-
Sezar'ın Hakkı Sezar'a


Miami Heat’in süper yıldızlarından LeBron James, finaldeki rakipleri Mavericks’in Alman panzeri Dirk Nowitzki’nin geriye çekilerek attığı şutun tüm zamanların savunulması en zor ikinci atışı olduğunu söyledi.
LeBron’a göre sadece Kareem Abdul-Jabbar’ın imzası olan sky hook, Dirk’ün tek ayak üstünde attığı fadeawayden daha durdurulamaz. James “Durdurulması en zor atış sky hook olsa gerek. Dirk ikinci sırayı alır. Bize karşı da şut sokacağı kesin. 2.13’lük bir oyuncu tek bacağını kullanarak fadeaway atıyor; bu neredeyse savunulamaz… Kitaptaki her hareketi yapıyor ve takım arkadaşlarına pas da çıkartıyor. Biz eline gelen her topta atış kullanmasını zorlaştırmayı deneyeceğiz” derken, Heat’in yıldız uzunu Chris Bosh da, “Hepimiz sorumluluk almalı ve onu savunmaya çalışmalıyız” şeklinde konuştu.
Miami’nin pota altı oyuncularından Udonis Haslem ise şunları söyledi: “Nowitzki her zaman bir uzun için zor atışlarda isabet bulmuştur ama tek ayağı üstünde attığı o şutu savunmak imkânsız gibi…”
Adam Olacak Çocuk


Watson Spoelstra, geçen yüzyılın ortalarında Detroit’te spor muhabirliği yapıyordu. O zamanlar dünya farklıydı. Bilgisayarlar değil, daktilolar kullanılıyordu. Muhabirler takımlarla birlikte seyahat ediyorlardı ve hakkında yazdıkları bazı oyuncularla ister istemez yakınlaşıyorlardı. Hatta oyuncuların kefaletlerini ödeyerek hapisten bile çıkartıyorlardı. Tıpkı Watson Spoelstra’nın Detroit Lions sporcusu Bobby Layne için yaptığı gibi…
Miami Heat Koçu Erik Spoelstra’nın büyükbabası olan Watson Spoelstra, kariyerinin çoğunu The Detroit News için beysbolu takip ederek geçirdi. Tigers oyuncusu Denny Pitcher aksini iddia etse de titiz ve adil bir muhabir olarak tanınırdı. Pitcher, 1970’te Spoelstra ve meslektaşı Jim Hawkins’in üzerine bir kova su döktüğü için ceza almıştı.
Hawkins, eski meslektaşının torunu olan erik Spoelstra’nın şimdilerde LeBron James, Dwyane Wade ve Chris Bosh’lu Miami Heat’i NBA Şampiyonluğu’na doğru götürdüğünü öğrendiğinde ise şaşkınlığını gözlemedi: “Adını duymuştum ama Watson’ın torunu olduğu hakkında hiçbir fikrim yoktu.”
Erik Spoelstra artık büyükbabasıyla aynı işi yapan muhabirlere demeç veriyor. Ama hiçbiri büyükbabası kadar şık giyinmiyormuş. “Büyükbabam Detroit Tİgers’ı takip ettiği dönemde giyimine özen gösterirmiş” diyen 40 yaşındaki koç, “Bunu yerel basınımıza hep söylüyorum: spor bir ceket, kravat ve başında güzel bir şapka… Birlikte seyahat ettiği oyuncular ve teknik ekiple de yakın ilişkiler kurardı. Bugünlerde ise durum farklı” şeklinde konuştu.
Watson Spoelstra 1999’da vefat etti. O dönemde torunu erik muhabirliği değil, basketbolu seçmişti. Doğal olarak Spoelstra; Portland Trail Blazers, New Jersey Nets ve Denver Nuggets’da yöneticilik yapan babası Jon Spoelstra’dan etkilenmişti. Erik Spoelstra nehüz bir çocukken Magic Johnson ve Isiah Thomas’ın maçlarını izler ve incelermiş. Hatta bir sezon boyunca Trail Blazers’ın tüm iç saha maçlarına babasıyla birlikte gitmiş.
“Buna oğlumla zaman geçirmekten başka bir şey olarak bakmıyordum” diyen Jon Spoelstra, “Maçlara gittiği için bir gün Miami Heat’in başantrenörü olacağını öngöremedim. Basketbol bilgisi benimkini yıllar önce geride bıraktı. Bunu bir gün birlikte maç izlerken bana, ‘Hey, şunu gördün mü?’ dediğinde anladım. Çünkü neden bahsettiği hakkında hiçbir fikrim yoktu. Saatlerce oturup izlediği maçlar oyun perspektifini geliştirdi” diye konuştu.
Daha sonra Portland Üniversitesi’nde basketbol oynayan Erik Spoelstra, takımının 1990’da Loyola Marymount ile karşılaştığı ve rakip oyunculardan Hank Gathers’ın yaşamını yitirdiği maçta da forma giydi. Üniversiteden sonra da Almanya’da hem oyuncu, hem de koç olarak görev yaptı. 1995’te ise kendini Miami Heat’in video koordinatörü olarak buldu.
Jon Spoelstra o günleri şöyle anlatıyor: “Takımların vido koordinatörü almaya başladığı dönemdi. Pat Riley bunu New York’ta başlatmıştı. Ya bir basketbol oyuncusu bulup onu eğitecektiniz ya da bir bilgisayar delisine basketbolu öğretecektiniz. Kontrat gereği Riley video koordinatörünü Miami’ye getiremedi. Aksi halde Erik işinden olacaktı.”
Pat Riley, Heat’in başına Erik Spoelstra’nın göreve gelmesinden kısa bir süre sonra geçti. İlk yıllarında fazla ortaya çıkmadı ve Wilt Chamberlain’in de aralarında bulunduğu ünlü komşularıyla tanışamadı. Haftanın en az üç günü ofiste yatıp kalkıyordu. Ama bu çalışkanlığı sayesinde giderek yükseldi ve 28 Nisan 2008’de Pat Riley kendisinin yerine geçecek isim olarak onu seçti.
Spoelstra şimdi tüm gözlerin üzerinde olduğu bir takımı çalıştırıyor ve artık kimse Riley’nin seçimini tartışmıyor. Babasına göre de zaten birileri bunu yapsa da oğlu pek farkında olmaz. Çünkü Erik Spoelstra spor sayfalarına çok nadir göz atarmış. Jon Spoelstra konuyu şu şekilde özetliyor: “Çok fazla okuduğunu sanmıyorum. Sanırım teknik ekibi onu bazı konularda bilgilendiriyordur. Ama Bin Ladin’in öldüğünü bile bilmiyor olabilir.”
Mesaj Yetkileri
- You may not post new threads
- You may not post replies
- You may not post attachments
- You may not edit your posts
-
Forum Rules