Ersun Yanal'ın oynattığı futbola hiç bir zaman lafım yoktur çünkü Aykut Kocaman döneminde bas bas bağırdığımız, istediğimiz, arzuladığımız o hücum futbolunu sonuna kadar oynattı.

Kalp sorununa rağmen gelip Galatasaray maçında takımın başında olması da takdir edilesi bir hareket. Sezon içindeki takım idaresi, fazla demeç vermeyip işine bakması, Fenerbahçe kulübü tarihinin en çok teknolojiden faydalandığı bu dönem gerçekten bunlar da takdire şayan davranışlar.

Geçtiğimiz sezon çıkan devre aralarında takıma hatalarını izletiyor haberleri falan benim çok hoşuma gidiyordu. Kısacası Ersun Yanal her zaman nerede olduğunu farkında olan bir hoca oldu. Geldiği mevkinin kıymetini bildi ve ona göre hareket etti.

Yalnız bu sezon başında benim gözlemimle çok büyük bir değişime uğradı. Takım sezon başında yaptığı hazırlık maçlarının hepsinde döküldü resmen. Bu kadar çalışkanlığı seven bir hocanın takımı bu kadar kötü hazırlaması Ersun Yanal'ın da bana göre suçu var.

Belki diyeceksiniz ki oyuncular çalışmadıktan sonra hoca ne yapsın? Olaya böyle bakarsak tabii size hak veririm ama ben Ersun Yanal'ın da gözünde takımdan sıkılmış bir hava sezdim. Bunun sebebi gerek isteklerini yapılmaması, gerek Aziz Yıldırımın demeçleri olabilir ama olmamalıydı.

Benim gitmesini istememdeki temel sebeplerden birisi de o tekne olayı idi. Açık konuşayım nedense ben Ersun hocaya bunu hiç yakıştıramadım. Olayın ahlak boyutuna pek de girmek istemiyorum ama gerçekten çıkan haberler bizim camiamızdan birisine yakışmayacak haberler diye düşünüyorum.

Ersun Yanal'ın başarılı bir teknik adam olduğu ortada ama bizde potansiyelini bana göre gösteremedi çünkü rahat bir çalışma ortamı yok. Fenerbahçe'ye gelen her teknik adamın görevi takımı şampiyon yapmaktır altı düşünülmez o da bunu yaptı ve gitti.