Ben katılmıyorum buna. Sneijder dışında geçen seneye göre temposunun çok altında oynayan bir oyuncu göremiyorum. Geçen sene Sneijder gelene kadar da temposu farklı değildi takım. Yüksek tempoda oynamıyorlardı. Sneijder ve Drogba ile hava kazandı takım, sonuca inandılar. Fenerbahçe ve Beşiktaş'ın dağınık futbolları ve sorunlu dönemleri yüzünden açık ara gitti takım. Tempo sorunu yine vardı. Sneijder'in akıllı pas dağıtımı sayesinde dan dun pas yapmadılar. Oyunun sonuna kadar aynı şekilde deniyorlardı. Oyun sıkıştığında da Farih Terim hücum riskleri alıyordu. Drogba geldiğinden beri hücum pres sorunu var. Burak'ı kesmesi mümkün değildi çünkü. Bu sezon Sneijder'den 3. bölgede pas organizasyonu gelmeyince sabırlı pas oyunu yerini bireysel çabalamalara bıraktı. Burak hâlâ aynı tempoda oynuyor ama artık o kadar baskı altında kaldı ki baskıdan çıkamayınca altında ezildi. Kaçırdıkça psikolojisi daha da bozuluyor ve oynama iştahı kaçıyor. Çok pozisyona girip gol atan bir oyuncu iken şimdi yine o koşuları yapıyor ama o paslar daha yaratıcı paslar olmadığı için pozisyonu zorlamak zorunda kalıyor ve konsantrasyonunu kaybettiği için daha fazla basit şutlar ile kolaya kaçmaya çalışıyor. Oyunun psikolojisi bir anda dengeleri değiştirebiliyor. Kondüsyoner aynı kondüsyoner. Teknik direktör takımı fizik olarak hazırlamaz ki. Fatih Terim'e yüklenmek doğru değil. Onun da hataları var, başka zaman değerlendirmek lazım.

Meselenin hâlâ analiz edilmediğini düşünüyorum. Sneijder takımın dizilimini ve topun organizasyonunu bozuyor. Onun eksiklerini kapatacak 2 dizilimden biri sorun yaratan ve dar alanda hücumu kısırlaştıran 4312 iken, diğeri ise bir kanatta oyuncu eksiği olmasından mütevellit sorun yaratan 4231. 4411 ise komple savunma takımı yaratır, o yüzden onu hiç katmıyorum. 4231'de tek santraforun pres gücü olmaması ve bunu sağlayacak santrafor Umut'un rotasyon oyuncusu olması büyük problem. Oyunu daha geride karşılayan ve pas oyunu ile az pozisyonu gole çeviren düşük tempo takımı olamayacaklar. Çünkü pozisyona giren oyuncuların golü bitirme istatistikleri çok düştü Galatasaray'da. Zaten böyle bir futbola seyircilerin ve yönetimin dayanabileceğini hiç sanmıyorum. Fatih Terim basbas bağırdı bana 2 üst düzey kanat oyuncusu alın diye. Hatta Burak'ı gözden çıkardı maddi katkı sağlasın diye. Üzerine Bülent Tulun İtalya'ya gitti Burak'ı pazarlamak için ama menajeri kendisine 2 Milyon Dolar isteyince olay oldu. Son güne kadar sorun çözülemedi ve problemli bir şekilde iptal oldu. Burak da gitmek istiyordu. Sonrasında kalınca da moral motivasyonu sıfıra indi. Bu da sonun başlangıcı oldu. Topun değerini bilen takım yaratmak gerekli ama sıkıştığında topla katedebilen tek oyuncunun Bruma olması onun markajını oldukça kolaylaştırıyor. Fenerbahçe sırf bu yüzden bekleri açık gibi kullanıyor Galatasaray benzeri ama hücumda 3 forvetle oynayarak markaj sorununu aşmaya çalışıyor.