"Trabzonspor’un Açıklaması Trabzonlu hakemlere zarar verir"

Aynı açıklamada; Gençlerbirliği maçında yapılan hakem hataları, hemşehrilik dayanışmasına bağlanmıştır. Bugün, ligimizde Diyarbakır’dan 2 yardımcı hakem; Trabzon’dan ise 8 hakem görev yapıyor.

Üstelik bu hakemlerin ikisi üst klasman hakemi ve bu hakemler maçlarımızı yönetmişler. Örneğin ilk yarıda oynadığımız Konyaspor’u yendiğimiz maçını hakemi Abdullah Yılmaz, Trabzon bölgesi hakemi.

O maçı, futbolcumuz Özer’in ayağı kırıldığı maç olduğu için örnek gösteriyorum. Müsabaka hakemi, söz konusu pozisyonda faul kararı dahi vermemişti. Yöneticilerimiz bunu farklı yorumlayıp, ağır ithamlarda bulundular mı? Ya da hiç bir hakem yorumcusu, bunu komplo teorileri ile ya da mızrak çuval örneği ile gündeme getirdi mi? İki yüzlü olan kim?

Değerli arkadaşlar; lütfen siz de kayıtlara bakın, bugün Süper Lig’de Bursalı hakem yok. Bursaspor geçen yıl nasıl şampiyon oldu? Bu nasıl bir mantıktır? Böyle bir şey olabilir mi? Bu yaklaşım şekli en çok Trabzonspor’a ve Trabzon hakemlerine zarar vermez mi? Bunu görebilmek veya gösterebilmek için ne yapmak gerekiyor? Şimdi Sayın Şener dönsün ve baksın yanlış yaptığını anlayacaktır.

"Komik Duruma Düşmeyin"

Şimdi bir hakem yorumcusu, Sayın Nihat Mızrak’ı tüm maçlarımızda bize yardım etmiş gibi kamuoyuna sunuyor. Bu sunum üzerine tarihi gerçeklere bakmayanlar da bunu doğru sanabilir.

Sayın yorumcu, 2003-2004 sezonunda Rizespor ile Rize’de oynadığımız maçı da hatırlıyor musun? O dönem 16 maçlık bir galibiyet serimiz vardı ve o maçta yenildik. 2006/2007 sezonunda Sakarya’da Sakaryaspor ile oynadığımız maçı da hatırlıyor musun? O maçlarda nasıl hakem hataları vardı, maçın yardımcı hakemi kimdi? Hatırlıyor musun? Eminim hatırlamayacaktır. O kişi bugün tartıştıkları Nihat Mızrak’tır.

"Dönüp Dolaşıp Aynı Noktaya Geliyorlar"

Değerli arkadaşlar, Trabzonspor Kulübü Başkanı, ligin ikinci yarısından beri sürekli Fenerbahçe üzerinden mesajlar veriyor. Hakem hatalarından, komplo teorilerinden bahsediyor. Ancak söyleyebildiği sadece iki hata var.

Bunlardan biri Kayserispor maçında kaleci Volkan Babacan’ın yaptığı hata. Ama kaderin cilvesi, bu hatanın bir benzeri, iki hafta sonra kendi maçlarında olunca iki hafta boyunca ortalığı yangına veren Sayın Şener, sorulduğunda, "Ben şaka yaptım" diyebilecek kadar da rahat ve sorumsuz. Şener’in dile getirdiği lehimize gelişen bir diğer hata ise Gençlerbirliği maçında attığımız ilk gole dair. Bu maç 4-2 bitti. Verilmeyen penaltımız, iptal edilen golümüz de cabası.

Kayserispor maçıyla hakemleri suçlayanlar, genç bir kaleciyi töhmet altında bırakanlar yine kaderin bir cilvesi, iki hafta sonra yine Kayseri maçında yine Kayseri’nin kalecisinin benzer bir hatasıyla henüz 3. dakika’da gol buluyorlar.

Gençerbirliği maçındaki ilk golün ofsayt olduğunu, Metin Şentürk özelinden yapılan bir örnekle yorumlayan değerli yorumcular, iki sezon önce Olimpiyat Stadyumu’nda, İstanbul Büyükşehir Belediyespor ile oynadığımız maçta, arka arkaya yediğimiz biri yaklaşık 1 diğeri yaklaşık 2 metrelik ofsayt gollerini nasıl açıkladılar? Gençlerbirliği maçında, bu tartışılan gol dışında 3 gol daha attık. Bu gollerin hiç mi değeri yok?

"Hangi Sadri Şener’i ciddiye almalıyız?"

Sayın Şener Trabzonspor liderken şunları söylüyordu, "TFF Başkanı Mahmut Özgener’i eskiden beri tanırım. Çok iyi bir aile çocuğu. Medeni bir insan. Destekler miyim, evet desteklerim. Ben memnunum federasyondan. Memnun olmamam için sebep yok. Güzel şeyler yapıyorlar." Şimdi önceki açıklamanızdan farklı olarak federasyonu ve kurullarını, hakemleri taraflı olmak ile suçluyorsunuz.

Sayın Aziz Yıldırım’ın Kulüpler Birliği Başkanlığı’na dair,

"Aziz Yıldırım çok çalışkan biri. O, Kulüpler Birliği’ne her şeye hazırlıklı olarak geliyor. Ben onları yapamam açıkçası. Dünya kadar işle uğraşıyor. O’nun orda olması kulüpler için avantaj. Başkan elini kaldırdığında onun adaletine olan güvenimle ben de elimi kaldırıyorum" deyip ardından bugün Sayın Aziz Yıldırım’ı tarafsızlığını yitirmekle suçlamanız gibi.

Artık karar verin hangi düşüncenizde samimisiniz?

Sayın Şener, puan farkının 9 değil olsa 19 olsa kapanacağını ifade ediyor bir diğer açıklamasında. Öncelikle Sayın Şener lig tek devreli değil. Yani ilk yarıyı lider bitiren Şampiyon olmuyor. Nasıl ilk yarıda puan farkının yapılması normal ise ikinci yarıda puan farkının kapanması da o kadar normal. Sayın Şener’in paniğe kapılmasına gerek yok; ligin bitimine henüz 10 hafta var, henüz lig bitmedi. Bu yarışı en az hata yapan kazanacak. Bunun için önceliğiniz kendi işiniz olsun. İşinizi hatasız yapın. Sonunda vicdan azabı çekmeyin. Sonunda her şeyden önemlisi hiçbir zaman bu kadar özrü bir arada dilemeyiniz.

"Aykut Hoca’nın iki cümlesi koskoca Trabzon camiasının kimyasını bozmuş"

Daha önceden Trabzonspor ile yaşadığımız şampiyonluk yarışında istenmeyen olaylar yaşanmıştı. O yaşanaların kapatılması için en büyük çabalardan birini Sayın Aziz Yıldırım harcamıştır. Koskaca Trabzonspor camiasının kimyasını Sayın Aykut Kocaman’ın açıklamaları bozmuş. Şimdi sizlere Sayın Aykut Kocaman’ın açıklamalarını okuyacağım;

"Benim kişiliğimi karakterimi herkes bilir. Başkalarının başarı ya da başarısızlığına kılıf aramam. Sorunu kendimde ararım. Ama bazı şeylerin de gündemde olması, konuşulması gerek. Bakıyorum kimse gündeme getirmiyor. Trabzonspor takımının aldığı başarıları, Şenol Hoca’nın elde ettiği başarıyı yadsımak yanlış olur. Bir teknik adam olarak alkışlamak durumundayız. Ancak kimse yanlış anlamasın ama Trabzonspor son 3 haftada kritik maçlar oynadı. Bu 3 maça bakmak lazım. Gaziantepspor, Bucaspor, İstanbul Büyükşehir Belediyespor... 3 maç 3 penaltı. Bu penaltılar Trabzonspor’a kasten, isteyerek verildi, demiyorum. Fakat kimse bunları incelemiyor. Ancak maçların kritik anlarına denk gelen penaltılara bakmak gerek"

’Hakemler hakkında daha ne kadar konuşmayacaksınız?’ sorusu üzerine Sayın Şenol Güneş ise;

"Bu ülke bizim ülkemiz. Bu iş de benim işim. Ben oyuncularımı çalıştırırım, sahaya sürerim. Oyuncunun görevi çıkıp sahaya topunu oynamaktır. Hakemin görevi de doğru karar vermektir. Vermiyorsa ne yapılabilir, hiç birşey yapamayız. Bu ülkede hukukun işlemediği, adaletin olmadığı yerde saha içinde bunları tartışırsak kan gövdeyi götürür. Ben o konuda susmaktan yanayım. Biz susalım da hakkımız yensin demiyoruz. Varsa gücümüz düzeni değiştirelim. Ülkeler, devletler yıkılıyor, bu tür kanayan yarayı kaşımak sonunda kazananı da kaybettirir." demiştir.

Her iki teknik direktörün yaptığı açıklamaları alt alta koyun ve okuyun, bugünkü açıklamalara dair domino etkisini, Aykut Hoca’nın konuşmasının başlattığı söyleniyor.Hatta dahası Aykut Hoca’nın iki cümlesinin koskoca Trabzonspor camiasının kimyasını bozduğu söyleniyor.
Lütfen bir okuyun ve değerlendirin. Sayın Güneş’in, BJK maçındaki sözleri ve davranışları sebebi ile bizzat Sayın Şener, BJK’dan özür dilemedi mi? Sayın Kocaman, bugüne kadar buna benzer bir şey yaptı mı?

"Şehir Efsaneleri"

Değerli arkadaşlar "hakem odası basıldı" diye bir şehir efsanesi aldı başını gidiyor. Kim hangi odayı basmış? İnsanlar işlerine geldiği gibi her konuda değerlendirme yapıyorlar. Olaya ilişkin hakem raporu, bir gazete tarafından aynen yayınlandı. Raporda yazılan her şeye itibar ettiniz ve her şeyi doğru kabul ettiniz. Peki raporda hakem odasının basıldığı da yazıyor muydu? Ya da temsilci, gözlemci raporlarında bu konuda herhangi bir şey yazılmış mıydı?

"Neden Yalnızca Fenerbahçe?"

Yaptığımız her açıklama, "lige ayar çekme", "tehdit" gibi başlıklar ile isimlendirilirken bunların kat be katını yapanlar, "centilmen, esprili, şakacı, sevimli, nüktedan" olarak isimlendiriliyor.

Hakeme hakaretten 2 maç ceza alan Sayın Güneş; dingin ruhla, olgunlukla, centilmenlikle övülürken nasıl oluyor da ikinci açıklamanın sahibi Sayın Kocaman domino etkisi yaratmakla suçlanıp, her şeyin müsebbibi olarak gösterilebiliyor.

Kayserispor kafilesi, Trabzon Havaalanı’nda taşlarla karşılanırken; Trabzonspor yönetimi nasıl oluyor da misafirperver ilan ediliyor?

Gençlerbirliği oyuncularının antrenmanda söyledikleri ’Trabzonspor için oynayacağız’ sözleri, kolaylıkla "şaka" diye isimlendiriliyor, şampiyonluk yarışında olmayan bir takımın futbolcusunun, şampiyonluğa oynayan takımın rakiplerinin futbolcularını motive etmesi doğal bulunup, normalleştiriliyor. Kısacası işin içinde Fenerbahçe olmayınca her şey çok normal çok doğal karşılanıyor, kıyametler kopartılmıyor.

Değerli arkadaşlar;

Futbol basit bir oyun olmakla birlikte bu kadar şakayı bir arada kaldıramayacak kadar da ciddi bir oyundur.

Bu yüzden; kimsenin bu şakaların parçası olmamasını, yine kimsenin kimseyi başkası için motive etmemesini, kimsenin başka bir takım için oynamamasını ve her şeyden önemlisi; ’futbol ailesinin hiç bir mensubu tarafından bunların normal görülmemesini’ tüm yetkililerin de bu gibi durumları sıfır toleransla değerlendirmesini ve cezalandırmasını talep ediyoruz.

"Fenerbahçe Başarısızların Ortak Hedefi Haline Geldi"

On yılı aşan istikrarlı bir yönetimin yarattığı farklılığın bir sonucu olarak her yıl lig yarışının sonuna kadar içindeyiz. Yer aldığımız tüm branşların hemen hepsinde finallerde bizim adımız var. Bunun bir sonucu olarak şampiyonluk iddiasıyla yarışa başlayan takımlar bu iddiayı kaybettikleri anda taraftarlarına, genel kurullarına kısaca camialarına şirin gözükmek, başarısızlıklarına bir mazeret üretmek adına bu tip akıl ve izan yoksunu açıklamaları yapıyor ve bize saldırıyorlar.

Hiç kimsenin başarısı ya da başarısızlığı bizleri ilgilendirmiyor. Biz sadece kendi işimize bakıyor, işimizi iyi yapmaya uğraşıyoruz. Mühim olan yapılan hatalardan arınmak ve bir daha aynı hataları yapmamak.

Başta Trabzonspor olmak üzere başarısızlıkları için mazeret üreten kulüplere sesleniyoruz. Futbol bugün, bu sezon bitmiyor. Her sezon yeni bir yarış başlıyor. En az hata yapanın şampiyon olacağı bir yarış. Herkes kendi işine baksın. Yaptığı hatalara mazeret olarak başarılı olanlara çamur atıp, onları aşağı çekmek için uğraşmasın. Ülkemizde her şey hızla değişiyor ve gelişiyor. Bu değişime ve gelişime kulak verin, uymaya gayret edin. Geçmişten bugüne tekrarlanan senaryolar başta taraftarlarınız olmak üzere artık kimse tarafından kabul görmüyor. Her şeyden önemlisi tarih gerçekleri önünde sonunda ortaya çıkarıyor.

Bugün kirli dediğiniz lig başarılı olduğunuzda sadece sizin için temiz olabiliyor. Bu da o başarını elde edilmesi için emek harcayanların emeğine saygısızlıktan öte bir şey değil. Bu gün memnuniyetle söylenebilir ki bu gerçek sorumlu herkes tarafından biliniyor ve görülüyor.

Sayın Sadri Şener, "Türkiye’nin ¾ ü bizim şampiyon olmamızı istiyor. Çünkü Beşiktaş ve Galatasaray da bizi destekliyor" diyor. Sayın Şener, o halde geriye kalan 14 takımın sizi desteklemediğini göremiyor musunuz? Yoksa daha sonra onlardan da özür dileyip "Ben nerede hata yaptım mı?" diyeceksiniz.

Sayın Şener, büyük camialara yaslanmak size yakışmıyor. Trabzonspor kendisi tek başına da büyük. Bu şekilde yapılan konuşmaları geçen senede gördük. Galatasaray Bursa’ya maçı satacak diyenler, maçtan sonra utançla ortadan yok oldular. Büyüklük sizin anladığınız anlama gelmiyor Sayın Şener, büyük takımların büyük hedefleri vardır ve küçük işlerle uğraşmazlar. Lütfen bunu anlayın ve kulübünüze büyük işler yaparak hizmet edin.

Fenerbahçe Spor Kulübü, yaşadığı tüm travmalara rağmen, yöneticisi, sporcusu, taraftarıyla kenetlenmiş, hedef birliği yapmıştır. Sağlıklı büyüyen ekonomisi her alanda her branşta final oynayan takımlarıyla Fenerbahçe Spor Kulübü istikrarlı duruşunu sürdürecektir.

Bugün bizimle yarış içinde olanlar gibi davranmadığımız için farklıyız. Tıpkı 1974 yılında İslam Çupi’nin dediği gibi "Şampiyon olmak mümkün Fenerbahçe olmak imkansız".

Fenerbahce.org