Adnan Öztürk Meireles'in tükürüğü ile ilgili biir açıklama yaptı zannediyorsunuz yanılıyorsunuz bunu anlatmaya çalışıyoruz.
Gereksiz açıklamalar silsilesini başlattı bizimkiler.. Resmen komedi bunlar..
Bu ne ya seviye yerlerde yine.
İnternetten açıklama yapma savaşları başlasın![]()
Aman kimse altta kalmasın aman ha.
Bu yazının gündem değiştirmeyle GS ile uğraşmakla ne alakası var anlamış değilim. Burada çıkıp FB yönetimine laf atan arkadaşlar Adnan Öztürk'ü neye göre savunuyor anlamış değilim. Dikkat ederseniz FB açıklamasında GS kulübüne yönelik hiçbirşey yok tamamen Adnan Öztürk için yazılmış bir yazı mevcut. Siz merak etmeyin biz FB gündemini çok iyi biliyoruz başkaları gibi herşeye inanıp atlamayız. Ne kadar bu açıklamayı gereksiz görsem de burada sırf kendi yöneticisi olduğu için savunmaya geçen taraftarları kınıyorum.
Adnan Öztürk sorgusuz sualsiz Meireles'i uçağa bindirirdim derken iyi miydi? Melo gerçekten tükürdüyse uçağa zaten biner diyenler GS'da böyle şeyler karşılıksız kalmaz diyenler adam takım arkadaşını dövdüğünde niye uçağa binmedi diye sorarlar size?
Benim en sevmediğim şeylerden birisi burada çıkıp kendi takımı, futbolcusu ve yöneticisi mükemmel diiğer herkes karaktersizmiş gibi davranılmasıdır. Şunu kesinlikle unutmayın her takımda böyle karaktersiz futbolcular, yöneticiler ve antrenörler olur, olacaktır da.
Melo'nun yaptığı hareket hakkında fikrim yok üstünde durmadım bile umrumda değil açıkçası. Ama siz şimdi nasıl adamın hakkını arıyorsanız FB de o zaman o şekilde futbolcunun hakkını arıyordu ama bazı hazımsızlar boyundan büyük yorumlar yaparak ortamı germek adına ellerinden gelen herşeyi yaptılar. Şimdi FB yönetimi de aynı şeyi yapıyor kabul ediyorum, ama ben hiç olmazsa bazıları gibi gözümü kapatıp savunmaya geçmiyorum hemen, kabul ediyorum hatayı yani BÜYÜKLÜK yapıyorm...
Yönetim yine başarıyla yapabildiği tek şeyi yapmış, Laf : )
Haklılar veya haksızlar demiyorum sadece şu sezonun çabucak bitmesini ve 3 Temmuza saplanan herkesin görevini bırakmasını diliyorum.
...
"Çoluk çocuk bunu seyrediyor. Anne ve babasına bu ne demek diye soruyor. Hangisi daha büyük terbiyesizlik? Tükürmek mi, bu hareket mi? Ben çocuğuma, ‘Evladım, sakın tükürme, çok ayıp' diye rahatça söylerim. Bu el hareketlerini kim, nasıl anlatabilecek? Benim kulübümde Meireles'in yaptığına benzer hareket yapan bir futbolcu olsa, otobüse bile binemez. Kulübün semtinden geçemez."
Adnan Öztürk sadece Meireles'in yaptığı el hareketlerine laf söylemedi. Kanıtlanmamış bir şekilde Meireles'in tükürdüğünü de söyledi.
Tükürdüğünü söylüyor evet... Fakat ikisini kıyaslayarak "ben tükürmeyi çocuğuma açıklarım ama halkalı şekeri nasıl açıklayacağız" diye sitem ediyorVe tükürmesinden ziyade yaptığı harekete yüklenerek "benzer hareketi bizim kulüpten biri yapsa vs vs " diye devam ediyor. Anlaşılması zor bir açıklama değil aslında ama FB yönetimi nasıl yorumladıysa artık bunu
![]()
Kopan bir ipe düğüm attığınızda, ipin en sağlam yeri o düğüm olur.
Ama ipe her dokunuşunuzda canınızı acıtan yer o düğümdür...http://www.twitch.tv/nannar_hhc
Gençler tek başına isimlerin başarı getirdiği bir takım söyleyin bana.. Zamanında yaşa Haldun Üstünel varol paşam diyordunuz, sezon sonunda ne hale geldi takım. Sezon sonunu beklemek lazım.
Şuan tek diyebileceğim GS Şampiyon olamazsa bu yıl şinanay da yavrum şinanay..
2. olup ŞL'ye katılırsak da hiç bir sıkıntı olmaz.
Fatih Terim: Real Madrid maçında savunmaya fazla önem verebilirdik. Ama yürekli kayıplar, korkak zaferlerden daha önemlidir.
erken olduğunu belirttim zaten..
---------------------------------Çok değil, bundan 4-5 sene öncesinin klişe laflarından biriydi Fenerbahçe'nin futbolcu harcama merkezi olduğu. Kimi örnekler özelinde doğru olsa da esas olanın oyuncunun yeteneği, azmi ve uyumu gibi faktörler olduğu gözardı edildi hep. O zamanlarda bizim savunma argümanımız alt liglerden gelip formayı sırtından çıkarmayan Tuncay, Gökhan Gönül gibi isimlerdi Göhan Emreciksin, Tarık Daşgün gibi örneklere karşılık. Ancak yeni modamız Salih Uçan , Recep Niyaz ve Beykan Şimşek oldu geçtiğimiz haftadan beri.
Uzun seneler boyunca altyapıdan oyuncu yetiştiğini görmek isteyen taraftar gençlerimizin hepsine fazlasıyla kıymet veriyor. Durum benim için de böyle. Ancak benim için Beykan, Salih ve Recep'e göre biraz daha farklı yerde. Keza hikayenin diğer kahramanları Gökay , Berk Elitez , Hasan Erbey ve Okan Alkan gibi isimlerde. Sahada yeni ve genç isimler görmek çok güzel ama benim için profesyonel sözleşmeye Fenerbahçe'de erişilmesi daha da güzel. Zira bunun karşılığı Fenerbahçe'nin de eğitimci rolünü iyi üstlenmeye başladığı ki devamlılık adına bu çok önemli. Saf altyapı ürünleri bu sebeple biraz daha fazla heyecanlandırıyor beni.
Yazının konusu başlıktan ve gündemden anlaşılacağı üzere Beykan Şimşek. Kendinden emin tavırları ve ilk maçında gole ulaşması herkesi şaşırtmış ancak Beykan beni sadece oynadığı ilk A2 maçında şaşırttı desem yanlış olmaz. Onu sahada gördüğümde uzun zamandır isminden söz ettiren bu oyuncunun neler vereceğine dair duyduğum merak ile henüz 15 yaşında bu seviyeye gelmesinin yarattığı şaşkınlık birbirine karışmıştı. Ancak çok geçmeden, ilk devre sonunda durum anlaşılır bir hal almıştı. Boyu kadar yeteneği vardı Beykan'ın.
O yetenek aslında bugünlere kadar geleceğinin en açık kanıtıydı.
Federasyon kayıtlarına göre 2007 Eylül'ünün ortasında Fenerbahçe'li olmuş Beykan.Yani 12 yaşını bitimek üzere iken. İlk Milli formayı giydiğinde o en önde iken arkasında oynayan oyuncu tanıdık bir isim ; Recep Niyaz. Yine 51. dakika itibari ile belki ilerleyen zamanlarda çokça göreceğimiz bir senaryo gerçekleşmiş ve Salih Uçan ' da oyuna dahil olmuş. O an itibari ile Beykan , Recep ve Salih aynı anda sahada.
Salih Uçan kısa sürede yeterince dikkat çekmiş olacak ki bu Milli maçtan dört gün sonra Portekiz ile karşılacak U-15 Milli Takımı'nda o da sahaya çıkmış. Tabi ki Recep Niyaz ve Beykan Şimşek ile beraber. Portekiz'e 2-1 mağlup olan Millilerin golünü 2. Milli maçına çıkan Beykan atarken asisti kim yaptı acaba? Belki Recep, belki de Salih...
38 defa Milli olan Beykan'ın 14 tane golü var. Ancak daha ilgi çekici olan birşeyler daha var Milli maç kayıtlarında. Aynı yaşta olan Recep ile Beykan'ın oynadığı Milli maçlarda ağırlıklı olarak skor üretme rolünü bu iki oyuncu üstlenmiş. Recep bu anlamda biraz daha önde olsa da anlamlı olan ikisinin de çubuklu giymesi olsa gerek. İkisinin de gol atıp kazandırdığı maçlar var. Ancak linkteki kayıda bakarken hafif tebessüm etmedim değil. Gollerin tamamı bugünün umutlarından gelmiş.
Yine federasyonun sitesine göre çubukluyu ilk olarak Fenerbahçe'ye geldiği günden iki sene sonra Beşiktaş derbisinde giymiş. Henüz 15 yaşına dahi girmemişken U-16 kategorisinde çıktığı ilk maçta golünü atmış. Dolayısı ile Bursaspor maçında attığı gol kendisi için çok şaşırtıcı değil. Zira o formasına daha ter düşmeden skor üretmeye alışık bir oyuncu. İlk maçı ve dolayısı ile ilk golünün üzerinden henüz 3 ay geçmişken iki yaş kategorisi birden atlayarak U-18 takımı ile müsabakaya çıkan Beykan bundan bir ay sonra da A2 takımı ile ilk maçına çıkmış. Bu da kendisinin beni artık şaşırtmadığını söylememin bir başka sebebidir aslında. Zira kısa sürede inanılmaz sıçramalar yaptı Beykan. Sezonu U-16 takımında bitirmesine karşın çok geçmeden, eksiklerden dolayı üst takımların kadrolarını tamamlayan oyuncu olmaktan çıkıp , Fenerbahçe formasını giydiği ilk günün bir sene sonrasında; (henüz 15 yaşını bitirmemişken) A2 kategorisinin direkt oyuncusu olmayı başardı. Arada eksiklikten dolayı yukarıya çıkartıldığı ve A2'de oynadığı maçı saymazsak , bu kadronun esas elemanı olarak başladığı sezonda da ilk maçında gol atma başarısı göstermiş olan Beykan'ın Bursa'ya attığı gol onu tanımayanlara da tesadüf izlenimi vermekten çıkmıştır sanırım artık.
Geçmişini özetlemeye çalıştığımız Beykan'ın bugününe ve oyuncu özelliklerine gelirsek ilk olarak söylememiz gereken sanırım oyunun gidişatını her an değiştirebilecek bir yeteneğe sahip olduğu. Oyunun en durağanlaştığı dakikalarda alakasız bir şut ya da bir slalom sonrası gelen bitirici bir plase ile oyuna direkt etki edebiliyor Beykan. Bileklerine çok hakim. Rahatça adam eksiltebiliyor. Bunların yanı sıra boyuna rağmen önemli bir hava hakimiyetine sahip ki bunda da sıçrama ve zamanlama yeteneğinin payı oldukça büyük. Yine yaşı ve fiziğine göre oldukça kuvvetli olduğunu söylememiz gerek. Tüm bu sebeplerden ötürü ben kendisini ( kendisinin verdiği röportajda reddetmesine rağmen ) Rooney'e oldukça benzetiyorum. Gerek geçmişi ( attığı goller, ilkleri ve genç yaşında kısa süre içinde katettiği aşama ) gerekse oyuncu karakteristiği ( gücü, skor değiştirme kabiliyeti, bir çok mevkide kullanılabilitesi ) bana çok paralel geliyor. Kendisi direkt bir uç elemanından daha çok tamamlayıcı bir ikinci forvet. Zamanında Kazım Kazım'ı çok beğendiğini ve örnek aldığını bildiğim Beykan'ın bu bağlamda kendisi ile daha çok benzeşen oyuncuları örnek alması bence kendisi açısından daha faydalı olacaktır.
Oyuncunun negatif özelliklerine gelecek olursak... Şenol Çorlu'nun bahsettiği üzere agresif ve kimi zaman kendisine hakim olamayan bir oyuncu Beykan. A Takım kampına alınacağı uzun süredir konuşulurken devre arasına gelmeden oynanan son A2 maçında hakeme gösterdiği tepki ve gördüğü kırmızı kart bunun örneğidir. Bazen oyun ve kendi geleceğini hiç düşünmeden anlık reaksiyonlar gösterebiliyor. Bunun yanında kimi zamanlar oyunun içinde kaybolduğunu söylemek de mümkün. Ayrıca büyük bir özgüven sahibi ki bunu olumlu ya da olumsuz anlamda değerlendirmekten ziyade bir ek bilgi olarak vermek gerekiyor sanırım. Bu konuda hatırladığım en net örnek, 3-4 kişiyi bağlayıp attığı bir gol sonrası ( sanırım A2'nin direkt oyuncusu olduğu sezonun ilk maçı olan Turgutlu müsabakası idi ) arkadaşlarının '' Messi '' yakıştırmalarına , '' O kim, böyle gol atan birileri daha mı var ki ? '' şeklinde karşılık vermesidir. Özgüven güzel şey ancak bunu kontrol etmek şart.
Beykan ile ilgili daha fazlası için aşağıdaki linklere göz atmakta fayda var;
http://www.tff.org/default.aspx?pageID=286&ftxtID=11372
http://www.haber7.com/fenerbahce/hab...ir-fener-urunu
http://yerdensutusttenaut.blogspot.c...n-ardndan.html
Eğer adaletsizlik karşısında tarafsız kalıyorsanız, zalimin tarafını seçmişsiniz demektir.
Türkiye'de şampiyon ve 2. arasında maksimum 5 milyon gelir farkı oluyor asıl para şampiyonlar liginden geliyor. Eğer FB bu sene gruplara kalabilseydi şimdi bizimkilerde Sneijder, Drogba gibi adamları alabilirdi ama 3 yıldır bu kupa ve gelirinden mahsur kaldığımız için transferleri dikkatli yapmak zorundayız. GS bu sene şampyonlar liginden 25 milyon EURO civarı gelir elde edeceği için rahat rahat harcıyor, eminim biz de şu an ikinci turda olsak böyle para saçıyor olurduk. İspatı Guiza ve Aragonestir... Ama Sneijder ve Drogba gibi adamları sırf prestij için biile alırsın, Schalke taraftarı ve futbolcuları biraz bile olsa tedirgin olmuştur.
Ben yılllardır şampiyonluk değil güzel futbol peşindeyim, yoksa Daum da bizi gayet şampiyon yapıyordu ama yemin ediyorum dolu dolu sevinemiyordum. Zico'nun bizi çeyrek finale çıkardığı sene şampiyonluk gitti FB taraftarının yüzde kaçı kahrolmuştur? Güzel futbol oynanırsa başarı hertürlü gelir kupalar tabiki önemli ama sinir krizi geçirmeden maç izlemek herşeyden önemli benim için.
Ziya Şengül: Fenerbahçe transfer yapmak için Ülker Arena'yı teminat göstermek istiyor.
bir arkadas fenerbahcenin mali tablosunu yazmis oda antudan almis.
Öncelikle merhaba‚
bugün kü Denizbank ve Vakıfbank´tan tarafımıza kredi verilmediği‚ Sabit gayrimenkullerin ipotek istendiği şeklindeki haberler ve twitterde başlayan boykot furyasını görünce bir banka çalışanı olarak kulübümüzle ilgili bir kısa araştırma yaptım.
Öncelikle mali açıdan ne durumdayız ona bakalım isterseniz.
11 ocak tarihinde 6 aylık mali tablolarımız açıklandı.
http://www.kap.gov.tr/yay/Sorgu/Sorg...3&paketTipi=-2
Peki ne görüyoruz.
Öncelikle 3 Temmuz sürecini bu konuda es geçemeyeceğim. CL´ye alınmama ve devamındaki sezonda şampiyonluğun kaçırılması bu sene yine CL´ye katılamamamız nakit akışımıza ciddi anlamda darbe vurdu. (Bu başarıların kaçmasını etkileyen yan kalem gelirlerinden mahrumiyeti saymıyorum. 5 maçlık ceza gibi.)
Fenerbahçemiz Kasım 2012 itibariyle 4.2 milyon TL zararda. Ticari borçlar bir önceki döneme göre tam 62 milyon TL; diğer borçlar ise 26 mio TL artmış durumda. Dolayısıyla esas faaliyetlerinde Kasım 2012 itibariyle toplamda 81 milyon TL azalma olmuş (Yan kalemler ile)
Bu sezon transfere 67 milyon TL para harcamışız banka kredileri kullanarak. Denizbanktan 51 milyon kredi kullanılmış ve bozulan nakit akışı azda olsa düzeltilmiş. Karşılığında TFF yayın gelirlerine temlik koydurmuşuz.
http://www.kap.gov.tr/yay/Bildirim/B...aspx?id=216753
Mevcut olan bir kredi riski varken (40 milyon TL yayın gelirleri temlikli) Denizbank tabiki yeni bir teminat almadan kredi vermeyecektir.
(Boykot konusu olan duruma bakınca Denizbank´ın zaten bize kredi verdiği görülmektedir.)
İşin enteresan tarafı gelir tablosu ve bilançolarımızda kulübümüzün Mayıs 2012 den Kasım 2012 ye sermayesi 10 milyon TL azalmış. Bu 3 aylık dönemde 51 mio TL lik borç stoğu artışı var. Bu sebeple cari oranı 1.00 ın altına gerilemiş durumda.
Cari oran ne demek ?
Elimdeki varlığa karşılık ne kadar borcum var ? Kulübümüzün elindeki 77 TL ye göre 100 TL lik borç yapmış. Cari Oran: 0‚77
Ağustos rakamlarına görede kulübümüz 3 ayda 9 milyon TL zararda.
Gelelim Transfere
Kulübün transfer yapmak isteği aşikar. Bu yüzden de tekrar kredi istiyoruz. Ama yukarıdaki finansal duruma bakıldığında sabit bir gayrimenkulümüz ipoteğe alınmadan bu zor görünüyor. (Diyelim ki banka krediyi vermeyi kabul etti. Genel kuruldan bu izin alınabilir mi orasıda meçhul)
Bu şartlarda ben artık maliyetli bir transfer beklemiyorum. Yok illa kredi alınacaksa neden Ferit Şahenk´in sahibi olduğu Garanti´den yada Koç ailesinin sahip olduğu Yapı ve Kredi Bankasından bu kredi istenmiyor. Onuda anlamış değilim.
Bildiğim tek şey ise Şampiyon olamasak bile 2. olup mutlaka CL´ye katılmamız gerektiği.
http://forum.antu.com/cep/KonuOku.as...=63097&sayfa=1
Konuda da bahsetmişler ama, 3. temmuzdan önce de Fenerbahçe her sezon düzenli olarak Şampiyonlar Ligine katılmıyordu zaten, etkilediği doğru ama sadece buna bağlanırsa esas sebepler geri planda kalır. Transfer politikasında hata var bence, geçen sene yedek oyuncuları satıp genç isimlerle kaliteli yabancıları harmanlamaları daha mantıklıydı. Bunun yerine takımın omurgasından isimler gönderildi. Bana göre yanlış olan plana rağmen geçen sene kıl payı ile şampiyonluğu kaçırdılar ve esas yanlış süreç bu sene başladı. Meireles transferi ŞL'den elenmeden önce yapılmış olsa mantıklı bir transferdi ve şansı arttırabilirdi ama geç kalınınca ciddi bir gelirden mahrum kalınmış oldu. Emre ve Alex gidiyor, yerlerine Meireles ve Belhanda alınmaya çalışılıyor sadece bonservislerin toplamı 20 milyon euro. Bir de Krasic olayı var tabii. Her takım yanlış transfer yapıyor, tabiri caizse kazık yiyor ama Fenerbahçe'de son dönemde bu maliyetler daha ciddi gözüküyor.
Forumlarda yazılmış saçma bir yazıdan, geciken transferden devre arası makul olabilecek para harcamaya çekinmeden iyi Fenerbahçe krizde goygoyu döndü ona acıyorum.
Nijerya tur atlamış, Yobo bi süre daha Afrika'da kalacak. O da çok formda değil ama Bekir - Egemen ikilisi bir aradayken çift etkili canlı bomba oluyorlar resmen.
Sene başında da bütün transferleri geç yaptık ama böyle haberler çıkmadı. Türk basını yine acizane haberlere başvurmaya başlamış. Hiç olmazsa bizim takımımızın özkaynakları eksi 200 milyon TL değil, pozitif.
Nijerya ile Fildişi eşleşmi galiba.
Yobo geri dönebilir büyük ihtimalle ama inşallah dönmezde biz Drogba'ya kavuşuruz![]()