Şaşırdım mı? Hayır... Bunlar böyledir. Diyorum ya; bunların tek derdi sağa sola yaranmak... Fenerbahçe bunlar için bir basamak... Sadece ve sadece küfretmek istiyorum ama bildiğim kadarıyla bu forumda küfür yasak olduğu için etmiyorum. Susuyorum. Birşeyi çok iyi biliyorum; bunların hepsini toplasan, Taurasi'nin numune kabı kadar temiz çıkmaz.
Oyuncusuna sahip çıkmayan, tarihin en korkak, en pısırık, resmi siteden bildiri yayınlamak dışında vizyonu olmayan, Fenerbahçe taraftarından çok başka taraftarların gönlüne girme ve "sempatik görünme" derdindeki bu yönetimi ayakta alkışlayın.
Üç gün önce yazmıştım. Hani amiyane bir laf vardır: "Ben malımı bilmez miyim?" Ben bunları bilmez miyim? Yine üç gün önce başka bir forumda şunları yazmıştım. Bir üye, "Aziz Yıldırım Taurasi'nin ardında dur" demişti ve ben şu yorumu yazmıştım:
Originally Posted by hakan yaman
Cemal Nalga skandalinda ortaligi birbirine katan medya ve Fenerbahceli arkadaslar simdi bilmeden almistir dünyanin en iyi oyuncusu yapmaz böyle seyler diyor.
o olay başka adamlar bile bile farklı forma verip oynattılar.Komedi idi o. Neyse Taurasi bitti kavga bitti. Konunun popülaritesi azalır ..
Bir Dost
Hellbells
Fark çokta sizin gözlerinizle bakıldığında anlayamazsınız işte onu arkadaşım.ABD konusuna gelince kuralları bilmiyorum ama mantıken düşündüğümüzde orda yasak olmayan bir maddeyi kullanmış o yüzden oynayabileceğini düşünüyorum.Zaten sadece burda oynamıyo kendisi sezonda hem fenerbahcede hem wnba'da oynuyordu.Genelde wnba oyuncuları böyle yapıyor.
"İngiltere'de 2 büyük takım vardır. 1-Liverpool, 2-Liverpool Genç Takımı" Bill Shankly
@MeMo;
Kardeşim, kime ne açıklamaya çalışıyorsun ki? Tepki ve yorumlarımızı "başkaları ne der" üzerine ve başkaları etrafında kurarsak Aziz Yıldırım ve yönetiminden ne farkımız kalır ki? Biz resmi site değiliz ki, her iddiaya bir cevap metni yayınlayalım? Kimseye kendimizi, oyuncularımızı beğendirmek gibi bir derdimiz yok, olmamalı da... Yorma kendini. Sadece sana şunu hatırlatırım: Fenerbahçe yönetimi bu hadisede popülizm uğruna sınıfta kalmıştır.
Amerika'da oynayan çoğu oyuncuda doping veya tesiri yaratan maddeler bulmak mümkündür (:
Türkiyede'ki çoğu oyunculardada bu maddelerden var.Ama Yönetim olarak hata bizim Yönetimimizde iliğine kadar arattıracaksın arkadaş yoksa böyle bir skandalla karşı karşıya kalırsın.
Ama Cemal Nalga olayı ile bu olayı bir arada tutmayalım arkadaşlar.Cemal Nalga'da klupsel bir hata varken burada bireysel bir hata var.O yüzden elma ile armut kıyaslanması yanlış olur kanaatimce.
20 Ocak 1989 - Onların formaları vardı , Taraftarları için terlettikleri.
Hayırlı olsun.
Taurasi'nin maç nedeniyle içmediğini ve hala başka bir sebeple içtiğini düşünüyorum bu fikrimde değişmeyecek. Doping cezasını zaten alacak ona birşey diyen yok. En azından örtbas olayı yapmıyoruz.
Ne Kadar da Çok Bilgilisiniz Yahu Hakan Kardeşim Olsun Sen Ol Diğer Fenerbahçeli Arkadaşlar Olsun Takımın İçindeki İnsanlardan Bile Çok Daha Fazlasını Biliyorsunuz Valla Korkmaya Başladım Sizden Erdiniz mi Naptınız Gaipten Haber mi AldınızKulübün İçindeki Şahıslar Bile En Yakınları Herşeyi Kabullenmiş Sonuçlara. Adamlar Burnunun Dibindeki İnsanla Bu Zamana Kadar Konuşmadı mı Görüşme Yapmadı mı ki? Sizde Sadece Televizyondan, Maçlardan Tanıdığınız İnsanı 40 Yıllık Ahbab Gibi Tanırcasına Oyuncuya Toz Kondurmuyorsunuz. Kardeşiniz mi Ananız mı Bacınız mı Akrabanız mı Elin İnsanını Bu Kadar Kısa Sürede Nasıl İçli Dışlı Tanıdınız Hakketten Merak Ediyorum.
Bu Arada Bu Dediklerim Diğer Takımlar İçinde Geçerli, Takımın Kendi İçinden Çok Daha Fazlasını Bilen Ya da Bildiğini Sanan Ya da Herşeye Muhalefet Olsun Derdiyle Savunan Diğer Takımların Taraftarlarında da Bu Var. Sanırım Bizim Ülkemizde Taraftarlık Hastalık Boyutunda. Belkide Takımını Kendi Düşüncesinde Görmek İstediği Gibi Görüyor.
En Tehlikeli İnsan Az Anlayıp Çok İnanandır. "A.Çehov"
Resmi site ne derse -sümme haşa- Tanrı buyruğu gibi biat eden bir kitle yetiştikten sonra biz ne dersek abes zaten...
Ben birşey demiyorum. İlahi ölçüdür: neye layıksan öyle idare edilirsin.
Bu süreçte yaşanan çelişki ve tezatları sıralamaya kalksam, kitap olur.
Tabii biz millet olarak BİAT KÜLTÜRÜNE alışık olduğumuz için, yahut "liderin yanlışı tebaanın doğrusundan üstündür" anlayışından geldiğimiz için eleştirmek, sorgulamak, çelişkilerin kuyruğuna basmak uçukluk gibi anlaşılıyor. "Padişahım çok yaşa, sen yaptıysan bir bildiğin vardır, lider-teşkilat-doktrin tartışılmaz" deyip geçeceksin ki, adın anarşiste çıkmayacak. Başkasını bilmem ama benim dünyaya bakışıma ters bunlar... Kimse padişah değil, bende tebaa değilim.
Gözlerimin içine baka baka yalan söylenmesine tahammül edemiyorum. Onlardan önce de Fenerbahçeliydim, onlar tarihe karıştıklarında da Allah ömür verirse daima ve sadece Fenerbahçeli kalmaya devam edeceğim. Yönetimi eleştiren, onlara güvenmeyen taraftar günaha girer, kötü taraftardır diye bir teamülü tanımıyorum.
"Taurasi sürecini iyi yöneten" yönetime dikiz.
Sakat yalanları.
İzin masalları.
Sızdırma ile doping haberleri.
Federasyona kükreme.
"Oyuncumuzun arkasındayız" mesajları.
Sonuç kesinleşince sözleşme feshi.
Haa, sen kulüp olarak Kerem Gönlüm'e dünyayı dar etmişsindir de ben anlarım. Derim ki "Hem milletin gırtlağına çöküyor, hem de kendisine gelince tavizsiz davranıyor" ama nerede? El âleme şapır şupur, bize yarabbi şükür.
Fenerbahçe yönetiminin, Fenerbahçe taraftarından ya da oyuncularından başkasına dişinin geçtiğini iddia edene kargalar bile güler. Fenerbahçe taraftarının % 90'ı bir yönetici gördüğü zaman, onun "masum" olduğunu sanıyor. İsterse hiç tanımasın, bilmesin, "Yönetim Kurulu'nda adı geçen insan" görmek, onun "ideal insan - yönetici" olduğunu anlamakla eşit anlamlı. Ne kafa ama! Aynı şekilde bu insanların atadığı kişiler için de durum bu.
Çok basit bir soru:
Semih Özsoy ve Didem Akın, Diana Taurasi ve Penny Taylor özelinde, kadın basketbol şubesi için nasıl bir yararlılık göstermişlerdir? Böyle bir artı varsa açıklanması gerek. Yoksa, neden hala görevdeler? Yönetim sevdalıları bu işleri çok iyi biliyorlar ya, görüşlerini alalım. Ama lütfen konunun içeriğinde "Düzce Topuk Yaylası" olmasın. Lütfen...
2006 ve 2010 yıllarında camia temelinden sarsılmışken, delikanlı gibi taraftarının karşısına çıkmadan fellik fellik saklanan bir yöneticiler topluluğunun kriz yönetme konusundaki başarısızlığı ortadayken hâlâ daha onları eleştirmeyi günah telakki etmek büyük bir öngörü istiyor herhalde.
Diyorlar ki, Federasyon Başkanları vesair... Şu tukaka, bu tukaka...Duyan da bu Federasyonları göreve Selami Şahin getirdi sanacak. 12 yıldır görevde olan "güçlü ve kurumsal" Fenerbahçe yönetimi kendi adaylarını koyamıyor. Gidiyor, başkalarını destekliyor. Yetmiyor, onların her dediğine boyun eğiyor. Sonra kaçınılmaz olan zuhur edip, gelişmeler içine kaçmaya başlayınca bir veryansın. E kulislerde "Biz seçtirdik" diye gezmeyi biliyorsunuz, o nasıl olacak?
Voleybol federasyonu başkanını Aziz Yıldırım seçti (seçtirdi), kampanya süreci FbTv de geçirildi. Adam her sabah akşam FbTv de idi. Sonra Aziz bey gün geldi adama küstü. Birden voleybolda "kulüpler birliği" kurmaya kalktı. Müesseler "hadi len" dedi. Aziz Bey TVF ye düşman oldu. Kendi düşmanını kendisi yaratıyor. Yüzme ve kürekte Galatasarayda yarıştıkları süreçte kime çamur attıysa bize transfer etti. Bizde kimi göreve getirdiyse şutladı. Yeni yüzme şube sorumlumuz Cemil Turan.
Daha skandallar bitmiyor.Aziz Yıldırım önce Efes'in şampiyonluğumuzu çaldığını iddia etti. Benim değil, onun iddiası... Tuncay Özilhan, elinde Mehmet Durupınar'a yazdırttıkları "Türkiye Basketbol Tarihi" kitabıyla çıkıp da "Bunu biz yazdık. Fenerbahçe haddini bilsin" dediğinde sus pus olan, üstüne bir de sponsorluk anlaşması yenileyen kimdi? Sarı Çizmeli Mehmet Ağa mı?
Demek ki Fenerbahçe'nin elinden şampiyonluk çalan bir camia ile reklam anlaşması yapılabiliyormuş. Bunun bilgiyle, ermekle ilgisi yok. Tutarlılık denen bir kişilik olgusu vardır.
Yönetimin yanlışları var mı? Var. Bunları "Ama şu doğrular da var..." cümlesinin arkasına sığınarak söylemenin, "En iyi olma iddiasındaki bir yönetimin 'zaten ve lütfen' yapması gerekenleri lüzumsuzca yüceltmek" olduğunu kestirebilen insanlar olarak bunları elbette eleştireceğiz. Başkaları gibi, tebaa kafasıyla yaşayıp, hayatı temenna ederek geçirmekten kat kat iyidir bu. Yönetici görünce kendini kaybetmekten ya da yönetici kelamını -haşa- Allah kelamı saymaktan kat kat evladır.
Anadolu Grubunun reklam tehditine karşı "Kerem Gönlüm" olayını takipten vazgeçen yönetim bu yönetimdir. Galatasaray, Cemal Nalga olayında "Galatasaray fazla ceza almasın" diye kıvranan bu yönetimdir. Sadri Şener ve Adnan Polat ile bir dolu iş ortaklığı yapan ihalelere giren bu yönetimin üyeleridir. Kimsenin umrunda değil Fenerbahçe. Bunlar paylaşmış aralarında "sen Feneri, ben şu kulübü, sen o kulübü yönet" diye.
Diana konusuna gelirsek... Diana'nın savunmasını bekleyelim. ama şu noktalara dikkat savunmasından önce.
1. defalarca, çok farklı ülkelerde, çok daha ciddi maçarda bu testlerde girmiş. çıkan birşey yok.
2. burada böyle bir işe girmesini gerektirecek bir durum yok.
3. transfer sürecindeyken; günlük yaşamında ne gibi ilaçlar kullanıp kullanmadığını bilmek, denetlemek idarecilerin yükümlülüğünde değil mi ??
4. reçetesiz satılan bir ilaç bu. içindekilerin yasaklı olup olmadığını kontrol etmesi gerekenler klüp idarecileri değil mi ??
5. sezon öncesi sağlık kontrolünde yine bu söz konusu ilacın izleri vs. çıktı mı acaba ??
6. bence en öenmlisi şu raporları bi yayınlasınlar bakalım neymiş ne değilmiş... (sanıyorum yasak değildir. zaten deline deline konuyu sağır sultan bile duydu resmi açıklamlardan önce. yanlış biliyorsam düzeltilsin.)
7.eğer bu işle ilgili birebir yönetici ve idareciler hala ordayken Diana için fesh ettim hadi canım güle güle demek biraz ayıp olmamış mı ??
Dünyanın 1 numarasına her ne olursa olsun (isteyerek performans arttırmak için doping yapsa bile) bu şekilde güle güle demek ve bu anlayışı -yönetim yaptıysa doğrudur şeklinde ama az ama çok savunulabilmek- bana garip geliyor.
Çok enteresan bir şey var.
Bir çok insan "Kulüp ne yapsın? Gayet tutarlı davranıp, ilişik kesti. Dopinge sıfır tolerans gösterdi" diyor ki gayet doğrudur.
E güzel de kardeşim, oyuncuyu tuvalete bile yalnız göndermeyen bir kısım menajer bozuntuları ne iş görüyor bu kulüpte? Allah aşkına birileri desin ki "Şunu yapıyor"
Ayrıca hem sporcuna inandığını söyleyip Federasyona kükrüyorsun, hem de cart diye ilişik kesiyorsun. O nasıl olacak?
Sakat yalanları da cabası. Hey yavrum hey. Ne ellerdeyiz maşallah.
Neden savunmasini yapmadan ve cezasi verilmeden sozlesmesi iptal edildi? Bir nedeni varsa tek cumle olmali, destan yazmaya gerek yok.
Şimdi birde soyle bakalim. mesela futbol takiminda Messi olsa ve aynı olaylar onun başına gelse ve yonetim onu gonderse simdi dogru yapti diyenlerin kaci dogru yaptı diyecek acaba? doping vakasi ne ilk ne de son. Bir cok olay var ama ben hemen ilisigi kuluple kesilen bir oyuncu hatirlamiyorum. herkes oyuncusuna sahip cikiyorda biz kendi oyuncumuza, dunyanin en iyisine niye sahip çıkmıyoruz?
Öyle demeyin. Kurumsallaştık. Taraftarı umursamayacak dünyanın en iyi oyuncusuna giderken teşekkür edemeyecek kadar çirkinleştik birde... Bir teşekkür, bir teşekkür bu kadar zor mu ?
Yolun açık olsun Diana. inşallah temize çıkar o efsane basketbolunu farklı yerlerde izlettirirsin...
Aziz Yıldırım çok talihli bir adam ve hakikaten zerre kabahati yok şu olan bitende. Zira kimin arkasında böyle fikirsiz ve tapınmaya hazır bir kitle olsa, geleceği durum bu olur. Bütün kabahat bu toplumu biat kültürüne alıştıranlarda... Ben şahsım adına ne muhalifim, ne yönetim yanlısı... Ben Fenerbahçe taraftarıyım. Dünde öyleydim, bugünde öyleyim, İnşAllah son nefesime kadar da öyle devam edeceğim. Birileri gözümün içine baka baka ve benle dalga geçer gibi iş yaparsa eleştiririm. Bazı şeyleri görmek için ermeye filan gerek yok. O işler biat kültürünün mirası... Sadece dikkatlice bakmak yeter.
Hurriyet'in iddasina gore TBF, Taurasi'nin Amerika'daki doktorundan kullandigi ilacin izinli olduguna dair belge istedi. FB belgeyi alamadi.
FB eger Taurasi icin Amerika'dan istenilen belgeyi getirip TBF'ye sunsaydi T.Demirel "Ceza verilmezdi" seklinde beyanat vermis.
Bugün bu haberi yalanladılar:
"Bugün Hürriyet Gazetesi'nde Ferudun Niğdelioğlu imzası ile yayınlanan bir haberde Diana Taurasi'nin doping testinde çıkan maddeyi Türkiye'de kullanmanın yasak olduğunu bilmediği bu konuda Amerika'daki doktorundan da mektup istendiği ancak bunun gelmemesi üzerine ceza aldığı öne sürülmektedir. Söz konusu haber doğru değildir. Taurasi'nin kendisi de Amerika'daki avukatları da hayatının hiçbir döneminde Taurasi'nin bu madde dahil olmak üzere hiçbir doping maddesi almadığını resmen açıklamışlardır. Taurasi de kendisi ile yapılan görüşmede kesinlikle herhangi bir şekilde bir ilaç almadığını dile getirmiştir. Dolayısıyla kendisinden mektup istendiği ya da Taurasi'nin söz konusu maddenin Amerika'da yasak olmadığını söylemiş olması gibi bir durum asla söz konusu değildir.
Taurasi'nin kendisi de Amerika'daki avukatları da hayatının hiçbir döneminde Taurasi'nin bu madde dahil olmak üzere hiçbir doping maddesi almadığını resmen açıklamışlardır. Taurasi de kendisi ile yapılan görüşmede kesinlikle herhangi bir şekilde bir ilaç almadığını dile getirmiştir. Dolayısıyla kendisinden mektup istendiği ya da Taurasi'nin söz konusu maddenin Amerika'da yasak olmadığını söylemiş olması gibi bir durum asla söz konusu değildir."
Fenerbahçe Spor Kulübü
************************************
Buraya kadar birşey yok. Yalanlamakta haklılar. Ama asıl çelişki şurada başlıyor. Yalanlama metnindeki şu ifadelere dikkat:
"Taurasi'nin kendisi de Amerika'daki avukatları da hayatının hiçbir döneminde Taurasi'nin bu madde dahil olmak üzere hiçbir doping maddesi almadığını resmen açıklamışlardır. Taurasi de kendisi ile yapılan görüşmede kesinlikle herhangi bir şekilde bir ilaç almadığını dile getirmiştir. Dolayısıyla kendisinden mektup istendiği ya da Taurasi'nin söz konusu maddenin Amerika'da yasak olmadığını söylemiş olması gibi bir durum asla söz konusu değildir."
Bende şunu soruyorum: Neden cezası veya savunması beklenmeden sozlesmesi iptal edildi o zaman? Bin kere daha sorarim bu soruyu.
Eger komplo, ihmal, hata vs. oldugunu dusunuyorlarsa oyuncunun sozlesmesini iptal etmek yerine yapacaklari seyler var. Lab'i WADA'ya sikayet edebilirler. Normalde yaygin olmayan bu madde son donemde 7 sporcuda cikmis diyorlar. Bunu da sunarak sikayet ederler WADA'ya. Bu sikayet isini de Taurasi'ye yikmaz kendileri yaparlar.
Eger Taurasi'nin kendi hatasi oldugunu dusunuyorlarsa yukaridaki aciklama neden yapiliyor? Erkekçe "doping yaptigina kanaat getirdik ve sozlesmesini iptal ettik" desinler. Nasil bu sonuca varmislar onu da soylesinler. Yoksa sonuc aciklanmadan hukum veren bir adamin baskanligini yaptigi kurumdan da mi sponsorluk alacaklarmis? Zamanında "sus payı" olarak Efes'ten aldıkları sponsorluk gibi?
Daha da ilginç şeyler var: Taurasi'nin sözleşmesinin feshedildiğini duyuran kuru ve kaba metini siteden kaldırmışlar. Hani şu bir önceki sayfada arkadaşların kopyalayıp yapıştırdığı, sözleşmenin iptalini duyuran metin... "Penny ve Taurasi'ye oy verir misiniz" haberi ise halen duruyor. Ne günlere kaldık?
Zoruma giden ise bütün bu yanar-dönerliklerin kurumsallık diye diye yapılması... İşte, en ufak bir baskı karşısında oyuncularımıza sahip çıkamıyoruz. Onları ortada ve tek başlarına bırakıyoruz. Kriz yönetme konusunda en başarılı yönetimler diye bir anket olsa dünya üzerinde son üçe kalırız muhtemelen.
Daha da komik olan: Diana'dan esirgedikleri teşekkürü Colin Kazım'a etmişler. "Verdiği hizmetlerden ötürü..." Kelepçenin sırrı...
Kazım'a Plaket de Vermişler mi Bari
Bir Yerde Zaafiyet Var Ama Nerede?
En Tehlikeli İnsan Az Anlayıp Çok İnanandır. "A.Çehov"
Rezil korkak yönetim yazıklar olsun.