Takim yine Brezilya'lilara kaldi anlasilan. Kurtulamadik gitti su adamlardan.
Takim yine Brezilya'lilara kaldi anlasilan. Kurtulamadik gitti su adamlardan.
Borowski aradığımız defansif ortasaha değil , daha doğrusu Borowskinin mevkisi defansif ortasaha değiş. Gerçi şu Brezilyalılardan biri geleceğine Borowskiyi tercih ederdim.
Ben ümitli degilim adi gecen oyunculardan 2 macini izleyip getirecekler yildiz diye taraftara yutturacaklar hersene ayni muhabbet.
Edu
Deivid
R.Carlos
Bilica
Alex
Mauricio
6 Brezilyalı oldu... Azaltılacak diye beklerken sayı git gide artıyor. Biraz zor görürüz "öpen" takımı...
.
.
.
Birleştirilen Mesaj:
Vederson'u da sayarsak 7 imiş
Last edited by ForsakeN : 17.Temmuz.2009 at 16:19 Reason: Mesajınız Otomatik Birleştirilmiştir. (Turksportal Yönetimi)
Savaşan takım Brezilyalılardan oluşmaz. Dünyadaki iyi takımlara bakıyoruz, bir iki Brezilyalı var kadrolarında, bizde istemediğimiz kadar.
Bursaspor'a kiralık verdiğimiz bir oyuncumuz vardı, Edmar de Souza, ona ne oldu? O da büyük umutlarla alınmıştı ama hiçbir şey çıkmadı. Mauricio da öyle olabilir.
yokmu daha bi gelişme bir hafta daha bitti.
.
.
.
Birleştirilen Mesaj:
u.boral ı trabzon istiyormuş satsınlar işte.
Last edited by murat taşlı : 17.Temmuz.2009 at 17:21 Reason: Mesajınız Otomatik Birleştirilmiştir. (Turksportal Yönetimi)
Brezilyalılar beğenmiyoruz diyoruzda, tarihi boyunca bütün futbol organizasyonlarına katıldı ve dünya'nın en büyük milli takıı...
Mauricio hakkında bir yazı.En azından fikir sahibi olmamız açısından bir göz atalım şuna.
Maurício
Maurício José da Silveira Júnior yani kısa adıyla Mauricio; sahip olduğu teknik, oyun zekası, kararlılık ve güç sayesinde Brezilya futbolunun ve Fluminense'nin halihazırda en potansiyelli ortasaha cevherlerinden biri. 20 yaşında, 1.81 boyunda ve 2007'den bu yana Fluminense forması ile çıktığı 76 maçta 4 golü var.
Futbol kariyerine klasik bir 10 numara olarak Moreira Esporte kulübünde başladı. Daha sonra Sao Paulo merkezli Corinthians'ın altyapısında kendine yer buldu ve futboluna dair 7 senelik temel eğitimini Corinthians'ta aldı. 7 senenin sonunda açıklamadığı ama kulüple yaşadığı hususi problemleri gerekçe göstererek 2006'nın Mart ayında Rio da Janeiro'nun Fluminense kulübüne transfer oldu. Corinthians ile Fluminense kulübü arasında yaşanan problemden ötürü evrakları hazır olmadığı için ancak 7 ay sonra, Ekim ayında profesyonel olabildi. Futbolculuğunda Fluminense forması giyen ve 1994 Dünya Kupası'ndan da hatırlayacağınız Branco o zamanlar Brezilya Futbol Federasyonu'nda teknik koordinatörlük görevindeydi. Oyuncunun yeteneğine güvenerek, iki kulüp arasındaki sorunun çözülmesi ve Mauricio'nun lisansını alabilmesi için şahsi gayret sarfetmştir.
Mauricio profesyonel olmasına rağmen hemen Fluminense as takımıyla çalışmadı. A takımın çalıştığı Laranjeiras tesisleri yerine, önce Xerem tesislerinde altyapı oyuncularıyla çalıştı bir süre. Yeteneği ama en önemlisi çalışkanlığı sayesinde, zamanın teknik direktörü Renato Gaucho tarafından farkedildi ve Laranjeiras'a davet edildi. Hala Xerem yakınlarında kaldığı için antrenmanlar için toplu taşıma araçlarında her gün 6 saatini geçiriyordu. O dönem çareyi de A takımda oynayan Ricardo Berna'nın evinde kalmakta buldu.
Mauricio'nun Fluminense formasına alışma süreci epey sancılıdır. Başlarda yuhalanmaya varacak performanslar sergiledi ve kariyerindeki ilk pırıltıyı göstermesi neredeyse 1 sene aldı. Cicero'nun yokluğunda, 2007 yılı ortalarında Brezilya Ligi'nde oynanan Botafogo ve Parana maçlarında, henüz 18 yaşındayken ilk akılda kalacak performansını sergiledi. Bu dahi düzenli şans almasına yetmedi, ancak Arouca veya Fabinho sakatlandığı zaman şans bulabiliyordu as kadroda. Ve kariyerindeki ilk golünü de bu fırsatlardan birini değerlendirerek, 2008 Eyalet Şampiyonası'nda da ezeli rakip Flamengo karşısında Maracana'da attı.
Mauricio'nun Fluminense'de, en azından taraftarın gözünde, kendini kabul ettirmesinde bu golün büyük payı vardır. Ama en önemli pay kuşkusuz çalışkanlığıyla bizzat kendisinin ve bunu takdir eden Renato Gaucho'nun. Eyalet Şampiyonası'ndan sonra başlayan Brezilya Ligi'nde Arouca'nın mücadele ve azim olarak yetersiz kaldığını bizzat deklare eden Renato Gaucho artık her fırsatta Arouca yerine Mauricio'yu tercih ediyordu kadrosunda. Sezon sonuna gelindiğinde Mauricio banko olmuş, Arouca ise Sao Paulo'nun yolunu tutmuştu. Mauricio sadece Arouca'nın değil; hücumdaki yetenekleri ve bu pozisyonun esas adamı olan Tarta'ya nazaran sahip olduğu fizik avantaj sayesinde, Hamburg'a transfer olan Thiago Neves'in de görevini üstlendi zaman zaman. Gösterdiği bu çıkışa rağmen Nelson Rodrigues'in Brezilya 20 Yaş Altı Milli Takımı'na çağırılmaması ise basın ve Fluminense kulübü tarafından sıkça eleştiri konusu oldu.
2009 yılına gelindiğinde kulüp teknik direktör değiştirip Carlos Alberto Parreira ile çalışmaya başlasa da, Mauricio'nun yerini korumayı başardı. Sezonun açılış maçında Hernanes ve Arouca'dan oluşan Sao Paulo ortasahasına Fabinho ile birlikte büyük üstünlük kurdu, bir de soluyla 25 metreden muazzam gol attı. Velakin Parreira'nın istifası sonrası karışan kulüpte, kendisinin de aldığı kart cezası ve yaşadığı ufak sakatlık sebebiyle devamını getiremedi.
Mauricio'nun kariyer özeti böyle. Merak edilen ise ne tür bir oyuncu olduğu.
Oynadığı pozisyon ortasahanın ortası. Brezilya'da kulüpler genellikle 4-4-2 türevi olan 4-1-2-1-2 ya da 4-2-2-2 ya da dizilişiyle oynarlar. Mauricio transfer döneminde ismi Fenerbahçe ile geçen Poulsen ya da mevcut kadroda bulunan Selçuk gibi, ağırlıkla defansif görevleri üstlenen, savunmasının önündeki ilk oyuncu olarak rakip kaleye sırtı dönük şekilde topu alan, rakibi karşılayan oyuncu rolünde olmadı hiçbir zaman. Aurelio, Appiah, Emre gibi rakibe ileride pres yapan ve hücumlara aktif olarak katılan ortasaha, iç oyuncusu rolünü üstlendi takımında.
Türkiye muadilleriyle karşılaştırıldığında teknik becerisi iyi, oyun görüşü ve pas yüzdesi yüksek, tempolu ve iştahlı bir oyuncu. Devamlılık ve dayanıklık açısından belirgin bir sıkıntısı da yok ve Allah vergisi, bek dahi oynayacak fiziğe ve çabukluğa sahip.
Koşmayı, mücadele etmeyi, pres yapmayı, sahada her zaman herşeyini vermeye çalışması sayesinde Türkiye'nin gitgide daha da fiziksel bir hal alan ligine ve Avrupa futboluna uyumu daha hızlı olacaktır . Nobre nasıl klasik Brezilya forveti değilse, Mauricio da klasik Brezilya ortasaha oyuncusu değildir. Defansif yetkinliği henüz Avrupa için ham, bu arzusundan ötürü zamanlama hatası yapıp defansif müdahalelerinde acemice kart görebiliyor. En büyük sorunu da bazen frenleyemediği bu savrukluğu.
Hepsi bir yana yıldız ve komple bir oyuncu olmak için gereken ve bizim oyuncularımızda eksik olan mental olgunluğa sahip Mauricio. Avrupa futbolunda fiziksel temasın çok önemli olduğunu, Avrupa'da varolabilmesi için ayakta kalması, güçlü olması ve defansif yeteneklerini geliştirmesi gerektiğinin farkında. Bu hedefi olması bir yana bunu söylemekten de çekinmiyor. İyi bir profesyonelde olması gereken sağlam sinirlere de sahip. Yeni yeni forma giydiği 2007 senesinde Atletico Mineiro maçının ardından bütün stad hep bir ağızdan kendisini yuhalamasına rağmen, sonraki Nautico ve Figueirense maçlarında parlak performanslar sergileyebiliyor. "Alkışları tercih ederim ama futbolda hatalar var. Bunun beni bitirmesine izin vermem" diyecek kadar olgun, kararlı ve hırslı bir karaktere sahip. Nereden nereye geldiğinin fazlasıyla bilincinde.
Mauricio her yönüyle çok umutlandıran bir profil. Fakat yine de uluslararası platformda kendini ispatlamamış ve yurtdışından alınan her oyuncu gibi riskli bir yatırım. Her şeyiyle hazır değil ama bir türlü göremediğimiz Josico gibilerindense, 20 yaşında ve geleceği olan bir oyuncuya kumar oynamak her zaman daha mantıklı geliyor kulağa. Aurelio'nun forvet arkası ve sağ açık olarak parladığı Türkiye'de, Daum'un elinde geçirdiği evrimi nve e tür bir ortasaha oyuncusu olduğunu düşünürsek, en az Aurelio kadar şansı var Fenerbahçe kadrosunda.
Man Utd gidiyor adı sanı duyulmamış Senegalli 21 yaşındaki futbolcuyu alıyor (Briam Diouf). Geçen yıl da Angolalı Manucho'yu almıştı Man Utd. Adamlar gidip siyahi futbolcu alıyorlar. Biz gidip Brezilyalı'da diretiyor hala.
Manchester'ın bilinmedik ülkelerden oyuncu toplamasının nedeni sportif olmaktan çok ticari gerçi.
hurriyette fener Pablo Armero ile anlaşdı yazıyo.Palmeirasta oynuyomus sol bek diyolar kolombiyalı bi oyuncu
"İngiltere'de 2 büyük takım vardır. 1-Liverpool, 2-Liverpool Genç Takımı" Bill Shankly
Pablo Armero, Cristian, Mauricio ve son olarak Lulinha (ligtv)
Bu futbolcular son 2 günün hasılatı. Resmi haberler gelmedikçe daha da çok futbolcu yazılacağa benziyor. En iyisi uzaktan izlemek...
(/s)
Lulinha Corinthianstaki ise Sağ kanat değilmi ya o ?
Lulinha Fm 2007 yada 2008 de Dünya'nin en iyi futbolcusu oluyordu 2 sene icerisindegelirse fena olmaz.
Lulinha'yı 20 milyon Euro'dan aşağı alamayız, hayalden de ötesi.
Cristian iyi olur aslında.Ama ciddi olarak W.Bremen'de istiyor ve Corintihans 6 milyon €'dan açmış kapıyı...
Genç, geleceğe yönelik oyuncu alınmaz, bu nasıl mantelite, neden böyle oyuncuları almıyoruz deriz, bu şekilde transfer yapılır, bu nasıl transfer, neden alınıyor diyoruz.
Ama gelirse taraftar hemen tepki koymuş, ilk maçında yuhalansa da yılmayan bir oyuncuymuş, yuhalayanları utandırıp oynamaya devam eder. İlk günden beri diyorum, tek yönlü oyuncu istemiyorum, hem genç, hem teknik hem de fizik gücü diğer Brezilyalılar gibi değil, oyunu da iki yönlü oynayabiliyor. Aurelio Trabzon'dan alındığında neydi, Fenerbahçe'den ayrılırken ne oldu?
Sağ kanatta oynayan adam önliberoda çok iyi performans sergilemedi mi? Belki de bu mevkide Türkiye'de oynayan en iyi oyuncu olmadı mı? Ben Brezilya'dan böyleoyuncu çıkmaz laflarına hiç katılmıyorum bu nedenle.
Emre de oyunu 2 yönlü oynayan bir oyuncu, yan yana iyi ikili olabilirler. Zaten Selçuk ve Deniz'i de bir anda silmez Daum. Onları da kullanacaktır. FBTV'de eski maçlar veriliyor, 3-4 gün önce Zico zamanında avrupa maçlarını gösterdi, Sevilla maçında Selçuk hatasız oynayıp sahanın yıldızı olmuştu, Chelsea maçında da Maldonado. İyi motive edilip, tüm takım yapması gerektiğini yaptığında demek ki Selçuk ve Maldonado da faydalı olabiliyor, bu genç oyuncu neden faydalı olmasın.
Ha genç alalım Amerika'dan ama bunlar en iyi leri olsun diyorsanız futboldan da anlamıyorsunuz derim, dünya çapında adından söz ettirecek bu tip oyuncular öncelikle uyum sorunu yaşamayacakları Portekiz'i, sonra da İspanya'yı sonra da diğer avrupanın büyüklerini seçerler. Bu tip yıldızların ilk tercihleri asla Türkiye olamaz. Bu nedenle bir alt kategoride yer alan isimleri getirebiliriz, hem Daum'Un ekibi iizleyio olur vermiş, Daum ve Aykut onaylamış, kesinlikle balon çıkmayacaktır.
Hamit için ısrarlarını sürdüreceğiz diye düşünüyorum.
Edu gönderilmeyecekse stopere gerek yok aslında, Edu'nun da sözleşmesi dondurulmaz, Ekim Kasım ayı gibi hazır duruma gelir, ilk devre sona ermeden sahalara döner. Lig ve Avrupa ligi için şu anki defans yeterlidir.
Edu,Bilica,Carlos,Alex,Deivid,Güiza. 6 yabancımız var. Hala 2 yabancı alınacak, ikisi de genç olursa da çok sevinirim.
"YÜCE ATATÜRK"
Lugano kesin olarak ayrıldı galiba Daum'da demişti ayrıldıysa hangi kulüp ile anlastı...
Nush İle Uslanmayanı Etmeli TekdirTekdir İle Uslanmayanın Hakkı Kötektir
Aziz Yıldırım haftalar öncesinden Lugano ile bir bağımız kalmadı demişti, Arena'da da Figer 8 milyon kendisine 8 milyon Lugano'ya istiyor 4 sene için, sözleşmesi bitmiş oyuncuya 8 milyon bonservis bedeli nasıl istenir, üstelik bu 8'i peşin istiyor o nedenle Lugano'yla sözleşme yenilemedik dedi. Uğur Dündar yeniden görüşecekmişiniz dediğinde, hayır onlar görüşmek istiyormuş, bizim şartlarımız belli, kabul ederlerse imzalar dedi.
Daum'un da dün Lugano ile anlaşma olmadı dedi ve Lugano defteri kapandı. 16 milyon Euro veren varsa oraya gidecektir Lugano. Aziz Yıldırım'ın 2. defa görüşmeye geldiklerinde taviz vermemesi çok hoşuma gitti, dolaş dolaş, kulüp bulamayınca tekrar Fenerbahçe'ye gel, oyuncak değil bu kulüp.
"YÜCE ATATÜRK"
Lulinha forvet sag sol kanat oynuyor bildiğim kadarıyla
brezilyadan transfer 2-3 ayda zor yapılıyor nasıl 1 günde adam alıp geiyor aykut.Aykut un brezilya ya bile gittiği meçhul bu transfer haberleri boş fener alırsa boroswki ve hamit ikilisini alamazsa bu sene gene sürpriz yumurta olur
.
.
.
Birleştirilen Mesaj:
hernanes,lulinha bu adamların sol bacağını alamaz fener.
Last edited by murat taşlı : 18.Temmuz.2009 at 14:44 Reason: Mesajınız Otomatik Birleştirilmiştir. (Turksportal Yönetimi)
lulinha 2 sene önce alt yapı takımalrında parlamıştı yeni ronaldinho diye daha sonra beklenen çıkışı yapamadı 17 yaşındayken 30 milyon euro teklif edilen oyuncuydu şimdi bu haberlerden hiç biri kalmadı 83 maçta 4 gol atmış takımında.fenere ne kadar katkı sağlar bilemem ama 20 milyon eruodan bahsetmiş bir arkadaş eğer öyleyse fenerbahçe hiç uğraşmasın o paraya ne oyuncular bulunabilir.
armero güney amerikanın en iyi sol beki fenerbahçe alırsa nokta transfer olur 2 sene içinde avrupa devlerini peşine taktıracak bir oyuncu.
@murat taşlı
sen sanırım daha önce ben de fenerliyim falan demiştin ama çok rahatsız edici yorumlar yazıyorsun ne demek sol bacağını alamaz fener falan ? eminmisin sen fenerbahçeli olduğuna ? herneyse Fenerbahçe'nin geçmiş yıllardaki transferlerinden bahsetmeye gerek yok hepimiz biliyoruz zaten kimleri alabileceğini ... en azından biz "Fenerbahçe"liler biliyoruz
bu lulinha kaç yaşında da parlayıp sönüyor anlamadım.
.
.
.
Birleştirilen Mesaj:
haa şunuda bilesin ben kendimi bildim bileli fenerliyim yaşım 37 fener e kızdığım için böyle yazıyorum fener in daha iyi oyuncular getirebileceğini ama getirmediği ve geç kaldığı için böyle yazıyorum sen neyi destekliyorsun ortada ne var.
Last edited by murat taşlı : 18.Temmuz.2009 at 16:05 Reason: Mesajınız Otomatik Birleştirilmiştir. (Turksportal Yönetimi)
15 haziranda bitircez transferleri demişti aziz başkan temmuzun ikinci yarısındayız hala transfer yok 19.07de yapılacak transferler deniyo simdide spor gazetelerinde her sene 19.07de aynı şeyi yazıyolar zaten ama cok tutmuyo zaten adı gecen güney amerikalılarsa hernanesi katmıyorum aralarına çok taraftarı memnun edecek transferler olmaz.Kongrede verilen büyük sözler vaadler yine yerine gelmeyek gibi
"İngiltere'de 2 büyük takım vardır. 1-Liverpool, 2-Liverpool Genç Takımı" Bill Shankly