Felaketler peşimizi bırakmadı. Çok çabaladık çok didindik. Ancak ne istediğimiz sonuçları alabildik nede hedeflediğimiz yerlerde olabildik aksine hiçte istemedğimi bir noktada bitirdik. İlk yarı çok iyi oynadığımız maçların ikinci yarılarında çöküyorduk. bir çok maçta fark yiyorduk bu şekilde hatta. %65 topa sahip olduğumuz ancak 5-6 fark yediğimiz maçlar oldu. Çok zor çok kötü bir sezon yaşadık. Ne taktik uygulasak olmadı başaramadık. Geçen sezon süper olan oyuncularım bu sezon adeta yokları oynamışlardı. Ligi ne yazık ki aldığımız 8 galibiyet 10 beraberlik 28 mağlubiyet ve üstüne yediğimiz 111 gol ile -58 averaj ile kapatıyorduk. Oyuncularım bir türlü tempoyu yakalayamamış ve sonunda kaçınılmaza ulaşmıştık. Kritik maçlarda yapılan hatalar bütün özgüvenimizi bitirmişti.
Herşeye rağmen Başkan Alan benden memnun görünüyordu. İş durumum stabil görünüyordu. Hal böyle olunca kafamda gelecek sezonun planlarını yapmaya başlamış, Türkiye'den gelen 1461 Trabzon ve Göztepe tekliflerini geri çevirmiştim. Ancak bütün herşey bir anda altüst oldu. Akşam saatlerinde izlediğim bir spor bülteninde İspanyol bir iş adamının Vauxhall'u almak için girişimlerde bulunduğunu ve Başkan Alan ile görüştüğünü söylüyordu. Haberi duyar duymaz Alan'ı aradım.
Alan: Merhaba Emre. Bu saatte aramazdın sorun nedir ?
Ben: Kulübü satıyormusun ?
A: Nereden duydun bunu ?
B: Nereden duyduğum önemli değil satıyormusun takımı ?
A: Bunu biraz daha geç öğrenmen gerekiyordu... Yarın ofise gel görüşelim konuyu.
B: Konuşacak bir şey kaldı mı ki bu davranışın üzerine ? Sayende takımdan ayrılmak zorundayım. Senin gibi kaç adam var düşen bir takımın patronunu değiştirmeyecek ?
A: Sözleşmenin feshedilmemesi için uğraşıyorum. Bana inan. Yarın gel detayları konuşalım.
Tamam deyip telefonu kapattım. Ertesi gün Alan ile sert bir konuşma yapmıştım. Üzerimde biraz da başarısız geçen bir sezon ve muhtemel işsiz kalma durumunun baskısı ile. Alan takımda kalmam için elinden geleni yapacağını söyledi. Ancak haberler hiçte öyle gelmiyordu. Takımı almak isteyen Juan Pablo Ramirez kendini göstermiş, takımın başına geçtiğinde muhtemelen başka bir teknik direktör ile devam edeceklerini söylüyordu.
Bu açıklamalar ile birlikte bende yeni takım arayışlarına girmiştim. İtalya ve İspanya'da başvuruların ya reddediliyor yada görüşmüyorduk bile. Sonunda takımın satış işlemleri gerçekleşmişti. Juan Pablo Ramirez benimle görüşmeden sadece yazdığı bir mesaj ile takımın başına başka birini getireceğini yazmıştı. Kendisiyle tanışmak bile mümkün olmadan ayrılıyordum takımdan. Güzel ve başarılı günler geçirdiğimiz bu kulüpten bu şekilde ayrılmak beni yaralamıştı. Buna alışmak zorundaydım çünkü bu hiç bir zaman değişmeyecek bir duyguydu. Ramirez yeni Teknikdirektörü açıklarken işime son verdiğini bildirdi. Bunu herkes gibi bende televizyondan öğrenmiş oldum. Bunun üzerine tepki olarak 3 yardımcımda takımdan ayrıldılar.
Artık yeni ufuklara yol açma vaktiydi. Büyük küçük demeden takımlarla görüşmeler yapıyordum. En sonunda geçen sezon Skrill Premier'den düşen Hereford takımı benimle ilgilenmiş ve en ciddi teklifi yapmışlardı. Başkan David Keyte benim gibi biriyle çalışmanın kendisine onur vereceğini söylemişti. Bende herşeye baştan başlayacaktım. İngiltere'den kopamamış ve Hereford'un başına geçmeye karar vermiştim. Benmle birlikte 3 yardımcımı da takıma kazandırmıştım.
Yapılan anlaşmalar sonrasında çıkan haberler inanılmazdı. Bir çok yerde benden övgüyle bahseden haberler yayılmıştı. Özellikle Wrexham teknik direktörü Brown bana güvendiğini ve iyi işler başaracağımı bildiğini söylüyordu. Benimde artık başarı kazanmamın vakti gelmişti.
Takımı ve ligi biraz incelediğimde eksiklerimiz olduğunu ancak maaş ödemeleri zaten çok yukarıda olduğu için transfer yapamayacağımız farkettim. Bu en azından genç oyunculara şans vereceğim anlamına geliyordu. Yeni düşen bu takımı her ne kadar orta sıralarda gösterselerede bahis şirketleri hedefim ilk 5'e girmekti.
Herşeye sil baştan başlıyorduk artık. yüzümüze savaş boyalarını sürmüş farklı tecrübeler kazanmış biri olarak tekrar sahalara dönüyorduk. Artık tek hedefimiz vardı. Kovulana kadar Vauxhall'da yakaladığım güzel ortamı burada yaratarak daha iyi yerlere ulaşmak.
























