Reklamdan kastım, Türk futbolunu, türk futbolcusunu pazarlamak. Buradaki pazarlama tabiri de yanlış anlaşılmasın; tanıtmak..
Gerçekleşmesi mümkün olmasa da, daha iyi anlamak için bir örnek vereyim: Federasyon'un madem harcayacak yer bulamayacak kadar parası olsa o maça gitmeyecek olanları, UEFA Kupası finaline, Milli Takım'ın deplasman maçlarına devlet kesesinden götürecek kadar parası ve yetkisi vardı; gerekirse üstüne para verip Avrupa'nın çeşitli ülkelerinde Türkiye Ligi maçlarının yayınlanması için uğraşabilirdi.. Mesela yani..

Başarılı yöneticilik, işte, verilecek bir kararın artısını-eksisini tartıp, uzun vadede daha yararlı olanı seçmektir de.. Ben "şıp" diye yabancı sınırının kaldırılmasını uzun vadede yararlı görmüyorum, sen görüyorsun. Yöneticiler de hesabı kitabı yapıp kararı versinler. Ama onların yaptığı, sırf Aziz Yıldırım istedi diye buna karşı çıkmak.. Zaten Aziz Yıldırım'ın yaptığı da minareye kılıf uydurmak(Önceki sayfalarda bahsi geçmişti, sen Luciano ve Nobre ile sezona başla, başarısız olunca da daha fazla yabancımız olsaydı de).. Körler, sağırlar..

Bu arada konu ya da benim kafam karıştı.
İngiltere ve İspanya'da AB dışı yabancıya sınır var.