Sayfa 1 / 4 123 ... SonSon
1 ile 30 arası toplam 93 sonuç

Konu: Sarıyla, Kırmızıyla, Alnımızın Akıyla | Çizme'de Türk Devrimi: U.S. Lecce !

  1. #1

    Default Sarıyla, Kırmızıyla, Alnımızın Akıyla | Çizme'de Türk Devrimi: U.S. Lecce !

    -

    Yıllarrr, yıllarr öncesiydi..
    Futbol tutkunu deli bir çocuktum adeta. Benim için hayat; o iki taşın arasından girip bizi sevince boğacak olan meşin yuvarlaktan ibaretti sadece..




    Hayatımızın en saf, en temiz ve belki de en şanslı dönemiydi..
    Şimdiki çocuklar gibi pc başında sanal bir ortamdan ibaret bir hayatımız yoktu.. Kemik seslerini duyardık sokakta..
    Xboxlarımız, peslerimiz, çift çekirdek dört çekirdek sekiz çekirdek bilgisayarlarımız yoktu..
    en kalitelisinden nike kramponlarımız yoktu.. Patlamış futbol topunun içine bakkaldan kames top alıp şişirirdik kendi topumuzu yapar oynardık..
    ama mutluyduk be abi.. !
    Şarjımız bitecek, crash dump yiyeceğiz, elektrik gidecek gibi bir derdimiz yoktu..
    en büyük korkumuz akşam ezanının okunup annemizin balkondan çıkıp '' Hadi artık eve oğlum, ezan okunuyor ! Bak baban gelecek gene bir temiz sopa yiyeceksin '' diye tehdit etmesi olurdu..
    Ha birde; topumuzun bahçesine kaçtığı, ihtiyar top düşmanı amcaları unutmamak lazım.. ne topumuzu kestiler be...
    Öyle gıcır gıcır ayakkabılarımız, son model konsol oyunlarımız yoktu.. babamızın almadığında ağladığımız tek şey; o mahallemizin bakkalından 50 kuruşa aldığımız kames toptu..
    En büyük ödülümüz ise; futbol oynamayı seven bir çocuk için karne günü alınan hediyesiydi.. bir çift spor ayakkabı..
    Babalarımız kızardı ama içten içede oynamamızı isterdi..
    Annelerimizin tek endişesi; düşüp bir tarafımızı kanatmamızın yanı sıra, o aldığımız yepis yeni ayakkabılarımızla bama güme top oynamamız olurdu..
    İşte biz böyle büyüdük.. aylık oynayarak, orta kafa gol oynayarak, 21-31 oynayarak büyüdük.. futbolcu kartlarıyla oynayarak büyüdük..
    Destemizde hami, hakan şükür, hasan şaş varsa sevinçten çılgına dönerek büyüdük...
    ve biz büyük, herşey gibi bizim o mutlu olduğumuz küçük dünyamızda büyüdü...




    9'lu - 10'lu yaşları geride bırakmıştım artık..
    Ortaokul bitmiş liseye başlayacaktım yarın ilk ders günüm olacaktı, bu arada o delisi olduğum futboluda unutmuş değildim tabiki..
    mahalle takımlarından top koşturuyordum öyle..
    Mahallemizin takımı, abilerimizin top oynadığı Umurbey Altınok'ta lisansım çıkmıştı geçen yıl,
    kötü bir futbolcu değildim ama ne yapsam ne etsemde Fafa lakaplı hocamız Refik Hoca'nın gözüne bir türlü giremiyordum..
    Babam eve geldiğinde heyecanla odama girdi, ve bu hafta Bucaspor'un seçmeleri olduğunu söyledi..
    şaşırmıştım açıkçası ama esas şaşkınlığım babamın bu denli heyecanlı oluşuydu..
    Patronu Bucaspor'un yönetimindeydi, seçmelerde yaşım 1 sene büyük olmasına nedeniyle katılamayacaktım ama torpilimiz sağlamdı yaniiii..
    Altınok neresi.. Bucaspor neresi...
    Seçmeler gelip çattığından heyecandan bacaklarım titriyordu ne olacak, ya olmazsa ya yapamazsam diye..
    ve korktuğumda başıma geldi, fizik - kondisyon testlerinden sonra 15 dakikalık küçük bir maç yaptık..
    Sağ bek oynuyordum ben, öyle çok süratli aman aman hızlı bir oyuncu değildim,
    ama ayağımı çok iyi kullanıyordum hani derler ya '' İğne deliğinden topu sokardım '' o maçın ilk 10 dakikasında heyecandan topu bomba diye karakola bile götürebilirdim,
    o derece futbolla alakasız kalmıştım..
    Bizim takım hücumdayken bir an hocanın bana doğru baktığını gördüm, çıkaracaktı beni anlamıştım.. herşey buraya kadarmış diye düşünürken bir an gözlerimi kapattım..
    '' ve, o sokakta oynadığımız top aklıma geldi.. Altınok'ta Fafa'nın gözüne giremesemde yapığım antrenmanlar aklıma geldi..
    Babamın güç bela maaşından artırıp aldığı o spor ayakkabılar aklıma geldi.. ''




    Gözlerimi açtım ve kenardaki hocaya baktım, elimle 1 dakika diye işaret yaptım. O ana kadar rezil bir top oynayan ben birden first class bir topçuya dönüştüm sanki...
    önümdeki açığın içeri katetmesinden boşalan kanata çıktım ve pas birden bana geldi..
    karşımdaki sol bek yardırmış üstüme geliyor, ben ise ortamı açayım çalımmı atayım diye düşünürken,
    üstüme gelen rakibin bacak arasından topu atıp geçtim, uzak direğe yaptığım ortaya ise, ordaki oyuncunun sadece dokunması kalmıştı..
    İşte o 10 saniye hayatımı değiştirmişti belkide...


    Boş zamanlarımın boşluğundan bunalan ben tekrar Fm'ye dönebilmek için bildiğim ne kadar futbol filmi varsa izledim, forumu didik didik ettim.. Forumdan bir arkadaşımıza taktik hakkında bir kaç fikir verdim onun saveli oyununu oynadım derken gaza geldim sanırım bu sefer
    Güzel bir hikayeyle devam edeceğiz, takipte kalınız saygılar efendim..

  2. #2

    Default

    Başarılar, İyi Eğlenceler.


    En Tehlikeli İnsan Az Anlayıp Çok İnanandır. "A.Çehov"

  3. #3
    Nesil
    2013
    Yer
    İSTANBUL
    Mesajlar
    2,740

    Default

    Başarılar

  4. #4

    Default

    Başarılar büyük başkan

  5. #5
    Nesil
    2013
    Yer
    İZMİR
    Mesajlar
    516

    Default

    Başarılar Ragnar'ım umarım benim save yardımcı olmuştur geri dönmene

  6. #6

    Default

    Başarılar diliyorum

  7. #7
    Nesil
    2014
    Yer
    İstanbul
    Mesajlar
    1,029

    Default

    Başarılar.

  8. #8

    Default

    Başarılar dilerim.
    ''Dürüstlük pahalı bir mülktür. Ucuz insanlarda bulunmaz.'' Hz Ömer (ra)
    Ağ ve Sistem Uzmanlığı
    Gerede Rehberi
    Kişisel Web Sitem

  9. #9
    Nesil
    2013
    Yer
    Ankara
    Yaş
    28
    Mesajlar
    2,544

    Default

    Sonunda be başkan , özlettin kendini. Ama bu fm insanın ciğerlerine işliyor olur olmadık yerde aklına geliyor adamın, kolay kolay bırakamıyorsun.

    edit: Turksportal SK ya devam mı ?

  10. #10

    Default

    Hocam hikaye nefis bi solukta okudum, hikayenin devamını isteriz

  11. #11
    Nesil
    2010
    Yer
    Yalvaç
    Yaş
    30
    Mesajlar
    900

    Default

    Başarılar. Türksportal SK'ya devam etsek olmaz mı

  12. #12

    Default

    Nefis olmuş hikaye inşallah kariyerde öyle olur
    Başarılar

  13. #13

    Default

    Elinize sağlık hocam

  14. #14

    Default

    Spoiler: Alıntılar 


    Daha dün gibi gözümün önünde bu kulubün antrenman sahasına geldiğim, seçmelere katıldığım gün..
    U-14, 15, Paf takım falan derken A takım antrenörümüz Sait Hoca'nın gözüne girmiş olacağım ki yeni sezon öncesi Bolu'da yapılacak olan kampa benide dahil ettiler..
    İsmimin listede olduğunu öğrenince sevinçten havalara uçmuştum adeta..

    -----------------------------------------------------------------------
    ------------------------------------------------
    -----------------------------------------------------------------------



    A takımla birlikte ilk idmanıma çıkmıştım, hocalar ne diyorsa tekrar ettirmeden yapıyor; takımdaki tecrübeli abilerimin arkasından ayrılmıyordum.
    Takımda kalabilmek için, öğrenmem gereken ne varsa hepsini soruyordum başlarının etini yiyordum adeta...
    Sokaklardan, iki taşla kale yaptığımız maçlardan Buca A takımına gelmiştim.. Bir rüyanın başlangıcıydı belkide benim için..
    İşte bu rüya sürüp giderken, hayatımı bir anda kabusa döndürecek tek şey.. sakatlık.. tek korkumdu.. ve malesef başıma geldi..
    Ordusporla yaptığımız hazırlık maçından sonra rejenerasyon antrenmanı yapıyorduk,
    kamp çok iyi gidiyordu herkes öyle neşeliydik bu yıl PTT'den şampiyon olarak çıkacağımıza inanıyorduk.. inancın zaferini yaşamak istiyorduk..
    Her neyse antrenmanın son bölümünü topla çalışarak tamamlıyacaktık, klasik 5'e 2 falan.. top bir anda sahanın öbür ucuna gitti, aksilik ya işte oradada çalışan kimse yok,
    tabi takımın en genci benim iş başa düştü topu almaya yöneldim.
    Arkamdada Sait Hoca bağırıyordu '' yürüme, yürüme.. nasıl beksin bassana deparı'' diye, Sait Hoca'nın gazıyla hızımı arttırdım, bağırmaya devam etti ''hızlan! '' diye..
    Dahada hızlandım.. fakat gözlerim karardı bir anda kendimi yerde buldum..



    Gözlerimi açtığımda hastanedeydim..
    Annem, babam, hocalarım, takımdan abilerim hepsi yanımdaydı.. Nolduğumu anlamamıştım bile birden yere yığılmıştım koşarken..
    Doktor içeri girince hayatımın en kötü haberini almıştım.. yıkılmıştım adeta..
    Kroner kalp yetmezliği var diyordu.. Nasıl olur inanamıyordum, lisansım çıkarken bütün testleri yapmışlardı hiç bir şeyim yoktu halbuki...
    Hastalığın yeni yeni başladığı söyledi doktor, bu durumda futbol hayatına devam etmesi hayatına mal olabilir diyordu...
    Ölmüştüm adeta.. 19 yaşında, elimde olan tek şeyi kaybetmiştim..
    Çok erken bir vedaydı bu benim için..


    -----------------------------------------------------------------------
    ------------------------------------------------
    -----------------------------------------------------------------------

    Yıllar geçmişti.. Ben ise hala aynı bendim, hayallerime ulaşmama bir adım kalmışken bütün rüyam birden kabusa dönmüştü adeta...
    Öyle dersleri çok iyi olan bir öğrenci olamamıştım hiç bir zaman,
    zaten Buca'ya seçildikten sonrada iyice boşlamıştım okulu.. sınıf geçiyordum sadece o kadar..
    o da okul takımında oynadığım için hocaların torpiliyle..
    Futbol hayatım kalbimden dolayı bitince liseden sonra spor akademisine gitmeye karar verdim, zaten akademiye girerken çok fazla puan aramıyorlardı.. araya eski dostlardan Bucaspor'dan bir kaç adam daha soktundan sonra kaydımı Celal Bayar Üniversitesi Spor Akademisine yaptırdık..
    Git gel okuldan mezun olduk.. olmasınada.. yapacak hiç birşey yok..



    Zaten okuldan aklımda kalan tek şey mezuniyet gecesiydi..
    Dilara diye bir kızla tanışmıştık.. Koca 4 yıl boyunca sadece arkadaş olarak kaldık, ama ne olduysa oldu mezuniyette açıldık birbirimize..
    Çok hoş bir kızdı, kalbi tertemizdi, gözlerimin içine bakarken beni ne kadar sevdiğini anlayabiliyordum..
    Ama erkeğiz ya işte abi, Besyo mezuniyet töreni at gibi kızlar heryerde göz kayıyor işte.. Neyse Dilara'yla ilişkmize ilerleyen zamanlarda geri döneriz, biz futbolumuza odaklanalım.
    Tekrar Bucaya gideyim dedim, benim dönemimdeki yöneticilerden hiç biri kalmamıştı, yerlerine gelenlerde açıkças beni pek iplemedi..
    Ama içimdeki futbol aşkı bitmiyordu, bitmesinede izin veremezdim..
    Aklıma yurt dışında bir futbol akademisine gitmek ve kendimi geliştirmek gibi uçuk bir fikir düşmüştü.. fakat, bunu yapacak param yoktu..
    Şu durumda aileme küçük bir yalan söylemek zorunda kaldım.. Dil kursu için Almanya'ya gideceğimi söyledim..
    Öyle zengin falan değildik.. Babam emekliydi ve halen çalışıyordu..
    Annemin birikmiş üç beş kuruşu vardı.. babamda destek oldu.. ve vizemi aldım..
    Artık yeni bir macera başlıyordu benim için..
    Bir çok futbol adamının çıktığı bir mabetti gideceğim yer..
    '' Köln Futbol Akademisi ''






    Uçağımız Köln Havaalanına indi, havaalanında beni çok uzantan bir kuzenim olan Berkant karşıladı..
    Uzun yıllardır görmüyorduk desem birbirimizi yalan olmaz..
    aslına bakarsak olur, çünkü doğduğumuzdan beri hiç görüşmemiştik.. o ailesiyle beraber Frankfurt'ta yaşıyordu..
    Biraz konuştuk sohbet ettik, derken trene bindik ve evin yolunu tuttuk..



    Köln'den Frankfurt tam 1 buçuk saat sürüyordu trenle..
    Ama napalım yapacak birşey yok.. saçma sapan otellere para vermektense akrabalarımın yanında kalmak daha mantıklı geldi..
    Akademiye gelebilmek için hergün 3 saat yol çekicektim artık, neyse ki tren istasyonu oturduğumuz yere yakındı.. züğürt tesellisi işte..





    Akademi'de ki ilk gün çok heyecanlıydım, dünyanın dört bir yanından o televizyonda gördüğümüz, hayranı olduğumuz antrenörler eğitim vermek için seminere gelmişti..
    Kimler yoktu ki.. Van Gaal'den tutun; Hitzfeld'e, Capello'ya, Löw'e, Fatih Terim'e kadar dünya futboluna damga vurmuş bir çok hocadan eğitim alacaktık..
    Günler geçiyordu.. Hocaların anlattığı herşeyi en ince ayrıntısına kadar dinliyor, her söylediklerini not alıyordum..
    Bir gün Capello'ya aklıma takılan birşeyi sormak için yanına gittim, Capello'dan önce yardımcısı girdi aramıza..
    Derdimi anlattım ona hocayla konuşmak istediğimi söyledim, klasik asistan tavılarından uzak gayet iyi niyetli birisiydi..
    ayak üstü sohbet ettik dersler ve futbol hakkında, Hocanın şuanda meşgul olduğunu daha sonra uğramam gerektiği söyledi.
    Gel zaman git zaman, bizim asistanla sıkı birer arkadaş olduk.. (Eee Capello'nun adamı nede olsa arayı sıkı tutmak lazım..)
    Bana akademiden sonra ne yapacağımı sordu.. Bende o güne kadar hiç düşünmemiştim açıkçası.. Evet geliyordum derslere, seminerlere giriyordum ama ne yapacaktım...?
    Dilersen İtalya'da sana yardımcı olabilirim dedi, nasıl olacağını sorduğumda ise aldığım cevap netti..

    '' Capello'nun referansıyla çizmeye gittiğinde ne olacak sanıyorsun ''

    -



    Yeni durağımız çizmemi olacak ..?
    Last edited by RagnarLothbrok : 08.Eylül.2014 at 03:52

  15. #15
    Nesil
    2008
    Yer
    Tarsus/Mersin
    Yaş
    43
    Mesajlar
    4,483

    Default

    Başarılar dilerim süprizleri bekliyorum


    iPhone 'den Tapatalk aracılığı ile gönderildi

  16. #16

    Default

    Aşqımsınasjdfasd

    Başarılar baba takipteyim!

  17. #17
    Nesil
    2011
    Yer
    İstanbul
    Yaş
    29
    Mesajlar
    2,051

    Default

    Hikaye çok güzel başarılar kardeşim

  18. #18

    Default

    Başarılar hafız ters köşelerini ani istifalarını bekliyoruz ailecek okuyoruz

  19. #19
    Nesil
    2013
    Yer
    Ankara
    Yaş
    28
    Mesajlar
    2,544

    Default

    Blöf yapıyor gitmez İtalya'ya :-)

  20. #20

    Default

    Eyvallah arkadaşlar sağolun...

    Quote Originally Posted by RodiMood View Post
    Blöf yapıyor gitmez İtalya'ya :-)
    insan bi geçmiş olsun der

  21. #21

    Default

    Djugarden yolcusu kalmasın

  22. #22
    Nesil
    2010
    Yer
    Tokat
    Yaş
    29
    Mesajlar
    4,448

    Default

    Başarılar

  23. #23

    Default

    Asistanla konuşmamız bittikten sonra İtalya fikri aklımda iyice yer edinmişti.
    Fakat nasıl olacaktı, dil bilmiyorum tanığım kimse yok, benim için yep yeni bir hayat ve yep yeni bir macera olabilirdi..
    Eve döndüğümde uzun uzun düşündüm.. kaybedecek neyim vardı ki.. İzmir'den kalkıp buralara kadar gelmiştim, madem hayatımı futbol üzerine kuracaktım önüme çıkan hiç bir fırsatı geri çeviremezdim..

    ------------------------------------------------------------------------------------
    -----------------------------------------------------------
    ------------------------------------------------------------------------------------

    Günler, haftalar, aylar birbirini kovaladı.. Seminerler çoktan bitmişti ama akademide alacağımız teorik bilgiler hala vardı..
    Bir kaç hafta içerisinde de onları tamamladık ve Köln Futbol Akademisinden uluslar arası B Lisansımı almıştım artık..
    Bundan sonra gerekli olan tek şey bir futbol takımı bulmak olacaktı..
    Capello'nun asistanı olan Giovanni'yle konuştuklarımız aklıma gelmişti, diplomamı aldıktan sonra ilk işim onu aramak oldu..

    Esaslı adammış bu İtalyan, harbi çocukmuş..
    Konuştuklarımızı hatırlattığımda hiç kem küm etmedi.. diplomamın faksını göndermemi istedi ve 1 saat sonra tekrar arayacağını söyleyerek telefonu kapattı..
    Telefonu kapatalı 1 saat oldu.. 2 saat oldu.. 3 saat oldu arayan eden yok..
    Bende tekrar aramak istemedim, başka çaremde olmasa gurur yaptım..
    elin İtalyanına ne diye umut bağlıyosun Onur diye kendime söverken telefon çaldı birden...



    Arayan Giovanni'ydi.. 4 - 5 saat geçtikten sonra iyice ümidi kesmiştim ki telefon çaldı nihayet.. suratımda aptal bir gülümseme oluştu birden..
    Herneyse telefonu açtım ve :
    '' Onur, Fabio'yla konuştum senin için ve şu an için herhangi bir takımın a kadrosunda sana göre bir yer bulamadık malesef.. ama dilersen alt yapıda bir antrenör boşluğu var ? ''
    demişti.. Dedi demesine ama hangi kulüp diye sorduğumda aldığım cevap, beni benden almıştı bile..
    '' A.C. Milan ''

    Bir an benimle dalga geçtiği falan düşündüm ama gayet ciddiydi.. İtalya'nın en büyük ne italyası, dünyanın en büyük kulüplerinden birinin alt yapısında antrenör olacaktım..
    Hala inanamıyordum.. O'da ses tonumda ki sevinç ve şaşkınlığı anlamış olacak ki kıkır kıkır gülüyordu telefonun başında..
    Ey büyük Allahım sen nelere kadirsin dedim içimden.. yıllar önce biten futbolla beraber biten hayatıma şuan yeni bir amaç verdin...
    Giovanni'yle detayları konuştuktan sonra İtalya'ya gitmemi Milano havaalanında kulüp görevlilerinden birinin beni karşılayacağını söyledi..
    Hiç zaman kaybetmedim,
    Berkant ve ailesiyle vedalaştıktan sonra uçak rezervasyonumu yaptırdım ve ertesi gün Milano'ya doğru yola çıktım...





    Uçak nihayet Milan havaalanına inmişti.
    Kulüp personellerinden Alessandro diye bir adam karşıladı beni havaalanında; ihtiyar, inatçı, eski kafalı birine benziyordu.
    Nitekim söyledikleride bunu kanıtlar nitelikteydi..
    Capello'nun ricası olmasa benim gibi bir çaylağın bu kulubün kapısından bile içeri giremeyeceğini söylüyordu..
    aslına bakarsak haklıydıda.. ama sonuç olarak buradaydım.. bende artık bu büyülü dünyanın bir parçasıydım..
    Bizim ihtiyarla laflarken kulüp binasınada geldik..
    İdari işler sorumlusuyla gerekli prosedürleri yerine getirdik ve imzaları attık..
    Rüyada gibiydim bir anda bu büyük kulubün bir parçası olmuştum..
    Alessandro'ya bir an önce antrenman tesislerine gitmek istediğimi söyledim..




    A takımın ve genç takımların çalışma yaptığı tesisler ayrı yerlerdeydi..
    Alt yapı tesislerine geldik, diğer antrenörlerle tanıştım.. hepsi çok iyi karşıladılar..
    klasik akdeniz insanı muhabbeti yani dışlamadılar beni... sıcak kanlı insanlardı..
    yönetim tarafından dl bilmediğim için bir tercüman bile tahsis edilmişti bana..
    U - 14 takımının yardımcı antrenörlüğüne getirilmiştim..
    Birden Buca altyapısındaki günlerim aklıma geldi.. Seçmelerdeki o mini maçta yaşadıklarım aklıma geldi.. nereden nereye dedim kendi kendime..
    Hani 72 milletten insan vardı derler ya, aynen öyle.. afrikalısı, almanı, brezilyalısı, arjantinlisi..
    bir çok ulustan 13 14 yaşlarında çocuklar vardı takımda..


    ------------------------------------------------------------------------------------
    -----------------------------------------------------------
    ------------------------------------------------------------------------------------

    Yıllar geçmişti.. annemin biriktirdiği, babamın maaşından artırıp verdiği parayla başlayan yolculuğumda kader beni Milan'a kadar getirmişti..
    Tam 7 yıl olmuştu...
    Tam 7 yıl olmuştu derken, bu şarkıda 7 yıl önce sevdiğim ama hayatın bizi ayrı köşelere savurduğu kıza.. '' Dilara'' ya gelsin..


    Spoiler: Demet Akalın Tam 7 Yıl Oldu 


    Herneyse.. şu geçen 7 yıl boyunca, bir çok şey öğrendim bu kulupte...
    Efsanelerle bir arada olma şansını yakaladım.. Maldini'yle, Pirlo'yla, İnzaghi'yle..
    onlar oyuncu ben antrenör olmama rağmen onlardan bir çok şey öğrendim..
    13 - 14 yaşlarından çocuklarla bir çok başarı yakaladık alt yaş guruplarında.. ekibimizle beraber a takıma bir çok oyuncu gönderdik..
    Güzel jenerasyonlara denk geldik.. U-14 liglerinde şampiyonluklar yaşadık, Avrupa gençler liginde kupa kaldırdık.. ve daha neler neler..
    Havaalanında beni karşılayan aksi ihtiyar yıllar sonra benim bu ülkedeki en büyük dayanağım olmuştu.. Belkide haklıydı torpilli bir çaylaktım ben buraya geldiğimde..
    ama O'na bir gün avrupa futboluna damga vuracak bir antrenör olacağımı söylemiştim..
    Bugün ise o iddaamı artık benden daha çok savunur hale gelmişti, Alessandro..




    Milan alt yapısında geçen bunca yıldan sonra artık kendime güvenim yerine gelmişti ve bir takımın başına geçip daha iddaalı işler yapmak istiyordum..
    Ama ne yapacaktım, bana güvenecek o kulubü nerden bulacaktım... Bu aşamada Alessandro devreye girdi, 65 yaşında kurt bir hocaydı..
    İtalyan futbolunda saygın bir yeri vardı herkes saygı duyardı ona..
    Bir takım yönetme isteğimi O'na söylediğimde kahkalara boğuldu adeta.. devam ettim ve onunda benimle gelmesini istedim, gideceğim kulüpte bana yardımcı olmasını istedim.
    Ciddi olduğumun farkındaydı, yıllarını Milana vermişti ve ondan çok zor bir seçim yapmasını istemiştim..
    ama geçen bunca yılda adeta bir baba gibi davranmıştı bana..
    ve büyük sevdasını Milan'ı bırakarak benimle birlikte olacağını söyledi..

    ------------------------------------------------------------------------------------
    -----------------------------------------------------------
    ------------------------------------------------------------------------------------

    Aradan fazla geçmedi, sezon sonuda gelmişti zaten. Küme düşen kulüpler, lig yükselen kulüpler belli olmuştu.. ve menajerleriyle yollarını ayıran kulüplerde..
    Bu noktada Alessandro sazı eline aldı, bir kaç kulüple görüşmeye başladık.. içlerinde Sassuolo, Bologna, Parma gibi kulüplerde vardı.
    Fakat Alessandro; bir anda Seri A gibi zorlu bir ligde başlamamı istemedi, alacağımız takımı sıfırdan oluşturmak ve taraftara kendimizi kanıtlamamız gerektiğini savunuyordu..
    bende hak vermiştim ihtiyara..
    ve bu bağlamda yeni kulubümüz bellide oluyordu...
    İtalya Seri C ekiplerinden köklü bir kulüple anlaşıp imzaları atmıştık...


    Sizce bizim ihtiyarla hangi takıma gittik dostlar...?


  24. #24

    Default

    BUDA GÜNÜN ANLAM VE ÖNEMİNE İTHAFEN GELSİN...

    Bütün cihan işitsin ki efendiler, artık İzmir hiçbir kirli ayağın üzerine basamayacağı kutsal bir topraktır!
    Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK..



  25. #25
    Nesil
    2014
    Yer
    Utrecht
    Mesajlar
    531

    Default

    San Marino.

  26. #26
    Nesil
    2013
    Yer
    Ankara
    Yaş
    28
    Mesajlar
    2,544

    Default

    Foggia olabilir mi ? San Marino olmasında xD

  27. #27

    Default

    Quote Originally Posted by EmreDeliveli View Post
    San Marino.
    Quote Originally Posted by RodiMood View Post
    Foggia olabilir mi ? San Marino olmasında xD
    Yanlış tahmin gençler, ufak bir ip ucu vereyim mi ?
    Renkleri sarı kırmızı

  28. #28

    Default

    Roma'ya mı gidiyorsun yoksa.
    ''Dürüstlük pahalı bir mülktür. Ucuz insanlarda bulunmaz.'' Hz Ömer (ra)
    Ağ ve Sistem Uzmanlığı
    Gerede Rehberi
    Kişisel Web Sitem

  29. #29
    Nesil
    2013
    Yer
    tekirdağ
    Mesajlar
    608

    Default

    lecceye gitmiş belli yada empoli

  30. #30
    Nesil
    2008
    Yer
    Tarsus/Mersin
    Yaş
    43
    Mesajlar
    4,483

    Default

    Montava mı yoksa

Sayfa 1 / 4 123 ... SonSon

Mesaj Yetkileri

  • You may not post new threads
  • You may not post replies
  • You may not post attachments
  • You may not edit your posts
  •