Nasıl hazırlanıp çıktığımı bilmiyorum. Çantama bir iki parça eşya attım ve 45 dakika sonra havalinanındaydım...
Dış hatlar Terminalinde Mehmet beni karşıladı hemen biletileri aldık ve İspanya'ya uçuş için çaktaki yerimizi aldık...
S: Mehmet!! Neler olduğunu anlatacak mısın? Nereye gidiyoruz?
M: Kardeşim rahat ol. Kulağın delik olsun demedin mi? Al işte iş konuşmaya gidiyoruz. (Gülüyor)
S: İyi de nereye? Benim hiçbir hazırlığım yok! Banada söyleseydin keşke!
M: Kardeşim Las Palmas ile görüşmeye gidiyoruz. Şimdilik benimde bildiğm bundan ibaret.

Daha fazla birşey söyelemedim ve Las Palmas hakkında bilgilere bakındım internetten. 2 saatlik yolculuğun ardından sonunda Madrid'teydik. Burada bir kafede oturduk ve yaklaşık yarım saat sonra bir adam geldi. Yaşça büyük kısa boylu iyi giyinimli takım elbiseli bir bey.

M: Dostum! Enrico! Nerelerdeydin uzun zamandır?
Enrico: Hey bana dostum deme! Biz dost değiliz! Emaneti ver ve gideyim!
M: Enrico! Dostum dur bir saniye! Sen arkadaşımla tanıştırayım... Samet.
E: Merhaba Samet. Bu adamın yanında ne işin var?
S: Merhaba. Memnun oldum. Biz buraya iş gör.... (Mehmet lafa giriyor)
M: Dostum!... Samet benim kuzenim buraya benşm yanımda geldi. Alişte emanetin burada... (Elindeki CD'yi masanın üzerinden Enrico'ya uzattı)
E: Tamam değil mi? İstediklerimiz burada var?
M: Tabiki dostum. Ben nezaman yanlış birşey yaptım?
E: Neyse benim gitmem lazım... Eğer bir sorun çıkarsa seni bulurum. Biliyorsun!
M: Merak etme dostum bir sorun çıkmayacak. Bana güven.
E: Tekrar görüşmek üzere. Hey Samet! Umarım umduğun işi bulabilirsin. Ama İspanya'da Teknik Direktörlük yapmak mümkün değil dostum. (Gülüyor pis pis.)
S: Anlamadım.?+%&/
E: Sana Mehmet anlatır hadi bana müsaade!

Şaşırnıştım. Mehmet'e baktım ve Teknik Direktör olduğumu nereden anladı?
M: Kardeşim adam futbol simsarı ve o verdiğim CD'de büyük takımların peşinden koştuğu genç yetenekler, teknik adamlar, scout ekipleri, antrenman programları var...
S: Sen bunları nereden buldun?!
M: Dostum benim işim bu! İllegal kovalıyorum.
Donakalmıştım. Eve gelene kadar tek bir kelime etmedik. Eve geldiğimde geceydi. Ama hala kafamda nasıl birişin içinde olduğum düşüncesi vardı. Bu düşüncelerle uyumuşum...

Ertesi gün Mehmet ile konuştuk ve büyük birişpeşinde olduğunu, bana döneceğini söylemişti. Biraz muhabbet ettik. Barda kızlarla takıldığını söyledi ve benide davet etti. İlk başta gitmek istemedim. Ancak kızlardan birinin BundesLiga takımlarının birinin başkanının kızı olduğunu söyledi ve bir şans olabileceğini belirterek beni çağırdı. Hiç oralı olmamıştım... Evde oturup kafamı dinledim.

5 GÜN SONRA...


Telefonum çalmıştı. Arayan Mehmet'ti.

S: Evet Mehmet? Yine ne var? İyi haber ver lütfen?
M: Hahahahahaha. Kardeşimmmm. Oldu bu iş.... Atla hemen bana gel. Hahahahahaha!!!
S: Neler oluyor?
M: İş görüşmesi ayarladım sana! Hemde Bundesliga ekibi... Detayları vermeyeyim de heyecandan kaza yapma.
S: Ciddi misin?
M: Evet! Hadi hemen gel...

Bir saat sonra soluğu Mehmet'in evinde almıştım. Beni kapıda bekliyordu. Direksiyona kendş geçti ve yola koyulduk...

Bir müddet sonra Hamburg'un kulüp binasına gelmiştik. Heyecanlandım. İçeri girdik bizi sekreter karşıladı. Yaklaşık 15 dakika sonra başkanın odasına çıktık.Karşımda Carl-Edgar Jarchow'u görünce şaşırmıştım. Birden heyecalandım. Bizi gayet babacan tavırlarla karşıladı ve buyur etti. Biraz sohbetten sonra konuya girdi.

Carl-Edgar Jarchow: Samet... Senin CV ni inceledim. Tecrüben yok ama bilgi ve birikimin çok fazla. Ayrıca kulüp için önemli dökümanların varmış... Yetenekli futbolcular falan... Anlarsın işte.
Mehmet bir taraftan kaş göz yapıyordu. Bende çaktırmadım.
S: E..EV...Evet. Doğru. Birikimimiz var tabi...
Carl-Edgar Jarchow: Biliyorsun Samet. Kulüp olarak ivme yaratamadık.
bir sürü kötü deneyim. Açıkçası hocaya çok para vermek istemiyorum. Yalnızca ilj etapta genç oyuncuları parlatıp satsak, geleceğe yatırım yapsak kafi... Sende bu konuda yeteneklisin.
S: Teşekkür ederim. Elimden geleni yapmaya çalışıyorum.
Carl-Edgar Jarchow: Biz Mehmet ile bütün detayları konuştuk zaten sen tam bizim aradığımız adamsın. (Sözleşmeyi uzattı)

Şaşırmıştım. Donakaldım bir an... Ama toparlandım ve beni 1 yıllık Hamburglu yapan sözleşmeyi imzaladım...