Basbakan gibi koseye sikisinca eski defterleri acin , duygu somurusu yapin isiniz gucunuz bu baska bir halt ettiginiz yok.
o basbakan ucuncu kopruye dunyada baska isim Kalmamis gibi yavuz sultan selim koprusu derken elestirdin mi?
Alinti yapmayacagim demistim ama Cevap hakki dogdugu icin yapiyorum. Once o mesaji nasil , ne amacla attigima bir bak. Ben durup dururken yazmadim onu delpiero isimli arkadas gibi. Basbakan konusmasinda alevi-sunni ayrimi yapanlar var diye dem vuruyordu. kendi yaptigi ise bak diye yazsim. Sizin daha tam olarak yazilanlari okumadan laf atmaniz veyahut okuyup da anlamamaniz mantiga ters dusen hareketler.
nasıl ve ne amaçla attığını biliyorum merak etme yavuz meselesini tartışmamak için uzatmıyorum ama sırf başbakana nefretinden dolayı atasını kötüler duruma gelen zihniyete de yazıklar olsun bilmeden etmeden arih kitapları karalamadan yandaş palavralarıyla yavuz karalanıyor merak etmeyin yavuzu da yedirmeyeceiz![]()
Muhakeme yeteneğin yokmuş gibi davranıyorsun. Yok demiyorum 27 yaşında adamsın eminim vardır ama yokmuş gibi davranıyorsun. Benim Yavuz Sultan Selim'i kötülemeye çalıştığım falan yok. O mesajdan bunu nasıl çıkarabiliyorsun anlamış değilim. Ben diyorum ki başbakan alevi-sunni ayırımı yapmaya çalışanlar var diye ağlanırken (ki bunu kim yapıyor onu da bilmiyoruz) kendisi gidip böyle bir iş yapıyor , köprüye bu ismi vererek. Bilerek ve isteyerek yapılmış bir şeyi başkasına yıkmaya çalışıyor her zamanki gibi. Bunun neresinden Yavuz'u kötülediğimi çıkartıyorsun anlayamıyorum gerçekten anlayamıyorum. Rabbim çok şükür insan olarak yaratmış bizi ve en büyük hediyemiz de düşünce gücümüz. Parayla değil istediğiniz kadar kullanabilirsiniz , ciddiyim.
Bu da son cevabım.
Uludere olayına yorumun nedir Del Piero, onu merak ettim nedense ?
Tepkiler çok da samimi değilmiş.
40000 insan bombala, kimyasalla zehirle eski defterler.
Biber gazı, tazyikli su ''Devlet vatandaşını öldürüyor''.
Dersim eski defter ise, Yavuz Sultan Selim çok eski defter.
Kimin hatası ise cezasını çeksin. Yine de kasıtlı öldürmek ile bir tutulmaz.
Eğer her yerde şiddet var ve insanlar birbirlerinden nefret eder duruma geldi ise herkes sistemin oyunu içindedir ben böyle bir sistemde yokum.
[YOUTUBE="lwuPQfnlzYk"]bogaz[/YOUTUBE]
Polisin gece Divan Otel’e yönelik gerçekleştirdiği müdahale sırasında orada olan ünlü gazeteci Can Dündar o anları bugünkü köşe yazısında anlattı. ‘Polisler Divan Otel’e gaz sıkıp plastik mermi attığında oradaydım. Kadınlar, çocuklar çığlık çığlığa kaçışıyordu. Yaralılar yerlerde, doktor yok ve polis revire gaz bombası atıyor’ diye yazısına başlayan Dündar’ın anlattıkları insanın kanını donduracak cinsten.
Vali Hüseyin Avni Mutlu’yu aradığını ancak yandaş basında yer aldığı gibi kendi çocuğu için bir şey istemediğini yazan Dündar, polisin başını hedef alarak plastik mermi sıktığı anları yazısında şu şekilde aktardı:
Adrese teslim plastik mermi
Tam otelin önündeyken, otelin sağ tarafından bir polisin hedef gözeterek otelin girişine doğru plastik mermi sıktığını gördüm. Mermi gelip bir kafamın bir karış üzerinde, otelin giriş kapısına çarptı. Şimdi içerde gaz, dışarda kurşun vardı.
Ve insanlar çığlıklar atarak yeniden içeri, gaza doğru kaçıştı.
Yaralıların alındığı alt kattaki balo salonu, sığınağa döndü. O dakikadan itibaren baygın halde onlarca insan, oraya taşındı, yerlere yatırıldı, eldeki imkânlarla nefes almalarına çalışıldı.
Öksürük krizindeydi herkes… “Doktor bulun, hemen” çığlıkları işitiliyordu. Ağırlaşanları kollarına girip acilen dışarı taşıdılar.
Eldeki tek savunma malzemesi, su şişelerinde hazırlanmış solüsyonlardı. Gaz yiyen çocuklara ve yaşlı kadınlara onunla yardım edildi.
Böyle sakin ifadelerle yazdığıma bakmayın; feciydi.
Gerçekten feciydi.
--
Milliyet'teki köşesinde, dün gece yaşanan dehşet anlarını kaleme alan Dündar, Vali Mutlu'nun ‘müdahale’ olarak nitelendirdiği saldırıların ardından canlı yayında yaptığı konuşmayı da eleştirdi.
‘Devlet saldırmaz’ diyenlere de tepki gösteren Dündar, “Biz tanıyorduk. 1 Mayıs 1977 Taksim’i görmüştük. Sivas’ı, Uludere’yi yaşamıştık. Açlık grevleri sırasında, hem de müzakerelerimiz sürerken nasıl cezaevlerine girilip katliam yapıldığını hatırlıyorduk,” dedi.
“Türk devleti, dünyanın gözü önünde barışçıl bir gösteriyi hiddetle, şiddetle bastırarak bütün ülkeyi ayağa kaldırmayı tercih etti,” diyen Dündar, “Ancak bir yandan da ülkeye ancak savaş, deprem hallerinde rastlanan bir dayanışma ruhu hediye ettiler. Bunun, ağır siyasi faturası olacaktır. Sadece emri verenler açısından değil, uyanlar açısından da ciddi sonuçları olacaktır,” diye belirtti.
İşte Can Dündar'ın Milliyet gazetesinde (16.06.2013) 'Revire biber gazı' başlıklı o yazısı:
Savaşın bile asgari bir ahlakı vardır. Hiçbir savaşta çocuklara gaz sıkılmaz mesela...
Elinde silahı olmayan, çadırı içinde oturan, barışçı bir gruba böyle saldırılmaz.
Yaralıların revire çevirdiği mekânlar gaza boğulmaz.
Bu emri verenler olabilir, ama o emir uygulanmaz.
Uygulamak zorunda kalanlar arasından vicdan sahibi birileri çıkar, istifa eder.
Savaş ahlakı bile çiğnendi dün...
"Yapmayın" bildirisi
“Devlet yapamaz. Bunca çocuğun üstüne saldıramaz” diyenler, devleti tanımıyordu.
Biz tanıyorduk.
1 Mayıs 1977 Taksim’i görmüştük. Sivas’ı, Uludere’yi yaşamıştık. Açlık grevleri sırasında, hem de müzakerelerimiz sürerken nasıl cezaevlerine girilip katliam yapıldığını hatırlıyorduk.
Devletin, güç gösterisi için her şeyi göze alabileceğini biliyorduk.
O yüzden akşamüstü Başbakan, seçim meydanından operasyon işaretini verir vermez bir grup sanatçı, gazeteci acilen buluşup “Yapmayın” mesajını ortak imzaya açtık.
Ancak çok geçti.
Tomalar hareketlenmişti.
Vali’nin hali
Bunun üzerine endişeyle İstanbul Valisi’ni aradım. Gün boyu haberleşmiştik. Oradaki tabloyu biliyordu. Çocukların kendi iradeleriyle barikatları, parti flamalarını kaldırdığının, bazı kitle örgütlerinin çadırları kaldırma kararı aldığının, oradaki kitlenin nispeten azaldığının farkındaydı.
O çocuklarla buluşup konuşmuş, orada bir terör yapılanması olmadığını öğrenmişti.
Dayanışma’nın tek ve büyük bir çadırda toplanması ihtimali belirince “Ben de gidip orada bir çaylarını içmek isterim” demişti.
Bunları hatırlatıp, “Yapmayın. Çok ağır sonuçları olur. Hepimizin çocuğu var orada...” dedim. Sonradan basın toplantısında söylediği gibi kendi çocuğum için bir şey istemedim. Oğlum Ankara’daki gösterideydi zaten...
Buna karşılık “Günlerdir uyarıyoruz. Artık yapacak bir şey kalmadı” diye cevap verdi.
Çaresizdi.
Çocuklar ve kadınlar
Az sonra Gezi Çarşısı’nın Divan Oteli tarafındaki ucundaydım.
Ses ve gaz bombalarının önce sesi, sonra sisi ve zehri yayıldı.
Polis, çadırdakileri arkaya doğru süpürdükçe kalabalık otele yığıldı.
Önce kapıları kapalı tutan korumalar, yığılma üzerine açtı.
Önce çocukları aldılar. 5-6 yaşında çocukların, yüzlerine bol gelen gaz maskeleri içinde, nasıl dehşet içinde çığlıklar atıp ağladığına tanık oldum. Ardından kadınlar girdi. Batan bir geminin paniği gibiydi.
Gaz odaları
Sonra panik halinde müthiş bir yığılma başladı.
Nefes almanın imkânsız olduğu otel lobisinde bayılanlar, fenalaşanlar, küfredenler, alt katlara doğru kaçıştı ve daha fazla gazla karşılaştı.
Yaralılar kapalı salona taşınırken dışarı çıkmayı denedik.
Adrese teslim plastik mermi
Tam otelin önündeyken, otelin sağ tarafından bir polisin hedef gözeterek otelin girişine doğru plastik mermi sıktığını gördüm. Mermi gelip bir kafamın bir karış üzerinde, otelin giriş kapısına çarptı. Şimdi içerde gaz, dışarda kurşun vardı.
Ve insanlar çığlıklar atarak yeniden içeri, gaza doğru kaçıştı.
Yaralıların alındığı alt kattaki balo salonu, sığınağa döndü. O dakikadan itibaren baygın halde onlarca insan, oraya taşındı, yerlere yatırıldı, eldeki imkânlarla nefes almalarına çalışıldı.
Öksürük krizindeydi herkes... “Doktor bulun, hemen” çığlıkları işitiliyordu. Ağırlaşanları kollarına girip acilen dışarı taşıdılar.
Eldeki tek savunma malzemesi, su şişelerinde hazırlanmış solüsyonlardı. Gaz yiyen çocuklara ve yaşlı kadınlara onunla yardım edildi.
Böyle sakin ifadelerle yazdığıma bakmayın; feciydi.
Gerçekten feciydi.
Çaresiz değil
O tablonun ortasında İstanbul Valisi aradı.
Halimizi sordu; anlattım.
Bu emre itaat edemeyeceğini, vicdanının sızladığını, istifa ettiğini açıklayacak sandım.
Meğer bir telefon bağlantısında “Çaresizim” dediğini söylememden rahatsız olmuş; onu düzeltmek istemiş. “Burada boğuluyoruz. Siz düzeltme peşindesiniz” dedim.
Bu zulmü yaşayan gençlerin içine nasıl öfke tohumları ekildiğini anlatmaya çalıştım.
Bu vesileyle düzeltmiş olayım; Vali çaresiz değilmiş. Çareyi biliyordu; çözümden umutluydu. Ne yazık ki yapmadı.
Sonradan basının karşısına çıkıp o çocukların o saldırı karşısında polise karşı şiddet kullanmadığını da açıkladı.
Ne kadar barışçıl olduklarını bizzat kanıtladı.
Şiddet seçimi
Böyle krizler karşısında devletler iki yöntem izler:
Akıllı yöneticiler, biriken enerjiyi uzlaşmayla göğüsleyip barışçıl kanallara akıtmayı dener.
Öfkesine yenik düşenler, silaha sarılır ve şiddet uygular.
Bu, devletin niteliğini de belirler.
Türk devleti, şiddet seçeneğini seçti dün...
Dünyanın gözü önünde barışçıl bir gösteriyi hiddetle, şiddetle bastırarak bütün ülkeyi ayağa kaldırmayı tercih etti.
Ancak bir yandan da ülkeye ancak savaş, deprem hallerinde rastlanan bir dayanışma ruhu hediye ettiler. Bunun, ağır siyasi faturası olacaktır. Sadece emri verenler açısından değil, uyanlar açısından da ciddi sonuçları olacaktır.
Devletle ilk kez tanışan o gençler de 15 Haziran tarihini ve yapılanları unutmayacaktır.
Dileyelim devletin onlara yaptığını yapmaya kalkışmazlar.
Sivil itaatsizliğin ne kadar büyük bir siyasi sonuç doğurabildiğini görüp hükümetin bütün kışkırtmasına rağmen, barış yolundan ayrılmazlar.
Last edited by Nocna Mora : 16.Haziran.2013 at 13:08
Football Manager araştırmasında gözlemlediğiniz eksiklikler ve hataları bildirebilirsiniz. Yazdıklarınız araştırma sorumluları tarafından değerlendirilecek ve veri tabanı üzerinde gerekli düzenlemeler yapılacaktır.
Futbolcu Bilgileri
Oyuncu profillerini buraya tıklayarak görebilirsiniz.
Kusura bakmayın ama bu olayları da savunarak insanlık olarak da acizliğinizi gösteriyorsunuz. Yapmayın
Football is simple,but Football Manager is not
Sabah LYS sınavı var ama müdahale ediyorsun, neden ?
Şu zamanda - ortalık bu kadar karışıkken - miting yapılmasının hiçbir iyi niyetli yanı olamaz. resmen gövde gösterisi. Ben kazandım demek istiyorsun. Bugün olaylar çıkarsa iki grup arasında yine tek sorumlusu başbakandır o meşhuuur faiz lobisi değil. Dış mihrapların oyunu diyorsun. hadi diyelim öyle olsun. sen kendi kendine niye tuzağa düşüyorsun. bu mitingin amacı çok açıktır , kazanan benim demek istiyor başbakan.
Eğer adaletsizlik karşısında tarafsız kalıyorsanız, zalimin tarafını seçmişsiniz demektir.
Arkadaşım : Biz gecmeyelim diye vapurlar metrobusler iptal ama metrobusler "ozel hizmetle" kazlicesmeye insan tasiyor, koprude yanimdan gecti 8 tane
Football is simple,but Football Manager is not
Polis serefini kaybetmistir Teror mitinglerini ...... gibi seyreden polis bu yurdun oz evlatlarina acimasizca katil gibi saldirmakta..
Arif'i İspanya'da zor tutuyoruz![]()
Football is simple,but Football Manager is not
1930'lara gidilmiş yine.
Kardeşim sene 2013. Senin polisin revir niyetine kullanılan oteli basmaya çalışırken, sen hala kalkıp burada 1930'larda da şöyle olmuştu, dersim falan diyorsun.
Hala bu olaylara karşı "şöyle de olmuştu" diyerek kendini, vicdanını rahat tutmaya çalışıyorsan, yorulma kardeşim. Vicdan niyetine sizin kafalar samanyolu tv ile doldurulmuş.
Yorma kendini. Gitme 1930'lara. Test etme samimiyetimizi. Sana sorulan soru, söylenen şey basit.
Bu olaylara onay veriyorsan, insan değilsin. Net.
Dün başlayan müdahele artık olması gerekiyordu. İlk müdahele de polis geri çekilmekte biraz geç kalsa da geri çekildikten bu eylemlerin devam etmesi bu müdaheleyi zorunlu hale getirmiştir.
Öyle sokağa çıkıp ağaç falan diyerek hükümet yıkılamaz. Eğer hükümeti istemiyorsan, çıkar aday olursun alırsın iktidarı.
Hasteneyelere, oralara buaralara atılan biber gazlarına da inanmıyorum. Daha önce görmüştük metroya bile biber gazı atıyorlar haykırışlarını.
Aynı şey değil. Tencere-tava saat 21-22 gibi oluyor , bu tüm gece sürdü. Hem devlet o kadar doğrucuysa eylemciler art niyetliyse niye onlardan beter duruma düşüyorsun ?
Dün gece NTV de gösterdiler polisin divan otele biber gazı attığını. İçerisi zaten duman altı olmuştu. Kapalı alana biber gazı atmak AİHM e göre işkence sucu kapsamında, tabii kimin umrunda?
Eğer adaletsizlik karşısında tarafsız kalıyorsanız, zalimin tarafını seçmişsiniz demektir.
Mustafa Sarıgül Olimpiyat oyunlarına katılmış. Tayyip'in neden rahat olmadığı gayet net anlaşılıyor. Neyse bunu uzun uzun yazmaya da gerek yok. Zamanla neyin ne olacağını göreceğiz.
Ayrıca bazı arkadaşlar yıkıp, yakmakla değil sandık başında hak arayın demiş ama ben bu ülkede adil bir seçim yapıldığına inanmıyorum. Tepkiyse tepki, isyansa isyan tam zamanı. Aksi taktirde bunların hedefi tam anlamıyla otoriter bir rejime sürüklemek olacak.
Hadi o zaman diyelim ki, Ak Partiyi indirdiler, yeni bir iktidar kuruldu o zaman da o iktidarı sevmeyenler sokağa çıksın hükümet indirsinler. Böyle mi gidecek bu iş?
İşte artık sokaklarda bunu diyenler kaldı, öyle masum insanlar kalmadı. Bu böyle sokaklara çıkıp sağa sola bağararak, düzeni bozarak diyenlere de müdahele şarttır.
Öncelikle partinin adı Ak Parti değil Adalet ve Kalkınma Partisi. Bak bu parti kendi içinde bile ayrılıyor kaldı ki ülkeyi mi ayırmayacak.
İkincisi 11-12 yıl geçti bu güne kadar hiçbir kimse dışarı çıktı mı? Demek ki bu parti insanları boğdu. Bu halk Ecevit'in önüne yazar kasada attı. Demokrasidir bu eğer halk bir takım olayları beğenmiyorsa o ülkenin iktidarını protesto eder. Önemli olan burada iktidarın ne yaptığıdır. Bu iktidar o halkı dinlemiyor. Dinlese idi bunlar olmazdı.
10 yıldır AKP iktidarında böyle bir direniş olmamış ve şimdi oluyorsa o zaman bir şeyler yolunda gitmiyor demek. Millet bu yanlışları görüyor demek. Ne yapsın millet boyun mu eğsin ? Sonunda yazdığım gibi bu başkalarının işine gelir. Madem sağduyu istiyorsun en başında başbakan kabadayılığı bırakacaktı. Ama belli ki oda artık güvencelerini kaybetmişe benziyorKendine çeki düzen vermedikçe kendisi er geç kaybeden taraf olacak.
Football Manager araştırmasında gözlemlediğiniz eksiklikler ve hataları bildirebilirsiniz. Yazdıklarınız araştırma sorumluları tarafından değerlendirilecek ve veri tabanı üzerinde gerekli düzenlemeler yapılacaktır.
Futbolcu Bilgileri
Oyuncu profillerini buraya tıklayarak görebilirsiniz.
Ethem Sarısülük'ün cenazesi bile engellendi güvenlik güçleri tarafından. Ama onlar da töreni orada yapmak istemeseymiş değil mi yani?
Hadi bunu da yazın çok rica ediyorum , yapacaklar var biliyorum çünkü.