-
Anlatımı teknik direktör olarak değil, olayları izleyen 3.bir kişi olarak yapacağım.
Sabahın ilk saatlerinde uykusuz bir gecenin sabahında, boğaza karşı oturmuş çayımı yudumluyor, İzmir'e dönmeden önce bu eşsiz güzelliğin tadını çıkarıyordum.. Birden bire telefonum çalmaya başladı, arayan Almanya'dan bir Türk abimiz Haluk Lassig'ti. Haluk abi telefonu açar açmaz heyecanlı bir şekilde, Stuttgart'ta yeni bir Türk futbol kulübü kurduklarını ve takımın başına geçmemi istediklerini söyledi. Ben ise ilk göz ağrım, son göz yaşım Göztepemden ayrıldıktan sonra hiç bir takımla çalışmamış, çalışamamıştım. Haluk abiye takımı çalıştıramayacağımı ama en az benim kadar hırslı ve iyi bir hoca olan birini getirecebileceğimi söyledim. O da sen kefilsen sorun yok kardeşim diyerek benim aklımdan geçen ismi beklemeye başladı... Aklımdan geçen ise Kuzeyin hırçın evladından başkası değildi...
Kendisini aradım biraz konuştuktan sonra teklifimi hiç uzatmadan kabul etti. Yıllar yıllar önce büyük büyük babasını Türk denizcileri kurtarmış, hayata yeniden bağlamışlardı Viking'in. Bu yüzdendi Türklere olan sıcaklığı. Nede olsa aynı özellikleri taşıyorduk... onlar kuzeyin hırçın, cesur çocukları; biz ise Orta Asya'dan dört nala gelmiş, karşımıza çıkanları teker teker bertaraf etmiş, yedi düvele meydan okumuş bir ceddin evlatlarıydık..

Mesaj Yetkileri
- You may not post new threads
- You may not post replies
- You may not post attachments
- You may not edit your posts
-
Forum Rules