Kim bilebilirdi herşeyin böyle olacağını ? O serseri, kahpe kurşunun beni bulacağını ? Her şey bir umutla başlamış ve bir kurşunla bitmişti... Tam altyapıya seçilmiş, lisansımı almış, hatta rezerv takımla maçlara çıkmaya başlamıştım... Her şey çok güzel giderken o serseri kurşun. O kahpe kurşuna rağmen yılmayacağıma söz veriyordum içimden. Bir doktorun hipograt yeminine bağlı olduğundan daha bağlı olacaktım ona. Tüm klüpler beni isteyecekti. Futbola veda etmek zorunda kalsam bile teknik direktörlü hayallerim bitmemişti. Sıkı sıkı bağlanmıştım bu hayale. Ne hayali ? Gerçek olmalıydı ! 'Futbola veda et!' dediler. 'Hayır!' dedim. Sadece oynamaya veda edecektim. Hep futbolla iç içe olmak istiyordum. Bacağımdaki acı, her defasında bir sızı hissettirdiğinde beni bu düşünceye dahada bağlıyor, azmimi kamçılıyordu.
Ve oldu! Charlton başkanı beni aradı! Stajerlik teklif etti. Asistan menajer olarak 1 yıl başlarında bulunacaktım. Kadroyu ve taktiği ben seçecek fakat ben arkaplanda olacaktım. Düşünmeden kabul ettim. 1 yıllık stajerliğim bittiğinde o koltuğun benim olacağını biliyordum...