PSV'den başkanın işlerime çok karışmasına sinirlenmiş, istifa etmiştim. Artık önümde bambaşka bir yol vardı. Avrupa'dan ayrılmak istemiyordum. Ülkeme dönmek içinse çok erkendi. Arkadaşım -aynı zamanda yardımcım- Glasner ile otururken birden telefon çaldı. Arayan kişi Orta Avrupa'nın yükselişe geçen bir kulübünün başkanıydı.
+ Alo Furkan Höbek ile mi görüşüyorum ?
- Buyrun benim siz kimsiniz ?
+ Ben ..... kulübünün başkanıyım teknik direktör arıyorduk. Sizinle de bir görüşmek istedik.
- Tabii ki seve seve. Bu takımda çalışmak bana onur verir.
+ Bunu duyduğuma çok sevindim. Yarın kulüp binamıza gelin görüşüp sözleşme imzalayalım.
- Tamam yarın bu saatlerde ben kulüp binasında olurum. Kendinize iyi bakın görüşürüz
+Teşekkürler sizde. Görüşürüz.
Evet kulübün adını duyunca çok şaşırmıştık. Genç, dinamik bir kadroları vardı ve son dönemde bayağı tanınan bir kulüptü. Çok güzel bir ülkeye gidiyorduk. Almanya'ya İtalya'ya sınırı olan 9 eyaletten oluşan güzel bir Orta Avrupa ülkesiydi. Hemen hazırlıklarımızı yaptık ve yola çıktık..
Kariyer kurallarını okudum ve kabul ediyorum