İş çıkışında,eve doğru yürürken sağ tarafımdan sevinç sesleri yükseliyor.Saatime bakıyorum,saatin 22:00 olduğunu farkediyorum.Bakmaya çekiniyorum açıkcası,bir eylemin bana zarar verebilmesinden korkuyorum.Adımlarını olabildiğince hızlandırıyorum.Ama sonunda o tarafa baktığımda,yeşil beyazlı formaların sevincini görüyorum.Ellerin de pankartlar,şampiyonuz diye seviniyorlar.Daha sonra hatırlıyorum,bugün iş yerinde konuşulanları.Şampiyonluk maçının bugün olduğunu,şehrimizin iyi bir iş başardığını...
Biraz arkamda ki banka ilerliyorum.Oturuyorum,işteki yorgunluğum burada tamamen gidiyor.Çünkü bu adamların sevinçleri,sizi de neşelendiriyor.Vaktin geçliğinden,orada geçirdiğim 15 dakika bana fazla geliyor.Eve koşarak gidiyorum.
Çocukların uyuduğunu farkediyorum,sessiz ol diyor hanım.Başımla onaylıyorum.İçeri de ki odaya geçince babam beni selamlıyor.Elini öpüyorum,karşısına geçiyorum.Karım,sohbeti başlatıyor.
'' Paran var mı? Faturalara para lazım. ''
''Al,bu kadar çektim bankadan.''
Cebimdeki 100 lirayı karıma uzatıyorum.Sadece 20 liram kalıyor,ama alışkın olduğum birşey bu.Darboğaz geçiniyoruz.Sonra babam;
'' Aferin oğlum,iyi ki yetiştirmişim seni,herkesin senin gibi oğlu olsun. ''
Bu sözlerden sonra,gururlanıyorum.Sessizce odama geçiyorum,iş yerinin bana verdiği uyduruk bilgisayarı açıyorum.Aklımda sadece o yeşil beyazlıların sevinci var,internete giriyorum gerçekten şampiyon olmuşlar.Sonra küçükken taraftarı olduğum Beşiktaş'ı arıyorum,hiç de içaçıcı durumda değiller.Üzülüyorum.
Tam bilgisayarı kapatacakken,aklıma küçükken oynadığım menajerlik oyunları geliyor.İnceliyorum,fiyatları epey yüksek.İstemeyerek korsana yöneliyorum.Oyunu indirmem 1 saat alıyor.Sessiz bir odaya geçiyorum,şaşırıyorum bu gelişmişliğe.Gelen Türkçe dil desteği,profilini oluştururken gelişmiş ayrıntıların hepsi beni etkiliyor.Tüm bilgileri tamamladıktan sonra,düşünmeden Beşiktaş'ı seçiyorum.Futboldan uzak,oyunlarına oldukça yakınım...
İnternet'e girip taktiklere bakıyorum,bir kaç taktik gözüme çarpıyor.Bir tanesini indiriyorum,oyuna aktarıyorum.Sonra kadroda ki profilleri inceliyorum.Hatırladığım kadarıyla bir taktik oluşturuyorum.Oyunun başında saatlerimi harcıyorum.
3-4 gece boyunca her iş çıkışı Football Manager 2015 oynuyorum.2 sezon bitiriyorum,oyundaki yeni oyuncuları keşfediyorum.Oyun bana çok zevkli geliyor,oynadıkça gerçek hayatta ki futbola da daha çok yaklaşıyorum.İnternette gezinirken,Beşiktaş'ın kötü sezonun ardından yeni bir teknik hocayla anlaşmak istediğini okuyorum.Başvurular için tıklayın yazıyor.Şaşırıyorum,internetten hoca mı seçiliyor yahu? diyorum.Ama gerçekten seçiyorlar,zaten seçilmem diyerek formu dolduruyorum,aslında içimi muhteşem bir heyecan kaplamış.
Diğer 2 gün yine oyunla geçerken,3 gün sabahı Beşiktaş teknik direktör mülakatları için İstanbul'a çağrılıyorum.Aileme anlatıyorum durumu destekliyorlar beni.Kazanırsam mülakatları,hayatımız kurtulacak.Çocuklarım başka çocuklara özenmek zorunda kalmayacak.Günü cebimdeki 5-10 lira parayla,geçirmeyeceğim aklıma geldikçe umutlanıyorum.İşe gidiyorum,yarın ki mülakata çalışmak için izin isteyeceğim patrondan.
Yanına ilerliyorum;
'' İsmail bey,ben 2 gün izin isteyecektim sizden.Senelik iznimden kesilsin. ''
'' Yav Emir bak işine,dalga mı geçiyorsun benimle? Kaç liralık adamlıksın da gelip burda benden izin istiyorsun? ''
-Ufak bir gülücük.-
Sonra sert bir yumruk vuruyorum masaya.Masayı çeviriyorum,fırlatıyorum duvara.Hızlıca güvenliği çağrıyor,kovuldun diyor.Kovulduğuma sevinçliyim aslında,çünkü kovulunca tanzimat,işşizlik parası alacağım.Rahata kavuşacağız.Koşarak eve gidiyorum,aileme anlatıyorum herşeyi.Şaşırsalar da elimdeki paralardan mutlular,ne diyeceklerini bilemiyorlar.Kendimi odama kilitliyorum,gün boyu mülakata çalışıyorum.Gece uyuyorum,sabah için hazır olmam gerek...
Kuralları okudum,kabul ediyorum...
Saygılar,selamlar merhabalar.