Evet arkadaşlar bu yazımız da hepimizin zorlandığı işaretlediğimiz ama nedenini bilmediğimiz takım konuşmalarının Türkçe'sini yayınlayacağız. Eğer bu başlık altında olmayan ama oyunda karşınıza çıkan herhangi bir takım konuşmasını lütfen paylaşın ve onu da listemize ekleyerek çevirisini yapalım. Hadi başlayalım arkadaşlar;
İngilizce: I don't think anything needs to be said ragiht now, you all know what to do out there.
Türkçe : Şu anda size söyleyecek bir şey olduğunu düşünmüyorum, siz ne yapmanız gerektiğini biliyorsunuz.
İngilizce: I am not happy with your performance out there.
Türkçe : Performansınızdan memnun değilim.
İngilizce: We can still come out this match with a win today.
Türkçe : Hala bu maçı kazanma şansımız var.
İngilizce: You have played well so far but there is still room for improvement.
Türkçe : İyi oynadınız ama yine de performansınızı yükseltebilirsiniz.
İngilizce: Unlucky boys, things just haven't gone right for us so far
Türkçe : Şansızlık çocuklar, top bizi sevmedi.
İngilizce: I'm pleased with how things are going, keep it up.
Türkçe : Sahada gördüklerimden memnun kaldım, ikinci yarı da aynısını bekliyorum.
İngilizce: Let's give the fans something to cheer today
Türkçe : Bugün taraftarın bizi alkışlaması için bir şeyler verelim.
İngilizce: The way the game is set, you can go back out for the second half and play without pressure.
Türkçe : Oyun kontrol altında, sahaya çıkın ve üzerinizde baskı olmadan elinizden geleni yapın.
İngilizce: I've got nothing specific to say right now.
Türkçe : :Özel olarak söyleyebileceğim bir şey yok.
İngilizce: A good win boys, well done
Türkçe : İyi bir galibiyetti çocuklar tebrikler.
İngilizce: I'm happy with what i saw out there, there were some positivies for sure
Türkçe : Sahada ki performansınızdan dolayı mutluyum, ilerisi için umut vericiydi.
İngilizce: That was a very good performance, which makes me ask why we can't play that way on a consistent basis.
Türkçe : Çok iyi performanstı. Bu performasınızı neden daha istikrarlı oynamadığımız konusunda kendimizi sorgulamalıyız.
İngilizce: It's important to now switch our focus to the next match, and not become complacent.
Türkçe : Bu maç geride kaldı ve rehavete düşmeden bir sonraki maçımıza odaklanmalıyız.
İngilizce: A very nice victory, well done
Türkçe : İyi bir zaferdi, tebrikler.
İngilizce: Go out there and impress me.
Türkçe : Sahaya çıkın ve beni etkileyin.
İngilizce: Good luck out there today
Türkçe : İyi şanslar.
İngilizce: I expect a win today
Türkçe : Bu maçı almanızı istiyorum.
İngilizce: Go out there and give these fans their money's worth
Türkçe : Çıkın ve cebinde ki son paralarını sizi izlemek için gelen taraftarlara güzel bir gün yaşatın.
İngilizce: Just go out there, relax and play your nature game. The result will come.
Türkçe : Sadece sahaya çıkın, rahat olun ve doğal oyununuzu oynayın. Böylelikle sonucu alacağız.
İngilizce: Go out there and enjoy yourselves today
Türkçe : Sahaya çık ve oyundan zevk alarak oyna.
İngilizce: Come on lads, show a bit of desire. You don't look like a team that wants to win.
Türkçe : Hadi arkadaşlar, Sizde bir parça arzu istek görmek istiyorum. Kazanmak isteyen bir takım gibi oynamıyorsunuz.
İngilizce: Show me something else in second half.
Türkçe : Sahaya çıkın ve ikinci yarıda bana bir şeyler gösterin.
İngilizce: I'm far from pleased with what i just saw from this team.
Türkçe : Saha da gördüklerimden dolayı memnuniyet duymaktan çok uzağım.
İngilizce: We can still win this, keep working hard and it will come.
Türkçe : Bu maçı hala kazanma şansımız var, yeter ki sıkı çalışmaya devam skor gelecektir.
İngilizce: Keep going out there and you can still win today.
Türkçe : Sahaya çıkın bu maçı alabilirsiniz.
İngilizce: Things are going well, but i know you're capable of even better.
Türkçe : Sahada gördüklerim iyi fakat daha iyi olabilirsiniz.
İngilizce: You have been unlucky so far.
Türkçe : Bugün şans yanımızda değildi.
İngilizce: Keep playing the way you have been and the result will come.
Türkçe : Oyunda iyi gidiyoruz. Böyle gider ise alacağız maçı.
İngilizce: The pressure is off here lads, go out there and play and the result will take care of itself.
Türkçe : Üzerinizde ki baskıyı atın arkadaşlar, çıkın ve elinizden geleni yapın sonuçta kendiliğinden gelecektir.
İngilizce: You can go out there and play without pressure now.
Türkçe : Sahaya çık üzerinde baskı olmadan oyna.
İngilizce: That was a bit off; we weren't good enough and have to step things up againist better opposition.
Türkçe : Bu oyun kabul edeceğimden çok uzakta; İyi değiliz ve sahada ki mücadelemizi yükseltmeliyiz.
İngilizce: You've done brilliantly to come back and win that. I'm proud of you.
Türkçe : Geriden gelerek kazandığımız bu maç mükemmeldi. Sizin ile gurur duyuyorum.
İngilizce: Don't let your self get complacent for the next match.
Türkçe : Önümüzde önemli bir maç var rehavete kapılmayın.
İngilizce: Putting the result aside, that was a pleasing performance.
Türkçe : Sonucu bir kenara bırakır isek sahada ki performansınız iyiydi.
İngilizce: Putting the result aside, that was a pleasing performance.
Türkçe : Sonucu bir kenara bırakır isek sahada ki performansınız iyiydi.