Beyazı hatırlatıyor. Sakinliği, yolların kimsesizliğini, eve döndüğümde omuzlarımdaki can çekişen kar tanelerini, belki biraz da yalnızlığı... Hava, İçimdeki ateşin bile donmuş yüreğimden ancak bir-iki damla koparabileceği kadar soğuk... Gözdeki bir anlık tereddüt gibi içe işleyen, çözülmesi zaman alacak bir sürü imkânsız. Üşüyorum evet, kemiklerime başka ne bu kadar acı verebilirdi ki? Ne olsa canım yanmayacak kadar titreyebilirdim? Artık hayal meyal hatırladıklarımla yetinmek istemiyordum. Her sabah aynı şekilde uyanmak çok zordu. Aynı şeyleri yapmak... Başkaları alışamadı, ben ise yapabileceklerimin dört köşesi ve kenarının olduğunu kabullenmiştim. Tabi ki yemek yiyordum, boğazımda düğümlenen o kadar şey var ki, yemek yerken gülüyordum, bu kadar mı kolay her şeyi hazmetmek diyordum içimden. Gülmek sadece burada korkutabilirdi insanı. Kendi sesimi tekrar tekrar duymak her seferinde ürpertirdi beni. Fırtınalarım bitmiş, beni küçük rüzgarlara sürüklemiş, sonra da belki de hiçbir zaman bir gemi yanaşmayacak bir limanda bırakmıştı. Kabullenmek dedim ya, mecburiyet de deseymişim olurmuş hani. Peki diğerleri mecbur değil miydi? Evet beraberdik, birdik ama onlar her zaman "neden ben?"e cevap aradılar. Ne cevaplar boğuldu bu soğuk sularda.
Hasret bazen yaktı fenerleri, yol gösterdi; bazen kaybettim ışığımı, yolumu. Unutmadım, unutamam da bundan sonra. Dünya o kadar küçükmüş ki... Bak sığıyor her şey bir ömre. Kim bilir! Belki uzun yaşarım, belki gençliğim de benim gibi kapana kısılmamıştır. Kimseyi kullanmadım ama kendi ömrüm çok kullanıldı. Peçeteden farksızdı yıllarım, işte 3 yılımı daha verdim, temizlemeye yetti mi bu şehrin pisliğini!
Blanco : Emrah Gürbüz! Artık özgürsün!
Blanco : Emrah Gürbüz dedim! Varsa eşyalarını topla, artık kurtuluyorsun bizden.
Emrah Gürbüz : Neden?
Blanco (Gardiyan) : Af çıktı.
Emrah Gürbüz : Neden?
Blanco : Ne demek neden?
Emrah Gürbüz : Affedilecek ne yaptım?
Blanco : (Sessizleşir)
Emrah Gürbüz : Ne zaman?
Blanco : 2 saate kadar.
Emrah Gürbüz : Beni hep anladın Blanco ama hiç yardım etmedin, neden?
Blanco : Bu günü bekledim. Çıktıktan sonra beni ara.
Emrah Gürbüz : (Eşyalarını toplar ve kimseyle vedalaşmadan hapishaneden ayrılır)
HABERLER :
Hapishaneden ayrıldıktan sonra hiç kimseye haber vermeden Madrid'deki evime gittim. Çantamı girişe bıraktım, ev o kadar kirliydi ki ama yine de evimdi, evimdeki ilk gecemde sadece uyumak istiyordum. Ertesi sabah kapımın yumruklanmasına uyandım. Pek dostane biri olmadığı belliydi, mercekten baktım. Karşımdaki Barcelona başkanı Josep Maria Bartomeu'ydu. İçimden daha onunla konuşmadan ne söyleyeceğimi kararlaştırmıştım bile. Kapıyı araladım, haberim yokmuşçasına "hoşgeldiniz çok şaşırttınız beni" dedim. İçeri davet ettim. Kendisi bana "taraftarların seni bağrına basması çok hoşuma gitti, teknik direktör de arıyoruz, neden sen olmayasın ki dedim. Daha önceki kırgınlıklarımızı geride bırakalım, gel katıl bize" dedi. Bütün mal varlığıma da el konulduğu için beş parasız olan ben, bu teklifi nasıl geri çevirebilirdim ki?
- Ama taraftarlarınız beni görse tanıyamayacakları haldeyim. Eski yüzümden eser yok.
- Olsun Emrah. Yaşadıkların hırsını körükleyecektir. Başarılı olacağına inancım tam.
- Pekala ama bana birkaç gün zaman tanıyın, kendime geleyim.
- Tamam o halde 3 gün sonra seninle Cafe Central'de buluşalım. Yalnız buralarda ben pek sevilmem o yüzden kısa bir görüşme olacak. Kontratını imzalatacağım sana.
- Anlaşlık, şimdi müsaadenle.
- Peki görüşürüz eski dostum!
- İyi günler.
Bartomeu : (Emrah'ın evinden çıkar telefonu çalar) Tamam patron, işi halllettim. Plan istediğimiz gibi yürüyor.
Gizemli ses : Harika. Maaşını düşük tutmanı istemiştim?
Bartomeu : Merak etmeyin efendim.
Gizemli ses : İyi iş Bart! (Telefonu kapatır)
3'lemenin sonuncusundayız, hikayeye yabancı olanlar aşağıdaki konulardan bakabilirler. Muhteşem bir final yapma hedefindeyiz.
Bölüm 1 :
http://forum.turksportal.net/vb/showthread.php?t=45697
Bölüm 2 :
http://forum.turksportal.net/vb/showthread.php?t=81130
VE EMRAH GÜRBÜZ BARCELONA İLE
SÖZLEŞME İMZALADI
Barcelona çok güçlü bir kadroya sahip, elbette ki şampiyonluğa oynar ancak Emrah Gürbüz'ün hedefi minimum puan kaybı yaşamak. Bütçeyi çılgın düzeylere çıkarmak. Dünyanın en zengin klübü olarak kök salmak. Bunun için de çok sağlam 3 taktikle mücadele edecek. Klasik 4-4-2 sistemindeki ana taktik, 4-1-2-2-1 sistemindeki kanat taktiği ve son dakikalarda skoru lehine çevirecek olan 2-2-2-4 maç çevirici taktik. Sezon başında Xavi ve Prado gibi yaşlı ve yüksek maaşlı oyuncular gönderilmeye çalışılacak. Gil Romero, Tielemans, Balanta öncelikli transfer hedefleri. Takımdaki genç yetenekler kiraya verilerek hem gelişimleri sağlanacak hem de kira geliri elde edilecek. Yıldız oyuncularla iyi geçinilecek, tabi onları kaybetmek istemeyiz. Şu an için hazırlık maçlarında ofansif bekler kullanacağız ancak savunmada çok açık vermemiz durumunda bek oyuncularının ofanfik görevlerini iptal edebiliriz. Felsefemiz hücum ve pas. Takım oyununu en iyi şekilde uygulayacağız ve gereksiz şutlardan kaçınacağız. Net bir pozisyon bulana kadar top çevireceğiz. Maksimum pas oranını yakalamak için bol pas yapacağız.
Kariyer bölümü kurallarını kabul ediyorum.