Sakatlıklar Hasan Hoca'nın canını sıksa da Adanademirspor yoluna tam gaz devam ediyordu.Ekip ruhu yakalanmıştı ve takım olgusu oturtulmuştu.Devre arasına tüm hızı ile ilerliyorduk.Sahada A.Demirspor , tribünde Şimşekler Grubu adından fazlası ile bahsettiriyordu.
"Ligde yolumuza emin adımlarla devam ediyorduk.Türkiye Kupası ise aklımı karıştırıyordu.Çünkü en önemli hedefimiz PTT 1.Lig'den kurtulmaktı.Yıllardır hasret olduğumuz hakettiğimiz lige yükselmek istiyorduk.
Bu sebepten dolayı Türkiye Kupası'nın saçma düzeninden dolayı aşırı maç yapacaktık.Hem oyunculara maç başı parası verip daha fazla külfet altına girecektik , hem de deplasman masrafları ile kulüp finansını olumsuz etkileyecektik.Tur atlamamız karşılığında federasyondan aldığımız primler ise adeta çerez parası olarak kalıyordu.Futboldan anlamayan isimlerin başta olması kulüpleri finansal anlamda daha fazla etkiliyordu.
Dardanelspor ile gruplara kalmak için mücadele verecektik.Maçın evimizde olması ile işler bizim lehimizdeydi tamamen.Yedek ağırlıklı bir kadro ile sahaya çıktık ve istediğimiz sonucu aldık.Ama az önceki bahsettiğim konuda olduğu gibi Dardanel gibi bütçesi kısıtlı olan bir takım için bu maç adeta eziyetti.
Türkiye Kupası'nda görevimizi yapmış gruplara kalmıştık.Gözler tekrar 1.Lig'e dönmüştü.Sırada ki maçımız zorlu Urfa deplasmanıydı.Maçtan önce Özgürcan yanıma gelerek ilk onbirde oynamak istediğini söyledi.Kendisi ile konuşarak taktiğe yatkın bir forvet olmadığını dilim döndüğünce anlattım.Hızlı forvetler benim tercihimdi.Ama kendisine evimizdeki maçlarda çift forvet oynarken şans vereceğimiz söyledim.Bu konuşma onun için yeterli gelmemişti.Bu durumlar altında takımdan ayrılmak istediğini dile getirdi.Öyle söyleyince de benim bir anda tepem attı ve kendisini ses tonumu yükselterek azarladım.Bu durum karşısında sesleri duyan diğer oyuncular yola çıkmadan önce moralsizdi.Şimdi bu durumu takıma yansıtmanın hiçbir oyuncunun da teknik direktörün de hakkı yoktur.Özgürcan hangi takımda sürekli oynayan bir isimdi ki bu şahane giden takımda ilk onbirde oynamak istiyordu.Takım otobüsünde oyuncuların daha fazla etkilenmemesi için problemin kaynağını anlattım.Anlatırken de elimden geldiğince objektif olmaya çalıştım.Sonuçta ekmeğimizi yiyen bir oyuncuydu ve "takım"ın içindeydi.Oyunculara herhangi bir tavır bulunmamaları gerektiğini belirterek sorunu konuşup aramızda halletik.
Maçı eğer ki o gün kazanamasak Özgürcan'ın benden çekeceği vardı.Ama takım yine galibiyet alışkanlığını bozmadan yoluna devam ediyordu.
Şanlıurfa maçını da , Özgürcan olayını da geride bırakmıştık.Artık derbi maçıydı.Sezon başından bu yana üç puan kazanarak yolumuza devam etsek de bizim asıl sınavımız bu maçtı.Passolig'e rağmen , tribünlerimiz her maçta kapalı gişeydi.Ama bu maçta stad kapasitesinin üzerine çıkacak olan bir seyirci grubu bizleri bekliyordu.O ana kadar tüm maçları kazansak da bu maçı kaybedersek herşey tersine dönebilirdi.Hem takım için hem de seyirci için sezonun en kritik maçıydı ve evimizde 3 puana kilitlenmiştik.
Maç başladı ve heyecan en üst seviyeye ulaştı.Hüseyin Kala'nın golü ile öne geçtik ve stad tam anlamı ile yıkıldı.
Santra ile oyunu başlatan Adanaspor hücuma kalktı ve Yiğitcan'ın anlamsız yere rakibe çift dalması ile on kişi kaldık.Başımdan kaynar sular döküldü.Taktik planlarımız alt-üst olmuştu.Yaptığımız hamleler ile oyunu daha sakin oynamaya çalıştık ve istediğimizi aldık.
Alnımızın akı ile de üç puanı almıştık.Ve Adanaspor'a sadece bir pozisyon vermiştik on kişi kalmamıza rağmen.Güzel oyunun yanında 3 puan bizim için harika bir başarıydı.
Tam anlamı ile biz bu lige fazlaydık artık.Takıma da bunu aşılamaya çalışıyorduk.Ekibim ve ben psikologlarla ortaklaşa çalışarak bunu oyunculara iyice aşılıyorduk.Adanaspor maçının ardından rehavetinin de önüne bu şekilde geçmiştik.Buca maçında bu bilinçle sahaya çıktık ve bir 3 puan daha hanemize yazdırdık.Bu maçta ceza sahamızı rakip oyunculara göstermedik ve güzel bir defansif oyun sergiledik.
Sırada ki maç zorlu Antalyaspor maçıydı.Üç puan bizde alışkanlık yapmıştı artık.Ama bu üç puan en zorlandığımız maçta alınmıştı.Rakip kontra oyunu iyi sergilemiş ve ecel terleri döktürmüştü.
Takım olarak herşey kusursuz bir şekilde ilerliyordu.Ama Bolu deplasmanında puan kaybı yaşamıştık.
Saha adeta balçıktı.Top yerden ilerlemiyor adeta su birikintilerine saplanıyordu.Federasyonun bu maçı iptal etmemesi akıl almayacak bir karardı.Maçtan önce basın toplantısında sert bir konuşma yapmıştım.Hatta bu konuşma yüzünden para cezası da almıştım.Ama 2 puanımız Bolu'da gitmişti.Futbol oynamaya gelmiştik adeta ama sahada ayakta kalma savaşına dönüşmüştü bu müsabaka.Bizim hünerimiz topu saha içerisinde iyi dağıtmaktı.Bunu ise bu su dolu havuzda yapmak mümkün değildi.Sahada futbol oynayamadık.Hayatımdan çalan bir doksan dakika olmuştu.Bir puan ile evimize dönsek de önemli bir sakatlık yaşamamak bizim için en önemli şeydi.
Boluspor maçı morallerimizi bozdu.Ama bir puan sebebiyle değildi.Federasyonun bu maçı oynatması asıl can sıkan durumdu.Futbol adına hiçbirşey sahada yoktu zaten.
Bu maçı ardımızda bırakmak istiyorduk.Önümüzde Süper Lig ekibi Konyaspor ile Türkiye Kupası maçı vardı.Evimizde oynamak ilk maç için bizim lehimizeydi.Bizde haddimizi bilerek oynarsak istediğimizi alabilirdik.
Şunu iyi biliyorduk ki ; iyi defans yapmak bizim en önemli avantajlarımızdan birisiydi.Konyaspor'u maç başında atak oynatacak açıklar vermesini sağlayacaktık.Amacımız oyuncularının sahaya yayılması sağlamaktı.Bu sayede geniş alanlar yakalayabilecek.Rakibe topu bırakacaktık yani.İstediğimiz gibi başladık maça.Sidibe ve Şaban'ın uzun sakatlıklarından dolayı sol bekte soru işaretleri ile görev verdiğim Ferhat adeta adım attırmıyordu.Orta alanda ise Hakan Söyler kestiği toplarla ani ataklara çıkmamızda başrol oynuyordu.
Takım her geçen gün daha da gururlandırıyordu beni.Eğer ki son dakikalarda kazandığımız penaltıyı da gole çevirseydik işte o zaman Konyaspor ve Aykut Kocaman küçümsediği takımın hezimetine tam anlamı ile uğrayacaktı.
Ptt 1.Lig ve Türkiye Kupası'nda ki maçlar dolu dizgin devam ediyordu.Ama bu periyotta 3 maç çok ön plana çıktı.Zemini ile Boluspor , derbi zaferi ile Adanaspor ve Türkiye Kupası'nda sahadan silinen Konyaspor müsabakası çok ses getirdi.Basında kulübün adı duyuldukça sponsor ve lisanslı ürün satışlarında büyük bir artış yaşandı.Forma reklamı vermeye tenezzül etmeyen firmalar şimdi kulüp binasının kapısını aşındırır olmuştu.Türkiye'nin her yerinden lisanslı ürün talepleri yağıyordu.Kazanılan önemli maçlar sonucunda çıkan yeni ürünler adeta kapış-kapıştı.Ekonomik yönden eli kuvvetlenen Adanademirspor'u ilerleyen yıllarda bu durum önemli hamleler olacak geri dönecekti...