Arjantine gelip Gabrielle buluşmamak olur mu ? Ama bu sefer Gabriel benden önce davranıp telefon açmış akşam yemeğine çağırmıştı. Yemeği dışarda yiyeceğimizi ve yer ayırttığını, yarım saat içinde hazır olmamı söyleyip telefonu kapatmıştı.
Yemek sırasında telefonum çalıyordu. Yemeği ve muhabbeti kesmek istemediğim için bakmıyordum ama Gabriel daha fazla dayanamadı ve telefonu uzattı. Arayan İsabellaydı. Finlandiyadan ayrılırken haber veremediği için özür diliyor ve kendisini affetirmek için beni Danimarkaya davet ediyordu. Şuan Arjantinde olduğumu söylesemde ağzımdan söz almadan bırakmamıştı. Finlandiyada dönüşte yanına uğrayacağım sözünü verip telefonu kapatmıştım.
- Roosaya selam söyleseydin bari
+ Arayan o değil
- Kimdi ?
+ İsabella. Diyor ve kısaca bahsediyordum ondan....
- Nasıl aylar sonra Arjantin yemeği yemek güzel değil mi ?
+ Kesinlikle
- Orda epey sefil bir hayat sürüyorsun güzel bi yemeği özlemiştir diye düşündüm (gülüşmeler)
+ Herşey çok güzel ama İsabellanın yaptığı bir tabak makarnaya değişmem
- Ooo abayı yakmışız
+ O kadar belli oluyor mu (gülüşmeler)
Arjantinden ayrılıp verdiğim sözü tutmak için Danimarkaya geçiyordum. Burada İsabella'nın bir hafta kadar misafiri olduktan sonra yeniden Kotka şehrine geldim. Gelmesine geldim ama sadece fiziken Finlandiyadaydım. Birkaç uykusuz gecenin ardından bir karara varmıştım. Başkanla konuşacaktım ve nitekim ilk fırsatta odasına gidip her ne kadar klüp adına başarılı gözüksemde 2 yıldır üst lige çıkamadığım için kendimi başarısız saydığımı ve şuan kafa olarak takımın başında olmadığımı bu durumda önümüzdeki sezonuda heba etmemek adına istifa kararı aldığımı açıklıyordum.
![]()