Olaylar çok daha az sayıda insanın gezi parkı için eylem yapması ile başladı,tıpkı emek sineması eyleminde olduğu gibi. Kişi sayısı böyle aşırı boyutlarda değildi. Polis ne yaparsa yapsın oradan ayrılmadılar,derslerine orada çalıştılar,orada sabahladılar. Sonra birden ne olduysa polis aşırı şiddete başladı,kaldı ki içinde BİBER GAZI gazı olan her polis hareketi aşırıdır ama biz ona alıştığımız için bir şey diyemiyoruz. Bu polis denen adamlar insanlara sabahın 5'inde saldırdılar, çadırlarını yaktılar...Olay sosyal medyada büyüdü,insanlar emek sineması ve benzerlerinde olduğu gibi susmak yerine oradaki insanlara desteğe gitti. Polis şiddetlendikçe insanlar oraya koştu. Orada bir arabaya tekme attı diye adam öldürdü polis. O suyu o kadar yakın mesafeden kafaya sıkarsan adamın öleceğini herkes bilir ama polisin umrunda mı? Şakşakçılar nasılsa her yerde onları savunur. Hükümetin umrunda mı keserler büyük kanalların yayınını,tepki verenleri döver,öldürürler nasılsa bu adamlar oy vermiyordu,vermezdi der. Vicdansız çünkü bunlar,bu olanları savunanlar da vicdansız. Buraya gelip utanmadan içinde karşı tarafı küçümseyen cümleler kurulu bir yazı yazıp sonra ben düşünce özgürlüğüne saygılısınız diye şeyettiydim diyen de vicdansız.

Bazıları anlamaz ülke bu duruma çok zor geldi derler.(Sanki dünya'nın en büyük 5 ülkesinden biri olduk 10 yılda,sorsan dış borcun cumhuriyet tarihindeki en kötü durumda olduğunu bilmez. Biz IMF'ye borç veriyoruz der,sanki sadece onlardan borç alınıyormuş gibi.)