yaptığınız yorumlara teşekkür ederek yazımı yazmaya devam ediyorum (ss koymayı bilmiyorum yardımcı olursanız sevinirim)
beşiktaş maçından sonra takımın morali iyiydi. Necati hariç. Necati'de ona çektiğim hareketi görmüş ve buna çok üzülmüştü. Maçtan sonra sorulan sorular hep bu yöndeydi:
Muhabir: Necatiye yaptığınız hareket için ne söyleyeceksiniz.
Ben: Maç stresi ve atmosferi nedeniyle olur böyle şeyler arkadaşlar takmayın kafanıza
Muhabir: Necatiyle aranızda birsorun olduğu söyleniyor. Doğru mu bu ?
Ben: Ne alakası var arkadaşım her hareket çektiğimle aramda problem olsaydı ooooo......
Maçtan sonra maçı tekrar analiz ettiğimde orta sahanın ortasında ve sağ kantta Cihan'ın sarkması ( her zamanki gibi) beni ileriki maçlar için baya endişelendirmişti malum Şampiyonlar ligi maçları vardı.
Transferlerimi bu yönde gerçekleştirdim. İlk iş olarak Tomas ve İnamato'yla yollarımı ayırdım (Not:Tomas'la Romaric i almadan önce yollarımı ayırmıştım)
Daha sonra Valencia'nın genç yıldızı Hugo Viana için girişimlere başladım. Valencia satmak istemiyordu bende kiralamaya karar verdim. Valencia kiralama teklifi kabul etti. Bu transfer hem benim için hemde Hugo Vianaiçin iyi bir transfer olmuştu. Sağ kanat için ise yabancı oyuncu sınırı dolduğu için Türk oyunculara yöneldim. Akla gelen ilk isim şüphesiz Mehmet Topuz olacaktır. Bende öyle yaptım. Mehmet Topuz için Fenerbahçe ve Beşiktaş ile biraz çekiştim ama sonuçta bu transferide gerçekleştirdim. En son olarak ise ileride iyi bir defans oyuncusu olacağını düşündüğüm Yasin Çakmak'ı almak için Ç.Rizespor'un kapısını çaldım ve bu transferle transferi kapattım. Şöyle bir toparlarsak kimler geldi kimler gitti:
-Gidenler: Stepijan Tomas Atalanta 3 MYTL
Junichi İnamoto Torino 2.5 MYTL
-Gelenler: Romaric Le Mans 12 MYTL
MehmetTopuz Kayserispor 7.750 MYTL
Yasin Çakmak Ç.Rizespor 6.5 MYTL
Kadro artık istediğim duruma gelmişti
Beşiktaş maçından yaklaşık 2 hafta sonra 6 ağustos günü zor bir deplasman olarak düşündüğüm Manisaspor ile deplasmanda oynayacaktık.
6 Ağustos 2006 V.Manisaspor 0-3 Galatasaray
Maça takım olarak çok iyi başladık ve daha 3. dakikada Ümit Karan'ın attığı golle öne geçtik (1-0)
Manisaspor beklediğimin aksine çok kötü bir futbol sergiliyordu yoksa biz muhteşem bir futbol oynuyorduk?
44. dakikada sol kanadın ve günün harika ismi Carrusca'nın attığı golle durumu 2-0 yaptık ve ilk yarı bu skorla bitti (2-0)
İkinci yarıya yine hızlı başlayan takım biz olmuştuk ikinci yarının 3. dakikasında Romaric'in attığı gol bizi iyice keyiflendirmişti (3-0) Bu güzel bir sonuçtu ligede iyi bir başlangıç yapmıştık. Maçtan sonra basın toplantısı yapma ihtiyacı duymadım çünkü sorulacak soru belliydi: Necati ve ona yaptığım hareket hakkında bir sürü abuk subuk soru gelecekti kaçarmış gibi stadı tekedip otobüse bindim önümüzde ne de olsa zorlu bir deplasman vardı AUSTURİA WİEN
Evet şamp.ligi ön eleme turunda rakibimiz Austuria Wien olmuştu İlk maç deplasmanda idi
9 Ağustos 2006 Viyana Austuria Wien 2-2 Galatasaray
Yine Viyana kapılarına gelmiştik. Bu Viyana'yı 4. kuşatmamızdı. İyi bir sonuçla İstanbul'a dönmek istiyorduk. Oyuncularıma ''Yenemiyorsanız Yenilmeyin'' dedim. Maça yine hızlı başladık Necati net bir gol pozisyonundan yararlanamadı. Necati'nin form düşüklüğü gözlerden kaçmıyordu. Ama formda bir isim vardı:ÜMİT KARAN 15.dakikada Austuria Wien sahasının ortalarından aldığı topu iyi taşıdı ve ağlara gönderdi (1-0) ilk yarı 1-0 üstünlüğümüzle bitmişti
İkinci yarı için oyuncularıma dikkatli olmalarını söyledim. Ama beni dinlemediler Defansın sağında Mehmet Topuz oynayamıyordu çünkü Kayserispor ile Avrupa maçına çıkmıştı.Yine Cihan'a kalmıştık. Nedense hep Cihan'ın bulunduğu kanattan geliyorlardı. Her gelişleride tehlike yaratıyordu ama Mondragon bunlara izin vermiyordu. 68.dakikada oyuna giren Herbert Leitner takımı adına 70.dakikada topu ağlara gönderiyordu bu oyuna yeni giren oyunculardan baya çekiyordum yine golden sonra oyuna giren Hermann Wallner takımını 75.dakikada öne geçiriyordu. İşler neden böyle kötü gidiyordu Hemen formsuz Necatiyi oyundan aldım ve Hakan Şükür'ü oyuna soktum. 90.dakikada Romaric'in ortasına Hakan şükür iyi yükseldi ama top üst direkten döndü.Tam umutlarımı kaybetmişken sahneye Arda çıktı ve durumu 2-2 yaptı bu bizim için avantajlı bir skordu. Ama bunun birde 2.maçı vardı erken konuşmak iyi olmazdı.
Önümüzde bir Sivasspor maçı vardı. Sivasspor zorlu bir rakipti. Austuria Wien maçı öncesi iyi bir sınav olabilirdi bu.
12 Ağustos 2006 İstanbul Ali Sami Yen Statdyumu
Galatasaray 1-0 Sivasspor
Maça anormal bir şekilde yavaş başlamıştık. Oyuncuların yorgunlukları gözden kaçmıyordu. Aksine Sivasspor akın akın geliyordu. Balili ve 36 yaşındaki Ümit İnal defansımızı darmadağan etmişti. Ama kalede Mondragon varken korkulacak birşey yoktu. Mondi bir sürü net pozisyonu önlemişti. 42. dakikada Romaric'in attığı golle zor pozisyon bulduğumuz bir ilk yarıda öne geçtik ve ilk yarı bu skorla bitti. İkinci yarıda takım daha diriydi. Orta sahada Hugo Viana'nın ve Romaric'in performansları iyiydi. Bugün sağ kanadımızdada problem yoktu. Mehmet Topuz iyi oynuyordu. İkinci yarı her iki takımda bir sürü net pozisyona girdi. maç böyle bitti. Ancak pazartesi günü Hıncal Uluç'un 90 dakika programında yaptığı yorum beni baya kırmıştı
H.U: Bu hiç birşeyden anlamıyor Sivas burda 6 atar paşa paşa gider
diyordu doğruydu tabii ama Zorlu bir Austuria Wien maçı oynamıştık ve takım yorgundu Hıncal Uluç'a bu sözleri yedirmek için and içtim Önümüzdeki Austuria Wien maçı bunun için iyi bir fırsattı.....