Kuzey Kıbrıs'ta Bir Yeniden Doğuş...
Takımın genel olarak kötü gittiği bir dönemde; gösterdiğimiz kötü performanslar sonrasında bir grup holigan tarafından linç edilmiş, ayak bileğime aldığım bir darbe ile acı içinde yere yığılmış ve sonunda gözümü hastanede açmıştım.
Yaklaşık 1 ay komada kalmış, ayak bileğimde çok parçalı kırıklar oluşmuş, kaburgalarımda ve kafatasımda da çatlak meydana gelmişti. Bu olay sonrası futboldan bir süre uzaklaşmıştım. Hayatım büyük sekteye uğramış, psikolojik olarak büyük bir yıkım içindeydim.
Bir süre sonra İstanbul'daki doktorlarımın tavsiyesi ile Lefkoşa'daki bir merkezden destek almaya başladım. Bu merkeze gitmek her ne kadar benim için zor olduysa da benim tekrardan futbola dönmemde etkili oldu. Bu merkez Şehit Hüseyin Ruso Stadyumu'nun yanı başındaydı. Küçük bir ülke olduğu için stadıda buna bağlı bir küçüklük içindeydi. Yaklaşık 2000 kişilik bir staddı.
Yaklaşık 1 sene sonra futbolla daha fazla içli dışlı olmaya başlamış, Küçük Kaymaklı TSK'nın oynadığı bu stada zaman zaman gelmeye başlamıştım. Tabi bu uzun süren seanslar sonrası psikologumun beni teşvikiyle olmuştu. Ayağımdaki kalıcı problem dışında artık kendimi iyice geri dönmeye hazır hissediyordum.
Zamanla takımın renkleride beni cezbetmeye başlamış ve bu taraftarı az ama başarıları büyük takımın büyük taraftarlarından biri olmuştum. Birazda tanıdıklarımı araya sokarak kulüp başkanı ile tanışma fırsatı buldum.
Gel zaman git zaman az sayıda taraftar olunca çok sayıda maddi problemler doğmaya başladı. 2013/2014 sezonu ortasında ise takımda toplu bir istifa yaşanmış ve teknik kadro işi bırakmıştı. Yönetici Mustafa Kaplan uzun bir süre teknik direktör aramış ancak bulamamıştı. Bu kulübün bir taraftarı ve eski bir futbolcu olarak, takımın yönetimini üstlenebileceğimi bir konuşmamızda kendisine ilettim. Şaşkınlıkla birlikte bu teklifimi değerlendireceğini söyledi.
Kendisi Kıbrıs'ta tanınan hala TD lisansı bulunuan biriydi. Bunuda göze alarak takımı 2. yarının ortasından itibaren yönetmeye başladı. Ligin iddialı takımlarından biriydi aslında. Ancak bu dönemde kan kaybetmiş ve toparlanmaya ihtiyacı vardı. Bana takımı direk teslim edemeyeceğini ancak yanında bir süre denemek için yardımcı olarak çalıştıracağını söyledi. Bu dönemde takımı beraber bir şekilde ayakta tutmayı başarmıştık.
Bana güveni artmış ve yeni sezonda takımı emanet edeceği birini bulmuştu. Yeni sezonda artık takımdan ben sorumlu olacaktım. Tek başıma. Renklerine sevdalı olduğum memleketimin renklerine bu sefer uzak diyarlarda kavuşmuştum. K.Kaymaklı TSK artık bana emanetti....
Kuzey Kıbrıs Federasyonu içinde FIFA'dan çok sevindirici bir haber gelmiş, UEFA - FIFA ortak kararı ile Dünya Kupası ve Avrupa Şampiyonası'na katılım hakkı verilmişti. Ancak bir eksik vardı. Milli takımın teknik direktörlük koltuğu boş durumdaydı. Mustafa Kaplan'a uzun süren kamuoyu baskısı olmuştu milli takımın başına geçmesi için. Ancak şok bir öneriyle karşılaşmıştım.
Federasyona yapılan görüşmeler sırasında benim adımı vermiş ve hiç beklemedğim bir teklifin önünü açmıştı. Hiç düşünmeden kabul ettim bu teklifi. Kaybedecek birşey nede olsa yoktu.
Kuzey Kıbrıs ve Küçük Kaymaklı... Bu küçük ülkenin büyük tarihinde adım ya var olacak yada tamamen yok olacak...
