Türkiyede yapılabilir mi ? Bizimkiler devre arası falan birbirine katarlar sinemayı![]()
Türkiyede yapılabilir mi ? Bizimkiler devre arası falan birbirine katarlar sinemayı![]()
Bende Aygüne katılıyorum.Ama devre arasına kadar beklenmez
Bence çok zevkli bir maç olacak.R.Madrid 6-2 maçtan beri bu maçı bekliyor.Ama bence Barça gene kazanacak ama.
Barcelona başkanı, 22 yaşındaki genç yıldızın oyun stilinin, Barcelona'nın futbol tarzına çok uygun olduğunu düşünüyor.
Barcelona Başkanı Joan Laporta, Arsenal Kaptanı Cesc Fabregas'ın, Barcelona'nın futbol tarzına en uygun futbolculardan biri olduğunu dile getirdi.
Arsenal'de gösterdiği başarılı performanstan sonra adı sürekli olarak Katalan ekiple anılan oyuncunun, Ocak ayında Barça'ya döneceği iddia ediliyor.
Konuyla ilgili Sport'a bir açıklama yapan Laporta, "Bizde oynarken de çok formdaydı. Fabregas'ın oyun tarzı Barcelona'ya çok uygun fakat şu an için onu transfer etmek gibi bir niyetimiz yok. Zaten transfer sezonu açık değilken Arsenal'e böyle bir saygısızlık yapmak istemeyiz. Bu tarz söylentiler çıkartmaya hiç lüzum yok" diye konuştu.
Şu ana kadar ara transferde bir oyuncu getirmek için hiçbir hamlede bulunmadıklarını dile getiren Laporta, gerek olduğu takdirde takıma takviye yapılabileceğini ifade etti.
goal.com
Meksikalı futbolcu, kariyerini Barcelona'da noktalamak istediğini belirtti.
Barcelona'nın defans oyuncusu Rafael Marquez, kariyerini Katalan ekibinde bitirmek istediğini açıkladı.
2003 yılında Monaco'dan transfer edilen futbolcu toplamda 227 kez forma giyerek Barcelona'da en fazla forma şansı bulan 10 oyuncudan biri konumunda.
AS gazetesine açıklamalarda bulunan Marquez, "Bunca yıldan sonra kendimi tekrar kanıtlamaya gerek duymuyorum. Bu kulüpte pek çok başarı tattım ve bununla da gurur duyuyorum" dedi.
Uzun yıllar daha Barcelona forması giymek istediğini sözlerine ekleyen futbolcu, amacının Cocu'nun toplam maç sayısını geçmek olduğunu belirtti.
Kontrat yenilemeye çok yakın olduğunu söyleyen Marquez, "Artık imzalar an meselesi. Buradaki hayatımdan çok memnunum. Bunu değiştirmek istemiyorum" şeklinde konuştu.
Real Madrid'de Pellegrini'nin gönderilmesi durumunda takımın başına geçecek isim belli oldu gibi.
El Mundo Deportivo gazetesinin haberine göre Real Madridli yöneticiler, takımın başına Luiz Felipe Scolari'yi getirmenin hesaplarını yapıyorlar.
Daha önce Brezilya ve Portekiz milli takımlarını da çalıştırmış olan tecrübeli teknik adam, şu an için Özbekistan ekiplerinden Bunyodkor'un başında bulunuyor. 1.5 seneliğine 20 milyon avro alarak dünyanın en çok kazanan teknik direktörü olduğu düşünülen Scolari, bu paranın karşılığını verdi ve Bunyodkor ile şampiyonluğa ulaştı.
Bu arada Scolari'nin adının bu kadar çok geçmesinde, Portekiz Milli Takımı'nda birlikte çalıştığı Cristiano Ronaldo'nun, Pellegrini ile yaşadığı gerginliğin de etkisi olduğu düşünülüyor.
61 yaşındaki Brezilyalı teknik adama henüz bir teklif götürülmezken; 29 Kasım'da oynanacak Barcelona maçından sonra Pellegrini'nin durumunun netlik kazanacağı ifade ediliyor.
Takımdaki sağ bek opsiyonunu arttırmak isteyen Katalan ekip, Bayern'de forma giyen oyuncuya gözünü dikti.
Kadrosuna sağ ayaklı bir savunma oyuncusu katmak isteyen Barcelona, Philipp Lahm için ocak ayında Bayern Münih'in kapısını çalabilir.
Takımdaki tek sağ ayaklı oyuncunun Daniel Alves olması dikkat çekerken, onun yokluğunda yerini Carles Puyol dolduruyor. Ancak Sport gazetesinin haberine göre Katalan ekip, bu bölge için kadrosunda bir oyuncu daha bulundurmak istiyor.
Genelde sağ bekte oynamayı tercih eden Lahm, kariyerinin büyük bir kısmında sol bek olarak oynatıldı.
1995 senesinden beri Bayern'de futbol oynayan ve takımın ikinci kaptanı olan 26 yaşındaki oyuncunun, geçtiğimiz hafta kulübüyle arasında yaşadığı gerginlik nedeniyle takımdan ayrılabileceği iddia edildi.
Bu arada Manchester United ve Juventus'un transfer listesinde yer alan Lahm'ın bonservisinin 16 milyon avro civarında olacağı konuşuluyor.
Manu da daha faydaLı oLur. Onun oyun stiLi tam İngiLitere ye göre.
ÖLürken BiLe Yanımda oL sevgiLim...
Lahm hicbir yere gitmez.. Alman futbolcular yurt disini pek tercih etmiyorlar.. ayrica Bayern'den yilda aldigi 5 milyon € yu kimse ona vermez.
Barça sol bekte Abidal,Maxwell le sağ bekte Dani Alves le kapısacak giderse.Ama Manu ya giderse o takımın tek eksiği olan sağ beki doldurur harika da oynar![]()
Barcelona'nın amacı dünya karması felan kurmak sanırım..![]()
So what?
Saike
Hollandalı golcü, forma şansı bulamamaya devam ederse, ocak ayında Real Madrid'den ayrılacağını söyledi.
Ruud van Nistelrooy, düzenli olarak forma bulamamaya devam ederse, ara transfer döneminde kulüpten ayrılacağını belirtti. Yıldız futbolcu, forma bulabileceği bir takıma giderek Hollanda Milli Takımı'nın Dünya Kupası kadrosunda yer almak istiyor.
Hollandalı gol makinesi sakatlığını atlattığından beri, Higuain, Raul, Benzema gibi yıldızların arasında istediği forma şansını elde edememiş ve bu sezon sadece bir lig maçında şans bulabilmşti.
AS'ye konuşan Nistelrooy, "Henüz Pellegrini ile konuşmaya kendimi hazırlamadım ancak kısa süre içerisinde konuşacağım. Oynamak istiyorum, eğer bu şansı bulamazsam ocak ayında ayrılacağım" ifadelerini kullandı.
33 yaşındaki yıldız, Hollanda ile Dünya Kupası'nda yer almak istediğini belirtti ve bunun yedekte bekleyerek olmayacağını, forma bulması gerektiğini dile getirerek sözlerine son verdi.
Barcelona'nın golcüsü, Şampiyonlar Ligi'nde eski takımı Inter ile oynayacakları karşılaşmada galibiyetten emin...
İsveçli yıldız, Şampiyonlar Ligi'nde Nou Camp'ta oynayacakları Inter karşılaşması öncesi son derece iddialı sözler sarfetti.
La Vanguardia'ya konuşan Ibrahimoviç, "Inter son derece güçlü ve kaliteli oyunculardan oluşan bir takım. Fakat iyi bir performans göstererek onları yeneceğimizden şüphem yok" ifadelerini kullandı.
Golcü futbolcu, Şampiyonlar Ligi'nde şu ana kadar iyi futbol ortaya koymalarına rağmen şanssızlıklar yaşadıklarını ve istedikleri konumda olmadıklarını da sözlerine ekledi.
Barcelona'ya medya ve otoriteler tarafında sıklıkla karşılaştırıldığı Samuel Eto'o artı 45 milyon avro karşılığında transfer olan Ibrahimoviç, bu konu hakkında, "Bu kadar büyük bir miktar karşılığı transfer olunca üstümde doğal olarak bir baskı oluştu. Fakat Eto'o ile karşılaştırılmamızı doğru bulmuyorum çünkü ikimiz de çok farklı özelliklere sahibiz" şeklinde konuştu.
bu karşılaşma çok şey ifade ediyor zaten alamazlarsa barçanın işi zor
Çok aşırı işler yapsa dahi sanırım artık alınmamalı milli takıma gençlerin önü açılmalı aynı mevkide oynayacak bir çok genç oyuncu var
Milana gider o halde..
Alın şu adamı da herkes kurtulsun artık![]()
ve El Clasico haftası..
Pazar akşamı Barça ile R.Madrid saat 20.00 da karşı karşıya geliyorlar.
Harika bir maç olacağı kesin merakla bekliyorum.Herkesin gibi benimde favorim Barça.Barça kazanır gibime geliyor.Ama yinede izlemesi harika bir maç olacak.
Unutulmaz 10 El Clasico
Real Madrid ile Barcelona'nın hiç bitmeyecek rekabetinden ilginç maçlar, ilginç anlar...
Mert Aydın
NTV Spor
Güncelleme: 22:21 TSİ 27 Kasım. 2009 Cuma
İSTANBUL - Polisin sonucunu tayin ettiği maçtan rakip taraftarın alkışladığı futbolcuya unutulmaz El Clasico maçları.
10. Messi Real’e karşı
10 Mart 2007. Real Madrid istim üstünde. Puan farkını iyice kapatırken her maç daha iyi oynuyorlar. Barcelona ise düşüşte. Böyle bir ortamda Nou Camp’talar. Real daha iyi başlıyor ve 4. dakikada Van Nistelrooy öne geçiriyor konuk takımı. 10’da genç Messi çıkıyor sahneye: 1-1. 12’de Van Nistelrooy penaltıdan yine öne geçiriyor Real’i Messi yanıt vermekten yorulmuyor. 27’de durum yine eşitleniyor: 2-2. 72’de Ramos, Real Madrid’e üstünlüğü getiriyor. Ama artık bir dünya yıldızı olduğunu kanıtlayan Messi’den 88’de 3-3’ü sağlayan gol geliyor. Belki hayal kırıklığı yaşıyor Barcelona. Ama sonuçta Messi dünya futboluna adını yazdıracağını gösteriyor.
9. Ronaldinho’ya Real alkışı
2005-2006 sezonunda Frank Rijkaard yönetiminde gümbür gümbür ilerliyor Barcelona. Ligin ilk yarısında 19 Kasım 2005’te Bernabeu’da oynanıyor El Clasico. 14. dakikada Eto’o ile başlıyor Barça şov. Sonrasında Ronaldinho alıyor sazı eline. 2 gol atmakla kalmıyor Brezilyalı. Real Madrid taraftarları, kendi takımlarına mendil sallarken Ronaldinho’yu ayakta alkışlıyor. Santiago Bernabeu Stadı’nda bir ilk yaşanıyor. 3-0’lık galibiyet belki de Avrupa şampiyonluğunun habercisi.
8. Puskas’ı tutana aşkolsun
Real Madrid’in muhteşem kadrosunun ligi domine ettiği dönem. Tarih 27 Ocak 1963. Barcelona’da tam bir gösteri sunuyor Real. Gösterinin kahramanı göbeğiyle ünlü Ferenc Puskas. Macar futbolcu belki ilk bakışta futbolcuya benzemiyor ama eşsiz stili ve zekasıyla rakiplerin korkulu rüyası. 3 gol gönderiyor o büyülü akşamda rakip kaleye. İspanya’ya ilk geldiğinde hem Barça hem de Real’le sözleşme imzalayan Di Stefano’nun bir sezon Barça’da, diğer sezon Real’de oynamasına karar vermişti Federasyon. Barcelona hakkunı devredince Di Stefano gerçek bir Real Madrid efsanesi haline geldi. İşte o maçta da 1 gol gönderdi Barcelona kalesine. Diğer gol Gento’dan. Barcelona arada Re ile beraberliği sağlıyor ama 5-1’lik ağır yenilgiden kurtulamıyor. Sezon sonunda şampiyonluk Real’e gidiyor. Barça ise 6. olabiliyor.
7. 5’in intikamı 5’le alınır
Johan Cruyff yönetimindeki Barcelona’nın üst üste gelen şampiyonlukları Real Madrid’i bıktırmıştı. İşin Real açısından trajik yanı 4 şampiyonluğun ikisinde son hafta Tenerife’ye kaybederek en büyük olmayı kaçırmalarıydı. İşte o Tenerife’nin başındaki adam olan, eski futbolcuları, Jorge Valdano’yu getirdiler. Valdano ile iyi bir çıkış yakalayan Real Madrid, 7 Ocak 1995’te Barcelona’yı ağırlıyordu. 1 sezon önce rakibinden 5 yiyen Real için rövanş zamanıydı. Şilili Ivan Zamorano, unutulmaz bir ilk yarı çıkardı. 5, 21 ve 39’da gelen gollerle ilk yarıda durum 3-0 oldu. İronik bir durum olsa gerek sonraları bir Barça ikonu haline gelecek olan Luis Enrique 68’de 4’ü buldu. 5 numaralı golse 70’te Amavisca’dan geldi. Valdano ve öğrencileri, şampiyonluğun haberini önceden vermişlerdi.
6. Real’in galibiyet serisine son
Real Madrid’in Avrupa’da fırtına gibi estiği günler. Art arda 5 Avrupa şampiyonluğu, Beyaz Şimşekler’i ziveye taşımış. 9 Kasım 1960’ta Madrid’de Şampiyon Kulüpler Kupası’nda ikinci tur ilk maçı. Bir El Clasico. Barcelona’nın endişelenmesi için her şey mevcut. O güne kadar bu kupada evinde oynadığı 15 maçı da kazanmış Real Madrid. Bu maçlarda 66 gol atıp sadece 8 gol yemişler. Real’in tek handikabı Uruguaylı savunmacısı Santamaria’nın sakatlığı. Daha 2. dakikada Mateos’un golüyle öne geçiyor Real. Aynı hikaye yazılıyor sanki. Ama Suarez’in frikiği eşitliyor durumu. 30’da Gento yeniden öne geçiriyor Real’i. Bitime 3 dakika kala Evaristo, Macar Kocsis’i kaçırıyor. Yıllar sonra intihar ederek yaşamına son verecek olan Kocsis kendisini yerde buluyor. Yan hakemin bayrağı kalkıyor. Orta hakem İngiliz Arthur Ellis, bu bayrağı faul olarak yorumluyor ve penaltı noktasını gösteriyor. Suarez’in penaltı golüyle maç 2-2 bitiyor. Barça, Real’in serisini kırıyor. Rövanşı da Katalanlar 2-1 kazanıp, turu geçen taraf oluyor.
5. Bernabeu’da tarihi bir zafer
Real Madrid’in başına geçtiğinde zor bir görevi vardı Juande Ramos’un. Görevdeki ilk maçında Barcelona’ya 2-0 kaybettiler. Ama ardından peş peşe galibiyetler gelmeye başladı. 12 olan puan farkı erimeye başladı. 2 Mayıs 2009’da Santiago Bernabeu’daki maça gelindiğinde Ramos ve Real’in umudu vardı. Guardiola’nın öğrencileri, 14. dakikada Real’in galibiyet serisinin mimarlarından Higuain’in golüyle sarsıldı. Ama Barcelona’nın futbol formülünün teslim olmaya niyeti yoktu. Henry 18’de eşitliği buldu. 20’de Puyol, ender gollerinden birisini El Clasico’da kaydetti. 35’te Messi, skoru 3-1 yaptığında Real Madrid seyircisi çoktan havlu atmıştı. 56’da Ramos 3-2’yi sağlayan golü attığında bir ışık belirdiyse de Casillas’ın hatası 58’de Henry ile bu ışığı bitirdi. 75’te Messi ve 83’te Pique, 6-2 gibi akıllara zarar bir skor getirdi. Belki de bu galibiyet yüzünden Real Madrid’in başkanlığına Perez geldi ve büyük transferler yapıldı.
4. 10 gole bedel ziyaret
General Franco’nun adına düzenlenen kupanın yarı finalinde eşleşmişti Real Madrid ve Barcelona. Barça’nın o zamanki stadı Les Corts’ta 3-0 kazanmıştı Katalanlar. 13 Haziran 1943’te Madrid’de bu farkı kapatabilecek miydi Real? İlk yarı bittiğinde skor 1-1’di ve pek de umutlu değildi Real Madrid taraftarları. Barcelona soyunma odasında sevinçli bir telaş vardı ikinci yarı öncesinde. O sırada kapı açıldı. İçeri Devlet Güvenlik Teşkilatı’nın başındaki adam girdi. “Birçoğunuzun İç Savaş’taki suçlarını futbolcu olduğunuz için sildik. Sakın bunları yeniden ortaya çıkarmamıza izin vermeyin” dedi sert bir ses tonuyla. Barcelonalı futbolcular, soğuk duşun ardından sahaya çıktılar. Real Madrid beklenenin üzerinde bir performans ortaya koymaya başladı. Barcelona ise oyundan düşmüştü. Maç bittiğinde tabela 11-1’i gösteriyordu. Bir ziyaret 10 gole bedeldi!
3. 19 yıllık çile bitiyor
23 Nisan ülkemizde, Kuzey Kıbrıs’ta ve yurt dışı temsilciliklerimizde heyecanla kutlanıyor. 2002 yılında bu günü kutlayanlar arasında Real Madridliler de vardı. Şampiyonlar Ligi yarı final ilk maçında Barcelona deplasmanına gidiyordu eflatun-beyazlılar. 19 yıldır kazanamadıkları Nou Camp’tan avantajlı dönmek istiyorlardı. Barcelona’da Rivaldo’nun sakatlığı en büyük kayıptı. Del Bosque yönetimindeki Real Madrid 55’te öne geçti. Raul, savunmayı üzerine çekti. Zidane boş kaldı böylece. Maestro şık bir vuruşla Bonano’yu avladı. Barcelona’nın “Allah Allah” nidalarıyla saldırdığı uzatma dakikalarında McManaman farkı ikiye çıkaran golü attı. 2-0 kazanan Real Madrid hem çileyi bitirdi hem de Zidane’ın muhteşem golüyle kazanacağı finalin yolunu açtı.
2. General Franco’yu yatağa düşüren maç
İspanya’yı yıllarca demir yumrukla yönetti General Franco. 17 Şubat 1974’e gelindiğinde Franco yaşlanmış iyice. Total Futbol’un mucitleri Rinus Michels ile Johan Cruyff’un ortaklığıyla ortalığı darmaduman eden Barcelona, Santiago Bernabeu’ya çıkıyordu. Real Madrid için iyi bir sezon değildi belki ama başlarına geleceklerden habersizdiler. 30. dakikada Asensi, Barça’yı öne geçirdi. 39’da sahneye Cruyff çıktı. Hollandalı uzun yıllar unutulmayacak bir gol attı. İkinci yarıda yine Asensi, Perez ve Perulu Sotil. Real Madrid’e kendi evinde 5 gol. General, o günlerde maçın etkisinden mi bilinmez iyice hastalandı. Krallığı Juan Carlos’a bırakıp kenara çekildi ve 1 yıl sonra öldü.
1. Yabancı maddede çığır açıldı: Domuz kafası
Luis Figo’nun 2000 yılında Real Madrid’e geçişi ortalığı ayağa kaldırmıştı. Portekizli futbolcu, Katalonya dolaylarında Hazreti İsa’yı yanağından öperek Romalılar’a ihbar eden havari Yahuda ile eşdeğerde görülüyordu. Aradan geçen yıllar bile bu nefreti bitirmedi. 23 Kasım 2002’de Real Madrid, El Clasico için Nou Camp çimlerine çıkarken bir Barcelona taraftarı, Figo’ya kendince mesaj dolu bir hediye gönderiyordu: Bir domuz kafası. Portekizli’ye bir de viski şişesi yollandı tribünlerden. Ne de olsa eski kahramanlarıydı Figo. Peki bu anlarla ölümsüzleşen maç ne oldu? İnanın sahada neler olup bittiğini kimse hatırlamıyor. 0-0’lık skor her şeyi anlatıyor zaten.
ilk yarı 0-0 bitti ama bilmiyorum sizde katılıyomusunuz hakem çok kötü ofsaytların çoğu ofsayt değil hakemi hiç beğenmedim
evet, özellikle barcelona hucümündaki yan hakem. verdiği ofsaytların hiç biri doğru değil.
Real Madrid hiç etkili değil maçta. Higuain geziniyor. biraz daha geri gelip top alabilir mesela.
Barcelona ise forvetsiz oynuyor. sadece Henry ve Messi amr-aml şeklinde. orta sahayı kalabalık tutmuş bu sefer guardiola. ikinci yarı ibrahimovic'i veya bojan'ı bekliyorum. kesinlikle gol atacaktır bir ileri uç elemanı oyuna alırsa barcelona.
aksi takdirde berabere biter, real madrid'in şansı yok malesef.
ibra girdiği gibi golünü attı 1-0 durum
sergio atildi 10 kisi barca real gelmeye calisiyor
Mac Sonucu:Barcelona:1-0:Real Madrid
Dediğim gibi, Zlatan İbrahimovic'in oyuna girmesi ile Barcelona golü buldu ve El Clasico'da 3 puanı alan taraf oldu. 30 Puanla liderlik koltuğunada oturdu.
İyi maç oldu gerçekten ilk yarı pek iyi değildi.Ronaldo'nun net pozisyonu dışında pek pozisyon yoktu.İkinci yarıda Guardiola İbra'yı oyuna soktu ve o da oyuna girip golünü attı.Busqets'in kırmızı kart görmesi bile Real Madrid'e hareket getirmedi.Kötüydüler bugün.Özellikle Kaka ve Higuain etkisizdi bana göre.Pellegrini maça Benzema ile başlasa daha iyi olurdu diye düşünüyorum..
Sonuçta El Clasico'da gülen taraf Barça oldu ve liderliğe yükseldi..
Beklenildiği gibi üst düzey bir maç olmadı ama fenada değildi.Real Madrid daha net pozisyonları bulan taraftı ama golü atan kazandı.
So what?
Saike
Maçtan gram zevk almadım. 1-2 Gündür şöyle güzel maç olsada izlesem diyordum fakat olmadı.
Football is simple,but Football Manager is not
Sivas-Beşiktaş maçının sağ alt köşesinde küçük ekranda maçı izleyebildim.
Benim fark edebildiğim kadarıyla Real Madrid'in daha net pozisyonları vardı gibi.Barça ise o kadar pozisyona girmedi ama kontrol Barça da gibiydi.
Real'li futbolcular kaç tane sarı gördü öyle.Benim her baktığımda Messi'yi indirmişer ve sarı kart görüyorlardı.