YAZININ DEVAMI




Yine 27-05-1987 tarihli "GÜNEŞ" gazetesinde yazar Faik Gürses, "IĞNE, PARA, ARABA.SONRA SAMPİYONLUĞA" başlıklı yazısında olayları bir bir yazıyordu...Aynı gün(27 Mayıs 1987) tarihli "HÜRRIYET" gazetesinde ise Metin Keçeli`nin sözleri Onur Belge imzasıyla yayınlanıyordu:"Bu ne futbol çirkinliğidir? Yeter artık, gırtlağımıza kadar geldi.Her şey alenen cereyan ediyor…Gazetelerde yazılıyor.Gerekli merciler neden bir şey yapmıyor?"Gerçektende her şey spor kamuoyunun gözleri önünde ceryan ediyor, Ali Uras fedarasyonu ise kulaklarını tıkamış, gözlerini yummuş, kılını bile kıpırdatmıyordu...



Bir sonraki hafta Denizlispor karşılaşmasında da, aynı utanç verici senaryonun ikinci perdesi sergileniyordu...Aradaki tek fark, formül kısaltılmıştı, "İĞNE+ARABA" olarak uygulanmıştı...Bir hafta evvel "Doğan"lar fazla göze batmış olmalıydı...Maçın bitimine 5 dakika kala beraberlik golünü atan Denizlisporlu oyuncuların, maç bitiminde bizlerin şaşkın bakışları arasında şampiyon olmuş gibi sevinmelerini, taklalar atmalarını, oradan oraya koşuşturarak birbrlerine sarılmalarını ve bütün bu hareketleri yaparken sanki hiç maç oynamamış kadar dirilikte(!!!) olmalarını unutamam....

Galatasaray böylece 1 puan öne geçiyor, ondan sonraki hafta, UTANÇ senaryosunun son perdesini sahneye koyuyor,

Eskişehir`le ASY'de yaptığı maçta, Prekazi serbest vuruş sırasında Sırpça olarak Eskişehir kalecisi Zalad'a topu atacağı köşeyi bildiriyor, (bu olay tesadüfen Sırpca bilen Eskişehir'li göçmen futbolcu tarafından maçın hakemine iletiliyor ama hakem oralı bile olmuyordu)...Zalad topun gittiği köşeye atlamıyor,

Eskişehir'i yenen Galatasaray 14 sene sonra şampiyon oluyordu...2 puanlık sistemde, Galatasaray 1 puan farkla, bütün değerleri ve kuralları delik deşik ederek, şampiyon oluyordu...Başkanları Ali Tanrıyar TV kameraları karşısında tam kendisine yakışan lafı ediyordu: "Seni sevmeyen ölsün!"…"BAŞARI İÇİN HER YOL MÜBAHDIR" ilkesi Galatasaray'ın sportif anlayışında zirveye yerleşiyordu...(Bu arada meşhur hakem AHMET AKÇAY`dan bahsetmeden edemeyeceğim…Akçay o sezon yönettiği Ankaragücü-Beşiktaş karşılasmasında, ne işi varsa kale direğine 4 metre mesafede duruyor, 85.dakikada Ankaragüçlü oyuncunun çektiği şut tesadüfen(!!!) hakemin omuzuna çarparak yön değistiriyor ve Beşiktaş ağlarıyla buluşuyordu.Maçı "1-0" kaybeden Beşiktaş 1 puanı Ankara`da bırakıyordu...

Aynı hakem Eskişehir-Galatasaray maçında, Yusuf`un kalecinin elindeki topu faulle alıp ağlara göndermesine gol kararı veriyor, televizyon görüntüleri üzerine, "Gözüme kar suyu kaçtı, göremedim!" şeklinde kendini komikçe savunuyordu...Bir puan ordan, bir puan burdan, şampiyonu belirleyen hakem olarak tarihe geçiyordu...Artık Türk futbolunda kanunlar kurallar terkedilmiş, minareyi çalan kılıfını hazırlamış, yapanın yanına kar kalır olmuştu...




Bu iki ayrı olayı okumak istemeyenler için çok kısa bir özet geçeyim. '' Şike GS ile başladı. Rahmetli Süleyman Seba Şerefli 2.likleri GS'ye karşı aldı.NOKTA