Fenerbahçe'nin transferlerini, oyun anlayışını, felsefesini belirleyecek temel taş da bu güçlü silah olmalıydı. Fenerbahçe belli bir oyun zihniyeti çevresinde bu hattan daha fazla katkı alacak rötuşlar yapmalıydı. Ama maalesef Fenerbahçe, konu futbolsa bir ortak zihniyet, bir temel felsefe oluşturamadığı için sezon öncesinden bugüne geriledi. Zaten tarih boyunca çekilen sıkıntılar da hep ve sadece bundandır. Bu Aziz Yıldırım'ın günahı değil kuşkusuz. Bu ondan önce de belki 100 yıldır böyleydi. Ancak Aziz Yıldırım bunu yapamadığı için Fenerbahçe'nin en unutulmaz, en büyük başkanı olarak anılmayacak bu da gerçek. Bu futbol devi tarihi boyunca yapamadığı gibi Yıldırım döneminde de bir felsefe, bir futbol ideolojisi, bir oyun kimliği ortaya koyabilmiş değil. Kısaca bakalım :
-Löw fazla stajyer bulunduğu için gitmiş, bir futbol kurduna ihtiyaç olduğu düşünüldüğü için Rıdvan Dilmen takımın başına geçirilmişti.
- O fazla disiplinsiz olduğu ve takım iyi çalışmadığı için en disiplinlisi Zeman getirildi.
- O fazla sert bulunduğu için Denizli geldi.
- O takımı iyi çalıştırmadığı için bir antrenör Lorant geldi bu kez.
- O sadece kondisyon yüklediği yıldızlardan yararlanamadığı için Oğuz Çetin takımı devraldı.
- O takıma söz geçiremediği için bir çalıştırıcı Daum geldi.
- O yıldızlardan yararlanamadığı için Zico geldi.
- Şimdi o takımı takım yapamadığı için takımı yapacak adam aranıyor. Herkesin aklındaki isim de bu işi şu anda en iyi yapan Türk. Denizli, Ankaragücü ve Gençler'i tarihinin en iyi derecelerine ulaştırmış, Vestel Manisa'yı heyecan verici bir takım yapan Ersun Yanal.