Ve Bıçakçı Ve Terim Ve Roma...


Herkes Ersun Yanal göreve başlamadan önce bu isim üzerinde hemfikirdi. Koskoca basında sadece bir kaç isim Yanal daha erken diyordu. Bunu diyenlerden biri de bendim. Önce bir büyük kulüp çalıştırsın, orada tam anlamıyla pişsin, kurulabilecek komplolara veya büyük takım topçularının kaprisleriyle nasıl baş edeceğini öğrensin dedim ama tabi ki ben dedim ben dinledim. Peki şimdi sonuç ne? Ersun Yanal bir an önce postalansın...

Öyle bir takım düşünün ki her mevkisinde bir kaç alternatife sahip olsun, arkalarında her kazandığı galibiyet için onbinlerce dolar prim verebilecek bir federasyon olsun, milli başarı için hiçbir masraftan kaçınılmasın ve bu da yetmezmiş gibi Türkiye'nin en büyük markaları bu takıma sponsor olabilmek için birbirleriyle kıyasıya yarışsın. Yani kısacası yedikleri önlerinde yemedikleri arkalarında olsun. Böyle bir takımın başarıdan başka tek bir alternatifi olabilir mi? Mantık olarak olmamalı. Ancak siz kalkıp ta arkasına böyle bir destek almış takımın başına Türkiye Lig'inde ortalara oynayan takımları çalıştırmış birisini getirirseniz işte sonucu bu olur.

Burada suçlu Ersun Yanal mıdır? Kesinlikle hayır. Ersun Yanal kendisine maddi ve manevi olarak altın tepside sunulmuş bir teklifi geri çevirecek kadar kafasız olmadığını defalarca göstermiştir. 70 milyar maaş,ev,araba, primler ohhh gel keyfim gel. Bu teklifi kim geri çevirir ki? Ersun Yanal da çevirmedi. Ama dünyanın Türkiye futboluna olan bakışını çevirmeyi başardı. Böylesine başarılı topçuların bir araya geldiği bir takımı Almanya'ya götürememenin kapısına geldi.

Peki buradaki asıl suçlu kim? Tabi ki tek kelime ile Federasyon. Bakın Galatasaray'da seçim olmuş ve Canaydın seçimi kazanarak başkan olmuştu. O günkü teknik direktör Fatih Terim hemen yeni başkana giderek istifasını verdi. Canaydın Terim'e kalmasını söyledikten sonra Terim görevine devam etti. Eh peki benim damdan düşme başkanlık koltuğuna oturan büyük Federasyon başkanım, ben sizin şahsen Ersun Yanal'ı hiç bir zaman istemediğinizi biliyorum ki bunu nerdeyse cümle alem biliyordu. O gün Yanal'ı görevden alsan kim sana kalkıp tek kelime edecekti? Bu benim tasarrufumdur, Yanal'a güvenmiyorum deseydin seni o koltuktan mı indireceklerdi? Ama sen kalkıp ne yaptın? Popülist bir yaklaşımla Yanal'la devam dedin. Peki şimdi ne yapıyorsun? Yanal'ın kellesini isterim diye naralar atıyorsun. Eh tabi ki elinde İmparator Terim gibi bir alternatif varken atarsın bu naraları. Ama ilk seçildiğinde de Terim vardı. Şimdi ne değişti de Yanal'ı sepetliyorsun?

Şimdi gelin belki de çok kişinin bilmediği bir şeyi sizinle paylaşayım. Bundan aylar aylar önce Federasyon başkanı Terim'e "sakın bir yere imza atma zira bu takımın başına geçeceksin" dedi. Ama Terim "bir takımın başında biri çalışırken ben böyle bir şey yapmam" diyerek rotasını İtalya'ya çevirdi. Fatih Terim önümüzdeki sezon Roma'yı çalıştıracaktı. Hatta İtalya-İstanbul gidiş geliş uçak bileti sayısında bile anlaşmıştı. Oturacağı evden tutun da arabasına kadar herşey belli olmuştu. Tonla para alacağını da tahmin edersiniz. Terim tam imzaya gidiyordu ki Galatasaray'da bir çalkantı oldu ve Faruk Süren ve ekibi Ali Dürüst'ü bakan yapmak için kolları sıvadılar. Eh hal böyle olunca takımın başına geçecek isim de belli idi ; Fatih Terim. Roma "haydi imzaya gel" diye sıkıştırırken Terim "Galatasaray'ın bana ihtiyacı var lütfen biraz bekleyin" dedi. Roma kulübü ise "biz bekleyemeyiz ya gel ya vazgeçiyoruz" deyince İmparator gelmiyorum dedi. Bu arada Ali Dürüst biraz zamana ihtiyacı olduğunu söyleyince Terim cıbıldak gibi ortada kaldı ama yine ağzını açıp tek kelime konuşmadı.

Ve Levent Bıçakçı tam Terim'i kaybettim Yanal'la mecburen devam etmeliyim derken Terim boşa çıktı ve Bıçakçı bombayı patlattı : Bu takım senindir, para pul konuşmuyorum, senden tek istediğim bizi Almanya'ya götür. Fatih Terim Galatasaray'dan hala haber bekliyor ama Milli davaya da hayır diyemeyecek.
Türk Milleti hazır ol İmparator'la Almanya'ya gidiyoruz...