Doğruyu söylemem gerekirse kendi takımımın maçının ilk yarısını doğru düzgün izleyemedim Kiev'deki maça bakmaktan. O maç esnasında öyle tuhaf duygular yaşadımki, biraz anlatayım; Mehmet'in golü ile gelen beraberlikte öyle sevindimki ev ahalisi ne olduğunu bile anlayamadı dışardan görüpte tanımayan biri olsa elli yıllık has FB taraftarı sanırdı beni fakat ondan sonra gelen ikinci golde bu sefer bir elli yıllı yıllık kiev taraftarı olup çıkmıştım Semih'in sayılmayan golünde (bana göre harbi goldü) o hakeme bende ağzıma geleni saydım üçüncü kiev golünde bu iş bitti FB'nin neyine Avrupa diye düşündüm. O ruh halimi buyrun siz yorumlayın ben hala daha içinden çıkabilmiş değilim bu kadar karmaşanın. Yalnız şunlarıda belirtmek isterim Ali Sami Yen Stadındaki o taraftarların tek suçu Avrupa yolunda ilerleyen bir türk takımını yanlız bırakmış olmalarıdır. Ama bunun olmasındaki tek suçlu onlar değildir. Unutulmamalıki bunun sebeplerinin içinde A.Şenlerin, İ.Kalkavanların rolü çok büyüktür. Aynı şekilde bizim başarılarımızı altında ezilipte kupalarımıza "teneke" başarılarımıza "tesadüf" yakıştırması yapanlarında. Buna paralel tesislerimize saldıranlarında bayrağımıızı kesmeye çalışanlarında. Yanlız size şunu söyleyim o gece Türkiye'nin bir çok yerinden farklı takımların taraftarı olan arkadaşalrımla telefon görüşmeleri yaptım hepsinin ortak kanısı ağız birliği etmişcesine aynıydı ve hepsi bu durumdan dolayı keyif içindeydiler. Populistlik yapıpta Türkiye'yi FB'ye düşman edenler bunu düşünsün, ne halt ettiklerinin farkına varsın artık. Farkına varsında vazgeçsinler bu anlayıştan!