Günler geçiyor futbol arenası hareketleniyordu.Menajer ve futbolcu değişiklikleri durdurulamaz seviyededeydi.Ben ise menajerlik kursunu tamamlamış , dil kursunun bitmesini bekliyordum.Onun da bitmesine sayılı günler kalmıştı.Ardından ver elini Türkiye..
Gelen teklifleri yavaş yavaş gözden geçirmeye başlamıştım.Özellikle Trabzonspor ile sürekli dirsek temasındaydık.Ama bir türlü transfer bütçesi konusunda anlaşamıyorduk.Ben transfer bütçesi istememiştim.Sadece sattığım oyunculardan elde edilecek meblağı kendim kullanmak istedim.Ama yönetim yarı yarıya paylaşma derdindeydi.Çok ısrarcı oldular ama Karabük'te yaşadığım sıkıntıyı tekrar yaşayamazdım.Ribeiro da kariyerime Türkiye'de devam etmeme sıcak bakmıyordu.Pek çok yabancı kulüple görüşüyordu ve bazı teklifler getiriyordu.
O sezon nasıl olduğunu bilmiyorum ama Tottenham gibi bir dev küme düşmüştü.Hem de başlarında Bielsa gibi bir efsane varken.Avrupa Ligi'nde de çeyrek final oynamışlardı ama performansları lig için yeterli değildi.Bielsa ile yolların ayrılması kaçınılmazdı.Menajer arayışlarına girmişlerdi ve Ribeiro da yönetimle bir toplantı ayarlamıştı.
Kulübün istediği şey ; kulübü bu hale düşüren tüm oyuncularla yolların ayrılması ve yeni bir jenerasyon yakalanmasıydı.Ve hiç beklenmeden üst lige yükselmekti.Bunu başarabilirdim ama her oyuncu ile yolların ayrılmak istenmesi beni zorlayabilirdi.Ama bu durum kariyerim açısından çok önemli bir yere sahipti.Tottenham gibi bir takım küme düşüyordu ve bende bu takımla başarı yakalayabilirdim.Lamela gibi bir oyuncu zaten ben göreve gelmeden yollanmıştı bile.Sırada diğer oyuncuların yollanması vardı.Ve bana da gelen bir teklif..
Yukarıda da bahsettiğim gibi bu benim için muhteşem bir deneyim ve kariyer olacaktı.Yönetimin istediği gibi oyuncuları yollayıp yeniden takım kuracaktık.Bunun için de ince eleyip sık dokumamız gerekiyordu.Bunun için de Ribeiro'nun yardımını almamız gerekiyordu.Bazı oyunculara kulüp bulmada bize yardım etmişti ; gelecek isimlere de yardım etmesi kaçınılmazdı.
Transfer dönemi oldukça hareketli geçmişti bizim için.Kadroda sadece Eric Dier, Depay , K.Walker , Ben Davies , Paulinho ve Depay geçen yıl ki kadrodan kalan isimlerdi.Bu oyuncuları da ben yollamak istememiştim.Takımın tamamen yeni isimlerden oluşması kulüpte bazı sorunları da beraberinde getirebilirdi.Bu yüzden takımda yol gösterici olarak bir kaç isim işimi kolaylaştıracaktı.Ayrılan isimlerden en çok Lamela'ya üzülmüştüm.Ki ben o zamanlar takımın başında olsam ne olursa olsun genç yıldızı yollamazdım.Diğer oyuncuların yerine ise gayet kaliteli oyuncular aldığımız için benim adıma sorun yoktu.
Hazırlık dönemi bizim adımıza gayet olumlu geçmişti.Oyuncuların çabuk kaynaşması lehimize oldu. Kadronun da iyi isimlerden oluşması o sene işimizi çok kolaylaştırmıştı.Çünkü kadromuz Championship için fazla üstündü.Sadece oyuncuların tecrübe kazanması gerekiyordu.Çünkü takımın yaş ortalaması 23'tü.Premier Lig'de olsak o kadro ile darmadağın ederlerdi bizi.Oyuncuların yetenekli olması her zaman yetmez.Çünkü oyuncuların sahada büyümesini tecrübesi belirler.Efsane olmuş isimlerin ne kadar tecrübeli isimlerden oluşması şans eseri oluşmadı.Tecrübe her zaman yetenekten daha önce gelir.
Kampta göze çarpan 3 isim vardı.Haliloviç , Niang ve Llorente..Bunlar takımı sırtlayabilecek isimlerdi. Haliloviç takımı asistleri ile taşıyacağını belli etmişti.Sadece bireysel oynamak yerine takım oyunu oynaması gerekiyordu.Gereğinden fazla üzerine düşerek bu konuda yardımcı olmaya çalıştım.Niang ise sistemimizin önemli bir parçasıydı.Özellikle en çok isteyerek aldığım isim kendisiydi.Onun da eksikliği ise maç esnasında ne yapacağını bilememesiydi.Bazen pas vermesi gerekirken şut çekiyordu , bazen ise tam tersini yapıyordu.Bunu da üzerine düşerek ; takım antrenmanı bittikten sonra teke teke çalışıp uzun konuşmalar yapıyorduk.Yararını ise ilerleyen yıllarda ve bizde fazlası ile gördü.Bana çok büyük saygısı ve sevgisi vardır.Her zaman konuşur , müsait zamanlarda buluşuruz.Llorente ise Real Madrid gibi bir takıma girmeyi başarabilen ender futbolculardan birisiydi.Ama yeteri kadar forma şansı bulamayacağı için yedek takıma hapsolmuştu.Kiralanacak oyuncularda başı çekiyordu her sene. Biz de satın almayı istiyorduk artık.Bu sene Championship'te tecrübe kazanıp seneye güzel bir başlangıç yapabilirdi.Güzel bir transfer gerçekleştirmiştik.Lig başlamasına hazırdır artık..
Lige fırtına gibi bir başlangıç yapmıştık.Lig için fazla olduğumuzu belli ediyorduk.Tek şanssızlığımız Chelsea ile kupa maçında eşleşmemiz oldu.İlk yarıda iyi bir oyun ortaya koysak da ikinci yarı sahada adeta Chelsea'yi izlemiştik.Mourinho ile tanışıklığımız bu maçla oluştu.Sonrası zaten herkesce bilinen bir durum.Mourinho ile sağlam dostluğumuzun temeli o maçla atılmıştı.Ligde ise evimizde 2 şanssız maç oynamıştık.Chelsea maçı öncesinde puan kaybı olağandı.Ama sonrasında M'boro karşısında kalemize çekilen 2 şutun da gol olması sinir zıplatan cinstendi.Çok sinirlenmiştim ama bir maçta yapılan bir hatayı da oyuncuların başına kalkamazdım ki..Bu sebeple maçın videosunu saatlerce izlettirmiştim ertesi gün.Sadece ter antrenmanı yaptırmıştım takıma ve ardından konferans solonunda uzun saatler karşılıklı konuşarak , fikir alışverişlerinde bulunarak daha da iyi olabileceğimiz konusunda hemfikir olduk.Daha güzel günlere bu şekilde başlamış olduk.