Dikkat etmeniz gereken esasinda taktigin cozulmesi degil.
Her taktigin kuvvetli yonleri de vardir, zayif yonleri de. Rakip teknik direktor eger sizin taktiginizin kuvvetli yonlerinin ustune giden bir taktik anlayis benimserse rahat galibiyet alirsiniz. Rakip teknik direktor eger sizin taktiginizin zayif yonlerinin ustune giden bir taktik anlayis benimserse galip gelmeniz zorlasir (bazen sadece oyuncu kalite farki sonucu belirler).
Birden cok taktik gelistirmek, rakiplerin karsiniza cikabilecegi farkli taktiklere karsi hazirlikli olabilmek icin onemli.
Bu ille de dizilis degisikligi olmak zorunda degil ama zaman zaman da dizilis degistirmek gerekebilir (mesela daha defansif bir oyun anlayisinda 4231 yerine 4411 kullanmak veya 433 yerine 4141 kullanmak gibi).
Mesela rakibiniz geride cok pas yaparak tempoyu dusurmek istiyorsa, galip gelmek icin farkli bir oyun anlayisina, beraberlik icin farkli bir oyun anlayisina ihtiyaciniz olabilir.
Ayni sekilde rakibiniz cok hizli cikiyorsa galip gelmek icin farkli bir oyun anlayisina, beraberlik icin farkli bir oyun anlayisina ihtiyaciniz olabilir.
Bunu her teknik direktor yapiyor. Sahaya ayni oyunculari cikarsa da zaman zaman oyun anlayisini degistirerek takimin biraz daha farkli oynamasini sagliyor.
Fatih Terim'i cok ofansif bir teknik direktor olarak biliriz genelde. Ama ozellikle gecen sezon bir cok macta (su anda en iyi hatirladigim Carvalhal'in IBB'si, Antalyaspor, Sivasspor ve Kayserispor maclarinda) daha cok geride bekleyen, rakibin top ile oynamasina izin veren ve hizli hucumlarla gol atmaya calisan bir oyun anlayisi benimsemisti.