Ne yazik ki yetenekli oyuncular kendilerini gosterecek olsa, bizdeki nufus ile Avrupa'nin en kaliteli 2-3 milli takimindan birisine sahip olurduk.
Portekiz veya Hollanda'nin suyu Turkiye'den daha mi sifali? Nasil bizden cok daha az nufuslu olan bu ulkelerden cok daha kaliteli futbolcular cikabiliyor peki? Is yetenekte ise, bizde yetenek yok mu?
Tuncay ornegine bir daha bakalim. Tuncay'i bir cok Fenerbahce taraftari bile zayif teknigi yuzunden elestirir. Saha icinde verdigi kararlari, pas vermek yerine sut cekmesini veya sut cekmek yerine pas vermesini elestirir. Ama Tuncay Turk futbolunda yukselen bir deger nasil oldu? Ayrildigi icin o lanetler edilen menajeri Tuncay'in her hareketine dikkat etmesini saglamasa, yanlis yollara dusmemesini saglamasa, azimini koruklemese Tuncay bugun oldugu yerde olurmuydu? Tuncay cok yetenekli bir oyuncu mu? Bence degil. Cok ustun meziyetleri olan bir oyuncu degil ama Tuncay azimli, tuttugunu kopartmak isteyen ve bunun icin calisan bir insan. Kabiliyeti yettigi kadar sahada oynuyor ve basarili oluyor.
Peki boyle kisitli yetenekli oyuncular eger calisma ile Avrupa icin yeterli oluyorsa, Tuncay'dan daha ustun meziyetleri olan oyunculari neden bu seviyeye getiremiyoruz?
Hollanda takiminda oynayan Kuyt olaganustu yetenekleri olan bir oyuncu mu? Tam tersine, sadece cok iyi bir egitim gormus oyuncu oldugu icin Liverpool'da. Cok daha ustun meziyetleri olan Sergen basibos birakilmasa, genc yasta dogru duzgun egitilmis olsa bir Zidane kadar Sergen'de belki konusulacakti dunyada. Su anda Eskisehirspor'da oynamak yerine belki uzun yillar Barcelona'da oynadiktan sonra kahraman olarak Turkiye'ye donecekti (yanlis anlasilmasin amacim Eskisehirspor'u kucumsemek degil, Sergen'in kullanilmamis potansiyelini gostermek).
Artik dunyada yetenekli oyuncunun sahaya cikip 3-4 hareket yapip isi bitirdigi donemler bitti. Futbol'da basari tamamen calismaya ve ogrenmeye bagli.
Her milli macta defans hatalarindan yakiniriz ama pozisyon almasini bilen, dogru kararlar veren ve soguk kanli bir defans oyuncusu cikartamamisizdir. Bu da bizim yetenekli oyuncularimizi dunya capindaki defans oyuncularindan ayiran en buyuk ozelliktir.
Bu nedenle Turkiye'de teknik direktorluk yapan Lucescu egitmen karakteri ile basarili olmus Avrupa'da turlar atlamis, ancak
Shaktar'a gittikten sonra benzer basariyi gosterememistir. Ustelik elinde cok daha fazla butce (Shaktar'in butcesi yaklasik BJK, GS ve FB kadar) ve cok daha fazla yabanci oyuncu olmasina ragmen.
Bizim oyuncumuz zaten yetenekli ama saha icinde kafasini calistirmayi bilmiyor. Feldkamp bosuna dudugunu firtlatmadi. Avrupa'li oyuncunun direk kaleyi dusunmeye programlandigi ortamda biz bir calim daha atmayi veya bir tane daha yan pas yapmayi dusunursek tabii basarili olamayiz. Ama bunu ogretenlerin eline oyuncular ne yazik ki cok gec geliyor.
Yine uzun yazdim cunku gercekten bi yabanci limiti konusu bir milattir. Benim hayalim Turk takiminin avrupa sampiyonu olmasindan daha ziyade, Turk futbolcularinin Man Utd, Real Madrid, Barcelona, Milan, Juventus gibi kuluplerde banko oynar hale gelmesidir. Buna ragmen takimlarimiz avrupa kupalarinda basarili oluyorsa, o zaman dunya futbolunda yer sahibi bir ulke olur Turkiye. Iste o zaman yabanci futbolcular da Turkiye'ye emekli olmak veya ceplerini doldurmak icin degil, egitim almak buyuk futbolcu olmak icin gelirler.