Etik kurul raporundan sonra mı olduyd u yoksa Uefa temsilcisi geldikten sonra mı ?
Hem o o kadar abartılacak bir durum değil.Şampiyonlar ligine asıl gitmemeiz gerektirecek durumu açıklasalrdı daha kafiydi.
Etik kurul raporundan sonra mı olduyd u yoksa Uefa temsilcisi geldikten sonra mı ?
Hem o o kadar abartılacak bir durum değil.Şampiyonlar ligine asıl gitmemeiz gerektirecek durumu açıklasalrdı daha kafiydi.
Şemsi mesajımı silerken verdiğin cevap güzeldi (:
Ama keşke bu olaya siyaset karışmasaydı da yorum onu gerektirmeseydi.
...
Etik kurulu raporu UEFA müfettişine verildikten sonra oldu çekme olayı.. Yalnız bence abartılacak bi durum.. Madem ona göre göndermiyosun, düşürseydin Fenerbahçeyi..
Bende ondan bahsediyorum o raporlara göre düşmesi ve elindeki şampiynluğun alınması lazımdı ama raporun bir işe yramadıüı ortaya çıkıyor.
Aziz Yıldırım'ın telefon konuşmalarını siyasi güçler mi yaptırıyor.
Saka maka okulda okumadigim kadar yaziyi son 2-3 ayda okudum. Iddianame tape felan derken
Şike iddianamesinin 68 numaralı ek delil klasöründe, Aziz Yıldırım’ın Saracoğlu’ndaki ofisinde yapılan aramada ele geçirilen harddiskteki bilgiler yer alıyor.
Şike iddianamesinin 68 numaralı ek delil klasöründe, Aziz Yıldırım’ın Saracoğlu’ndaki ofisinde yapılan aramada ele geçirilen harddiskteki bilgiler yer alıyor. A.Kaya ENİŞTE imzalı 4 sayfalık yazıda, “Şu an bir arkadaşım vasıtasıyla elime geçmiş bulunan listede, hangi hakemlerin hangi takımı tuttukları” deniliyor ve hakemler şöyle sıralanıyor: F.Bahçeliler: Bülent Yıldırım, M.Kamil Abitoğlu, İlker Meral, Cüneyt Çakır, Hakan Özkan, Halis Özkahya, Koray Gencerler, Yunus Yıldırım, Serkan Çınar. G.Saraylılar: Bünyamin Gezer, Selçuk Dereli, Gökhan Güneşer, Hüseyin Göçek, Deniz Çoban, Kuddusi Müftüoğlu, Taner Gizlenci. Beşiktaşlılar: Özgüç Türkalp, Aytekin Durmaz, Süleyman Abay, Fırat Aydınus, Mete Kalkavan, Suat Aslanboğa, Tolga Özkalfa. Trabzonsporlular: Barış Şimşek, Abdullan Yılmaz.
Gümüşdağ: Yıldırım’ın sosyal ilişkileri zayıftır
TFF Başkanvekili Göksel Gümüşdağ’ın, savcılık sorgusunda Aziz Yıldırım için tartışma yaratacak ifadeler kullandığı ortaya çıktı. Polisin savcılığa gönderdiği bilgi notunda Aziz Yıldırım ile Göksel Gümüşdağ’ı arasında örgütsel bağ olduğu, “28 Haziran’daki seçimlerde başkan seçtirmek istediği ve esas amacının TFF üzerindeki hakimiyetini artırmak olduğu” belirtiliyor. Gümüşdağ, ifadesinde ise bunu kabul etmeyip “Kurduğum insani ilişkiler nedeniyle delegeler tarafından sevilen bir insanım. Yıldırım’ın hırçın bir yapısı vardır. Sosyal ilişkileri zayıftır. Kendisi camiası dışındakileri etkileme özelliği yoktur. Bu nedenle sırf Aziz Yıldırım’ın adayıymış gibi gözükmek zaten aleyhime olacak durumdur. Bu şekilde TFF başkanlık seçimi sürecine girmezdim” diyor.
Fatih, Özat’ı döver yine satarız!..’
Geçen sezonun devre arasında Beşiktaş’tan olaylı şekilde ayrılan Fatih Tekke’nin, A.Gücü’ne transferi sırasında yapılan telefon görüşmelerinde menajeri Özcan Üstüntaş, avukat Sami Dinç’le dertleşiyor. Üstüntaş, “Bence bak bunu yaz bir kenara, hiçkimseye de bir şey deme aramızda kalsın, bu 3-4 hafta sonra Fatih, Ümit Özat’ı döver gelir sezon sonu bir daha satarız onu” ifadesini kullanıyor.
‘Birleşik Krallık’taki parayı dondurabiliriz’
93 sanık hakkında hazırlanan iddianameye ait delil klasörleri dün dağıtılırken, 68. klasörde, Şekip Mosturoğlu’yla ilgili Uluslararası Yardım Biriminde çalışan bir dedektif yardımcısının gönderdiği yazıya yer verildi. Yazıda, “Mosturoğlu’nun Birleşik Krallık içerisinde bir miktar dolar hesabı bulunduğu bilgisini aldım. Görünüşe göre bu hesapta, kendisinin Türkiye’deki suçlarından elde ettiği gelirlerin bulunması kuvvetle muhtemel. Bizden talep edilirse bu hesabı dondurabiliriz. Bu işlemi Interpol aracılığıyla yaparsak, çok fazla zaman alacağını düşünüyorum’’ denildi.
Bu rapor büyük hata
Bu raporun medyada yer alması ve kamuoyuna yansıması doğru değil. Etik Kurulu’nun ‘savunmaları almadım, kanıtlara ulaşamadım’ dediği bir noktada kanaat belirtmesi ve bir rapor hazırlaması ise çok büyük bir hata... Medyada gördüğümüz ifadeler gerçekten Etik Kurulu’nun raporu ise çok sayıda müsabakada ciddi kanaatler var. Geçici kanaat diye bir durum olmaz. Eğer usul yönünden bir eksiklik gördüyseniz önce onların tamamlanması ve sonra da raporun hazırlanması gerekir. Kurul’daki hiçbir kişiyi eleştirmek istemiyorum. Ama yetkin kişiler de hata yapabilir. Eksiklik varken kanaat oluşturulmaz. Bu durum ileride bazı ciddi sıkıntılara yol açabilir. Raporda adı geçen ilgili kişi ve kuruluşlar yarınlarda Etik Kurulu’na yönelik olarak ‘Sizin objektif olamayacağınıza dair kaygım var’ diyebilir.
KEMAL KAPULLOĞLU (SPOR HUKUKÇUSU)
Savunma zorunluluğu yok
Şike ve teşvik pirimi incelemelerinde talimatın 7. maddesine baktığımızda savunma alma zorunluluğu bulunmuyor. Madde “ilgili kişileri dinleyebilir” diyor. Bu açıdan bakarsak raporda savunma alınmamıştır eleştirisi yersiz. Basına sızan kurul raporunda açıklanan kısmın raporun tamamı olmadığını, sadece sonuç kısımları olduğu anlaşılıyor. Ancak buradan TFF’nin 15 Ağustos’ta yaptığı “Etik Kurulu kanaate varamadı” açıklamasının gerçeği yansıtmadığı sonucu ortaya çıkıyor. TFF o zaman gerekli işlemleri başlatmalıydı. Ancak yanlış gerekçelerle bundan kaçındı. Şu an için yapılması gereken daha önce etik kurulunca incelenemeyen belgelerin mahkemeden alınarak bir ek rapor tanzimidir.
AV. H.ALPAY KÖSE
Maçları izlemeden tespit yapılamaz
Basına yansıyan kadarıyla raporda, şike ve teşvik eylemlerinin eksik değerlendirildiğini, ceza hukuku açısında şike ve teşvik suçu ile disiplin hukuku açısından şike ve teşvik suçunun karıştırıldığını söylemek mümkün. Etik Kurul’un şike ve teşvik eylemi vardır diyebilmesi için maçları izlemesi, maçlarda hangi oyuncunun veya takımın eyleminin şike ve teşvike uyduğunu açıkça tespit etmesi gerekir. Basına yansıyan kısmı
itibariyle Etik Kurul’un maçları izlemediği ve sadece savcılık delilleri üzerinden rapor düzenlediği, raporun ise bu yönüyle eksik ve ceza yargılamasının etkisinde kalmış olduğu bellidir. Aksi halde mevcut Etik Kurul raporu ile hiçbir takım için küme düşmesi cezası verilemez.
AV. ENGİN TUZCUOĞLU
savunma olayı zaten saçma değilmi ? kırmızı kart gören bi oyuncunun mahkemeye çıkıp aylarca yıllarca davası oluyomu ? hayır hukuk hızlı işlese neysede hukuk bu kadar yavaşken savunma hakkı çok saçma geliyo "sporda"
68 numaralı ek delil klasöründen ben bir şey anlamadım, burada yazılanlardan tabi, fazlası eksiği var mı bilmiyorum?
Tabi canım, savunma hakkı da neymiş, bu da söylenecek duruma geldiyse, düşürsünler Fenerbahçe'yi de herkes rahatlasın.
Burda suçlu Fenerbahçe değil şahıslar,şahıslara bu kadar güven insanı yanıltabilir unutmayalım.
Burada söylenenlere baktığımızda saygı duymakla beraber en son şaşılacak şey savunma konusuyla ilgili fikirlerdir. Ondan öncesinde şaşıra şaşıra artık şaşırma konusunda duyarsızlaşmaya başladık. Duygum köreldi.
Ben kabul ediyorum. Bu iş Aziz Yıldırım'ı ve onunla bağlantılı olmak üzere Fenerbahçe'yi bitirme soruşturmasıdır. Hükümet, savcısıyla polisiyle bu işin içindedir ve basına her türlü bilgiyi belgeyi sızdırarak bu kişilerin güvenirliliğini sarsmaktadır. Federasyon ve Uefa ortaklı bir şekilde Fenerbahçe'nin Avrupa'da ve ligde bitmesi için çalışmaktadır. Diğer takım yöneticileri, teknik direktörleri, futbolcuları ve menajerleri de bu işin içine dahil edilerek iz kaybettirilmek istenmiştir. Devamına eklenebilecek her şeye varım. Ortaya konan anormal gelişmelerle bunların olduğuna dair insanlar inandırılabilir. Mesela daha sorgulanmadan adresinin metris cezaevi olması ya da sıfır töleransla Fenerbahçe'nin gönderilmemesi ancak aynı sıfırın Beşiktaş ve Trabzonspor'da uygulanmaması gibi.
Ben tek şeyin cevabını merak ediyorum.
Fenerbahçe - İstanbul Büyükşehir Belediye maçı öncesi -ki 31. haftaya denk geliyor- Aziz Yıldırım içlerinde Ahmet Çelebi ve Abdullah Başak'ın da bulunduğu kişilerle toplantı yapıyor. Bu toplantı biter bitmez Ahmet Çelebi, Yusuf Turanlı'yı arıyor ve acele buluşmamız lazım diyor. Yine aynı gün Abdullah Başak, Yusuf Turan'lı ile Suadiye kafede buluşuyor. Bu buluşma sonunda Yusuf Turan'lı İskender Alın'ı arayıp Fenerbahçe maçına çıkacak kadro ile ilgili bilgi alıyor. Aynı günün gecesi Yusuf Turan'lı bu kez İbrahim Akın ile bir araya geliyor. Buluşma biter bitmez buluşmanın taraflarından Yusuf Turan'lı Ahmet Çelebi'yi arayıp bilgi veriyor, İbrahim Akın'da hocayı arayıp bu hafta Fenerbahçe ile maçımız bana gol atma para vereceğiz diyorlar helal midir gibisinden soruyor. Hocadan birşey olmaz yanıtını alan İbrahim Akın tekrar Yusuf Turanlı'yı arayıp teklifi kabul ediyor. Bunun üzerine Yusuf Turanlı'da Ahmet Çelebi'yi arayıp işin tamam olduğunu bildiriyor. Sonra İbrahim Akın 10000 dolar değil de euro olsun diyerek tekrar Yusuf Turanlı'yı arıyor. Yusuf Turan'lı Ahmet Çelebi'yi, Ahmet Çelebi'de Bülent İbrahim İşçen'i arıyor ve ertesi gün konuyu görüşmek üzere buluşma kararı alıyorlar. Bu buluşmanın gerçekleşeceği gün Aziz Yıldırım bu ikiliyi yanına çağırıyor ve mali işlere bakan kişide toplantıda yer alıyor. Sonrası malum İbrahim Akın ile buluşuyorlar ve poşet var. İbrahim Akın ifadesinde poşette paranın olduğu bir bölümünü hayır işleri için hocaya diğerini ise harcamadan fakirlere dağıttığını anlatıyor.
Bunlar iddia denebilir, tesadüf denebilir de adamların elinde tapu gibi bu kişilerin ağzından yapılmış konuşmalar var. Aziz Yıldırım'ın bu kadar vukuati yapması normalde soruşturmanın olması anormal, soruşturmanın siyasi olması mı anormal?
Ortada hiç bir kanıt olmaz ve insanlar içeri alınır, sorgulanır sonrasında bitirme operasyonu dersiniz. Sen bitmek için bu kadar uğraşmışsan ister siyasi ister keyfi ister adı ne olursa olsun ortaya çıkarıldığı zaman şikayetçi olamazsın. Olursan kendi ayıbını başka ayıplarla örtmeye çalışırsın.
Ben Aziz Yıldırım'ın yaptığına inanmak istemiyorum ama elde cidden güçlü kanıtlar var, nasıl çürütecekler merak ediyorum diyeni görmedim. Aziz Yıldırım ismi yerine Adnan Polat, Faruk Süren, Hülya Avşar, Acun Ilıcalı ya da tanımadığımız kilimcinin kör oğlunu koyalım. Olayın gelişimi buysa mantık tek doğru olduğunu gösterir. Deliller güçlü ve işleri zor. Sadece kopyalarımız üretilmiş ve sesimiz taklit edilmiş diyebilirler.
Çok ufak bir ihtimal olan savcının 5 ay boyunca yazdığı Şike Soruşturması kitabı olabilir. Her şey uydurmadır. %0,1 ihtimalde olsa ihtimaldir. Yadsıma savunmasını kullanarak buna inanmak isteyenleri de ayıplayacak değilim.
İbrahim Akın ne topçuymuş be. Sanırsın Messi. Tek maç gol atmaması için 100 bin Euro para veriliyor.
Daha neler görcez bakalım..
Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Etik Kurulu Başkanı ve Gediz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Oğuz Atalay, futbolda şike iddialarına ilişkin Etik Kurulu'nun hazırladığı raporun ''nihai rapor'' olmadığını, yeni delillere ve alacakları savunmalara göre kesin raporu hazırlayacaklarını, kanaatin değişebileceğini, sürecin henüz bitmediğini bildirdi.
Prof. Dr. Oğuz Atalay, yaptığı yazılı açıklamada, 20 Temmuz itibariyle ellerindeki delillere göre incelemede bulunduklarını ve 340 sayfalık geçici bir rapor hazırladıklarını anlattı.
O günkü delillerin ışığında TFF yönetimine kanaat bildirdiklerini, ''basına sızan raporun nihai olmadığını'' ifade eden Atalay açıklamasında şu bilgileri verdi:
''Kesinlikle ceza ve yaptırım önerisinde bulunmadık. Sadece o günkü delillerin ışığında Türkiye Futbol Federasyonu yönetimine kanaatimizi bildirdik. İnceleme devam ediyor. Kesin rapor henüz hazırlanmadı. 20 Temmuz'dan sonra yeni delillere ulaşıldı, soruşturmada gizlilik de kalktı.
Biz o raporu hazırlarken, savunma hakkını bile yerine getiremedik, çünkü gizlilik vardı, kimseyle görüşme şansımız yoktu. Şimdi savunmaları da alacağız ve yeni rapor yazacağız. Bu raporda kanaatimiz değişebilir. Yönetim de yeni raporu dikkate alıp, delillere ve vicdani kanaatine göre karar verecek.''
TELEVİZYONLARDA BİLİNÇSİZCE YORUMLAR YAPILIYOR
Atalay, bu konuya ilişkin olarak TV programlarında bilinçsizce yorumlar yapıldığını kaydederek, ''Hukuki bilgisi olmayan kişiler, izleyicilerin karşısına çıkıp gereksiz, zamansız ve yersiz konuşuyor. Rapor sanki kesinmiş gibi bilinçsizce yargıda bulunuluyor. Soruşturmanın devam ettiğinden nedense bahsedilmiyor. Herkes şunu iyi bilmeli, bu rapor nihai değildir. Ceza ve yaptırım önerisi de yoktur. Yorum yapılırken bu hususa dikkat edilsin'' ifadelerini kulandı.
RAPOR TFF'DEN SIZDIRILMADI
Prof. Dr. Oğuz Atalay, ''raporu basına kimin sızdırdığını bildiklerini'' ama şu an bu konuda açıklamaya yapmayacağını ifade etti.
Atalay, ''Rapor kesinlikle federasyondan sızdırılmadı. Bu konuda eminiz. 340 sayfalık rapor, kozmik odamızdaki kasada tutuluyor. Ne dışarı çıkarıldı ne de kopyalandı. Zaten raporun tamamı ele geçirilmedi, 38 sayfalık özet bölümü gazetelerde yer aldı. Nasıl ve kim tarafından sızdırıldığına ilişkin ciddi tespitlerimiz var'' şeklinde bilgi verdi.
Savunmalari ne zaman alacaklarmis![]()
Şekip mosturoğlu'nun Aykut Kocaman'a Buca'nın kadrosunu vermesi ;
https://twitter.com/#!/Naim_D/status.../photo/1/large
Tek taraflı koymazsak iyi olur haberleri.
Bazı basın-yayın organlarında, Türkiye Futbol Federasyonu Etik Kurulu Raporu'ndan alıntılar olduğu iddia olunan bir takım ifadeler yer almış; Kulübümüz, bu ifadelerle 'yegâne suçlu' ilan edilmeye çalışılmıştır.
Bu haberlerin, Fenerbahçe'mize karşı maksatlı ve kötü niyetli karalama aracı olarak kullanan odakların, kulübümüzü suçlu ilan etmeye yönelik süregelen çabaları çerçevesinde yeni bir spekülasyonundan başka bir şey olmadığı ve hiçbir hukuki değeri bulunmadığı bilinmelidir; Çünkü:
1) Her şeyden önce, soruşturmanın geldiği nokta itibarıyla, ortada geçerli bir Etik Kurulu Raporu'nun bulunmadığı bilinmelidir.
İddianamenin yetkili mahkeme tarafından kabulü ile birlikte dosya üzerindeki gizliliğin kalktığı, Türkiye Futbol Federasyonu tarafından iddianamenin tüm ekleri ile birlikte istenildiği, Etik Kurulu'nun bu yeni ve güncel veriler üzerinden değerlendirme yapıp nihai raporunu hazırlayacak olduğu göz önünde bulundurulduğunda, Etik Kurulu Raporu diye kamuoyuna lanse ettirilmeye çalışılan metnin içeriği ne olursa olsun, şu an itibarıyla hiçbir hukuki değeri olmayan bir vesika olduğu bilinmelidir.
2) Gözden kaçırılmaması gereken bir başka gerçek ise, TFF'nin resmi açıklamalarında bildirdiği ve olayların gelişiminden anlaşılan bir takım hususlardır. Bunları sıralamak gerekirse:
i. Habere konu edilen, sözde Etik Kurulu Raporu'na dayanak oluşturan bilgi ve belgelerin, Kurul'a 22 Temmuz 2011 itibarıyla iletilen verilerle sınırlı olduğu,
ii. Soruşturma dosyasından hangi takımlarla ilgili hangi evrakların verileceği konusunda tek seçicinin savcılık olduğu ve Etik Kurulu'na dosyanın tümünü görüp istediği belgeleri temin etmesi konusunda bir imkan sağlanmadığı,
iii. Belgelerin, Kurul'a iletilme tarihi olan 22 Temmuz 2011'den sonra soruşturma kapsamında pek çok gelişmenin olduğu ancak bunların temini için Etik Kurulu'nun savcılığa başvurup 22 Temmuz 2011'den sonra dosya kapsamında oluşan gelişmelere dair talepte bulunmasına rağmen savcılık tarafından bu ek ifadelerin Kurul'a verilmediği,
hususları tüm gerçekliğiyle görülmekteyken; kulübümüzü, yargısız infazla suçlu ilan etmeye kalkmak insafsızlıktır.
3) Kaldı ki, TFF Etik Kurulu Başkanı, henüz birkaç gün önce katıldığı bir panelde, ilgili raporu 26 klasör üzerinden hazırladıklarını belirtmiş; iddianamenin düzenlenmesine temel teşkil eden delillerin kurula daha önce sevk edilen evrakın 3 katı kadar olduğuna dikkat çekmiştir. Yine aynı toplantıda Etik Kurulu Başkanı kişilerin ifadesinin alınmasının gerekliliği ve bu yapılmadan oluşturulacak kanaatin eksik olabileceğine de, haklı olarak vurgu yapmıştır.
Buradan da anlaşıldığı üzere, TFF Başkanlığı'na sunulan ilgili rapor ciddi manada ek******. Rapor, mutlaka, iddianamenin tümünün ve eklerinin temini ile geçerli bir rapor haline getirildikten ve tüm savunmalar alındıktan sonra yorum ve değerlendirmeler yapılmalıdır.
4) Basına yansıyan Etik Kurulu Raporu'nun, iddianamenin tüm verileri üzerinden değerlendirme içermediği için hiçbir hukuki geçerliliği olmasa da, basında yer alan haberler incelendiğinde bir takım sorular akla getirmektedir:
i. Etik Kurulu'nun yazılı talebine karşılık, savcılık tarafından 22 Temmuz 2011'den sonra soruşturma ile ilgili ortaya çıkan güncel gelişmeler (bilhassa ek ifadeler) neden Kurul ile paylaşılmamıştır?
ii. Soruşturmanın tüm ekleri üzerinden değerlendirme yapan Savcılık, bulguları neticesinde 8 takıma iddianamesinde yer verirken, ilgili Etik Kurulu Raporu nasıl olur da sadece Fenerbahçe'yi suçlu gösterir nitelikte kurgulanmış olabilir?
iii. Etik Kurulu üyeleri, gerçekleştirdikleri faaliyet bir disiplin yargılaması olmasa dahi, nasıl oluyor da savunma almadan kanaat oluşturabilir?
Unutulmamalıdır ki; iddianamede sadece kulübümüzün adı geçmemekte; 8 ayrı kulüp daha iddianamede yer almaktadır.
Yargılamanın ana ilkelerinden olan masumiyet karinesini, biz sağduyulu ve aklıselim bir camia olarak başta cezaevinde bulunan yöneticilerimiz ve kulübümüz ama aynı zamanda soruşturma kapsamındaki her kişi ve kulüp için talep ediyoruz.
Buna karşın, hukuka saygılı tavrımızı bir zaaf olarak değerlendirmeye çalışan ve spekülasyon peşinde koşan sözde habercilerle, bu halden istifade etmeye çalışan entelektüel gelişimini tamamlayamamış mihrakları hukuka ve yasal süreçlere saygıya davet ediyoruz.
Fenerbahçe Spor Kulübü
Savunmalarla ilgili olarak şimdi bile isterler alabileceklerini okudum. Neyi bekliyorlar bilmiyoruz. Gerçi süreç içerisinde ilk mahkemeyi beklemek en mantıklı iş. Zaten balık batmış 14 şubata kadar yan gidebilir.
Siz de çok düzden bakıyorsunuz, bazen alakasız olduğu apaçık ortada olan şeylerde bile Fenerbahçe'ye çamur atmak için fırsatı kaçırmıyorsunuz. Fenerbahçe soyunma odasında yaşananlar nasıl ki basına yansıyorsa, bir başka takımın soyunma odasında olanlar da o şekilde sızıyordur. Bir takımın sahaya hangi 11 ile çıkacağını bilmek Buca gibi elinde oynatacak kaliteli oyuncu sayısı kısıtlı takımlarda çok zor olmasa gerek.
Değerini biliyoruz merak etme ve uzun yıllar takımın başında kalması da en büyük isteğimiz, değerini fazlasıyla biliyoruz.
Peki madem kadro biliniyor bunu Aykut Kocaman bilmiyor mu ? Özellikle Şekip Mosturoğlunun arayıp eline kağıt kalem al not et demesinin sebebi nedir ?
İşte abi bunların sorgulanması lazım yoksa ben Aykut şunu bunu yapmıştır demiyorum.Soruşturma konusuna iddanamede gördükçe bişeyler paylaşıyorum.Sonuçta bunun kararını vericek olan Mahkemelerdir.Ama bunlarında hepsi kayıtlı telefon konuşmaları yani.Herhangi birinin iddaa ettiği şeyler değil.
Artık telefon konuşmalarını koymıcam abi.Çünkü bunları bile inkar ediyosunuz.Başka yerlere bağlıyosunuz olayı.Allah akıl fikir versin cümlemize.İyi Günler.
Resim ya da videolar ortaya çıkınca onlara da montaj denecek. Daha bunlar sadece başlangıç...
Kopan bir ipe düğüm attığınızda, ipin en sağlam yeri o düğüm olur.
Ama ipe her dokunuşunuzda canınızı acıtan yer o düğümdür...http://www.twitch.tv/nannar_hhc