Arkadaş bana kimse polisi savunmasın. Bugün Beşiktaş'a ve Taksim'e gittim. Beşiktaş Çarşı'ya kadar gittik yemek yedik falan. Bu dolmuşların kalktığı yer sanırım onların orada bir Beşiktaş Store var. Ondan sonraki ilk sokaktan yukarı doğru çıktık arkadaşlarla. Geziye gidecektik. İTÜ İşletme'nin kapısını gördüm, yerlerin adını tam bilmediğim için böyle anlatıyorum. İTÜ'den az biraz sonra bizi 20-30 tane sivil, resmi polis çevirdi. 3 kişiydik, üzerimizde hiçbir şey yoktu. Sadece bir arkadaşın boynunda Beşiktaş atkısı vardı. Polisin biri nerden geldiğimizi sordu. Avcılar dedik. Neden geldiğimizi sordu, işimiz vardı geldik dedik. Nereye dedi, Taksim'e dedik. Neden diye sorunca sorun yaratmasınlar diye metroya dedik, eve gidicez dedik. Bize aynen şunu söyledi "Sizi buradan Avcılara'a uçururum, doğruca evinize gidin eğer yolu bulamam diyorsanız yardımcı oluruz biz merak etmeyin." Bunları gayet tehditkar bakışlarla ve konuşma stiliyle söyledi. Orda açıkca söyliyim tutup kafayı geçiresim geldi de yine açık söyliyim yemediArkadaş sen kimsin böyle konuşuyorsun. Senin görevin bizi, halkı korumak. Biz napmışız sana, dik dik mi baktık, taş mı attık, küfür mü ettik, sen hangi hakla bizimle böyle konuşuyorsun. Normal halkız ya biz, yoldan geçen insanız. Dizilerde arkadan geçen adam vardır ya meşhur, işte oyuz, sessizce, öylece yürüyoruz. Eline jopu beline silahı alınca -kusura bakmayın ama- adam olmuş. Hakkaten Çarşı tezahuratta haklı, "Kaskını çıkar, Jopunu bırak, Delikanlı kim bakalım" Bu arada yeri yanlış bile anlatmış olabilirim pek dikkat etmedim oraya gelene kadar ama hatırladığım böyleydi ama İTÜ İşletme Fakültesi yazısını gördüğüme emim onun ilerisinde oldu bu olay.


