1) Bu turnuvada birini suçlayacaksanız gidin hemen Orhun Ene'yi suçlayın.

2) Semih Erden ve Kerem Gönlüm'ün eksikliği çok acayip süper düper hissedildi. Orası kesin zaten.

3) Come on, Balbay! Pass the Ene and save the world! Bu adama ihtiyacımız vardı aslında, huh neyse.

1.1) ( hohoo bu aslında 1'den sonra olmalıydı ama, normalde kısa kesecektim, vazgeçtim şimdi Orhun Ene'nin hatalarını yazmaya karar verdim ) Orhun Ene dediğimiz koç arkadaşımız, ( Dipnot: ptüü senin gibi koça, gerçi kötü herif değilsin ya neyse ) milli takıma oynattığı oyunla baştan aşağı hatalıdır. Eğer bu herifin hatası yoksa, oyuncular disiplinsiz, gidip kafalarına göre boş üçlük yaratıp şut atıyorlar. Hoş. Orhun Ene'ye şu bilmem kaç haftada birinin gidip anlatması gereken bir şeyler vardı. Bir kere bizim Milli takımımız gerekli/gereksiz şutlara dayalı oynayabilen bir takım değil, ki sezon öncesinde bu takıma çok ağır bir fizik antremanı yaptırmıştın, hazırlık kampında da şut atamadığımız çok netti, bizim Milli takımımızın böyle bir dezavantajı da varken, hele gidip sürekli üçlük denediysek, çok yanlış yaptık. Yapmamız gereken şey aslında çoğunlukla pota altında genellikle Enes-Oğuz'un oynaması gereken birebirler ( bu 3'lüye Kerem Gönlüm, bilemedin semih de katılacaktı ah), Hidayet'in kurduğu oyunlar, set ikili oyunları olmalıydı. Biz bunları yaparak Dünya ikincisi olduk, bilmem takımlara yok birine 80 sayı attık, birine 75 attık bilmemne. Biz bunları üstün üçlük yeteneklerimizle becermedik, geçen turnuva yine Ömer Aşık bir maçta 1000 serbest atış kaçırma rekorunu eline geçirmeye çalışıyordu. Yapmamız gereken şeyleri yapmadık. Savunma direncimiz bu turnuvada genel olarak iyiydi, 70 sayının üstüne çıkarmadık hiçbir takımı, ( istisnalar kaideyi bozmaz, bkz. Almanya ) ki biz zaten istediğimizi yapınca 70 sayıyı rahat atan bir takımız. AMA NİYE ÜÇLÜK ATIYORUZ ABİCİM, 2 SAYI ÜST ÜSTE YİYİNCE TAK BEN ORTASAHADAN ÜÇLÜK ATICAM, YOK BEN ATICAM YARIŞMASI YAPIYORUZ MAHALLEDEKİ TARZDAN. Gereksiz Orhun'cum, sen diploması olan bir koçsun, set çizmeyi biliyorsun, ben yapmayayım bu işleri. Lütfen.

Neyse elendik, sağlık olsun. Küçük bir ders oldu bize bu turnuva diyelim.