Cumartesi günü Samsun maçının bitiminde sıcağı sıcağına yazmıştım:

hakan yaman yazdı:
İlk devre bol hücum ribauntu alan, sık sık serbest atış çizgisine giden ve çift haneli skor üreten Angel maçın 2. devresi değil dakika, saniye bile almadı. Eğer bir sakatlığı yoksa muhtemelen soyunma odasında sert bir tartışma yaşanmıştır. Sanırım geri koşma ve müdafaada adamını takip etmekle ilgili bir problemden koç fırça atmış, o da tipik bir Amerikalı küstahlığı ile "canın cehenneme koç" demiş, ortam gerilmiştir. Tabii bu benim hayal gücümün ürünü... Sadece tahminim bu yönde.



Malesef tahmin ettiğim çerçevede hadiseler gelişmiş.

İstikrarsızlıklarla dolu Fenerbahçe tarihinin son 10 yılında bir istikrar abidesi olarak heykelleşen Kadın Basketbol şubesinin de, diğer branşlar gibi cadı kazanına dönmesini istemiyorsak... Vakit geç değil. Bu şubeye Dennis Rodman'lar değil, istikrar abidesi Tim Duncan'lar, kazanmayla kafayı bozmuş ve sahada babasını tanımayacak Jordan'lar lazım.

Bu kız ağzıyla kuş tutsa etrafında takım kurulacak mentalitede birisi değil. Böyle ileri geri konuşan, düşüncesizce hareket eden birisiyle ancak gün kurtarılır, geleceğe yatırım yapılmaz. Aman, kıymayın istikrar abidesi olan şubemize. Bu şubeyi hiçbir kriz yıkamadı ama ciddiyetsizlik ve başına buyrukluk yıkacaktır. Çok laf, az iş yıkacaktır.

Herkesin bildiği gibi ırkçılık hem bir insanlık suçudur, hemde evrensel hukukun şiddetle reddettiği hukuki bir suçtur. Irkçı olarak itham edilen birisi muhatabını mahkemeye verse sürüm sürüm süründürür. Ne demek kendisini oynatmadığı için koça ırkçı demek? Aykut Cristian'ı oynatmasa ve o çıkıp dese "hoca ırkçılık yapıyor, ben zenci olduğum için Selçuk'u oynatıyor." Bunun yenilir yutulur bir yanı olur mu?

Bu arada, bu hadisenin hemen öncesinde Angel'la sözleşme yenilendiğini duydum. Eğer sözleşme yenilendiği doğruysa... Yine opurtünist bir tavır takınılacak, koçla çalışmayı düşünmüyorlarsa görmezden geleceklerdir. Oyuncuyu göndermeyi düşünseler, çok daha hafif bir notu bahane edip ilişiğini keserler. Koçu göndermeyi düşünüyorlarsa deve kuşunu oynarlar. Malesef yönetimin aldığı her kararda opurtünizm kokusu duyar oldum. Bir kere de yanıltsalar. Bir kere de bukalemun olmasalar. "Önce prensip" deseler.

Ben olsam Angel'ı bugün yollar, hocanın durumunu ise sezon sonu masaya yatırırım. Ama Kadın Basketbol takımı ölmüş, ağlayanı yok. Uzun süredir, gelen şampiyonluklara rağmen "şube kötü yönetiliyor" diye bas bas bağırıyoruz, duyan yok. İlla burunları sürtecek. Bin nasihate bakan yok ama bir musibeti illa tadacaklar.

Galatasaray Medical Park'ın şampiyonluğu şimdiden hayırlı olsun. (Bu şartlarda çevirmek mucize olur.) Hacettepe, Aziz Yıldırım, Didem Akın el ele 12 yıllık istikrar abidesi şubenin altını üstüne getirdiler.