
Originally Posted by
Juan Diaz
Ligde gidişat oldukça kötüleşmiş üstüne eklenen sakatlıklar iyice belimizi bükmüştü. Takımın moralleri gibi benimde moralim dibe vurmuştu. Evimde oturup tüm bunlara çözüm ararken kapım çaldı. Gelen Cantonaydı.
+ Abi hoşgeldin
- Seni almaya geldim hadi acele et
Nereye diye sormadan aceleyle evden çıktık. Belliki bi yere yetişmemiz gerekiyordu. Nihayet durduk fakat etraf çok kalabalıktı aracı uygun yere park ettikten sonra kalabalığı yarıp bi salona giriyorduk. İçerisi oldukça gürültülüydü. Koltuklarımıza oturduk ama bu bir boks maçıydı. Boks maçında ne işimiz olabilirdi ki ? Başta moralim bozuk o yüzden dışarı çıkarmak istedi diye düşündüm. Hani sinema vs yada eğlenmek için bi yerlere gitsek anlarımda. Boks maçı ne alaka ?
+ Abi boks maçında işimiz ne ?
- İzle Juan izle..
+ Tamam abi izleyimde sen soruma cevap versen ?
- Hep böyle aceleci misindir ? Sabret biraz
Bir iş vardı ama neydi ? Kendime soru sormayı bırakıp boks maçının başlamasıyla maçı izlemeye koyulmuştuk.
- Dayak yiyen boksörü görüyor musun?
+ Görmeyen mi var ?
- Ukalalığı bırak ! ne görüyorsun ?
+ Ne göreyim abi dayak yiyor işte herif
- Gördüğün bu mu yani ?
Başka ne görmem gerekiyordu acaba ? herif bildiğin dayak yiyordu..iş gittikçe felsefileşmeye başlıyordu
+ Abi ne demeye çalışıyorsun
- Bak Diaz ringin kenarında ki baş antrenörü görüyor musun ? Elinde havlu var hani
+ Evet gördüm
- Havlunun ne anlama geldiğini biliyosundur ama neden beklediği hakkında fikrin var mı ?
+ Yenildiği için daha fazla zarar görmek istememesi için atar heralde ?
- Bak Juan; Havluyu, dayak yiyen boksör yenildiği için yada daha fazla zarar görmesin diye atmazlar. Havlu atma işi aslında göründüğü kadar kolay değil. Büyük sorumluluk gerektirir. O yüzden büyük boksörlerin antrenörleride büyüktür. Aslında antrenörlerin iyi olması boksörü daha da iyi yapar. Şöyle ki dayak yiyen kişi şuurunu dahi kaybedebilir. Dolayısıyla iş tamamen baş antrenöre kalır. Havluyu atar yada bekler. Bu boksörüne olan güvenini gösterir aslında. Ya kaybetmeyi kabul eder yada güvenip bekler. Havlu atmıyorsa umut vardır. Mesele kendi boksörünü, rakip boksörü ve maçı iyi analiz edip zamanlamayı ayarlamakta. Zamansız atılan havlu sadece maçı kaybettirmekle kalmaz kariyerde derince bir iz de bıraktırır. Dolayısıyla attığı havlu ya kendi boksörünü kurtaracak ya da kazanabileceği maçı sırf güvensizliği yüzünden kaybettirecek. O dayak yiyen boksörün antrenörüde bunun zamanlamasını ayarlıyor işte..
Biranda terlemiştim. Boks maçı yapan boksör benim takımım elinde havlu bekleyen kişi ise bendim sanki.. Düşünüyordumda taşların hepsi yerli yerince oturmuştu. Evet evet kesinlikle boksör Nimes klübü elinde havlu bekleyen kişi ise bendim..Sorumluluğum büyüktü. Takım, aldığı sonuçlar yüzüzünden gerilemeye başlamış oyuncuların yüzüde asılmıştı. Yani dayak yiyordu. Bense yüzümü asmış takıma küsmüş oyuncularla ilgilenmiyordum. Cantona ne demişti rakibi ve maçı analiz edecek kendi boksörüne güveneceksin. Büyük boksörlerin antrenörleri de büyüktür !!