
Originally Posted by
MostapHa
En üst komşumuz...Turgut Amca... Hafiften kırlaşmış saçları, hafif gür bıyıkları, kapkara gözleri. Apartmanda en sevdiğim amcaydı şüphesiz. Hatta laf aramızda ara sıra bana oğlundan daha çok önem veriyodu. Pikniklerde beraber ağaç, kozalak toplardık. Beraber gezinirken bana öğütler verirdi. Yanından ayrılmazdım hani bende. Kuyruk misali... Azda boğuşmadık hani pikniklerde ince kilimin üzerinde. Fazla gaza gelip fazla ittirince Turgut Amca'yı döktük çayı iyimi. Yandı... Belli oluyodu gözlerinden acı çektiği. Ama belli etmedi. Babam bağırınca şiddetle bana "Bağırma çocuğa. Olur." dedi. Yine bir pazar günü yaşamıştık bu olayları tekrar piknikte. Döndük piknikten. Malum pazartesi sonraki gün. Yorulmuş gelince erkenden yatmış. Sabah yine erkenden kalkmış. Öpmüş eşini, çocuklarını. Gitmiş işine. Çok yorulmuş bütün gün. İş çıkışı duş alayım demiş. Girmiş duşa. 5-10 dakika sonra yerde bulmuşlar Turgut Amca'yı. Kulağından kan gelmiş. Ne demek olduğunu biliyoruz hepimiz. Bilmeyenler için söyleyeyim. "Beyin Kanaması" Apar topar hastahaneye götürmüşler. Hemen yoğun bakıma alınmış. Acı haber tez ulaşır derler. Aynen öyle. Duydum bu acı haberi. Kalbime birşey oldu. Sanki iki değirmen taşı arasına sıkıştı kalbim. Atlatır Turgut Amca dedim. Geç olmuştu artık. Malum çocukluk sabah okul var yatmak gerek. Yattım. Kalktığımda annem ağlıyordu. Sade annem mi? Hayır. Babaannem de ve evde sabahın köründe gelmiş komşu teyze de? Niye gelmişti ki sabahın köründe? Anlamıştım galiba. Gitmişti Turgut Amca. Şaka gibi gitmişti. Pazar günü kozalak topladığım, ince kilimin üzerinde güreştiğim adam salı günü gitmişti.Olur muydu bu? Dedem öldükten sonra zor toparlamıştım kendimi.Oldu mu be Turgut Amca?
Böyle bir hikaye işte. Turgut Amca çok severdi Yusuf Hayaloğlu'nu. Birden dinleyince boğazım düğümlendi...