Sadece volkan konusu değil, genel tüm konularda böyle ve hala bir saldırganlık tavrı var. Ben bir maçlık olay uzerine konuşmuyorum boşuna artık bana saldırmayın. Yanılıp yanılmama olayı da söz konusu değil. Bana göre hala Volkan Türkiye'nin en iyi kalecisi değil size göre hala öyle. Ama alternatif fikirleri karşılayış biciminiz delicesine agresif demek istediğim buydu.Yine de hiç problem değil futbol konuşuyoruz tartışıyoruz bunu seviyoruz böyle devam edecek ama biraz bırakın da isteyen istediği futbolcuyu istedigi gibi eleştirsin.
Volkan biraz daha atletik olsa cok iyi olur bence fakat ortada daha iyi bir kaleci goremiyorum.Turkiye nin yetistirdigi kaleciler ortalama altini gecemiyor sadece Volkani Ortalama olarak goruyorum ben
Volkan , Onur, Tolga , Cenk , Mert bunlar hep Super Lig icin yeterli kaleciler.Fakat Milli Takima gelince aralarindan en iyisi Volkanda cogu macta yetersiz kaliyor.
Dün gece Beşiktaş ve Efes in EUROLig maçlarını izledim. Milli maç başLadıktan 10dk sonra tamamen izLemeyi bıraktım. Çünkü sonucun ya mağLubiyet ya da beraberLikten öte bir sonuç oLmayacağı beLLiydi.
MiLLi takım, performans odakLı kuruLmadığı sürece hiç bir zaman başaraLı oLamayacağız. Bu gerçeği artık MiLLi takım yetkiLiLerinin anLaması gerek. Sezon öncesinde miLLi maç öncesi formda oLan oyuncuLArdan kuruLu bir MiLLi takım sadece başarıLı oLabiLir. Dün sahaya çıkan 11 e bakıyorsun en az 7-8 tanesi bu sezon performans oLarak döküLüyorken neyin başarısından bahsediyoruz. Hurşut gibi, OLcan gibi vs daha akLıma geLmeyen sezona süper başLayan adamLar miLLi takım kapısından içeri aLınmazken biz Sercan vs ondan bundan medet umuyorsak işimi zaman bitmiş demektir.
MiLLi takım kuLüp takımı değiL, bir ekip kurup, zamanLa oturmasını bekLeyemezsin. MiLLi takım bir sistem takımıdır. Bir sistemin oLur, bunu aLtyapıLardan itibaren herkese aşıLarsın ve o sisteme uyuyan oyuncu tipLerinden hangisi formdaysa onu çağırır ve onu oynatırsın. Zaten sistem üzerine kuruLu bir miLLi takımda daha önce hiç oynamamış bir oyuncu oynasa biLe zaten takımında oynayacağı pozisyonda oynayacağı için zorLuk yaşamayacaktır.
FutboLu herkes bizden daha iyi biLiyor, ama şu gerçeği kimse biLmek ve görmek istemiyor.
ÖLürken BiLe Yanımda oL sevgiLim...
bircok kismi dogru olmasina ragmen alintiladigim kisma katilamam maalesef. dunyanin heryerinde bu boyle. sadece istanbul takimlari turk futbolunun lokomotifleri olduklari icin ordan seciliyor milli takim. ispanya italya ya da dun oynadigimiz romanyaya bakin. steaudan 9 futbolcu varmis, guntekinin soyledigine gore. ispanyayi biliyorsunuz zaten, barca ve realden baska oyuncu var mi?
milli takim seciminde daha adil elestriler bekliyorum sahsen. cok genis bir havuzumuz yok zaten. olanlar bundan ibaret.
hayrettin de dediginde hakli, sistemi oturtmamiz lazim once ama hangi teknik direktore bu konuda musaade edildi ki. ilk basarisizlikta kapi onune koyuluyor hem de teknik ekibin tamami, altyapilar dahil. performansa gore secimden de emin degilim, surekli degisen bir ekip olursak hicbir basari gelmez. birbirini taniyan bir ekiple sureklilik saglanirsa basarili oluruz bence. eldeki kadro cok kotu degil hem. bizim superlige koy, sampiyonluga oynar.
biraz sabir gosterirsek daha iyi oluruz milli takim olarak. bundan once defalarca katilmadik, buna da katilmayiz. prensiplerimizi belirlemeliyiz, bir sekilde neticesini aliriz. ama 2 yil sonra ama 4 yil sonra.
80-90lardaki kadroyu ovenlere de tavsiyem bulabiliyorlarsa arsivden falan izlesinler maclari, yasi kucukler pek hatirlamaz o zamanlari. gunluk zaferlerle sarhos oldugumuz yillardi onlar. simdiki jenerasyon 2002yi ya da 2008i yasadigi icin surekli en ust seviyede olmamizi bekliyorlar ama bilmem kac kusur yil sonra dunya kupasina ilk kez katildigimizi ve 96da ilk kez avrupa sampiyonasina katildigimizi hatirlatmak isterim.
Last edited by TeNaciOUS MidFieLdeR : 13.Ekim.2012 at 16:23
Düşüncelerine saygı duyuyorum ama performans odaklı konusuna pek katılmadığımı belirtmek isterim. Başarılı ülkelere baktığımızda hep belirli bir kadro istikrarına sahip olduklarını görüyoruz çünkü. O kadro istikrarının sebebi ise oturmuş bir sistem tabi ki...
Örneğin İspanya. Casillas, Ramos, Pique, Puyol, Xabi Alonso, Xavi, Iniesta, Pedro, Villa diye bir çırpıda saymak mümkün kadrolarını. Sadece sol bek değişken oldu, birde Villa'nın yokluğunda Fabregas'ı oynatabilmek için forvetsiz bir sisteme döndüler. Onun dışında yıllardır hepimizin bir çırpıda ezbere sayabileceği aynı kadro. Xabi Alonso, Xavi, Iniesta üçlüsü sakatlık olmadığı sürece hep sahada oldular ve Fabregas gibi bir süperstar ne kadar formda olursa olsun hep yedek bekledi yıllarca. Belki Fabregas'ın hakkı yenmiş gibi oldu ama ülke olarak ödülünü fazlasıyla aldılar bu istikrarın ve oturmuş sistemin.
Keza Almanya. Neuer, Lahm, Khedira, Schweinsteiger, Podolski, Mesut, Müller, Klose (artık Gomez) olmak üzere yıllardır değişmeyen bir iskelet kadroya sahip. Son yıllarda yıldızı parlayan Kroos, Götze gibi süper gençler bizim gibi birden değil yavaş yavaş adapte ediliyor milli takıma. Podolski ve Klose klüplerinde çok formsuz dönemler geçirseler bile milli takımın vazgeçilmezi oldular her zaman. Klose klübünde gol atamaz forma şansı bulamazken milli takımda takır takır oynayıp gol atıyordu. Podolski Bayern'e transfer olduktan sonra yılın bidonu olurken milli takımda harikalar yaratıyordu (sonrasında tekrar Köln'e döndü). Neden, çünkü oturmuş bir sistem vardı ve ikisi de bu sistemdeki rollerini çok iyi biliyorlardı. Yıllardır bu sistem ve sistemdeki rolleri öğretilmişti kendilerine, beyinlerine öyle bir kazınmıştı ki artık sahaya gözü kapalı çıksalar gene aynı şekilde oynayabilecek duruma gelmişlerdi.
Örnekleri çoğaltmak mümkün, arka arkaya Dünya ve Avrupa şampiyonu olduğu dönemde Fransa kadrosu mesela. Barthez, Thuram, Desailly, Blanc, Lizarazu, Makelele, Petit, Deschamps, Pires, Zidane, Henry, Trezeguet, Djorkaeff, Wiltord... Her maçta sahaya çıkan bu oyuncular değil miydi?
Yazdıklarımız bir yerde kesişiyor; bir sistem oturtup oyunculara alt yapıdan itibaren bu sistemi aşılamak... Ama bunu yapmak o kadar kolay değil. Milli takımın altyapısı neresi? Klüpler olamaz herhalde, her klübün oyun sisteminin farklı olduğu düşünülürse... Ümit milli takımlar mı? O zaman gene aynı kapıya çıkmaz mı? Gelecekte A milli takımda oynatacağın oyuncuları önce ümit milli takımlarda oynatıp sistemi öğrettiğini varsayarsak gelecekte A milli takım gene belirli oyunculardan kurulu olmaz mı? (ki doğrusu da bu olur bence). Bu durumda ümit milli olmamış oyuncular ne olacak? Veya senin değindiğin "formda oyuncuyu oynatma" olayı nasıl olacak? Hurşut mesela... -yıllardır oturmuş bir sistemimiz olduğunu varsayalım- sezona süper başladı ve çok formda. Ama ümit milli takımlarda oynamamış, A milli takımda oynamamış, sisteme yabancı bir oyuncu. Diğer yandan X oyuncu, sezona berbat başlamış, çok formsuz ama ümit milli takımlarda da A milli takımda da defalarca oynamış sistemi çok iyi bilen bir oyuncu. Hangisini oynatırsın?
Yani sonuç olarak (bence) önce yıllarca birarada oynayabilecek bir kadro oluşturacaksın ve sistemi bu kadro üzerine kuracaksın. Sistem oturduktan sonra alttan gelen oyuncuları bu sisteme adapte edebilirsin, öğretebilirsin orası kolay. Aynı Almanya gibi, Götze, Schürrle, Kroos gibi oyunculara öğrettikleri gibi...
Ben problemin hala daha yanlış yerlerde arandığını düşünüyorum. Yarın Avcı'yı kovarız yerine Ahmet'i getiririz, 2-3 kötü sonucun ardından yine futbolumuzda bembeyaz bir sayfa açacak teknik adam arayışına gireriz. Bizim futbol kültürümüz ve felsefemiz budur...
Öncelikli olarak kendimizi tanımamız lazım. Avrupa'nın bir çok teknik adamı bizim fazlasıyla kendimizi beğenmiş ve olduğumuzdan çok daha üstün gören bir zihniyete sahip olduğumuzu biliyor.
Biz ne bir Hollanda'yız, ne bir İspanya'yız ne de bir Almanya... Aklımıza gelebilecek bu ekiplerden sonra gelen ve bulunduğu her grupta 2. olması başarı olabilecek bir altyapıya ve futbol yatırımına sahibiz. Önceki turnuvada Bosna Hersek bize bu başarısızlığı tattırdı bu turnuvada da Romanya tattıracak. Biz rakibimizi doğru tanımlamaz, eldeki oyuncu portföyünü tanımazsak, Mourinho da gelse bir cacık olmaz ki önümüzde Guus Hiddink örneği duruyor; adamın başarısız olduğu tek ülke biziz.
Cok uzun yaziyorsunuz okumaya useniyorum![]()
bence iskelet kadro oluştururken oyuncuların kendi takımlarındaki form durumuna da dikkat etmek lazım. geçici form tutanlar yerine, iskeleti kalıcı olarak form tutanlardan oluşturmak lazım.
avcı'nın sistemine göre bizi taşıyacak olan kanat oyuncularından diri olan tek kişi gökhan gönül'dü. öyle ki, arda da kanatlara kadar geldi ve sonrasında kanatlarda oynamaya başladı. oyuna sonradan giren emre'nin ise kanat oyuncusu olabilecek kadar ayakta duracak hali yok.
ikili orta saha: emre-mehmet topal. aralarında 40 metre oluyor genelde. emre'nin oyunu yönlendirme anlamında bir sorunu yok; pasları çok klas, saha görüşü muazzam. ancak mehmet topal 3. stoper gibi oynayınca orta saha'da çok eksik kalıyoruz.
kanatlar konusuna tekrar dönerseki arda la liga'da muhteşem bir kanat oyuncusu. ancak hamit bir kanat oyuncusu olmak için oldukça formsuz, sercan ise saman alevi gibi parlayıp sönen bir oyun yapısına sahip. nitekim arda'nın kanat oynaması şart bence. diğer kanat ise olcan olabilir mesela. yeter sürekli dikine gitmeyi deneyen ve bunu başarabilen, ayakta durabilen bir oyuncu olsun. bekler fena değil. en azından ayakta duruyor hasan ali ve gökhan. hasan ali gün geçtikçe daha diri oluyor.
en büyük sorunumuz bence forvet hattında. eski forvetlerimizi hatırlayın, çok uzağa gitmeye de gerek yok; tuncay, nihat, semih... şimdi ise burak, umut, mevlüt... bence en kötü olduğumuz alan forvet hattı. ben mustafa pektemek'ten çok şey bekliyordum, nazar değdirdik adama. umarım iyileşir çabucak ve milli takıma da katkı sağlar.