Gürcistan maçını seyrederken halini, oyuna bakışını gördüm... Cidden çok zor bir iş, medyada hakkında denmedik kalmadı.. Düşünsenize, onun yerinde siz olsanız oyuncularınızı çalıştırırken kendinizi onların üzerinde baskı kurabilecek bir otorite gibi hissedebilir misiniz?

Ersun Hocanın kendine güvenini de yok etmeye başlamıştık, basit bir Gürcistan takımını yendiğimiz de bile sevinçten ne yapacağını şaşırdı...

Milli takıma gelmeden önce tek favorimdi herkesin olduğu gibi! Ancak öylesine acımasız davranılıyor ki şuanda ne yapacağını şaşırmış bir vaziyete getirdiler adımı..

Neler demediler ki, "hiç futbol geçmişi olmayan birisini Milli takımın başına getirmemeliydik, kariyeri ne ki?, Grubumuzdaki diğer ülkelerin hocalarının yanında daha çoluk çocuk!" ...

Ben bu soruları neye benzetiyorum biliyormusunuz, askeriyede subaylar kendi içlerinde ikiye ayrılırlar birincisi askeri okullular, diğeri de sivil kaynaklılar. Aslında ikisi de aynı işi yapar, aynı statüdedirler ancak birkez yerleşmiştir "askeri okullu sivil kaynaklı ayrımı" kendi kafalarında... Zira biri çocukluk, gençlik devirlerini orduya vermiş, ezilmiş bu yere gelebilmek için, diğeri ise sivil hayatta rahat bir hayat sürmüş, her şeyi serbestçe yapmış ve sonrada bu mevkiye onunla aynı rütbeye gelmiştir...

İşleyişte ikiside aynıdır ama içlerinde ayrım yaparlar... İşte bu Ersun hoca için de yapılıyor... Biz milletcek çok severiz böyle genç yetenekleri göklere çıkarıp sonra da " vay sen misin göklee çıkan" diyip yerin dibine sokmayı...

Sonuç olarak Ersun hoca böyle hırpalanmaya devam edecekse gitsin, hem kendisi için hemde ülkemiz için en hayırlısı bu olur, ancak bazı şeyleri içimize sindirebileceksek, başarının öyle damdan düşer gibi gelmeyeceğini fark edebileceksek kalmalı.. zira daha çook yolumuz var...