..............
Yağmur kar idmanlara devam ediyorduk nihayet okul turnuvaları başlıyordu. Turnuvayı takip edenler arasında yine çeşitli takımlardan menajerler, temsilciler ve gözlemciler bulunuyordu. İlk rakibimizi eliyorduk ve takımdan bu insanların radarına takılanlar oluyordu. Bunlardan biri de bendim. Şans yüzüme tekrardan gülmüştü ancak kaderin oyunudur ki yine son sınıftım ve bu seferde üniversite sınavlarına hazırlanıyordum. Sonraki turda elenip turnuvaya erken veda ediyorduk. Saolsun okul takımının hocası gelen tüm teklifleri bizlere yansıtmadan reddetmiş ve iş bittikten sonra haberdar olmuştuk bu durumdan. İçimdeki futbolcu olma ateşi yine saman alevi gibi parlayıp sönmüştü. E artık geride pek seçenek yoktu üniversite sınavlarına hazırlanıp liseden de mezun olmuş Mühendislik Fakültesini kazanmıştım.

................................

Okul bitmiş işe hayatına adım atmıştım. Futbolun bu denli gündemde olduğu bir ülkede yazılım sektörü pek de revaçta ( popüler ) değildi. Teknoloji alanında Avrupalılar oldukça ilerdeydi. Çalıştığım şirket bizleri sık sık yurt dışına eğitim seminerlerine gönderiyordu. Böylece hem yabancı dilimiz hem de kendimiz gelişiyorduk. Bizim gelişmemiz firmanın da gelişmesi demek oluyordu. Bizleri başta İskandinav ülkeleri olmak üzere yeni gelişmekte olan ülkelere gönderiyorlardı. Firma için yeni gelişen ülkeler bulunmaz birer pazardı...