maçın özetini izledim fakat tamamını izlemiş kadar oldum gibi. takımın savunmadaki mücadele ruhunu kaybetmiş halleri beni düşündürdü. hatta tüm takımın. kasımpaşa'da, galatasaray maçının stresiyle olsa gerek üstünlüğü tamamen ele alamamış ve bulduğu uygun açılardan da golü bulmuş. zaten yenen gollerde kalecinin herhangi bi suçu yok çünkü kaleciye çarpraz açıdan vurulan özellikle de müsaitse de gelen toplarda kaleci bi penaltıyla karşı karşıyaymış konumuna düşer. ve kasımpaşa'nın şutları çektiği mesafeler gayet boş ve yakın alanlardı. yüzdelik olarak gol olma şansı yüksek yerler -ki her yerde bu uygunluk sağlandığı sürece en kalitesiz futbolcular bile gol yapabilir. tamamen savunma hatalı ve mücadeleyi kaybetmişlikten kaybedilen bi maç olmuş benim gözümde. umarım bu maç bi dönüm noktası olur ve önümüzdeki beşiktaş maçını kazanarak çıkışa geçeriz ki asıl dönüm noktası olan maç arenadaki bu derbidir bence. bunu kazandığımız zaman şampiyonlar ligine kadar olan sürede oynayacağımız lig maçlarındaki psikoloji gayet standart seviyeye indirgenir. tek temennim şu anda bu. bu derbiyi güzel bi oyunla kazanmak. kazanmak..

fatih terim ve yönetim arasındaki uyuşmazlığı da çok saçma buluyorum. iki tarafta eğer gerçekten kulübün menfaatini düşünüyorsa hatta düşünmek istiyorsa bu tür iç çatlakları kendi içinde çözme yoluna gitmeleri lazım bence. açıklamalarla ya da gövde gösterileri yaparak, üstü kapalı göndermelerle zaten basını azdırırsın bu da hiç kimsenin istemeyeceği bir şeydir. böyle bi sorun olduğu halde bunu kimseye yanıtmadan ya da milletin ağzına laf vermeden çözme yoluna gitmek hatta çözmemiş olsan bile en azından yine kendi içinde yaşarsın. ilk açıklamayı ya da son açıklamayı kimin yaptığının önemi yok o yüzden. ve fatih terim'in isteği doğrultusunda bi transfer politikası izlenmiyorsa çok yanlış yoldayız demektir. fatih terim'i geçtim bi teknik ekiple beraber yürütülmüyor ise gerçekten çok yanlış yoldayız demektir. eğer kulüpte başkan ya da onun yardakçılık yapan kısım transferi yönlendiriyosa bu tamamen gövde gösterisi ve taraftarın gözünde yer edinmekten başka bir şey değildir bence. gördüğümüz gibi son 2-3 haftadır taraftarı istedikleri kıvama getirdiler bu tür girişimlerle. yani bunu yapmak zor değil ve akıllıca bi politika olabilir ama gerçekten "kulübün menfaatleri" diyosak orda durmak gerekir. gelecek oyuncunun kalitesini tartışmaya zaten gerek yok ve gelecek bu oyuncu kalitesiz bi oyuncu olsa bile burada asıl tartışılacak mevzu bence izlenen yoldur, zihniyettir, kulübün gerçek ruhlarıyla ters düşmektir. kimse fatih terim'den bu konular hakkında sorumluluk beklememeli bence. bu kulüpte şu gitsin bu gitsin demekte yanlıştır. sonuçta yönetimden şu ana kadar hepimiz memnunduk. bi anlık kızgınlıklarla bileti bi yere kesmek yanlıştır. çözülmeyecek şeyler değil büyütmenin anlamı yok. şurda bu mevzunun süreceği en fazla 2 haftadır o da en fazla. en büyük desteği de öncelikle biz taraftarlar vermeliyiz ki basının ya da başka kuruluşların ağzına pay vermemek için. bu takım 2 sene önce ligi liderin kaç puan gerisinde bitirerek köklü bi revizyona gitti. bunu sadece fatih terime ya da ünal aysal'a bağlamak yanlıştır. bi bütün halinde o ruhu, o mücadeleyi ürettik biz. ki görevini herkes başarıyla yaptı şu ana kadar. bazı çatlaklar olabilir ama dediğim gibi bunlar çözülebilir. en yakından tanıdığımız fenerbahçe son 2 senede neler yaşadı, gerek 3 temmuz süreci olsun gerek takım içi dengeler falan. bunlara rağmen dik durdular ve bileti bi yere kadar birilerine kestiler. ama herkese bi şekilde tahammülleri oldu. aşırı enkazlara sürünmeksizin. bunu her takım yapmalı. ve büyük bi cesaret örneğidir, dürüstlük örneğidir. futbolun sadece bi oyun olmadığının bi yerdeki göstergesidir. fatih terim bu kulübe 2 yıl önce gelmese eğer şu anki itibarından bir şey kaybetcek miydi? hayır. şu anki ekonomik düzeyinden herhangi bi eksilme olcak mıydı? hayır. peki neden burada? çünkü galatasaraylı. galatasaray'ın menfaatleri uğruna burada. bunları da düşünmek lazım. şu anda kendi düzenini kurmuş olduğu bi hayatında dışarıdan sadece galatasaray'ı izleyebilirdi ve bu da en doğal hakkıydı. ama bunu yapmadı. fazla para için mi yapmadı? itibar için mi? ya da başarı geçmişi zayıf olup bunu güçlendirmek adına mı? HAYIR. zaten yaptıklarını inkar etmek ihanet olur ki hepimiz şu an olsun geçmişe dair olsun minnettar olmalıyız. ünal aysal içinde umarım bundan belki bi kaç yıl sonra belki yıllar sonra bu şekilde bahsederiz. saygın başkanlar adı altında anarız ki bu potansiyel bence mevcut herkesi hemen hemen yermeden, anlayış içinde kenetlenerek çözümü olan bi olay için bir arada olmalıyız. bize yakışan budur. gereken de budur. "galatasaraylı olmak budur." fatih terimin her zaman dediği gibi asıl olan "GALATASARAY'DIR"...