burak da onu kastediyor.kupa sayesinde avrupa yolunu açtı diyor.
burak da onu kastediyor.kupa sayesinde avrupa yolunu açtı diyor.
Kopan bir ipe düğüm attığınızda, ipin en sağlam yeri o düğüm olur.
Ama ipe her dokunuşunuzda canınızı acıtan yer o düğümdür...http://www.twitch.tv/nannar_hhc
Tamam da siz ne zaman elendiniz kupadan? Şubat ayında.. Peki şubat ayında sizin avrupaya gidip gitmeyeceğiniz kesin miydi? değildi.. neden durduk yere şike girişiminde bulunulsun aklın olan bulunmaz tabi..
Beşiktaş olayı ile sizinki çok farklı.. Beşiktaş artık son maçtaydı ve kaybetmesi durumunda gidemiyodu avrupaya.. Beşiktaşa atfedilen suç bu işte.. Hoş herkes gördü o maçında ne denli temiz olduğunu ama..
şuan diğer kulüp yöneticileri serbest göründüğü gibi... yukarıdaki tezi bir hayli güçlendiriyor.hatta başka kulüplerin yönetici ve futbolcuları da içerde olmasına rağmen bunu sadece Fenerbahçe ve Aziz Yıldırım'ı bitirme planıdır diyerek başka noktalara bağlanamanız bana mantıklı gelmiyor....
geçen seneki futbolumuzu gördüm, nasıl zorlandığımızı gördüm. o yüzden eminim şike yapmadığımızdan. en rahat geçtiğimiz maç Ankaragücü maçı.. Onda da ankaragücü malum bursaspor u destekliyor , bize karşı şike yapmış olması düşündürücü olur. he 3 tane penaltıya takıldıysanız; Cüneyt Çakır ın ne kadar kolay oyunu durdurduğunu biliyoruz. ve o pozisyonlar net penaltıydı.. he kaleciyi ayarttınız diyorsanız 2.kaleciyi de mi ayarttık ?
Eğer adaletsizlik karşısında tarafsız kalıyorsanız, zalimin tarafını seçmişsiniz demektir.
Lugano sözleşmesindeki maddeyi kullanıp ayrıldı, Santos ile Aykut Kocaman'ın pek anlaşamadığını biliyoruz, bunu geçen sezon gördük ve bu şartlarda teklif de geldiğinde değerlendirildi. ŞL'ye gitmeyecek bir Fenerbahçe'de oynamak yerine parayı tercih etti Niang. Bu 3 oyuncu da kalmak istese, zorda kalındığı için satılmayacaktı.
Amaç biz düşeceğiz, eldekileri çıkaralım olsa, Gökhan Gönül ilk sıradan satılırdı, Volkan satılırdı, Stoch rahatlıkla satılabilirdi. ŞL'den men kararı alındıktan sonra, daha delillerin bile ne olduğunu bilmeyen yönetim her şartı düşünmek zorunda, bu nedenle tedbirli olması kadar normal bir şey yok, bu tedbiri şikeyi kabul etmişler gibi göstermek doğru değil bence.
Soruşturma Aziz Yıldırım ve Fenerbahçe ile mi alakalı? Bu soruya da cevap verdik ama işine gelmeyenler bunu görmek istemiyor. Bakıyoruz sadece Aziz Yıldırım ve Fenerbahçe var, Beşiktaş nasıl takıldı, İbrahim Akın ve o adı geçen menajer dinlendiği için yani özel olarak dinlenmediler ve konuşmaya takıldılar. Aynı şekilde Trabzonspor cephesi de özel olarak dinlenmedi, Fenerbahçe ve Aziz Yıldırım operasyonu kapsamında dinlenilen kişilerle irtibat kurdukları için dinlemeye takıldılar. Belki en baştan beri bu isimler de dinlemeye alınsa, onların da şimdi konuşulan gibi pek çok şeyi ortaya çıkacaktı ama öyle değil. Ve basında bazı gazetecilerin bu davayı yönlendirmeye çalışması, gizlilik kararı olmasına rağmen infaz edecek derecede şeyler paylaşılması konuşulması ve buna savcının seyirci kalması ha unutmadan başka davada 24 saat içinde gizlilik kararı verilebilirken bu süreçte nedense gizlilik kararı bir türlü çıkamadı, toplumu bu kadar etkileyecek bir davaya neden gizlilik kararı çıkartmaz sayın savcı?
Bu iddia edilenler doğru da çıkabilir, ben hakim değilim ki karar vereyim ama doğru çıkması ya da çıkmaması bu işin Fenerbahçe odaklı olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Bir çok takım var deniyor, o takımlar kendi arasında yapmadılar herhalde, Fenerbahçe adı geçtiği için onların da adı geçiyor.
Türk futbolunun tüm kirleri Fenerbahçe'ye yüklenmeye çalışılıyor. Maç konusunda demiştim, senelerdir Aziz Yıldırım hakem satın alır, hakemlerle konuşur, hakemleri bağlar deniliyor, hani Aziz Yıldırım'ın bağladığı hakem, satın aldığı hakemler nerede? 6 aydır dinleniyor, bunu yapan Aziz Yıldırım neden hiç hakem bağlamamış? Yoksa Aziz Yıldırım'ın hakem satın alması da şehir efsanesi miydi?
Cüneyt'i yanıma gönder diye istekte bulunuyor. Cüneyt dediği Cüneyt Çakır sanırım. Görüştüler mi? Görüşmediler mi? bilmiyoruz. Biraz teori üretmek istiyorum.
Maçlarına ısrarla bu hakemi istemesi, Fırat Aydınus düşünülürken bu hakemin Avrupa sahnesinde aniden yükselmesi, yönettiği her Fenerbahçe maçında rakipleri atması, Fenerbahçe'nin kırmızılarını es geçmesi, penaltıları gönül rahatlığı ile çalması tesadüf mü?
Yazarsam en iyisini yazacağımdan eminim. Teori olaylarını geçelim de gerçeklere bakalım. Geçen sene bu vakitlerde Aziz Yıldırım kendisine muhalefet olanları sindirmek için dövmeye kadar talimat veriyor, tüm yönetimiyle bunun için organize oluyor diye söyleseydim kimse inanmazdı. Bugün tokat gibi yüzümüze çarptı. Yarın tapelerde hakem bağladığı da ortaya çıkarsa bu sefer madem bu kadar güçlü 17 takımı niye bağlamadı dersiniz.
Şike var mı yok mu bunların hepsini geçtim. Aziz Yıldırım çıkıp itiraf etse, gökten olaylar ilgili belge inse cıx, ortada birşey yoktur.
Hayır, eğer hakem satın aldıysa, hakem şike yaptıysa neden davada yoklar? Diğer şike denen şeyler çıkarken hakem camiasından kimse neden tutuklanmaz, neden suçlu denmez?
Serkan, ast-üst ilişkisini hiç bilmeyen bir adam olsan diyeceğim ki bilmediği için tahmin edemiyor.
Ben üst makamsam eğer benim altımdaki her tavrımdan etkilenir. Ben hiç bir şekilde talimat vermememe rağmen o benim hareketlerimden kendine görev çıkartır. Talimat da verirsin ama riske gerek yoktur. İsteyen verir ayrı konudur.
Federasyonun tavrına baktığında sen Fenerbahçe'yi bitirdiler diye bakıyorsun, ben Fenerbahçe'yi kurtarmak için çabalıyorlar diye bakıyorum. Peki bu hakemler bu sürece nasıl bakıyor. Kendilerine nasıl bir paye çıkarıyorlar.
Hakem hata yaptığında insandır demeyi biliyoruz da gelişen olaylardan etkilenebileceği gerçeği varken bunların insan olduğunu unutuyoruz. Hakemlerle ilgili olarak satın alınmış hakem muhabbetleri 1990'larda kaldı. Şimdi üstünü tehdit ediyorsun ve alt kendine paye çıkarıyor.
Sanmıyorum, o zaman geçtiğimiz dönemlerde yaygara koparanlardan bir özür beklemek hakkımız.
Serdal Adalı:''Taraftara karşı bir sitemim yok..Hep destek verdiler..Ancak Bjk yönetimi Fb yönetimi kadar arkamda durmadı'
Serdal Adalı:''Beni Aziz Yıldırım'ın yanına kenar süsü olarak gönderdiler. Şike yok. Amaç AzizYıldırım'ı bitirmek.
Eğer adaletsizlik karşısında tarafsız kalıyorsanız, zalimin tarafını seçmişsiniz demektir.
Adalı devam edecek mi?
Şike davasında tahliye olan Beşiktaş Asbaşkanı Serdal Adalı, suskunluğunu bozdu, çarpıcı açıklamalarda bulundu..
Adalı'nın Kanaltürk Spor Direktörü Serhat Ulueren'e yaptığı açıklamalar şöyle:
"Herkes soruyor Serdal Adalı ne yapacak diye. Eveleyip gevelemeden söyleyeyim; ailem ve çocuklarım için ve bu çirkinliğin, iftiranın içinde olmak istemediğim için görevi kesinlikle görevi bırakacağım. Herkes şunu iyi bilsin ki; suçlu olduğum için bırakmayacağım. Ben kendimden eminim ve şike yapmadım. Zaten iddianamede her şey görülüyor."
"Yusuf Turanlı ile başkan Demirören'i yanında konuştum. Samsunlu Kemali istiyorduk ve onun için konuştuk. Yusuf Turanlı ile yüz yüze 2 kez görüştüm Cengiz Zülfikaroğlu da yanımdaydı."
"Neden Metris'e gönderildik biliyor musunuz? Aziz Yıldırım ne yaptı ne yapmadı bilmiyorum ama yanına kenar süsü olduk."
"Yusuf'la Samsunlu Kemal için telefonda 15 kez konuştum. Yusu Turanlı para kazanmak için İbrahim ve İskenderi satmak istedi. Kupa finalinde mükemmel oynayan İstanbul Büyükşehir Belediye yoktu ama mükemmel oynayan İskender ve İbrahim vardı. Maçı satın alsak penatılara mı giderdi? İskender'in de bal gibi verilmeyen golü var.
İbrahime at vermedim, vermeyeceğim."
"Yıldırım Demirören'e kızgın ve kırgın olduğum söyleniyor. Onunla oturur konuşuruz, dertleşiriz, sorunları tartışırız. Bir şeyler var ama aile içinde kalsın. 1 haftada Demiröre'nle konuşmadım karşılaşmadım. Yarın veya Çarşamba basın açıklaması yapıp camiaya taraftara teşekkür edeceğim. Hatta başkan Demirören'e de teşekkür edceğim. Başkanın İbrahim ve İskender'le ilgili ifadesiyle ilgili bir şey söylemeyeceğim. Bırakın başkanın yüzüne söyleyeyim."
"Bu takıma çok emek verdim. Carvalhal iyi bir çalıştırıcı ve kalmalı. Guti'ye çok üzüldüm. Metris'te olmasam Guti kalır ve bu takımın yıldızı olurdu. Ben Metris'teyken yabancı oyuncularla bir kez olsun görüşülmemiş. Bu kadronun önü açık. Tayfur futbol direktörü olmuş, çok sevindim. Kafası çok karışıktı bu görev ona çok yakışacak. Carvalhal de kalmalı."
"Bir kez daha taraftara teşekkür ediyorum. İlk maçta taraftarın yanında Çarşı'nın içinde olacağım. Taraftar Serdal Adalı olacağım. Başkanlığı ne bu dönem ne de başka dönem düşünmüyorum."
Ama bu Aziz Yıldırım'a karşı bir operasyon değil ki (!)"Neden Metris'e gönderildik biliyor musunuz? Aziz Yıldırım ne yaptı ne yapmadı bilmiyorum ama yanına kenar süsü olduk."
...
fırat günayer firatgunayer alıntıydı. yanlış aktarmış heralde.
Eğer adaletsizlik karşısında tarafsız kalıyorsanız, zalimin tarafını seçmişsiniz demektir.
Etik Kurulu'na göre Fenerbahçe suçlu!
Etik Kurulu'nun 15 Ağustos'ta hazırladığı rapora göre Fenerbahçe 6 maçta teşvik primi ve teşebbüsünde, 3 maçta da şike teşebbüsünde bulundu, 5 maçta şike yaptı.
Futbolda şike iddianamesinin mahkemece kabulünden sonra gözler tekrar Türkiye Futbol Federasyonu'nun 11 Temmuz'da görevlendirdiği Etik Kurulu'nun kozmik odada 26 klasör belge inceleyerek hazırladığı rapora dikildi.
Sabah'ın haberine göre, Prof. Dr. Oğuz Atalay'ın başkanlığındaki kurul tarafından değerlendirilen ve 15 Ağustos'ta tek nüsha hazırlan 38 sayfalık "TFF Etik Kurulu İnceleme Raporu"nda, 6 maçta teşvik primi ve teşebbüsü, 5 maçta şike, 3 maçta da şike teşebbüsü olduğu, bir maçta şike olmadığı, 6 maçta ise iddialarla ilgili delil bulunamadığı vurgulandı. Söz konusu maçlarla ilgili olarak şike iddialarının "Fenerbahçe'ye izafe edilmesinin uygun olduğu" kaydedildi.
Bazı maçlarda yeterli bilgi ve delilin temin edilemediği belirtilen raporda, savcılığın gizlilik kararının kalkması veya iddianamenin düzenlenmesiyle birlikte delillerin kamuoyuna açılmasından sonra, yeni delillere ulaşılması ve TFF'nin tekrar görev vermesi durumunda yeniden inceleme yapılabileceği ifade edildi.
Rapora göre Teşvik primi ve teşebbüsü tespit edilen maçlar:
21 Şubat: Manisaspor 1-2 Trabzonspor
6 Mart: Bursaspor 1-1 İstanbul BB
20 Mart: Gençlerbirliği 1-2 Trabzonspor
17 Nisan: Trabzonspor 1-0 Bursaspor
22 Nisan: Eskişehirspor 0-0 Trabzonspor
15 Mayıs: Trabzonspor 3-1 İstanbul BB
Teşvik delili bulunamayan maçlar:
26 Şubat: Fenerbahçe 2-0 Kasımpaşa
4 Mart: Kayserispor 1-2 Manisaspor
6 Mart: Beşiktaş 1-2 Trabzonspor
Teşvik tespit edilmeyen maç:
10 Nisan: Galatasaray 0-1 Trabzonspor
Şike yapıldığı tespit edilen maçlar:
7 Mart: Gençlerbirliği 2-4 Fenerbahçe
9 Nisan: Eskişehirspor 1-3 Fenerbahçe
1 Mayıs: Fenerbahçe 2-0 İstanbul BB
15 Mayıs: Fenerbahçe 6-0 Ankaragücü
22 Mayıs: Sivasspor 3-4 Fenerbahçe
Şikeye teşebbüs edilen maçlar:
24 Nisan: Bucaspor 3-5 Fenerbahçe
8 Mayıs: Karabükspor 0-1 Fenerbahçe
Şike tespit edilemeyen maçlar:
13 Mart: Fenerbahçe 2-0 Konyaspor
18 Mart: Galatasaray 1-2 Fenerbahçe
8 Mayıs: Bucaspor 1-2 Trabzonspor
22 Mayıs: Karabükspor 0-4 Trabzonspor
Türkiye'de okuma yazma oranı %87 (ben daha düşük olduğuna inanıyorum) kişi başına günde 30 saniye okuma ortalamasına sahip. ve biz böyle oldukça bu gibi Yok Artık dedirtecek cinsten haberlerle topluluk içine nifak tohumları ekenler milletimizin aklıyla oynayanlar çok olur, ahh güzel ülkem.TFF Etik Kurulu'nun çok gizli raporunda Fenerbahçe toplam 14 maç yüzünden suçlanıyor. Dağılım şöyle: 5 maçta şike, 3 maçta şikeye teşebbüs yapıldı. 1 maçta teşvik verildi, 5 maçta ise teşvik girişiminde bulunuldu.Sır gibi saklanan raporda, 5 maçta şike, 6 maçta teşvik ve teşvik teşebbüsünde bulunduğu belirtildi. 3 maçta da şikeye teşebbüs edildiği belirtilen raporda şike iddialarının "Fenerbahçe'ye izafe edilmesinin uygun olduğu" kaydedildi.
...
5 Resmi maçta kesin olarak şike yapıldıgı söyleniyor.
Nush İle Uslanmayanı Etmeli TekdirTekdir İle Uslanmayanın Hakkı Kötektir
Suana kadar Kesin olan hiç birşey yok
Mahkeme biter ondan sonra herşey kesinleşir
Last edited by DisCo : 20.Aralık.2011 at 20:19
Ek Klasor daha enteresanmis
Manisa taraftarinin ameliyati icin 500bin Tl verilmis
Kahe'nin insaatan haberi yokmus
(Twitter'dan alinti bunlar, kendim henuz okumadim)
Şike iddianamesinin 68 numaralı ek delil klasöründe, Aziz Yıldırım’ın Saracoğlu’ndaki ofisinde yapılan aramada ele geçirilen harddiskteki bilgiler yer alıyor.
Şike iddianamesinin 68 numaralı ek delil klasöründe, Aziz Yıldırım’ın Saracoğlu’ndaki ofisinde yapılan aramada ele geçirilen harddiskteki bilgiler yer alıyor. A.Kaya ENİŞTE imzalı 4 sayfalık yazıda, “Şu an bir arkadaşım vasıtasıyla elime geçmiş bulunan listede, hangi hakemlerin hangi takımı tuttukları” deniliyor ve hakemler şöyle sıralanıyor: F.Bahçeliler: Bülent Yıldırım, M.Kamil Abitoğlu, İlker Meral, Cüneyt Çakır, Hakan Özkan, Halis Özkahya, Koray Gencerler, Yunus Yıldırım, Serkan Çınar. G.Saraylılar: Bünyamin Gezer, Selçuk Dereli, Gökhan Güneşer, Hüseyin Göçek, Deniz Çoban, Kuddusi Müftüoğlu, Taner Gizlenci. Beşiktaşlılar: Özgüç Türkalp, Aytekin Durmaz, Süleyman Abay, Fırat Aydınus, Mete Kalkavan, Suat Aslanboğa, Tolga Özkalfa. Trabzonsporlular: Barış Şimşek, Abdullan Yılmaz.
Gümüşdağ: Yıldırım’ın sosyal ilişkileri zayıftır
TFF Başkanvekili Göksel Gümüşdağ’ın, savcılık sorgusunda Aziz Yıldırım için tartışma yaratacak ifadeler kullandığı ortaya çıktı. Polisin savcılığa gönderdiği bilgi notunda Aziz Yıldırım ile Göksel Gümüşdağ’ı arasında örgütsel bağ olduğu, “28 Haziran’daki seçimlerde başkan seçtirmek istediği ve esas amacının TFF üzerindeki hakimiyetini artırmak olduğu” belirtiliyor. Gümüşdağ, ifadesinde ise bunu kabul etmeyip “Kurduğum insani ilişkiler nedeniyle delegeler tarafından sevilen bir insanım. Yıldırım’ın hırçın bir yapısı vardır. Sosyal ilişkileri zayıftır. Kendisi camiası dışındakileri etkileme özelliği yoktur. Bu nedenle sırf Aziz Yıldırım’ın adayıymış gibi gözükmek zaten aleyhime olacak durumdur. Bu şekilde TFF başkanlık seçimi sürecine girmezdim” diyor.
Fatih, Özat’ı döver yine satarız!..’
Geçen sezonun devre arasında Beşiktaş’tan olaylı şekilde ayrılan Fatih Tekke’nin, A.Gücü’ne transferi sırasında yapılan telefon görüşmelerinde menajeri Özcan Üstüntaş, avukat Sami Dinç’le dertleşiyor. Üstüntaş, “Bence bak bunu yaz bir kenara, hiçkimseye de bir şey deme aramızda kalsın, bu 3-4 hafta sonra Fatih, Ümit Özat’ı döver gelir sezon sonu bir daha satarız onu” ifadesini kullanıyor.
‘Birleşik Krallık’taki parayı dondurabiliriz’
93 sanık hakkında hazırlanan iddianameye ait delil klasörleri dün dağıtılırken, 68. klasörde, Şekip Mosturoğlu’yla ilgili Uluslararası Yardım Biriminde çalışan bir dedektif yardımcısının gönderdiği yazıya yer verildi. Yazıda, “Mosturoğlu’nun Birleşik Krallık içerisinde bir miktar dolar hesabı bulunduğu bilgisini aldım. Görünüşe göre bu hesapta, kendisinin Türkiye’deki suçlarından elde ettiği gelirlerin bulunması kuvvetle muhtemel. Bizden talep edilirse bu hesabı dondurabiliriz. Bu işlemi Interpol aracılığıyla yaparsak, çok fazla zaman alacağını düşünüyorum’’ denildi.
Bu rapor büyük hata
Bu raporun medyada yer alması ve kamuoyuna yansıması doğru değil. Etik Kurulu’nun ‘savunmaları almadım, kanıtlara ulaşamadım’ dediği bir noktada kanaat belirtmesi ve bir rapor hazırlaması ise çok büyük bir hata... Medyada gördüğümüz ifadeler gerçekten Etik Kurulu’nun raporu ise çok sayıda müsabakada ciddi kanaatler var. Geçici kanaat diye bir durum olmaz. Eğer usul yönünden bir eksiklik gördüyseniz önce onların tamamlanması ve sonra da raporun hazırlanması gerekir. Kurul’daki hiçbir kişiyi eleştirmek istemiyorum. Ama yetkin kişiler de hata yapabilir. Eksiklik varken kanaat oluşturulmaz. Bu durum ileride bazı ciddi sıkıntılara yol açabilir. Raporda adı geçen ilgili kişi ve kuruluşlar yarınlarda Etik Kurulu’na yönelik olarak ‘Sizin objektif olamayacağınıza dair kaygım var’ diyebilir.
KEMAL KAPULLOĞLU (SPOR HUKUKÇUSU)
Savunma zorunluluğu yok
Şike ve teşvik pirimi incelemelerinde talimatın 7. maddesine baktığımızda savunma alma zorunluluğu bulunmuyor. Madde “ilgili kişileri dinleyebilir” diyor. Bu açıdan bakarsak raporda savunma alınmamıştır eleştirisi yersiz. Basına sızan kurul raporunda açıklanan kısmın raporun tamamı olmadığını, sadece sonuç kısımları olduğu anlaşılıyor. Ancak buradan TFF’nin 15 Ağustos’ta yaptığı “Etik Kurulu kanaate varamadı” açıklamasının gerçeği yansıtmadığı sonucu ortaya çıkıyor. TFF o zaman gerekli işlemleri başlatmalıydı. Ancak yanlış gerekçelerle bundan kaçındı. Şu an için yapılması gereken daha önce etik kurulunca incelenemeyen belgelerin mahkemeden alınarak bir ek rapor tanzimidir.
AV. H.ALPAY KÖSE
Maçları izlemeden tespit yapılamaz
Basına yansıyan kadarıyla raporda, şike ve teşvik eylemlerinin eksik değerlendirildiğini, ceza hukuku açısında şike ve teşvik suçu ile disiplin hukuku açısından şike ve teşvik suçunun karıştırıldığını söylemek mümkün. Etik Kurul’un şike ve teşvik eylemi vardır diyebilmesi için maçları izlemesi, maçlarda hangi oyuncunun veya takımın eyleminin şike ve teşvike uyduğunu açıkça tespit etmesi gerekir. Basına yansıyan kısmı
itibariyle Etik Kurul’un maçları izlemediği ve sadece savcılık delilleri üzerinden rapor düzenlediği, raporun ise bu yönüyle eksik ve ceza yargılamasının etkisinde kalmış olduğu bellidir. Aksi halde mevcut Etik Kurul raporu ile hiçbir takım için küme düşmesi cezası verilemez.
AV. ENGİN TUZCUOĞLU
Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Etik Kurulu Başkanı ve Gediz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Oğuz Atalay, futbolda şike iddialarına ilişkin Etik Kurulu'nun hazırladığı raporun ''nihai rapor'' olmadığını, yeni delillere ve alacakları savunmalara göre kesin raporu hazırlayacaklarını, kanaatin değişebileceğini, sürecin henüz bitmediğini bildirdi.
Prof. Dr. Oğuz Atalay, yaptığı yazılı açıklamada, 20 Temmuz itibariyle ellerindeki delillere göre incelemede bulunduklarını ve 340 sayfalık geçici bir rapor hazırladıklarını anlattı.
O günkü delillerin ışığında TFF yönetimine kanaat bildirdiklerini, ''basına sızan raporun nihai olmadığını'' ifade eden Atalay açıklamasında şu bilgileri verdi:
''Kesinlikle ceza ve yaptırım önerisinde bulunmadık. Sadece o günkü delillerin ışığında Türkiye Futbol Federasyonu yönetimine kanaatimizi bildirdik. İnceleme devam ediyor. Kesin rapor henüz hazırlanmadı. 20 Temmuz'dan sonra yeni delillere ulaşıldı, soruşturmada gizlilik de kalktı.
Biz o raporu hazırlarken, savunma hakkını bile yerine getiremedik, çünkü gizlilik vardı, kimseyle görüşme şansımız yoktu. Şimdi savunmaları da alacağız ve yeni rapor yazacağız. Bu raporda kanaatimiz değişebilir. Yönetim de yeni raporu dikkate alıp, delillere ve vicdani kanaatine göre karar verecek.''
TELEVİZYONLARDA BİLİNÇSİZCE YORUMLAR YAPILIYOR
Atalay, bu konuya ilişkin olarak TV programlarında bilinçsizce yorumlar yapıldığını kaydederek, ''Hukuki bilgisi olmayan kişiler, izleyicilerin karşısına çıkıp gereksiz, zamansız ve yersiz konuşuyor. Rapor sanki kesinmiş gibi bilinçsizce yargıda bulunuluyor. Soruşturmanın devam ettiğinden nedense bahsedilmiyor. Herkes şunu iyi bilmeli, bu rapor nihai değildir. Ceza ve yaptırım önerisi de yoktur. Yorum yapılırken bu hususa dikkat edilsin'' ifadelerini kulandı.
RAPOR TFF'DEN SIZDIRILMADI
Prof. Dr. Oğuz Atalay, ''raporu basına kimin sızdırdığını bildiklerini'' ama şu an bu konuda açıklamaya yapmayacağını ifade etti.
Atalay, ''Rapor kesinlikle federasyondan sızdırılmadı. Bu konuda eminiz. 340 sayfalık rapor, kozmik odamızdaki kasada tutuluyor. Ne dışarı çıkarıldı ne de kopyalandı. Zaten raporun tamamı ele geçirilmedi, 38 sayfalık özet bölümü gazetelerde yer aldı. Nasıl ve kim tarafından sızdırıldığına ilişkin ciddi tespitlerimiz var'' şeklinde bilgi verdi.
http://www.sabah.com.tr/SabahSpor/Fu...un-dagitiliyor
Klasorler burda
6 tane ek klasör basına verildi.Şuanda üstün körü bakıyorum ilk gördüğüm Aziz yıldırım ve Mahmut özgener arasındaki konuşma.
Mahmut özgener serdar adalı ve Beşiktaşın açıklamalarını aziz yıldırım ile konuşuyor telefonda.Baya bir saydırıyor okursunuz.Beşiktaşın Fener iyi gittiği için bunları yaptığını söylüyor bir TFF Başkanı! Konuşmanın sonundada Aziz yıldırım ' Elinde çok koz var ben sana birşeyler söylerim fikirbirliği yaparız' diyor.
1. Klasörde sayfa 210 da geçiyor bu muhabetler.
Mahmut Ozgenerda degisik adamis![]()
Son dönemlerde futbol karşılaşmalarında yaşanan hakem hataları nedeni ile Beşiktaş ve Galatasaray klüplerinin açıklamalar yaptıkları, Federasyon'un Fenerbahçe tarafında yer aldığını iddaa ettikleri, Aziz Yıldırım'a yüksek cezalar verilmesi gerekirken bu yaptırımların uygulanmadığı ve kendi klüplerine ise cezaların verildiği yönünde iddaaların gündeme geldiği,devam eden süreçte klüp yöneticilerinin basın aracılığı ile açıklamalar yaptıkları, bunun üzerine ise Mahmut Özgener'in basın-yayın kuruluşları aracılığıyla iki klübü hedef alan açıklamalar yaptığı ve karşılıklı tartışmaların yaşandığı anlaşılmıştır.
Mahmut Özgener'in Fenerbahçe Spor Klübü Başkanı Aziz Yıldırım ile yakın ilişki içerisinde bulunduğu,Futbol Federasyonu başkanı olarak tarafsız olması gerekirken diğer klüp başkanları Aleyhine Aziz Yıldırım ile görüşmeler yaptığı,yukarıda* belirtilen tartışmalar yaşanırken Aziz Yıldırım'ın 14.02.2011 tarihinde oynanan fenerbahçe-kayserispor süper lig karşılaşması için Mahmut özgener'den MHK başkanı Oğuz Sarvan ile görüşerek karşılaşmanın hakemlerini maç için uyarmasını istediği,Aziz Yıldırım'ın bir klüp başkanı olmasına rağmen TFF başkanı Mahmut Özgener ile görüşerek kendi takımının maçları ile ilgili olarak hakemleri klüp aleyhine karar vermemesi için etkilemeye çalıştığı, diğer klüplerin aleyhine oalcak şekilde Mahmut Özgener ve Aziz Yıldırım'ın ORTAK HAREKET ettiği ANLAŞILMIŞTIR.
İddanameden aynen aktardım.
Etik Kurul Kararı ne oluyor ? Önemi ne ?
Birşey olmuyor daha öncede karar verdiler ama Federasyon savunma hakkı verdi ve birşey yapmadı bu seferde bulurlar bir mzaeret.
savunma hakkı hala var.
Eğer adaletsizlik karşısında tarafsız kalıyorsanız, zalimin tarafını seçmişsiniz demektir.
Ben yok demedim ki.Etişk kurulu raporu ne işe yararın cevabını verdim 'bir işe yaramaz'.