Sayfa 1 / 2 12 SonSon
1 ile 30 arası toplam 49 sonuç

Konu: Genç menajerin olgunlaşma serüveni

  1. #1

    Default Genç menajerin olgunlaşma serüveni





    BAŞLANGIÇ



    Adana DEMİRSPOR benim için bir rüyaydı.Ama bu rüyadan uyanmak çok da uzun zamanımı almadı.Her zaman içimde kalan bir ukde olacak her zaman..
    Uzun yıllar DEMİRSPOR'un altyapısında oynamıştım.Seneler geçtikçe tecrübe kazanıyordum ve altyapıda kademe atlıyordum.İşler tam anlamı ile benim lehime işliyordu.Türkiye Liglerinde adımı ilk duyurduğum maç 2007-2008 sezonunda 2.Lig Klasman Grubu'nda evimizde Şekerspor'la oynadığımız maçtı.Yedek kulübesinde maçı umutsuzca izliyorduk.İlk yarıyı 2-0 geride kapattık.İkince yarıya umutla başlamışken maç bir anda 3-0 oldu.Bunun üzerine teknik direktörümüz Levent Eriş 2 oyuncu değişikliğine gitti.Biri orta sahaya tecrübeli bir isim olan Erhan Namlı ; diğer oyuncu ise genelde maçlarda son dakikalarda oyuna giren ama maksat zaman geçirmek olan genç oyuncu Latif Karaer'di.
    İlk defa bu kadar erken zamanda maça dahil olmuştum.Erhan Abi saha kenarında oyuna girmemizi beklerken bir cümle söylemişti bana ; "Ya sıradan bir oyuncu ol , yada bu maçı beraber çevirelim efsane sen ol"...İşte herşey bu sözle başladı.Taraftar 3-0 olduğu için bizleri ıslıklıyordu.Ama çok geçmeden lehimize bir penaltı çalındı ve Erhan Abi vuruşu gole çevirdi.Ağlarla buluşan topu alıp santraya doğru koşarken "Hadi başlıyoruz artık" diye bağırdı bana..
    İşte o andan itibaren çok iyi bir baskı kurarak maçı 4-3 kazandık.Maçı 1 gol, 1 asist ile tamamladım.Golü Erhan Abi'nin kaleyi vurmak yerine bana vermesiyle boş kaleye atmıştım.Futbol hayatına başlamak için harika bir başlangıçtı.Yerel gazetelerde benim adım vardı.Bazı alt liglerin köşe yazarları övgü ile benden bahsetmişti.Bu maç unutulmazdı.
    Şekerspor maçından sonra oyunda aldığım süre giderek artmaya başladı.Takıma iyice monte olmuştum.Ve o sene yükselme play-off maçının çeyrek finalinde 2 ay sakatlandım.Yaşadığım en büyük hayal kırıklığıydı.Finale kadar çıksak da Güngörenspor'a son dakikalarda yediğimiz golle elendik.Yeniden yapılanmaya gittik sezon sonunda..
    Altyapıdan yetişen oyuncu olduğum için o seneden sonra yapılan yenilenme akımlarında hep kadroda kaldım.Değerim giderek artıyor , adım gün geçtikçe daha fazla duyuluyordu.Ama takım olarak bir türlü lig atlayamıyorduk.Her sene kendimi geliştirsemde yeniden yapılanmaya gidilince takım uyumu yakalayamıyorduk.Kimler geldi kimler geçti...
    Sonunda 2011-2012 sezonunda play-off finalinde Fethiyespor'u 2-1 yenerek finale çıktık.Allah'ım ne büyük bir sevinçti...

    1. ligdeki ilk yılımızda 7 olduk.Ama 1461 Trabzon'un durumundan dolayı play-off'a kaldık.Rakip Manisa'ydı.İlk maçımız evimizdeydi.Manisa 1-0 öne geçti ve bizim mutlaka gol bulmamız gerekiyordu.Hiç koşmadığım kadar koştum ; hiç istemediğim kadar bir maçı kazanmak istedim.Bir pozisyonda Erçağ defansın arkasına güzel bir top attı.O topu yakaladım ve önümde sadece Hüseyin Tok vardı.Onu geçsem kaleci ile karşı karşıya kalacaktım.Tam Hüseyin'i geçmişken sağ ayağıma bir tekme yedim.Ve ayağımın üzerine tam 3 ay basamadım.Gençlik dönemlerinde sağ ayağım 2 kere kırılmıştı zaten.İlki antrenmanda iken , ikincisi ise tam iyileşmeden çıktığım Seyhan Belediyespor maçında olmuştu.Bu 3. kez kırılma ise futbol hayatımın bitmesi anlamına geliyordu.Çünkü ayağım iyileşse de artık ayağımı tam anlamı ile kullanamıyordum.Ayağım yürürken bile aksıyordu.Elimden en sevdiğim oyuncağımı almışlardı..
    Futboldan kopmak zor geliyordu.Günlerce ağladım , bunalıma girdim.Antrenmanlara gidip takımı izliyordum.Ama içim her zaman buruk kalacaktı.Derken bir gün başkan Önder Serin yanıma gelerek antrenmanı beraber izledik.Antrenman sonunda ise paf takımın çalışmalarına dahil olmamı ve bu sayede antrenörlük diplomasını almamı tavsiye etti.Bende bu isteği yerine getirdim.2013-2014 sezonunda ise paf takım tamamen benim sorumluluğumdaydı.Ve o sene Türkiye Şampiyonası'nı kazandık.

    2014-2015 sezonunun hazırlıklarına başlamadan önce sezon planlanmasını yapıyordum odamda.Yeni oyunculara göre sistemimizi değiştirmek zorundaydık.Sezon öncesi hazırlık maçlarımızı ayarlamak vardı.Bunlar ile kafa yorarken telefon çaldı ve Fatih Terim'in kulübü ziyaret edeceği bilgisini aldım.Çalışmalarımı tamamlayıp kulüp binasına geçtim ve Fatih Hoca'yı beklemeye başladık.Hoca geldi ve muhabbet başladı.Konular uzuyor ve sürekli konu değişiyordu.Nerden geldi hatırlamıyorum ama konu bana gelmişti.Futbolculuk hayatım ve şanssız sakatlığım..Ardından geçen sezon gelen Türkiye Şampiyonası'nda kazandığımız kupa.Övgü ile bahsetti Fatih Hoca benden..
    Gurur duymuştum.Ama futbolcu olarak kalmayı ve o şekilde övgü almayı daha çok isterdim.

    Fatih Hoca kalkmadan önce son bir konu daha açtı ; "Abdullah Ercan'ın 1. Lig kulüpleri tarafından istendiğini ve isterse ayrılabileceğini herkes biliyor.Eğer ayrılırsa da aklımda olan kişilerden birisi de sensin" dedi.Donup kalmıştım.Ne diyeceğimi bilmiyordum.Gençler Şampiyonası'nı kazanmış bir teknik direktör olarak bu işe uygundum aslında.Ama bana acıyıp da bir kıyak olarak bu göreve gelmek içten içe aklımda soru işareti olarak yer edindi.


    1 Temmuz 2014 günü öğle saatlerinde Abdullah Ercan Milli Takımlarda ki görevini bırakarak Antalyaspor ile sözleşme imzaladı.Akşam saatlerinde ise o zamanın Milli Takımlar genel sekreter yardımcısı olan Mustafa Baltacı beni telefonla arayarak Fatih Terim'in yeni menajer olarak beni istediğini duydum.Kabul etmek istesem de son kez Hoca ile konuşmak istedim.
    İstanbul'da bir araya geldiğimiz akşam yemeğinde Fatih Hoca'ya direk bana acıdığı için mi görevi teklif ettiğini söyledim.Çünkü Milli Takımlara antrenör olarak alınan kişiler ya torpille gelirdi yada acınıldığı için..
    Fatih Hoca ilk başta sinirlenmişti.Bana sinirle "Geçen sezon Türkiye Gençler Şampiyonası'nı hangi takım kazandı? Teknik Direktörü kimdi?" dediğini hiç unutmadım bu yaşıma kadar.Ama bana acıdığı için değil şans verdiği için bu görevde görmek istediğini söyledi.

    3 Temmuz 2014'te U-21 teknik direktörü olmamı gerektiren imzayı attım ve görevime başladım...





    KARİYER EMEKLİYE AYRILMIŞ BİR TEKNİK ADAMIN FUTBOLLA DOLU ANILARINI ANLATTIĞI OTOBİYOGRAFİSİ GİBİ DEVAM EDECEKTİR ARKADAŞLAR.MAÇ MAÇ FOTOĞRAF ATACAĞIMA HİKAYE GİBİ SEZON ANLATMAYI VE DEĞİŞİK HİKAYELERLE DEVAM ETTİRMEK DAHA CAZİP GELDİ BANA.
    UMARIM BEĞENİRSİNİZ..

  2. #2

    Default

    Hadi Bakalım Merakla Bekliyoruz Hikayelerini


    En Tehlikeli İnsan Az Anlayıp Çok İnanandır. "A.Çehov"

  3. #3

    Default

    Başarılar Dilerim.
    ''Dürüstlük pahalı bir mülktür. Ucuz insanlarda bulunmaz.'' Hz Ömer (ra)
    Ağ ve Sistem Uzmanlığı
    Gerede Rehberi
    Kişisel Web Sitem

  4. #4
    Nesil
    2008
    Yer
    Tarsus/Mersin
    Yaş
    43
    Mesajlar
    4,483

    Default

    Hikayelerini merakla bekliyorum.

  5. #5

    Default

    Grupta son maçımız kalmıştı.O maç da adeta ölüm kalım maçıydı.Belçika ile evimizde oynayacaktık ve galip gelen grup lideri olacaktı.İlk defa takımın başında maça çıkacaktım.Bunun heyecanı vardı.Ama daha büyük heyecan hangi oyuncuları çağıracağımı seçmekti.O zamanlar altyapımız iyi oyunculardan oluşuyordu gerçekten.Çoğu oyuncu kendi takımında iyi süreler alıyordu.
    Belçika ise mükemmel bir jenerasyon yakalamıştı.Milli takımlar seviyesinde oldukça yetenekli isimlere sahipti.Favori de haliyle biz değildik.Maç evimizdeydi ama oranlar bizi işaret etmiyordu.
    Takımı duyurdum.Pek sürpriz isimlerden oluşmuyordu.Bu sebepten midir bilinmez sosyal medyada ve gazetelerde bizden pek bahsedilmiyordu.Belki onlarda ümidi kesmişti bizden.Ama sahaya çıktığımızda adeta oyuncular aslan kesilmişti.Yeni sistemle ilk maçımızdı ve oyuncularım çok da güzel bir oyun oynayıp net bir skor almıştı.Özellikle Salih Uçan orta alandaki pas trafiğini adeta hükmetmişti.
    Spoiler: Belçika maçı 


    Grubu lider tamamlamıştık ve play-off kuralarında seri başıydık.Kura çekimi için Çek Cumhuriyeti'ne gitmiştik.Yanımda Emre Aşık vardı.O nasılsa bu durumlara alışıktı ama bende ne yapacağını bilememe durumu vardı.Her yer eski oyuncular ve yıldız adayları ile doluydu.Bazıları ile orada tanıştık ve uzun yıllar sürecek dostluklara imza attık.
    Kura çekimi benim için berbat bir andı.Sebebi ise : o kadar dengimize göre rakip varken Ryan Gigs'in bizi Fransa ile eşleştirmesi gerçekten şansızlıktı.Çünkü Fransa bu turnavının favorilerinden birisiydi.Hatta İspanya'nın ardından en mutlak 2. favoriydi.Fransa'nın karşısında bizim adımızın yazdığı kağıt çıkınca gözlerimi kapatıp sağ elimi alnıma götürmüştüm.Bu anın fotoğrafını çeken gazetecilerden birisi tüm spor servislerine bu fotoyu yollamış.O fotoğraf adeta kuranın karesi oldu.Normalde konuşulmayacak olan kura çekimi benim o pozum sayesinde gündeme geldi.
    Türkiye'ye dönünce basın açıklaması yapıp durumu anlatsam da gündem hala o pozdu.Moralim aşırı derecede bozuktu.Ve kendimi ezilmiş hissediyordum.Birkaç gün sonra Şenol Güneş Hocamdan bir telefon aldım.Çok güzel ve destek veren bir konuşmaydı.Bana adeta umut aşılamıştı.Her türlü yardım için kapısının açık olduğunu belirtmişti.Çok özel bir aramaydı bu benim için.Artık tamamen maça konsantre olabilirdim.
    Şenol Hoca sayesinde yeni bir şeyler öğrendim.Mesela ben her zaman için sadece hücum oynatmayı seviyordum.Ama futbolun böyle olmadığını öğrendim.Fransa maçının deplasmanda olması sebebi ile Şenol Hocam kontra oynamamızı tavsiye etti.Sebep olarak da hızlı hücum oyuncularına sahip olmamızı söyledi.Bu konunun üzerine saatlerce toplantı yaptık.Ve maça ortaklaşa hazırlandık diyebilirim.Ve ilk maçı da deplasmanda 5-4 kazandık.Şaka gibi bir skor olsa da mükemmel bir mücadele vardı.En fazla keyif aldığım maçlardan birisiydi.
    Spoiler: Fransa ile 1.maç 


    Rövanş maçına daha fazla hazırdık.Çünkü rakibimiz daha fazla risk alacaktı.Maç stratejimiz orta alanı elimize almaktı.Ama maç içerisinde planımız pek de olmadı.Bunun üzerine rakip defanstan top çıkarırken hızlı oyuncularımız olan Bilal ve Yusuf'un şok pres yapmasını istedik.Bu sayede hızlı ataklar yakalayabilirdik.Ve nitekim öyle de oldu.Yusuf bu sayede gol kazandırdı bize.Ardından penaltı kazanarak da skoru tamamen elimize aldık.İnanılır gibi değildi.Fransa gibi bir takımı eleyebilmiştik.Bunu ben tek başıma değil Şenol Hoca'nın yardımı ile başardım.Her zaman saygı ile Hocamı anarım..
    Spoiler: Fransa ile 2.maç 


    2014 yılının son maçını ise Sırp gençlerle evimizde oynadık.Güzel ve verimli bir maç oynadık.Ama o maçı izlemek için yurt dışından hatırı sayılır sayıda gözlemci gelmişti.Bu oyuncularımı ister istemez pozitif olarak etkiledi.
    Spoiler: Sırbistan maçı 



    Avrupa Şampiyonası grupları çekimine yine Emre Aşık ile gitmiştik.Kura yine zor gibi görünüyordu ve kameralar bize doğru çevrilmişti.Emre Hoca ile birbirimize baktık ve gülümsedik.Artık manşet olarak bunu kullanırlar..
    Spoiler: Avrupa Şampiyonası grupları 

  6. #6

    Default

    Şampiyona öncesinde takım uyumunu arttırmak ve kazanılan maçlarla takımın kendine olan güvenini arttırmak için düşük seviyeli takımlar ile de hazırlık maçı ayarlamıştık.Güzel bir hazırlık dönemi geçiriyorduk aslında.Takım giderek ritmini buluyordu.Alınan sonuçlarla beraber bize olan merak giderek artmaya başladı.
    Spoiler: Hazırlık maçları 



    Hazırlıklarımıza devam ederken profesyonel menajerlik hayatımın ilk teklifini de aldım.Hem de çok sürpriz bir ülkeden.Ama tabi ayrılmak için çok erkendi.Avustralya her zaman kalbimde ayrı bir yere sahip olacak..
    Spoiler: İlk teklif 



    Günler geçip giderken takım listesini verme zamanımız gelmişti.İnanın listeyi oluşturmam günler sürdü.İnce eleyip sık dokuduk.Ama sonunda sisteme göre bir liste oluşturduk.Vermeden önce son kez Fatih Hoca gözden geçirdi.Olabilecekler arasında en iyi seçimler olduğunu söylemişti.
    Spoiler: Avrupa Şampiyonası takım listesi 



    Biz Şampiyona için uğraşırken ligde şampiyon olan ve 4. yıldızı takan takım Galatasaray oldu.Asıl sevindirici haber ise play-off'lar sonunda Süper Lig'e Adana Demirspor'un yükselmesiydi.Stadyumda yerimi almıştım.Denizli ile oynanan final adına yakışan cinstendi.Normal süresi 2-2 biten maç önce uzatmaya ardından penaltı atışlarına gitti.O anları unutmak mümkün değil.Kalbim yerinden çıkacak gibiydi.Takım Ünal Hoca ile birlikte harika bir iş başarmıştı.O kadro içerisinde olmak için neler vermezdim ki...

    Şampiyona için artık hazırdık.Oyuncularım ve ben artık dayanamıyorduk.Bir an önce ilk maçımız olan Almanya karşılaşmasını bekliyorduk.Nitekim maçlar başladı ve güzel bir oyun ortaya koyduk.Grupta iyi sonuçlar elde ettik ve adımızı üst tura yazdırdık.Yani yarı finale çıkmıştık.Ama gruplarda Almanya ve İtalya karşılaşmalarında son dakikalarda yenilen goller canımızı çok yakmıştı.Oyuncular fazlası ile yorgundu ve üzerine de bu şampiyona fazlası ile zorlayıcıydı.Ama maç bitti derken yenilen 2 gol aşırı can sıkıcıydı.Burada asıl sebep genç oyuncuların tecrübesizliğiydi.
    Spoiler: GRUP MAÇLARIMIZ 



    Yarı finalde biz İngiltere ile eşleşmiştik.Diğer eşleşme ise Hollanda-İtalya şeklindeydi.Zor bir kuraydı bizim için.Çünkü İngilizler artık altyapıya daha fazla önem veriyorlardı.Ve oyuncuların fiziği ve kondisyonu üst seviyedeydi.Şansımız her şekilde vardı ama ne kadar olabilirdi ki.Elimizden geleni yaptık ama erken yediğimiz kırmızı kart tüm oyun planımızı bozdu ve sonuç da kaçınılmaz oldu.Maç sonunda soyunma odasında o kadar sinirliydim ki tüm hırsımı Koray Günter'den aldım.Hem takımı İngiltere gibi bir takım karşısında 10 kişi bırakmıştı ; hem de penaltıya sebep olmuştu.Bu nasıl affedilir bir hata olabilirdi ki..Kendisi de bana saygısızca cevap verince ikimiz de birbirimizin üzerine yürümüştük.Hey gidi günler..
    Genç oyuncuya nasıl bu şekilde davrandım hala aklım almıyor ama o şekilde elenmek canımı çok yakmıştı.Fatih Hoca sonrasında araya girse de Koray'ı bir daha kadroya almadım.Bu şekilde bir sorumsuzluğu kabul edemezdim.
    Spoiler: İngiltere maçı 


    O aşamaya gelmek bile başarıydı bizim için.Takdir de edilmiştik.Ama ben başarıya açtım ve daha iyisini başarabileceğimizi bilmek içten içe beni kemiriyordu.Koray olayı günlerce konuşuldu.Hem Koray hem ben bu şekilde gündeme gelerek fazlası ile yıprandık.Ama ben kendisinden çok şey istememiştim.Sadece sahaya çıkıp görevini yapacaktı.Onun hatasından gol yesek yine de sorun olmazdı.Ama takımı eksik bırakıp rakibe bedavadan gol vermek aşırıya kaçmaydı.Aklıma geldikçe hala sinirleniyorum..
    Spoiler: Turnuva sonu görünüm 

  7. #7

    Default

    Anlatım da kariyer de çok hoşuma gitti. Başarılar dilerim

  8. #8
    Nesil
    2008
    Yer
    Tarsus/Mersin
    Yaş
    43
    Mesajlar
    4,483

    Default

    Güzel gidiyorsun hocam. Artık Fatih hoca emekli olunca yerine geçersin.

  9. #9

    Default

    Quote Originally Posted by pusathan01 View Post
    Güzel gidiyorsun hocam. Artık Fatih hoca emekli olunca yerine geçersin.
    hiç birşey belli olmaz hocam ; zaman ne getirirse artık



    Quote Originally Posted by kerim1990 View Post
    Anlatım da kariyer de çok hoşuma gitti. Başarılar dilerim
    teşekkür ederim kardeşim aynen devam edeceğiz bakalım nasıl yol alacağız..

  10. #10

    Default

    Turnuva sonunda Ntvspor'un yayın konuğu olmuştuk.Ben , Levin Öztunalı , Atila Turan , Ozan Tufan , Bilal Basacikoğlu , Salih Uçan , Kaan Ayhan ve Koray Günter'di.Turnuvada etkili olan isimler yer almıştı.Güzel bir sohbet ortamı vardı.Bağış Erten ve Banu Yelkovan'ın konuğuyduk.Telefon bağlantıları oluyordu, canlı yayın konukları geliyordu.Emekli oyuncular , teknik direktörler , A Milli oyuncular..
    Çok sıcak bir ortam oluşmuştu.Aile toplantısı yapıyor gibiydik.Konu dönüp dolaşıp İngiltere maçına geldi.Ve yine o an aklıma gelince gerilmiştim.Koray'ın da suratı asıldı.Ve twitter hesabından bir seyircinin sorusu ile ortam adeta buz kesti.Soyunma odasında neler yaşandığını sormuştu.Haliyle merak edilen ama kimsenin soramadığı soruydu.Sonunda bir kişi sormuştu.Ve cevap verilmeden olmazdı.Olayı olan biteni ile kaptan Levin'e anlattırdım.Çünkü Koray yada ben anlatsam taraflı anlatıyor gibi olurduk.Olay anlatıldı ve kısa bir sessizlik oldu.Ardından ben Koray için ; "U21 ile tecrübe kazandı.Artık geri kalan tecrübesini kendi kulübünde ve Fatih Hoca A Milli takıma çağırırsa orada kazansın.Ben eğer görevde kalırsam onu takıma dahil etmeyeceğim" dedim.Bu sözler üzerine büyük bir tepki çektim.Sonuçta Koray zaten yaş sınırından dolayı sadece 2 ay daha takıma çağırılabilirdi.Bu süre zarfında zaten 2 maçımız vardı.Birisi Hazırlık maçıydı.Niye bu kadar abartılıp büyütüldü hala anlamıyorum.Kimse yaş sınırını aklına getirmiyordu.Kötü insan olarak lanse edildim ve büyük tepkiler aldım.
    Program bitmiş ertesi gün olmuştu ama hala konuşulan konu bizdik.Telefonlar sürekli çalıyordu.Herkes röportaj veya açıklama bekliyordu.Sinirlerim artık son sınırındaydı ve öfke ile bir karar vermiştim.Tüm ajanslara ve spor kanallarına mail atarak yarın yazılı bir açıklama yapacağımı söyledim.Ardından Fatih Hocamı arayarak göreve devam etmeyeceğimi söyledim.İlk başta karşı çıksa da konuştukça bana hak verdi.Artık önüme bakma zamanıydı.
    Spoiler: Yazılı açıklama 


    İstifanın ardından pek çok telefon aldım.Ama unutmadığım arama Koray Günter'den gelendi.Genç oyuncu ile çok olumlu bir konuşma yaptık ve aramızda ki soğukluğu düzelttik.Sonuçta ikimiz de farkındaydık ki o maçın stresi aşırı fazlaydı.Finale çıkıp madalya alabileceğimiz bir karşılaşmaydı.Hem genç oyuncular için hemde benim menajerlik hayatım için harika bir başlangıç olabilirdi.Hala o günlere dalıp da Koray'ın pozisyonu aklıma gelince sinirlenmeden kendimi alamıyorum.

    6 Kasım'a kadar herhangi bir kulüple sözleşme imzalamadım.Bu zaman zarfında 2 kulüp yöneticileri ile bir araya gelmiştik.Ama ikisinden de resmi bir teklif gelmedi.İlk konuştuğum kulüp Almanya ekibi Mainz'di.Bu kulüple anlaşamama sebebim takıma defans oyunu oynatmamı istemesiydi.İlk duyduğumda garip gelmişti bana ama şimdi düşününce o zaman ki Bayern , Dortmund , Schalke , Wolfsburg gibi ekiplerin arasında istenilen en makul tercihti.
    İkinci konuşmamız ise Osmanlıspor'un yöneticileri ile oldu.Olumlu geçen bir konuşma olmuştu.Büyük ölçüde anlaşmıştık ama yöneticiler benden yıldız transferi yapmamı istiyordu.Ben ise genç oyuncudan yanaydım.Aramızda tek uyumsuzluk buydu.Ama onlar da sonrasında teklif yapmadı.
    Karabük yöneticileri ise toplantı yapmadan direk teklif yaptılar.Bana güvendiklerini ve başarılara beraber yürüyeceğimize inandıklarını söylediler.Karabük zaten o sene küme düşmüştü ve PTT 1.Lig'deydi.Kadrosunu büyük ölçüde korumuştu ama takım iyi sonuçlar elde edemiyordu.Önce Tolunay Hoca ile konuştuk ve fikir alışverişinde bulunduk.Ardından ise ilk kulüp imzamızı attık.
    Spoiler: Sözleşme detayları 


    Takım ligde 9. sıradaydı.Lig için üst düzey oyunculara sahipti.Ama istenilen başarılar bir türlü yakalanmamıştı.İmza atıp da ilk antrenmana çıkana kadar işimin kolay olacağını düşünüyordum.Ama çok geçmeden gerçeği görmüştüm.Yabancı oyuncular takım içerisinde resmen mutsuzluk kaynağıydı.Alt ligde oynamak istemedikleri için bunu sahaya yansıtıyorlardı.Takım içerisinde ki yıldız oyuncular da onlara ayak uydurunca bu oyuncu topluluğuna "takım" demek anlamsızdı.Sürekli antrenman sonrasında bir oyuncu yanıma gelerek ayrılmak istediğini söylüyordu.Bu durumda yapacak neyim olabilirdi ki?
    Devre arasında ayrılmak isteyen herkese izin verecektim.Bu sözü oyunculara vererek çalışmalarımıza hız vermiştik.Takım iyi oynamaya başlamıştı ama ayrılmak isteyen oyuncuların kendilerini göstermek için bireysel oynamaları puan kayıplarımıza sebep oldu.Devre arasını nasıl getirdim bilmiyorum ama kapris çekmek hiç bana göre değil..
    Devre arasına oyuncu dövmeden geldiğim için şanslıydım.Özellikle yabancı oyuncuları son haftalara doğru kadro dışı bile bırakmıştım.Benden uzak olmaları en iyisiydi.Ama canımı sıkan asıl konu Ahmet İlhan Özek ve Emre Güngör'ün takımdan ayrılmak istemeleriydi.Kendilerine şampiyonolma garantisi verdiğim halde ayrılmada direttiler.Bu durumda daha fazla ne yapabilirdim ki.Onlara da kulüp bulmalarını söyledim.
    Kulüp planlaması yapmam lazımdı.Yabancı oyuncuların ayrılması ile maddi olarak iyi bir gelir elde edecektik.Yaşı ilerlemiş oyuncuları da kulüpten bir şekilde yollayacaktık.Bu sebeplerden dolayı kadroyu gelecek sezona göre kurmak en iyisiydi.Bu duruma uygun olan isimleri resmen tek tek analiz ederek almıştık.Yardımcım olan ama yedek kulübesinde takımı beraber yönettiğimiz Tayfur Havutçu ile günlerce uykusuz kaldık.İnce eleyip sık dokuduk.Bu yıl bu ligden çıkacaktık.Buna inanıyorduk ve başaracaktık.Kadromuzu da seneye Süper Lig'de oynayacak şekilde tasarlayacaktık.
    Spoiler: Ben geldikten sonra oynadığımız maçlar ve puan durumu 

  11. #11

    Default

    Başarılar Karabük'e başarılar mavi ateş başarılar latif hocam futbol basit oyun sadece futbolcular olması gerekeni yapsınlar yeter

    GT-I8160 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

  12. #12
    Nesil
    2008
    Yer
    Tarsus/Mersin
    Yaş
    43
    Mesajlar
    4,483

    Default

    Başarılar dilerim latif hocam.


    iPhone 'den Tapatalk aracılığı ile gönderildi

  13. #13
    Nesil
    2013
    Yer
    Samsun
    Mesajlar
    1,315

    Default

    Gireriz ilk2'ye abi aynen devam

  14. #14
    Nesil
    2012
    Yer
    ADANA
    Mesajlar
    2,593

    Default

    Başarılar Hocam. Hemşerimizi koltuğundan edelim
    ADANA DEMİRSPOR

  15. #15

    Default

    Quote Originally Posted by roomonecool View Post
    Başarılar Karabük'e başarılar mavi ateş başarılar latif hocam futbol basit oyun sadece futbolcular olması gerekeni yapsınlar yeter
    sağolasın kardeşim

    Quote Originally Posted by pusathan01 View Post
    Başarılar dilerim latif hocam.
    sağolasın kardeşim

    Quote Originally Posted by davidalaba27 View Post
    Gireriz ilk2'ye abi aynen devam
    durmak bize yakışmaz kardeşim

    Quote Originally Posted by Ali Hikmet View Post
    Başarılar Hocam. Hemşerimizi koltuğundan edelim
    Herkese yerinden edeceğiz renkdaş , sağolasın

  16. #16

    Default

    İlk yarının tamamlanması ile aklımızda bazı isimler oluşmuştu bile.Sadece bazılarının menajerleriyle ; bazılarının ise kulüpleri görüşecektik.Ama önce Teknik kadroya takviye yapmıştık.Galatasaray ve Milli Takım ile çok özel başarılar yakalayan Hasan Şaş ile anlaşıp antrenör olarak yanımızda yer almıştı.Amacımız hem kadronun hem de benim tecrübe kazanmamızdı.Sonuçta bende çok genç bir hocaydım ve bazen mantıklı kararlar veremiyordum.Hasan Hocanın da Adanalı olması sayesinde çabucak anlaşmıştık.Tayfur Havutçu , Hasan Şaş ve ben takımı adeta tek kişi gibi yönetiyorduk.Ama takımın başında ben vardım ve onlar da buna saygı duyuyorlardı.Hasan Hocaya da danışarak yeni isimlerle imza atmaya başlamıştık.Hatırlıyorum transferin ilk gününde bayağı oyuncu almıştık ve manşetlerde biz vardık.Çünkü aldığımız isimler ses getirecek transferlerdi o zamanın şartları ile..
    Mesela Watermann'ın ayrılmak istemesi ile satmıştık.Onun yerine sağlam bir kaleci almamız lazımdı.Türk oyuncular arasında umduğumuzu bulamadık.Bizde ucuz oyuncuları araştırırken aklıma birden Leali gelmişti.Avrupa Gençler Şampiyonası'nda uzun bir sakatlık yaşamıştı.Bu da kulübünün kendisine bakışını değiştirmiş olabilirdi.Menajeri ile iletişime geçince oyuncunun herhangi bir kulüple sözleşmesinin bulunmadığını ve şu anda boş olduğunu öğrenmiştik.Bu güzel haberin ardından menajerini ve oyuncuyu Türkiye'ye davet etmiştik.Uzun bir sakatlık döneminden çıktığını ve hazır olmadığını söylemişti genç oyuncu.Ama biz kendisine güvendiğimizi ve kulübe katılmasını çok istediğimizi belirttik.Düşünmek için zaman isteseler de tekrar geldiklerinde imza atmak için gelmişlerdi.Bu transferimiz çok ses getirmişti.Dünya basınında da bizden söz etmişlerdi.Çünkü o zamanlarda Leali önemli bir yetenekti.Buffon gibi bir kalecinin varisi olarak düşünülüyordu.
    Kakuta isimli genç bir yıldız adayı vardı o zamanlar.Bir türlü beklenen patlamayı yapamamıştı.Gençler şampiyonasına ben futbolcuyken katılmış ve adından oldukça söz ettirmişti.İngiltere'ye transfer olmuştu ama arkası gelmemişti.Onu da o sene transfer etmiştik.Leali'nin menajeri tavsiye etmişti bize.Ona da bir arkadaşı..Yeteneklerine güvendiğim bir oyuncuydu ve imza attırmasam ilerde pişman olurdum.Onu da bulmuşken takıma dahil edelim deneyelim demiştik.Hatta kendisine sistemde sorumluluk verecektik ki bakalım ne kadar oynamak istiyordu.Bunun da üstesinden başarılı bir şekilde gelmişti.
    Diğer transferlerimiz ise sezon sonunda sözleşmesi bitecek olan isimlerden oluşuyordu.Bu sebepten dolayı onları bayağı ucuz bedellerle takıma kazandırmıştık.Oluşturduğumuz kadro Süper Lig kalitesindeydi o 5 transferle bile..
    Spoiler: Transferlerimiz ve profilleri 


    Takımı güzel toparlamıştık.Süper Lig kalitesinde takviyelerdi.Ama defans hattı hala sorundu.Bu sorunu da çözmek için takımda hala canla başla mücadele eden Servet Çetin gibi bir tecrübeye danışmadan olmazdı.O da bizlere 2 tane kulüplerinde mutsuz olan oyunculardan bahsetti.Önce kulüpleri ile sonra da kendileri ile anlaşmaya vararak 2 önemli stoperi kadroya katmıştık.Artık durdurulamaz bir güç olduğumuzu biliyorduk.Yabancıların ayrılmak istemesi bizim için şans olmuştu.PTT 1.Lig o zamanlardan beri hala o kadar etkili bir kadro görmedi, görmez de..
    Spoiler: Transferler 


    O kadroyu hatırladıkça hala heyecanlanırım.Çünkü heyecanlanmamak elde değildi ki.İlk sene takım uyumunu yakalayıp 2. sene Süper Lig'de hızlı bir başlangıç yapmak istiyorduk.Tam aradığımız oyunculara denk gelmiştik.Yabancılarımız ise başarıya aç ; 2. şanslarını en iyi şekilde kullanmak isteyen oyunculardı.O kadroya son anda sol bek takviyesi yapmıştık.Onu da Kakuta'nın menajeri sayesinde kiralamıştık.Chelsea gibi bir takımdan oyuncu kiralamak reklam açımızdan da olumlu sonuçlar vermişti.3 tane yabancı oyuncumuz vardı ve 3'ü de genç birer yıldız adayıydı.Chelsea yönetimi ile bu transfer sayesinde aramızı pekiştirmiştik.O zamana kadar dayanır bizim dostluğumuz.
    Spoiler: Son transferimiz , transfer geçmişimiz ve kadromuzun durumu 

  17. #17
    Nesil
    2008
    Yer
    Tarsus/Mersin
    Yaş
    43
    Mesajlar
    4,483

    Default

    Kakuta çok iyi bir tercih olmuş


    iPhone 'den Tapatalk aracılığı ile gönderildi

  18. #18
    Nesil
    2010
    Yer
    İZMİR
    Yaş
    32
    Mesajlar
    2,976

    Default

    ne gelir elde ettin be latifim.

  19. #19

    Default

    Latif Hâlâ Olgunlaşmadın mı Yahu Olgunlaşta Şu Taktiğini Kullanalım Artık Olmaz ki Böyle


    En Tehlikeli İnsan Az Anlayıp Çok İnanandır. "A.Çehov"

  20. #20
    Nesil
    2006
    Yer
    istanbul
    Yaş
    35
    Mesajlar
    641

    Default

    başarılı bir sezon geçirmen dileğiyle ben kakuta'dan bu seride verim alamadım
    aldığını kaleye vurma çabası içerisinde hep
    takım oyuncusu olma niteliğine sahip değil bence gerçi o zaman aklıma gelse ver-kaç çalıştırırdım aklında bulunsun hocam
    diğer tranferlerin çok iyi leali yi catania da kullanıyorum seri a da iyi işler çıkartıyor
    kolay gelsin

  21. #21
    Nesil
    2012
    Yer
    ADANA
    Mesajlar
    2,593

    Default

    Para tavan yapmış hocam
    Emre, gökay güzel gençler
    ADANA DEMİRSPOR

  22. #22

    Default

    Quote Originally Posted by Ali Hikmet View Post
    Para tavan yapmış hocam
    Emre, gökay güzel gençler
    Quote Originally Posted by devilshand View Post
    başarılı bir sezon geçirmen dileğiyle ben kakuta'dan bu seride verim alamadım
    aldığını kaleye vurma çabası içerisinde hep
    takım oyuncusu olma niteliğine sahip değil bence gerçi o zaman aklıma gelse ver-kaç çalıştırırdım aklında bulunsun hocam
    diğer tranferlerin çok iyi leali yi catania da kullanıyorum seri a da iyi işler çıkartıyor
    kolay gelsin
    Kakuta çok şey beklediğim bir isim..Neredeyse her seride alır kullanırım.Önceki kariyerimde iyi verim almıştım.Bakalım Karabük'te neler yapacak?

    Quote Originally Posted by BaGa TaRKaN View Post
    Latif Hâlâ Olgunlaşmadın mı Yahu Olgunlaşta Şu Taktiğini Kullanalım Artık Olmaz ki Böyle
    Olgunlaşmak zaman alıyor hocam biliyorsun Süper Lig'in ilk sezonunda kullanalım da ardından konumuzu yollar onayımızı bekleriz

    Quote Originally Posted by Ali Hikmet View Post
    Para tavan yapmış hocam
    Emre, gökay güzel gençler
    Quote Originally Posted by urwrdskkn View Post
    ne gelir elde ettin be latifim.
    Yabancılar sağolsun

    Quote Originally Posted by pusathan01 View Post
    Kakuta çok iyi bir tercih olmuş
    Bende öyle düşünüyorum kardeşim bakalım neler yapacak.

  23. #23

    Default

    Anlatımın çok güzel keyifle okudum ve merakla devamını okumayı bekliyorum.

  24. #24

    Default

    Kalan onbeş maçımız vardı.Transferlerimizi ise üst seviyeye çıkarmıştık.Sattığımız oyuncular sayesinde hem maaş , hem de transfer bütçemiz rahatlamıştı.İkinci yarıya artık hazırdık.Yeni transferleri takıma yavaş yavaş değil bir anda dahil etmiştik.Pas yüzdemiz ilk başlarda sıkıntıya girse de sonrasında güzel toparlamıştık.Maç oynadıkça anlıyorduk ki bu lig bize az geliyordu.Gazetelerde , spor haberlerinde sürekli bizden bahsediyorlardı.Oyuncuların havaya girmemesi için tek tek ilgileniyorduk.Çünkü onları Süper Lig'e hazırlıyorduk.Deyim yerindeyse ; "kamçılıyorduk".

    O zamanlar tek sıkıntımız Süleyman Koç'un performansıydı.Oyuncunun Almanya'da yaşadığı sıkıntılar Türkiye'ye transfer olunca gün yüzüne tekrar çıkmıştı.Oyuncumuzu adeta yıprattılar.Bu da onun performansına yansıyordu.Üstesinden gelmesi için 1 hafta izin vermiştik.Hatta psikolojik destek bile almasını sağlamıştık.Atlattığı şeyler kolay değildi çünkü.Bizim kamuoyunda da spor gazeteciliği magazin ve skandal olarak algılandığı için toparlamak zor oldu.Kendisine çok güveniyorduk ve iyi bir bedel ödemiştik.Yarım sezon boyunca bu sıkıntıyı atamadı üzerinden.

    Sezonun ana konusu bizdik.Sürekli bizden bahsediliyordu.Oyuncularımı izlemeye sürekli gözlemciler geliyordu.Yabancı basında bile performansımız konuşulur hale gelmişti.Özellikle o yıl Leali ve Kakuta göz bebeği haline gelmişti.Kakuta ilk geldiğinde Amerikalı oyuncu Adu'ya benzetilmişti.Sadece ismi biliniyor oynadığı futbol bilinmiyordu.Onun da yolu 1.Lig'den geçmişti ve sıradan bir yabancı olarak ayrılmıştı ülkeden.Kakuta için de aynı beklenti vardı.Ama gen oyuncu kendisine resmen hayran bırakmıştı.Leali ise geldiği ilk zamanlar sakatlığının etkisinde olduğunu belli etti.Ama takıma alıştıktan sonra psikolojik olarak futbola aç olduğunu anladı ve adeta gol yememeye yemin etmişti.

    Oynadığımız futbol sayesinde bende adımdan daha fazla söz ettirmeye başlamıştım.Takıma aşıladığım sistem sayısız spor programında analiz edildi saymadım.Sistem öyle bir uyum sağlamıştı ki buna ben bile şaşırmıştım.Basında ister istemez ilgi odağı yapmıştı beni.Yabancı basında bile sistemimizden bahsedilmeye başlanınca menajerlik kurslarına daha fazla katılmaya karar vermiştim.Ve ilk defa o sezon yurt dışı kurslarına katılmaya başladım.Kurslara başlayınca anladım ki öğrenmenin yaşı da yok zaman da.Çünkü kurslara katılanları görünce ağzım açık kalmıştı.Dünyaca ünlü isimler, idol olarak gördüğüm isimlerle aynı kurslara gidiyordum.Onlarla bu sayede tanışabilecektim.Fikir alışverişlerimi birebir kendileri ile tartışabilecektim.Bu bana kursun kazandırdıklarından daha fazla deneyim kazandıracaktı.

    Zidane gibi bir futbol efsanesi ile aynı salonda aynı futbol bilgilerini kazanıyorduk.Düşünsenize ; kendisi Real Madrid gibi bir takımın parçası.Ben ise 1.Ligde mücadele eden bir hoca.Kendisini yakalamışken muhabbet etmeden olmazdı.Nitekim güzel muhabbet kurduk ve hala dostluğumuz devam etmekte.Fazlası ile fikir alışverişinde bulunduk, maç kasetleri izledik.Ben kendisinden tecrübe öğrenmiştim, o ise benden sistem hakkında bilgi alıyordu.Ama bana en önemli akıl vermesi Kakuta konusunda olmuştu.Kakuta'yı zamanın Juventus'unda takımın omurgası olan Nedved tarzında oynatmamı tavsiye etmişti.İlk söylediğinde ne demek istediğini anlamamıştım ama sonrasında Nedved'in maç kasetlerini izleyince ne demek istediğini anlamıştım.Ve nitekim Nedved'in Juve'yi taşıdığı gibi Kakuta da bizi taşımıştı.

    Spoiler: 2. yarının fikstürü ve sezon sonu oluşan puan durumu 


    Spoiler: Oyuncu verileri 



    Rüya gibi bir sezon geçirmiştik.Rekorları alt üst ederek zirveye yerleşmiştik.Özellikle Emre Güral forvette çok iyi işler çıkarmıştı.Menajerlik hayatımın ilk önemli başarısını o zaman yaşamıştım.Gelecek sezonun planlamasına şampiyonluk kutlamalarının ertesi günü başlamıştık.Tüm takım izinde iken Tayfur Havutçu, Hasan Şaş ve ben transfer araştırması yapıyor , menajerler ile iyi bir yakınlık kurmaya çalışıyorduk.Kıtaları paylaşmıştık en sonunda.Listemizdeki isimler o kadar alternatifliydi ki en sonunda ayrı ayrı transfer çalışmalarına başlamıştık.Haklarını asla ödeyemem.

    Yeni sezonun hazırlıklarına başlamadan 1 hafta önce yönetimle bir araya geldik.Gelecek sezonun planlamasını anlattık ve transfer listemizi kendilerine verdik.Oluşturduğumuz isimler kulübe gelmek için anlaştığımız kişilerdi.Yöneticilere sadece maddi kısım kalmıştı.Parasal konuda anlaşıp imza attıracaklardı.Ama yönetim bizi büyük bir hayal kırıklığına uğratmıştı.Çünkü maddi olarak kaynak yaratamadıklarını ve kısıtlı bir bütçe ile yola devam etmemizi istemişti.Başımdan kaynar sular dökülmüştü adeta.O kadar emeğimiz boşa gitmişti.Araştırdığımız oyuncularla konuşmaya giderken bile kendi cebimizdeki para ile gitmiştik.

    Yönetimle hararetli bir toplantı yapmıştık.Zaman zaman sesim bile yükselmişti.Yaş olarak çok küçüktüm ve bu terbiyesizliği de yapmıştım.Ama kolumu kanadımı kırmışlardı.Bütçemiz neredeyse yok denecek kadar azdı.Eğer ki çok genç bir menajer olmasaydım ve Milli Takımla sorunlu bir şekilde ayrılmasaydım Karabük şehrini o toplantının ardından terk ederdim.Buradan da sözleşmemi tamamlamadan istifa edersem menajerlik hayatıma büyük bir darbe vururdum kendi ellerimle.Bu düşünce sayesinde takımda kalmıştım ama işim zordu.Çünkü emeklerimin karşılığı bu olmamalıydı.

    Tayfur Hoca ve Hasan Hoca ile bir araya gelerek listemizi adeta yeniden yapılandırdık.Önceden olumlu yanıt aldığımız oyuncuların menajerlerini arayarak transferin gerçekleşmeyeceğini söyledik.Nedenini ise yönetimsel olarak anlattık.Eğer ki menajerlere geri dönmeseydik onlar arasında mimlenirdik.Sevilmeyen kişi olarak kulaktan kulağa anlatılırdık.Bu da bize maddi olarak yansırdı tabi.Oyuncularını yollamak istemezdi menajerler.Ama geri dönüş yapmamız ileriye dönük olarak getirisi oldu bana.Karabük'te değil ama çalıştırdığım diğer takımlarda işime fazlası ile yaradı.

    Kampa başlamıştık ama daha imza attığımız bir kişi bile yoktu.Çünkü aradığımız isimler nokta transfer olmalıydı.Bundan dolayı ince eleyip sık dokuyorduk.Maddi kısım iyi terletiyordu bizi.Takımda sözleşmesi biten oyuncuların da ayrılması ile sayıca çok azdık.Kamp yapmak için şehir bile seçmemiştik.Transferler kampta olmadıktan sonra ne kazandırabilirdi ki bize.Çalışmalarımıza hız verdik ve kadromuzu şekillendirmek için zamanla yarıştık.

  25. #25
    Nesil
    2013
    Yer
    Ankara
    Yaş
    28
    Mesajlar
    2,544

    Default

    Değişik ve hoş bir anlatım tarzı olmuş.

  26. #26
    Nesil
    2008
    Yer
    Tarsus/Mersin
    Yaş
    43
    Mesajlar
    4,483

    Default

    İkinci yarıyı namağlup bitirmişsin. Şampiyonluk için tebrikler.


    iPhone 'den Tapatalk aracılığı ile gönderildi

  27. #27

    Default

    Quote Originally Posted by RodiMood View Post
    Değişik ve hoş bir anlatım tarzı olmuş.
    Quote Originally Posted by pusathan01 View Post
    İkinci yarıyı namağlup bitirmişsin. Şampiyonluk için tebrikler.
    teşekkürler

    Quote Originally Posted by 33avci33 View Post
    Anlatımın çok güzel keyifle okudum ve merakla devamını okumayı bekliyorum.
    Teşekkürler hocam sağolasın.Bende bu şekilde kariyer yapmayı daha çok sevdim ne yalan söyleyeyim

  28. #28

    Default

    Yönetimin bizi zor durumda bırakması ile gecelerimiz uykusuz geçti.Takım toplanmıştı ama bir avuç futbolcudan oluşuyordu.Daha imza attırdığımız bir kişi bile yoktu.Bu durum oyuncular arasında da köşelerde konuşulan konu haline gelmişti.Biliyorduk ama engel de olamıyorduk.Sonuçta topu yönetime atamazdık.Oyuncular bu sefer maaşlarını alamama telaşına girerdi.Sezon başında böyle bir motivasyon kaybı olumsuz etkilerdi bizi.

    Çoğu oyuncularımıza teklifler geliyordu.Özellikle Leali ve Kakuta için gelen teklifler oldukça cazipti.Ama onların yerine daha az kalitede bir oyuncu alamazdık.Araştırmalarımızı yapsak da daha iyisini bulamadığımız için teklifleri reddetmiştik.Kabul etsek işimizi daha da zora sokardık.Ama Musa Çağıran ve Erkan Kaş gibi kulübün önemli yerli oyuncuları yabancılar kadar yüreğini ortaya koyamadı.Transferlerin geç yapılmasının ardında ki olayları tahmin etmişlerdi ve ayrılmak istediler.Uzun ikna etme çabalarımız olsa da işe yaramadı.Mutsuz oyuncuların kadroda yer almasını da göze alamazdık.Kendileri ile yollarımızı ayırdık.İyi bir gelir elde etsek de yönetimden bize bir etki olmadı.

    Bonservis bedeline ödenecek paramız yoktu.O kadar gelir elde etmemize rağmen, şampiyonluktan gelen primlere rağmen yokluk çekiyorduk.Bu durumda en uygun olan ; bonservisi elinde olan isimleri analiz etmekti.Güzel de bir liste oluşturmuştuk ama maaş istekleri canımızı sıkıyordu.Pek çok oyuncu ile bu sebepten dolayı el sıkışamadık.Kadroya güzel oyuncular katsak da yerli oyuncu sıkıntımız epey can sıkıcıydı.Defansa katkı yapmak için transferin son gününü beklemiştik.Yerli oyuncularda istediğimiz kalitede bir isim bulamayınca yabancı isimlere yönlenmiştik.
    Spoiler: Transferlerimiz 



    Emre Çolak transferimiz oyuncunun bizi istemesi sayesinde gerçekleşmişti.Galatasaray'da fazla forma şansı bulamıyordu ve futbola açtı.Kulüpten alacaklarından feda ederek bonservis bedelini minimuma indirdi.Cüzzi bir ücretle imzayı attık.

    Sinan Bolat ve Jem Karacan milli takımda oynayan iki oyuncumuzdu.İkisi de futbol hayatlarını yurt dışında sürdürüyorlardı ve kadro dışı bırakılmıştı.Kaçırmak istemedik ve çok kısa bir zaman zarfında imza attık.Sinan çok iyi bir alternatif olacaktı.Jem ise orta sahayı toparlayacak isim.Senaryoyu hemen hazırlamıştık imza sonrasında.

    Diğer transferlerimiz ise kesinlikle aklımızda olmayan isimlerdi.O zamanın şartlarında mecburiyet bizi buna itmişti.Oyunculara kesinlikle birşey demiyorum.Onlar o zamanın şartları ile ellerinden gelen herşeyi yaptılar.Fazlası ile alınteri döktüler.Haklarını hiçbir zaman inkar edemem.Ama o transfer sezonu benim en büyük hayal kırıklığımdı.
    Spoiler: Oyuncuların profilleri 



    O sezon gerçekten zor zamanlardı.Cuevas gibi geleceğin yıldızı olarak gösterilen bir oyuncuyu kadroya dahil edememiştim.2 sezonluk kiralama durumumuz vardı.Ama defansın göbeğine takviye yapmamız daha ciddi problemdi.Yerli oyuncu bulamayınca yabancı oyuncu ile anlaşmıştık.9 yabancı oyuncumuz olduğu için 1 kişi dışarıda olacaktı.Cuevas'ın anlaşmasını da iptal edemiyorduk.Bu sebeple kadroda yer alamamıştı.Kayıt edemediğimiz gibi sözleşmeyi de iptal edemedik.Sadece antrenmanlara katılmıştı.
    Spoiler: Kadromuz 
    Sezona o yıl çok sağlam başlamıştık.İlk maç Beşiktaş'laydı.Süper bir maçtı bizim için.Dar kadromuza rağmen net skor almıştık ve ardından devamı gelmişti.Ama Eskişehir ile bir maç yaptık ki..
    Kakuta 5 ay, yerine giren Bressan ise 1 ay sakatlandı.Ardından Mustafa Yumlu'nun da Bursa deplasmanında 1 ay sakatlanması bizi tepetaklak etmişti.Mecburen sistemden tavizler verdik.İstanbul takımları ile oynamak da bizi adeta saf dışı bıraktı.Fener maçında uzatmada yediğimiz gol canımızı çok yakmıştı.Bu durumlara rağmen yine de yolumuza iyi devam ediyorduk.
    Spoiler: Fikstür ve puan tablosu 

  29. #29
    Nesil
    2008
    Yer
    Tarsus/Mersin
    Yaş
    43
    Mesajlar
    4,483

    Default

    Yeni çıkmana rağmen gene iyi iş çıkarmışsın. Sakatlıklar hiç iyi olmamış.


    iPhone 'den Tapatalk aracılığı ile gönderildi

  30. #30

    Default

    Yeni çıkmış bir takım için gayet iyi sonuçlar. Bence seneye biraz ekonominin de düzelmesiyle sağlam takviyeler yapıp şampiyonluğa oynayabilirsin

Sayfa 1 / 2 12 SonSon

Bu Konuya Ait Etiketler

Mesaj Yetkileri

  • You may not post new threads
  • You may not post replies
  • You may not post attachments
  • You may not edit your posts
  •