Trabzon'dan puan çıkarmak başarı abi.Böyle devam edersek ligi iyi bir yerde tamamlayabiliriz.![]()
Nam-ı diğer [Rec]ep
İmkansıza ulaşmanın tek yolu, onun mümkün olduğuna inanmaktır.
Abi transferler çok güzel.Haman'ı sat ve biraz para elde etmeye bak bence abi...
Önümüzdeki maçlara bakıcaz.
İyi gidiyoruz abi.Es Es maçına takılmamak gerek.
Nam-ı diğer [Rec]ep
İmkansıza ulaşmanın tek yolu, onun mümkün olduğuna inanmaktır.
Galibiyetin gelmesi çok iyi oldu.
Basit defans hataları sonucu puansız kapatıyoruz kendi sahamızdaki maçı.Sol bek Mustafa Sevgi kart cezalısı olduğu için altyapıdan 16 yaşında ki Yalçın Özsevim ile oynamak zorunda kaldık. Geleceğin yeteneği diye lanse ediliyor ama yine de 16 yaşında biri böyle bir maçı kaldırması zordu tabi. Fazla sırıtmadı ama işte yokluk böyle bişey ah yönetim ahhh..
![]()
Eski günlere mi dönüyoruz yoksa abi ?
Nam-ı diğer [Rec]ep
İmkansıza ulaşmanın tek yolu, onun mümkün olduğuna inanmaktır.
Moral bozmak yok abi, fikstür zor o kadar![]()
Bu takım iyi olucak.
Evet bu hafta Süper Ligde çok farklı bir heyecan var. İzmir derbisi. İzmirin iki yakasında da çok büyük bir heyacan ve bekleyiş var.
DERBİNİN ÖYKÜSÜ
İzmir Körfezi'nin karşılıklı olarak ayırdığı semtlerin takımlarının rekabetidir.İzmir Derbisi olarak adlandırılır.Zaman zaman yerli basında Körfezin Ayırdığı Biraderler olarak da adlandırılırlar.
1960lı yıllara kadar İzmir şehir merkezi, Güzelyalı,Konak ve Alsancak'tan ibaret olmuştur.Cumhuriyetten önce ise Konak ve Alsancak'ta Yahudi,Rum ve Avrupa Mahalleleri yer alırdı.Körfez'in karşı yakasında ise Karşıyaka bulunurdu.Burası tamamen Türk mahallelerinden oluşur bundan dolayı da Karşıyakalılar kendilerini İzmir'in Türk kesimi olarak görürlerdi.Bundan dolayıdır ki sonrasında kuracakları futbol kulüplerinin renkleri de Türk'ün kırmızısını ve İslam'ın yeşilini taşıyacaktır.Karşıyakalılar, Biz Karşıyakalıyız der körfezin karşısına geçerken de İzmir'e gidiyorum diye konuşurlardı.Bu durum Osmanlı yıllarında başlamış ve İzmir göçlerle metropol konumuna gelene kadar 1980li yıllara kadar sürmüştür.İşte Karşıyaka böyle bir geleneğin takımıdır.Günümüzde Bayraklı ve Bornova ilçeleri Karşıyaka ile İzmir şehir merkezini hemen hemen birbirine bağlamış durumdadır.Ne var ki Karşıyakalılar ile İzmir arasındaki futbol rekabeti ise en az eskisi kadar sıcaktır.
Göztepe, İzmir'in Güzelyalı semtinde kurulmuş olan bir kulüptür.Her ne kadar semt kulübü olarak yola başlamış olsalar da bir İzmir takımı görünümündedirler.İzmir'in Karşıyaka ve çevresi dışındaki hemen heryerinden taraftarları vardır.Göztepe bir anlamda da kendilerine küçümseyerek bakan Karşıyakalılara karşı İzmir kentinin tepkisidir.
Ülkede futbol ilk olarak İzmir'de oynanır.Burada İngilizlerin Bornova çayırlarında başlattığı futbol hareketine Rum ve Ermeni gençler de katılır.Karşıyakalılar vatandaki kötü gidişata sessiz kalmaya niyetli değildirler.Kendi deyimleriyle Gavur İzmirdeki yabancı takımlara karşı bir Türk takımı oluşturmanın zamanı gelmiştir.Böyle bir ortamda işgale direnişin bir yolunun da futbol olacağına inanan her halk gibi Karşıyakalı gençler de satın aldıkları bir topla futbol hayatlarına başlamışlardır.Burada İzmir'in azınlık takımlarıyla oynarlar.Karşıyaka resmi olarak da, İzmir'in ilk Türk futbol kulübü olarak 1912 senesinde Karşıyaka Muaresei Bedeniye Kulübü adıyla kurulur.Fakat bu yalnızlıkları çok fazla sürmez.İki sene sonra 1914 yılında Altay kulübü kurulur.Altay, Karşıyaka'nın o yıllardaki en büyük rakibi olur.1920’li yıllara kadar gösterdiği başarılarla Karşıyaka’nın bir adım önüne geçse de başarıyı sahiplenme duygusu Altay’ın içindeki grupları birer birer ayrılmaya sevk eder.1923 yılında Altınordu Altay'dan ayrılarak İzmir'in üçüncü futbol kulübü olarak kurulur.İki sene sonra ise Altay'ın Aydın'a yaptığı seyahat sırasında grupta bir anlaşmazlık çıkar ve Güzelyalıdaki gençler 1925 senesinde nihayet Göztepe'yi kurarlar.
Göztepe, kurulduktan on dört sene sonra 1939'da ilk İzmir şampiyonluğunu İzmirspor ile birleştiği Doğanspor adı altında alır.Ertesi sene yeniden ayrılırlar.1942 ve 1944 yılları arasında da üstüste üç kere İzmir şampiyonu olurlar.Artık Karşıyaka'nın koltuğu ciddi anlamda sallanmaktadır.Göztepe başarılı oldukça İzmir'i sahiplenlenme yarışı iyice kızışır.Altınordu,İzmirspor ve Altay daha çok üst tabakayı temsil ederler ve bu duruma biraz daha yabancı kalırlar.Karşıyaka, İzmir Körfezi'nin kuzey kısmının gururu olmuştur.Göztepe ise artık Güzelyalı semtinden İzmir kentine yayılmıştır.İşte kutuplaşma ve ezeli rekabet kuvvetli bir biçimde başlamıştır.Türkiye Futbol Ligi kurulana kadar da İzmir'de ikişer şampiyonluk daha kazanırlar.1959'da Türkiye Ulusal Futbol Ligi kurulur.İstanbul,Ankara ve İzmir kulüpleri bu lige katılır.İzmir'in son şampiyonu Karşıyaka ile Göztepe de bu kulüpler arasındadırlar.Aralarındaki ilk lig maçı 8 Mart 1959'da Alsancak Stadı'nda oynandı ve Göztepe 3-2 kazandı.İlk sene Göztepe ligi dördüncü, Karşıyaka ise altıncı tamamladı.Artık ünleri ülke çapına da yayılmıştır.5 Mart 1961'deki 6-2 biten Karşıyaka galibiyeti ise Göztepe'nin itibarını biraz düşürür.
Göztepe'nin altın yılları 1960'lı senelerdir.Altay bu turnuvada İzmir'i temsil eden ilk takım olsa da,İzmir ve Türkiye'nin gururu 1964 ile 1971 yıllarındaki Avrupa arenasında Fuar Şehirleri Kupası'nda (Günümüzde Avrupa Ligi) yarı final oynayan Göztepe olmuştur.Ayrıca Kupa Galipleri Kupası'nda da bir kere çeyrek final oynama başarısı gösteren Göztepe,o yıllarda artık İzmir'in en büyük takımıdır.İzmir'de Göztepe çılgınlığı baş göstermiştir.İzmirliler Göztepe İzmirdir demektedirler.Göztepe,İzmir'i dünyaya da tanıtan bir ikon haline gelmiştir.Gürsel Aksel,Fevzi Zemzem,Ali Artuner,Nevzat Güzelırmak gibi efsane isimler İstanbul takımlarının müthiş tekliflerine rağmen Göztepe'de kalmayı tercih ederler.O zamanlar bir İzmirlinin top peşinde koşarkenki en büyük hayali bir Gürsel Aksel olabilmektir.Bu duruma Karşıyakalılar sessiz kalmazlar ve Biz İzmirli değiliz Karşıyakalıyız diyerek bağları koparırlar.Artık plakaları otuz beş değil, otuz beş buçuktur.Bu duruma karşı Göztepeliler de biz İzmir'i temsil ediyoruz diyerek Tam 35 sözünü kullanmaya başlarlar.
Karşıyaka ise 1960 ve 1970li yıllarda 2.Lig ile 1.Lig arasında gidip geldi.İstediği başarıları yakalayamadı.Göztepe ayrıca 1967'de final oynadığı kupada, 1969 ve 1970'de de Türkiye Kupasını da müzesine götürdü.1969'da final oynadığı kupada ise 1970'de Cumhurbaşkanlığı Kupasını da (Günümüzde Türkiye Süper Kupası) müzesine götürmeyi başardı.
1980li yılların en dikkat çekici olayında, 16 Mayıs 1981'de ise Türkiye tarihinin en büyük derbilerinden biri oynandı.Dünya futbol tarihine ikinci lig tarihindeki en kalabalık karşılaşma olarak geçen ve resmi kurumlarca da tescillenen bu karşılaşma öncesi iki takımdan Karşıyaka 1 puan farkla 33. haftaya giriyordu ve kazandığı takdirde son hafta öncesi 1.Lig'e çıkmayı garantileyecekti.Göztepe ise kazanarak son haftaya 1 puan önde girmeyi hesaplıyordu.Karşılaşmada tribünler ikiye bölünmüştü.40.000 Karşıyakalı, 40.000 Göztepeli takımlarını destekledi.Maça Ege çevresinden seyirciler geldi.Karnaval havasında geçen karşılaşma 0-0 sona erdi ve Karşıyaka son haftaya avantajlı girdi.Son hafta ise Karşıyaka yönetiminin uğruna tren kaldıracağı Bandırmaspor deplasmanında Karşıyaka gol atamayacak,Göztepe ise evinde Balıkesirspor'u 3-2 yenerek Süper Lig'e çıkacaktı.
YABANCI BASINDA DERBİ
1980 yılında oynanan Göztepe-Karşıyaka derbisi dünya basınına konu oldu.İngiliz The Guardian gazetesi bu karşılaşmayı 1.Lig'de oynanmayıp da en çok dikkat çeken derbi karşılaşması olarak duyurdu.Karşılaşmayı 80.000 kişinin izlediğine dikkat çekti.
Derbiler konusunda büyük bir araştırma yapıp derbileri sıralayan ve bu konuda yabancı basında pek çok haberi olan www.footballderbies.com isimli site ise Göztepe-Karşıyaka derbisini dünyanın en büyük 29.derbisi olarak duyurdu.Site aynı zamanda da Can you imagine a 2nd league match with 80.000 spectators? isimli soru cümlesiyle de haberine başlayarak derbinin önemini vurguladı.Cümlenin Türkçesi ise 2.Lig maçında 80.000 kişiyi hayal edebiliyormusun?dur.Böylece 1980deki maça da önemli bir vurgu yapmıştır.
Ayrıca Discovery Channel, Göztepe o zamanlarda Amatör Küme'de oynuyor olmasına rağmen İzmir'e geldi ve Göztepe-Karşıyaka rekabetiyle ilgili bir belgesel çekti.Ünlü belgesel ve araştırma kanalı, Göztepelilerin takım Amatörde oynamasına rağmen takımının peşinde koşuyor olmasına ve Karşıyakalıların takıma olan bağlılığına vurgu yaptı.2003'de TSYD Kupası'nda yaşanan Alsancak Olaylarını ve Kordondaki kovalamacaları konu aldı, ayrıca takım liderleriyle de röportajlar yaparak Türk basının dahi yapmadığı kadar geniş bir çalışma yapmış oldu.
YERLİ BASINDA DERBİ
Yerli basında Ege ve İzmir Basınında derbi bir hafta öncesinden duyurulmaya başlanır.Gazeteler, teknik direktörleri biraraya getirerek röportajlar yapar.Kulüp yöneticilerinin karşılaşmaların dostça geçmesi yönündeki dileklerini iletirler.Takımlar hakkında son bilgileri verirler.Bir gün öncesinde ise daha geniş bir manşet atar ve karşılaşmaların olaysız geçmesi temennisinde bulunurlar.Fakat yine de tam olarak beklenen etkiyi yapmazlar.
Ülke veya İstanbul merkezli basında ise derbi inanılmaz derecede yok sayılır.Aralarındaki rekabet Üç Büyüklere parmak ısırtacak olan İzmir Derbisi, ülke genelinde yazılan gazeteler tarafından çok ufak bir dipnot şeklinde veya küçük bir yazı şeklinde verilerek İzmir halkından da tepki görürler.Hiç bir gazete bir alt manşete dahi gerek görmezler.Günlük yaşamda bile her an futbolu ve Üç Büyük takımı yaşamımızın bir parçasıymış gibi gösteren ve uğruna sayfalarca haber yapan ve özellikle derbi günlerinde derbiyi ana manşete taşıyan ülke basını, 2011'de yedi sene sonra ilk defa oynanan derbiyi dahi sadece ufak bir yazı ile duyurmuşlardır.
Televizyon kanallarında da Göztepe-Karşıyaka derbisi sıradan bir lig karşılaşmasıymış gibi gösterilir ve hakkedilen ilgiyi görmezler.Üç Büyüklerle ilgili ani bir gelişmeyi 'Son Dakika' haberiyle duyuran ulusal haber kanalları, İzmir Derbisi hakkında özel bir çalışmaya girmemektedirler.
İnşallah nazar değmez de gidişat bozulmaz abi.![]()
Nam-ı diğer [Rec]ep
İmkansıza ulaşmanın tek yolu, onun mümkün olduğuna inanmaktır.