http://www.youtube.com/watch?v=7E3rdbd5P6I
bu olaylardan sonra en az 7-8 maç ceza yemezse fener yazıklar olsun yani bu nedir ya
Fenerbahçe kazanır
Berabere biter
Galatasaray kazanır
http://www.youtube.com/watch?v=7E3rdbd5P6I
bu olaylardan sonra en az 7-8 maç ceza yemezse fener yazıklar olsun yani bu nedir ya
Fenerbahçe'li taraftarların yaptıkları yanlış, yalnız koca maç boyunca taraftar oyunu durduracak, etkileyecek bir müdahalede bulunmamasına rağmen sanki dün gecenin tek sorumlusu onlarmış gibi görmek abesle iştigaldir. Fenerbahçeli oyuncular ve Aykut Kocaman maç sonunda Galatasaray'ın bulunduğu bölüme yaklaşıp onları tebrik etmesi ve içeri yönelmesine rağmen Polis kordonu içinde Galatasaray'ın ısrarla durmasını ben kavrayamadım. Tamam maç bitti sevindiniz içeri girin taraftarlar sahayı boşaltsın kupayı alın ve gidin daha sonra Arena'da istediğiniz gibi kutlamanızı yapın. Sene başındandır ortam zaten gergin. Bir de şampiyonluğun kaybedilmesinin vermiş olduğu anlık tepki var. Ama şunun altını tamamen çizmek istiyorum. Dün geceki olayların çıkma noktasının Galatasaray değil Emniyet'in sene başındandır Fenerbahçe taraftarına uygulamış olduğu terörist muamelesinin bir ürünüdür. Kurtlar Vadisinde bir sahnede geçen replik vardı, Fenerbahçeli taraftarlar için birebir. Polat ve Çakır Emniyet'e götürülür ve nezarethane'ye konulmak ister. İçeride onları hasımları beklemektedir.
Çakır: Allahtan Emniyetteyiz.
Polat: Bence Değiliz.
...
Şampiyon olduk ve hala maç içinde görüntüleri durdurup komik komik işaretler çıkarma peşindesiniz. Yapmayın, eylemeyin.
Nush İle Uslanmayanı Etmeli TekdirTekdir İle Uslanmayanın Hakkı Kötektir
Ayhan Akman futbola veda etti.
![]()
Bu final bir spor olayı değildir.
13 Mayıs 2012
Spor karşılaşmaları kazanma ve kaybetme üzerine kurulmuştur. Özünde mücadele vardır. Kazanmanın yolu kaybetmeyi öğrenmekten geçer.
Bu nedenle ne sonsuza kadar sürekli kazanmak ne de kaybetmek mümkündür.
Elbette bu sadece sportif olarak kalabildiği ölçüde geçerlidir.
Türkiye’de yaklaşık bir senedir futbol spor olmaktan çıkıp başka bir şey haline getirilmeye çalışılıyor. İçinden geçtiğimiz ve çok sınırlı bilgi ve kaynaklarla hareket ettiğimiz için getirilmeye çalışılan şeyin ne olduğunu tam olarak ayırt edemiyoruz; sadece bazı varsayımlarla çıkarımlarda bulunuyoruz.
Bu durum Fenerbahçe veya Galatasaray’dan bir tanesinin şampiyon olmasıyla farklı anlamlar kazanmıyor. Aksine hangisi kazanırsa kazansın öncesinde ve sonrasında yaşananlar söylediğimiz şeyi doğruluyor.
Dün bütün Türkiye’nin kilitlenip kaldığı şampiyonluk finali kesinlikle bir futbol olayı değildi.
Fenerbahçeliler finale 3 Temmuz Darbesiyle hesaplaşma olarak bakıyorlardı. Yaşanan onlarca olumsuzluğa rağmen orada olabilmek önemliydi.
Galatasaray, her şeyiyle gücü zayıflatılmış bir rakibe karşı asla eşit olmayan şartlarda mücadele ediyordu.
Bir de kimsenin anlayamadığı bir Süper Final çıkmıştı. İtirazlar vardı.
Final oynandı ve kimse gol atamadığı ve bu sonuç Galatasaray’a yaradığı için şampiyon da onlar oldu.
Maç sonunda şahit olduğumuz şeyler iddiamızı güçlendiren delillerle süslenmişti.
Karşılaşmanın 75. Dakikasından itibaren saha kenarında bir hareketlenme başladı. Tribünlerle saha arasına yoğun bir güvenlik ağı örüldü. Öyle ki ön sıralardan maçı izlemeye çalışanlar önlerine dizilenlerden sahayı takip edemez oldular; müdahalede bulundular.
90+5’de oynanıp tamamlandıktan sonra bu karşılaşmayı berabere tamamlatmayı düşünen Cüneyt Çakır’ın son düdüğü ile birlikte polislerin sahaya girip kutlamalara başlayan Galatasaraylı oyuncuların etrafını hızla sardığı gördük.
Bu hiç de hoş bir durum değildi. Önlem olduğunu söyleyebilirsiniz ancak saha kenarında kalmayı başarmalıydı.
Diğer tarafta Fenerbahçeli futbolcuların üzüntüsü ve taraftarının onları teselli edişi ile ilgili güzel enstantaneler vardı.
Bir tarafta sevinç diğer tarafta üzüntü…
Aynen serinin ilkinde TT Arena’da yaşanmış olduğu gibi…
Ancak ne olduysa Telekom Tribünleri ile güvenlik güçleri arasında yaşanan temastan sonra patladı.
Fenerbahçe taraftarı zaten 315 gündür öyle bir psikolojik durumun içine sokulmuştu ki bir takım tepkiler vereceği ihtimaller dahilindeydi.
Burada olay çıkmaz demek iddialı olur ancak her türlü olaya karşı ihtimaller dahilinde karşılık vermek emniyet güçlerinin sorumluluğundadır.
Dün Şükrü Saraçoğlu’nda çok daha büyük bir facia yaşanabilirdi.
Polislerin önce saha içinde kaçışmalarıyla Türk Telekom tribününde duran taraftarın sahaya girmesine yardımcı olduktan sonra gerisin geri biber gazı sıkarak saldırması, önlerine gelen herkese coplarıyla girişmeleri tribünlerde duran ve sadece gelişmeleri takip eden genç, yaşlı, çoluk çocuk herkesi perişan etti.
Bu güvenliği sağlamaktan başka bir şeydir.
Topu tupu 50 kişiyle baş edemeyip, binlerce insanı tahrik edip sonra da üzerine orantısız güç göstererek saldırmak dünü bir spor finali olmanın ötesine götürmüştür.
Olaylar başladıktan sonraki görüntüler üzerinden yorum yapmaksa anlamsızdır.
Süreç içinde yazdığımız veya tartıştığımız her şeyi doğrulamıştır.
Bu artık bir spor değildir veya sporu şiddetten temizlemeyle alakası bile yoktur. Aksine şiddeti yaratmak onun üzerinden de hesaplar yapmaktır.
Şimdilik bu hesap üzerinden kazanç sağlayanları tebrik etmekten başka bir şey yok.
Arkadaşlar, öyle şekilde bazı şeylerin üzerini örtüyoruz ki.
Yani bu yazıyı bir kenara kaldırıyorum. Yarın çocuğumun Türkçe Öğretmeni "hem suçlu hem güçlü" ile ilgili bir kompozisyon isterse veriririm. Sanırım bu yazı ile 100 alır hatta okula heykeli bile dikilebilir.
Artık şiddete bir kulp bulmayı bırakalım. Madem bir kulp buluyoruz ; Trabzonspor'un günahı neydi? Onların da kendilerine göre haklı sebepleri vardı. Sulu derbi niye diyoruz? Orada da Galatasaray'ın haklı sebepleri vardı.
adamsınız be şampiyon galatasaray !
http://www.ligtv.com.tr/haber/canli-yayinda-kutlama
@Disco
Kimse şiddete kulp bulmuyor veya desteklemiyor. Şöyle medya organlarına bir göz gezdir bakalım sanki ayrılıkçı terör örgütü eylem yapmış da mazlum polisimiz kendini korumuş. Hadi varsayalım ki dünkü olaylar öyle olsun Peki ya öncesinde de mi hep öyleydi ? Her duruşmada yaşatılan şiddet, Taraftarların her yürüyüş organizasyonunda dayak yemesi, hatta ve hatta Bayan Voleybol takımının şampiyon olmasından sonra onları kutlamaya gidenlerin maruz kaldığı şiddet dün gibi aklımda. Süreç başındandır bunları tek tek toparlayıp burada olayların resimlerini paylaşabilirim ama gerek yok. Benim savunduğum görüş şiddeti savunma yönünde değil, bugüne kadar yaşanan her olayda tek suçlu tarafın Taraftar olduğu görüşüne karşı çıkmak. Tabi yine bizim söylediklerimiz havada kalacak. Şiddete maruz kalan insanların resimlerine bakıp ahh vahh diyecez ötesi olmayacak. Gazeteleri açtığımızda bu insanları görmek yerine barikat kurmuş 10 polis resmi ve altında "Yine olay çıkardılar" yazılarıyla karşılaşacaz.
...
Genel için yazdığından ötürü genel olarak cevap veriyorum. Kulp bulduğunuza dair ya da desteklediğinize dair açık açık cümleleriniz var.
Seyirciler sahaya girdi ama polis suçluydu dediğin zaman yapılanı haklı bulmuş olursun. Yapılanı haklı bulmak onu desteklemektir. Yani ben böyle öğrendim. Bir şeyi haklı buluyorsam onun tarafındayım demektir. Polisi suçlamak ise olaya kulp bulmaktır.
Kurtlar Vadisinden örnek vermişsin bende Pardon filminden vereyim. Ferhan Şensoy polisten kaçıyor. Neden kaçtın diyorlar ee kovaladı diyor. Polisin her yaptığından niye bu kadar gocunuyorsun ki. (Yazıda geçen polis saha kenarını sardı, Galatasaraylıları sardı sözlerine ithafen bu örnek.)
Bu ülkede terör yandaşlarına karşı uygulanmayan muamele öğrencisine, taraftara uygulanıyor. Bunlar doğrudur. Ancak muamelenin yanlışlığı ayrıdır suçluluğu ayrıdır. Polis sana dağıl diyorsa dağılacaksın. Karşılık verirsen müdahale eder. Sonrasında her gördüğün yerde bunlar bana müdahale etmişti deyip yine coşarsan yine müdahale eder.
Gönül ister ki Almanya'da, İngiltere olalım. Bakayım Fenerbahçe, Galatasaray taraftarı polis dağıl diyince tıpışıyorlar mı yoksa coşuyorlar mı? Orada biraz sıkar. İşte bu yüzden oralarda olsaydık hiç bunları yorumlamak zorunda kalmazdık.
Maksat işin gırgır tarafındayız.
Yoksa Kazım'ı Fenerbahçe'de oynarken beğenmiyordum, orada oynarken Milli Takım'a alınmasını anlamıyordum, Galatasaray'a gelmesini, Galatasaray'da oynamasını ve yine Milli Takım'a alınmasını da anlamıyordum.
Yetenekli, güçlü bir oyuncu olabilir ama bunları göstermediğin sürece bir işe yaramaz.
2 tarafta suçlu ama oluşturulan kamuoyu sadece Fenerbahçeli taraftarları koşulsuz suçlu tutuyor, benim karşı çıktığım kısım bu. Ben buna karşı çıkarken bir tarafı haklı olarak görüyormuş gibi görülebilirim bu doğal bir bakış açısıdır. Sene başındandır Emniyet ve Taraftarımız arasında yaşanan olayların en büyük sorumlularından biri de Fenerbahçe Yönetimidir, zamanında bu olaylara karşı bir kaç açıklama yapıp olayların yanlışlığı üzerinde dursaydı, böyle mi olurdu ?
Günümüz futbolu siyasetin kölesi olmuş durumda, kimse onlara karşı gelemiyor, karşı duyamıyor. Dün kupayı Galatasaray Başbakanın talimatıyla alıyorsa söyleyebilecek pek bişey bulamıyorum.
...
Herkes siyasetten dert yanıyor ama adamlar büyük bir çoğunlukla iktidar oluyor. Bu oyu kim veriyor.
Bence bunu tartışmak lazım ama o da olmuyor.
...
Galatasaray'ı ve Galatasaraylı arkadaşlarımı tebrik ederim, hak ettikleri bir şampiyonluktu. Üst düzey bir saha için performans gösterdiler, şampiyonluklarını çok daha önceden ilan etmeleri gerekiyordu bana göre. Seneye ülkemizi Şampiyonlar Liginde temsil edeceklerini bilmek güzel.
Fakat Fenerbahçe'nin kazandığı şey şampiyonluktan çok daha fazla. Bu şampiyonluk 4-5 ay sonra unutulur, ama bu seneki takım içindeki atmosfer ve takım ruhu çok uzun süreler unutulmayacaktır. Fenerbahçe'nin yüz küsür yıllık tarihindeki en zor sezonda son haftaya ezeli rakibiyle puan puana girmesi, son 10 yılın en iyi Galatasaray'ına karşı şampiyonluğu son maçın son dakikasına kadar şampiyonluk ümidini koruması takdire şayan, oynanan futbol bir yana, takımdaki birliktelik mükemmeldi. Bu olağan dışı şartlar altında olağanüstü bir sezon geçirdik. Umarım bu sezonu kupayla taçlandırır ve elimiz boş dönmemiş oluruz.
Dün akşam Kadıköy'de polisin taraftarımıza yaptığı hareketler, bu sezonun bir özetiydi.Her hafta küme mi düşmedik, Avrupadan men mi edilmedik.Dün akşam maçtan sonra Aykut hoca çok güzel ifade etti geride kalan sezonu.Buna rağmen işi son maça kadar taşımamız, keza lig kupasında halen oynanmadık bir finalimiz var, kazanırız kaybederiz önemli değil, benim gönlümün şampiyonu kendi takımımdır.Maçtan önce yazmıştım, şimdi de aynını diyorum.Bizde kazansak, Galatasaray'da kazansa sonuna kadar hak edeceği bir şampiyonluktu ve ne olursa olsun final kendi evinde oynandı.Bu bağlamda Galatasaray takımını tebrik ediyorum.Sezonun geneline bakıldığında iyi bir futbol oynadılar.
- Rıdvan Dilmen : "Brezilya Milli Takımı'nın sol beki fazla oynayamıyor Fenerbahçe'de, sebep?"
- Aykut Kocaman : "Brezilya Milli Takımı'nın sol bekinin bunu düşünmesi lazım."
Öncelikle takımımı tebrik ediyorum kaçırdığım sayfaları da okudum baştan sona komik yorumlar da olmuş Fenerbahçeli arkadaşlardan gelen, çok objektif yorumlar da olmuş.. Her iki takımı da tebrik ediyorum ama bir Galatasaraylı olarak şunu söylemek istiyorum ki: ALEX ADAMSIN! FENERBAHÇE'DE OYNAYIP DA BENİM GİBİ BİR GALATASARAYLININ GÖNLÜNDE TAHT KURMUŞ YEGANE ADAMSIN!
Şimdi 6222 mi herneyse bu maddeden dolayı fenerbahçeli arkadaşklar ceza alır umarım,güneş balçıkla sıvanmaz çünkü.Hatırlarsınız yine bir mayıs ayıydı Polisle Bursaspor arasında çatışma çıkmıştı 10larca kişi terorist muamelesi gördü.Kimisi evden alındı kimisi apar-topar,umarım ki bize yapılan muamele dün gece yaşananlardan sonra Fenerbahçe taraftarına da uygulanır.
Florya'dan evime saat 4:30 gibi geldim.muthisti florya.futbolcular cok gec geldi.
[YOUTUBE="mjKVmlis3Bs"]Takım Otobüsü[/YOUTUBE]
Çok yoruldum dün çookMaçtan önce Nevizade, istiklal, maçtan sonra Taksim ve Florya. Eve döndiğimde saat 05:43'dü. Hala çok fena uykum var
![]()
ultrAslan UNI ! ultrAslan UNI ! ultrAslan UNI !
Bir forum aktifliğini kaybettiği zaman üyeler gider, adamlar kalır. | Pavel Nedved
Akşam da sahada görevliyimKonfeti makinasında görev alacakmışım
![]()
ultrAslan UNI ! ultrAslan UNI ! ultrAslan UNI !
Bir forum aktifliğini kaybettiği zaman üyeler gider, adamlar kalır. | Pavel Nedved