun peşindeyim. Bunu oluşturmaya çalışıyorum. Bunları yaparken futbola yeterince zaman ayıramadık, suçlu varsa benim. Başkalarında suç arayamam'' diye konuştu.

MALİ YAPI

Galatasaray'ın 2006'da kredi borcunun 65 milyon dolarken bugün 110 milyon dolar olduğunu kaydeden Polat, eleştirilere katılmadığını belirterek, ''Niye artmış bu borçlar? Bu kredinin 32 milyon dolarını biz birleşmede, hisse alımında kullanmışız. 5 milyon dolar Türk Telekom Arena'nın içine, 5 milyon dolar da Riva'nın ruhsatına harcamışız. Cari harcamalar için hiç kredi kullanmamışız, krediyi artırmamışız. 1996-2006 dönemindeki ihtilaflı borçlardan 36 milyon dolar ödemişiz. (Tabii ki ödeyeceğiz, çünkü Galatasaray'da bir süreklilik esas) Ancak bu ödemeler, bu yatırımlar yapılırken bir varlık satışı mı yapmışız? Arazi mi satmışız? Hisseleri mi yapmışız? Cari giderler için kredi mi kullanmışız? Asla olmadı. Bizim yaptığımız şey, gelir artışı oldu. Gelir artışı için çok emek sarf ettik. Yayın haklarının bu rakamlara çıkması bize çok kaynaklar getirdi. Bu doğru ama bizim mesela Galatasaray Tv'de (ki önümüzdeki günlerde şifreden çıkacak) yaptığımız uygulamalar bize hiç yük olmadı. Galatasaray Bonus, Galatasaray Mobil, Galatasaray Sigorta'nın getirileri olacak. 4 sene önce sponsorluk anlaşmaları 40 ile 50 milyon dolar arasındaydı, şu anda 180 milyon dolar civarında. Gelir artışları oldu'' dedi.

Galatasaray Store'un satışlarının arzuladıkları seviyede olmadığını kaydeden Polat, ''Duygusal bir pazara hitap ediyorsunuz. Takımın kötü gitmesi hem taraftarı üzüyor hem de sponsorluk gelirlerinizi azaltıyor'' dedi. Polat, bir soru üzerine en çok parçalı formayı sevdiğini dile getirdi.

İSTİFA EDEN YÖNETİCİLER
Cemal Özgörkey'in yayınladığı istifa mektubunda ince mesajlar olduğunu kaydeden Polat, ''Galatasaray kültüründe her zaman böyle mesajlar vardır. Kendisi 3 yıl yöneticilik yapmıştı. Teşekkür ettik. Allah yolunu açık etsin'' dedi.

Haldun Üstünel ile zaman zaman telefonla görüştüğünü, kendisine moral mesajları attığını kaydeden Polat, ''Üstünel iyi bir Galatasaraylı ve iyi bir arkadaş. Güvenilir bir arkadaş. Olanlar aramızda kalsın ama Haldun'un ayrılması ağabey kardeş ilişkimizi bozmadı'' diye konuştu.

FUTBOLCULAR
Franco'nun iyi bir kaleci olduğunu kaydeden Polat, ''Atletico Madrid'in 7 yıl formasını giymiş bir futbolcu. Kötü bir futbolcu olduğunu kim söyleyebilir ki? Ancak bazen tutmayınca olmuyor. Aldığınız futbolcuların her biri çok iyi olabilir ama takımın kimyası oluşmayınca olmuyor'' dedi.

Teknik Direktör Gheorghe Hagi'nin çıkışa geçmiş, genç, savaşan oyuncuları kadroya katmayı istediğini kaydeden Polat, ''İzleyen futbolcularımız da bunu iyi dinlesin. Kimse Galatasaray'dan büyük değil. Bu benden başlayarak böyle. Galatasaray formasını giyme şansına sahip olup Florya'ya gelmiş, ancak bunun farkında olmayanlar var. Hem sahada gösterdiği mücadeleyle hem özel yaşamıyla. Bunlara fazla tolerans gösterilmeyecek. Galatasaray formasını kıymetini bilmeyenler bunu çok arayacaklar. Mesela Serdar Özkan Beşiktaş'tan gelen genç bir oyuncu. Her şeyini ortaya koyup bu formayı giymesi gerekirdi. Ona her türlü imkanı verdik ama kendisi giymek istemiyorsa başka bir forma giyer'' diye konuştu.

"ARDA'DAN ÇIKIŞ BEKLİYORUM"
Genç yaşına rağmen kaptanlığa getirdikleri Arda'nın kaptanlığından memnun olduğunu kaydeden Polat, ''En çok genç yaşta, sorumluluk içinde, normal yaşamının içinde bir insan. Sezon sonuna kadar onu artık hiç bir sosyal aktivitenin içinde görmeyeceksiniz. Ben Arda'nın kişiliğinden, takım kaptanı olarak gayretlerinden memnunum. Futbolcu olarak son 2 yıl ile kıyaslarsak arada bir pek bir fark yok. Ben Arda'dan çıkış bekliyorum. Arda'nın üst düzey futbol oynamasını istiyorum. Avrupa'da büyük takımlardan birine gitmek istiyor. Bu heyecanı yaşamak istiyor. Arda'nın bunu yapması için mevcut futbolunun üstüne bir şeyler koyarak yükselmesi gerekir. Hem Arda'nın hem hocanın görevi. Bunu yapacağına inanıyorum'' dedi.

Mehmet Topal'ı çok sevdiğini, Avrupa'ya gitmek istediği için bu oyuncuya izin verdiğini, ancak Arda'nın bir kupa kaldırmadan kulüpten ayrılmasını istemediğini dile getiren Polat, ''Ancak Arda'nın yeri çok ayrı. Galatasaray'ın kaptanı kaptan gibi gitmeli'' diye konuştu.
Elano'nun transferinden Galatasaray'ın 5.1 milyon Avro gelir elde ettiğini, 9 milyon küsur taahhütten kurtulduğunu belirten Adnan Polat, bu sezon takımda yaşanan sakatlıklarla ilgili de, ''Takımda yaşanan sakatlıkları önemli bölümü milli takımlarda meydana geldi. Bunun da ciddi zararlara neden olduğunu herkes biliyor. Biz oyuncumuzu kafanızı tekmeye sokacaksınız diye gönderiyoruz. Ancak milli takımın, bizim kulüp doktorlarımızı dikkate alıp, sakat futbolcuları oynatmaması gerekir. Arda, örneğin 6 hafta yok. Eğer olsaydı, bu durumda olmayacaktık'' dedi.

HAKEMLER
Bu sezon ''spor barışı bozulmaması adına'' dillendirmemelerine rağmen hakemlerden de şikayetçi olduklarını kaydeden Polat, ''Galatasaray lehine kritik karar verilmiyor, aleyhine çok kolay veriliyor. Örneğin Bursaspor maçında Volkan'ın sarı kartı var, topu eliyle tutuyor. Hakem ikinci sarı kartı çıkarıp Bursaspor'u 10 kişi bırakamıyor. Karabükspor maçında 50 metreden arkası dönük, hakem tık diye penaltı çalıyor. Kayseri'de 2 yüzde yüz penaltı var, verilmiyor. Beşiktaş maçında (penaltı penaltı ama) veriliyor, ancak Galatasaray'ın lehine olanlar verilmiyor. 6 maçta çok hayati hata var. 4 tanesi verilse liderden 3-4 puan geride oluruz.
Merkez Hakem Kurulu'nun atamalarından da şikayetçiyim. Türkiye liginin Galatasaray gibi lokomotifi olan takımın maçına saçma sapan atamalar yapılıyor. Art niyetli olduğunu söylemiyorum ama Trabznospor, Kayserispor ve Galatasaray olarak yarışıyoruz, Kayserispor maçına Trabzon bölgesinden atama yapılıyor. Bu tür sıkıntıları dile getirmiyoruz diye kimse görmüyor. Ancak bu bizim kötü oynadığımızı, kötü mücadele ettiğimizi ortadan kaldırmıyor'' şeklinde konuştu

Polat, amatör branşlarda da tesisleşmeye önem verdiklerini, pek çok projenin hayata geçmek üzere olduğunu dile getirdi. Erkek basketbol takımının ilk 4'e kalacağına, bayan takımının şampiyon olacağına inandığını, voleybolda yeni yapılanma içinde olduklarını, kürekte ve yüzmede eksiklerin giderilmesiyle başarıların gelmeye başladığını ifade etti.